Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Usain Bolt: Partileri hâlâ severken, antrenmanlardan hâlâ nefret ediyor

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 24/04/2020 - 16:56 GMT+3

Dünyanın en hızlı adamını üç dünya rekoru kırdığı Pekin Olimpiyatları'ndan bir yıl sonra verdiği röportajla tanımak ister misiniz? Parti sevdası, antrenmanlardaki zorluğu, ilk yıllarına dair bilinmeyenler ve fazlası.

Usain Bolt every Olympic final

Görsel kaynağı: Eurosport

*Bu röportaj 2009'da The Guardian'da yayımlanmış ve Bengi Yıldırım tarafından çevirilmiştir.
Usain Bolt, nefes nefese kalmış, Kingston'da harap bir koşu pistinde yerde yatıyor. Jamaika'nın huysuz gökyüzünün altında ter içinde kalmışken, kırmızı asfalt parçaları çıplak derisine yapışıyor. Suratını asıyor. Dünyanın en iyi kısa mesafe koşucusu antrenman yapmaktan hiçbir zaman keyif almadı. Pekin'de kazandığı üç altın madalyanın getirdikleri bile bunu değiştiremedi.
Bolt'un sezonu bir sonraki ay Jamaika’da başlıyor ve antrenmanlarında şimdiden programın gerisinde. Daha bu yaz Berlin'de dünya şampiyonalarında kazanacağı madalyalar var ve antrenörü Glen Mills hiçbir şeyin yoluna çıkmasına izin vermeyecek. Bolt artık evine gidebilir mi? Mills kafasını sallıyor. "Hafif" tabir edilen bir günde bile -en iyisi 19,6 saniye olan- beş 180 metre alıştırması yaptı. Zor bir günde 18 saniyenin altına inmesi gerekiyor. Mills etkilemesi güç bir adam.
"Koştuğum her yarışın sonunda onun mükemmel yarış olduğunu düşünürdüm." diyor Bolt. "Sonra antrenörüm Mills bana öyle olmadığını söylüyor. İlk kez dünya rekoru kırdığımda ona 'Bunu görüyorsun, gerçekten iyi bir rekor.' dedim ama bu onun için yeterli değildi. Olimpiyatlarda bile, 'İyi başladım değil mi?' diye sorardım, o da 'Hayır.' derdi. Büyük bir şey yaptığımı düşündüğüm her an, yapacak daha fazla şeyim olduğunu söyler. Bazen..." 22 yaşındaki atlet kelimeleri toparlamakta zorlanıyor. "O da böyle, ne yapalım." diyor.
Bolt geçen yaz Pekin Olimpiyatları'nda aldığı üç altın madalya ve kırdığı üç dünya rekoruyla dünyayı şaşkına çevirdiğinde, izleyen kimse bunu bu kadar kolaymış gibi gösterebildiğine inanamamıştı. Ancak dört yıl öncesinde Bolt Mills'le çalışmaya ilk başladığında işler pek de kolay değildi. Profesyonel kariyerinin zayıflamasıyla eleştiriler başlamıştı.
2002 yılında gençlerde yarışırken 200 metrede Dünya Şampiyonası tarihinin en genç şampiyonu olarak büyük heyecan uyandırmıştı. 2004 yılında da 19,93 saniyeyle gençlerde dünya rekorunu kırdı ve o yaz düzenlenecek olan Olimpiyatlar için beklenti yarattı. Fakat arka planda bazı problemler vardı: Zayıf teknik ve tekrarlayan sakatlıklar. Bolt'ta doğuştan omurga eğriliği, yani skolyoz vardı ve vücuduna binen yükün artması hamstring kaslarını mahvediyordu.
Usain Bolt
"Çocukken hiç sorun olmamıştı." diyor Bolt. "Ama profesyonel olduğumda sorun oldu. İlk yılımda çalışmaktan ve üzerindeki baskı yüzünden coştu. Hamstring'lerim çekmeye başladı, röntgen sonrasında sorunun ne olduğunu söylediler. Skolyozmuş. Şimdi gücümü toplamak için haftada üç kez sırt egzersizi yapmam gerekiyor."
Katıldığı ilk olimpiyatlarda sakatlığı sebebiyle daha ilk turda çekilmesi Jamaika medyası tarafından çok eleştirilmişti. 15 yaşından beri onun menajerliğini ve hocalığını yapan ve aynı zamanda tam zamanlı vergi denetmeni olarak çalışan Norman Peart, "Jamaikalılar onlara kısa mesafede bir şeyler kazanacak birini istiyorlardı." diyor. "İnsanlar onun sakat numarası yaptığını söylüyorlardı. 18 yaşında birine karşı çok zalim davranıyorlardı. Başarısız olduğunu, numara yaptığını, aklının bir karış havada olduğunu, çok fazla parti yaptığını söylüyorlardı."
"Bir kez gece kulübüne gitse bütün hafta ordaydı, içki içiyordu diyorlardı. Gençlik zamanında insan bir şişe bira içer, insanlar onun için bir kasa içti diyorlardı."
Mills onun programını değiştirdi. Sırtıyla ilgilenmesi için bir uzman getirtildi, antrenman programı ağırlaştırıldı ve tekniğini geliştirmeye odaklanıldı. Genç öğrencisi 2007 Dünya Şampiyonası’nda iki gümüş madalya kazandı. "Antrenörüm ikinci babam gibi." diyor Bolt. "Beni ciddi bir sakatlığım varken aldı ve şu an olduğum şampiyona dönüştürdü. Başladığımızda bir planımız vardı, deneyip gelişmek için iki yılımız vardı ve sonra da oradan devam ederiz dedik. Beni şu an olduğum yere o getirdi."
Pekin Olimpiyatları'nın bir yıl öncesine kadar Bolt'un alanı hâlâ 200 metre yarışlarıydı. İlginç bir şekilde, Bolt'un 400 metre gibi uzun bir yarış için çalışma konusunda isteksiz olması, Mills'in Bolt'a 100 metreyi denemesi için izin vermesini sağladı. Bolt, Girit'teki ufak bir uluslararası organizasyonda ilk kez 100 metre yarışına çıktı ve yarışı 10,03 dereceyle bitirdi. Bir sonraki yılın Mayıs ayına kadar bu süreyi 19,76’ya indirmiş ve aynı ay New York'ta 9,72 ile yeni dünya rekorunu kırmıştı. Bir yıldan kısa bir süre içerisinde arkadaşı ve takım arkadaşı olan Asafa Powell'ın başarılarını gölgede bırakmıştı. Bu çok büyük bir başarı, ama Mills'e göre daha yapacak çok şey var.
"Hâlâ tekniğim üzerinde çalışmamı istiyor." diyor Bolt. "Hızlanmamı çok istiyor, o yüzden ilk 30 metrem üzerinde çalışmamı söyledi. En yüksek hızıma 40-50 metrede çıkıyorum, bunu düzeltirsem en yüksek hızıma daha çabuk ulaşırım."
Disipliniyle ünlü Mills'in Bolt'un hayatında değiştiremediği bir yön var, o da partilere karşı duyduğu istek. Jamaikalı ünlü televizyon yorumcusu Oral Tracey de dahil olmak üzere birçok kişi, Bolt'un Kingston'da en sevdiği gece kulübü olan Quad'da dans ederek geçirdiği gecelerden şikayetçi. Ama çevresindeki insanlar buna katılmıyorlar. "Geçen yıl da geceleri çıkıyordu, aldığı sonuçlara bakın. Şikayet edebilir misiniz?" diyor Peart. "Onu cumartesi gecesi gördünüz. Quad'a gece 2'de geldi, 5'te çıktı. Sadece üç saat geçirmiş." Kurduğu mantık onu gülümsetiyor.
Bolt'u tanıyanlar "parti"nin onun göbek adı olduğunu bilirler. Olimpiyattaki altın madalya kutlamaları ve dans figürleri en az ona bu madalyaları kazandıran performansları kadar ünlüdür. Daha Champs'te (Jamaika ulusal okul şampiyonaları) küçük bir çocukken bile seyircileri selamlamasıyla ünlüydü. Onu rahatlatan şey "parti".
Usain Bolt
Jamaika'daki babası Bolt'un rahatlığını paylaşmıyor. Uçmayı sevmeyen Wellesley, Pekin'e gitmedi, onun yerine 100 metre finali öncesi oğluna telefon açtı. "Babam çok endişeliydi." diyor Bolt. "Bana 'Sen gergin değil misin? Biz burada çok gerginiz.' falan dedi. Ben de ona 'Niye gerginsin ki? Koşan benim, sen sadece izliyorsun. Yapma yani!' dedim. Neye geriliyorsun?"
100 metre finalinin hemen öncesinde, Bolt'u ısınma alanında Peart'le yerde yuvarlanarak, dalgasına dövüşürken bulabilirsiniz. Yarışma konusunda endişelenmeyi reddediyor. "Benim felsefem şudur: Senden hızlı koşabiliyorsam, beni yenemeyeceksindir. Kötü bir günümdeysem, evet, ama iyi bir günümdeysem hayır. Sen benden yavaşken, neden senin yüzünden endişelenmem gerektiğini anlamıyorum." diyor.
Bu özgüven nereden geliyor? Bolt, Kingston'daki 2002 Gençler Dünya Şampiyonası deneyiminin kariyerinin temellerini attığını söylüyor. Kendi ülkesinin taraftarı önünde 15 yaşında sıska bir çocuk olarak, son derece endişeliydi. Annesi Jennifer o günü anlatıyor: "İlk şampiyona fırastı bulduğunda buna gitmek istemiyordu. Ağlıyordu, çok korkmuştu ve gergindi. Ondan daha uzun ve güçlü olan çocukların karşısına çıkmaktan korkuyordu. Kaybetmekten korkuyordu."
O korkuyu yenerek bayrak yarışlarında bir altın, iki de gümüş madalya kazanması bir dönüm noktası oldu. "Gençler Dünya Şampiyonları beni ben yapan şey oldu. Hâlâ hayatımın en zor yarışlarından biri olarak görürüm. Kendi ülkemin seyircisi önünde yarıştığım için çok endişeliydim. Aklınızda onlar için kazanmak zorunda olduğunuz oluyor. Bu yarışta koştuktan sonra başka bir yere gidip tanımadığınız insanlar önünde koşmak... Kolay olacaktır."
Keşke Powell da böyle kendine güvenseydi. Ama kaygı eski dünya rekortmenini zora sokuyor. "Kendisine çok yükleniyor." diyor Bolt. "Yıllar boyunca Asafa en üst seviyedeki 100 metreci oldu, ama şimdi ne zaman bir şampiyonaya katılsa panik yapıyor."
"Son şampiyona sırasında [2007] bir evim olsaydı onu kesin kaybederdim. Asafa etaplarda çok rahat görünüyordu, sorunsuz gidiyordu, kaybedemez diye düşünmüştüm. Bir evim olsaydı kesin o yarışa oynardım ama kaybetti. Aslına bakarsak ben de 1000 dolar kaybettim."
Powell'ın antrenörü onun yarışlar sırasında milli takımdan uzak olması gerektiğini öne sürdü ama Bolt bu teoriyi saçma buluyor. "Bence bu aptalca olurdu. Bunun yardımcı olacağını sanmıyorum. Pistte yine herkesle yüz yüzesin. Ona destek olabilecek ve yardım edebilecek insanlardan onu uzaklaştırmak... Yalnızken tek düşünebileceğin şey yarış. 'Yarışta nasıl olacağım?'. İnsanların arasında olunca aklın bunlardan uzaklaşır, rahatlarsın."
Pekin'deki 100 metre yarışına yaklaşmışken, Amerikalı kısa mesafe koşucusu Walter Dix, bir daha denemeyeceği bir şakayla Bolt'un kafasını karıştırmaya çalışmış. Gizli bir şey anlatır gibi eğilen Bolt, "Bunu ilk kez söylüyorum." diyor ve devam ediyor: "Yarı finallerden sonra bana 'Finalde yavaş tempoyla koşmak olmayacak.' dedi. Ben de 'Ne?' dedim. Koştum ve işi bitirdim." Sırıtıyor Bolt. Dix bronz madalya kazandı ama Bolt'un son 10 metreyi "yavaş koşup" dünya rekoru kırışını izlerken neler düşündüğünü tahmin bile edemeyiz.
Usain Bolt
O gün gördüklerine inanamayanlar var. Bunlardan biri de Carl Lewis ancak Bolt bir tartışmanın içine çekilmeyi reddediyor. "Neler söylediğini duydum. Ama insanların neler dediği önemli değil. Bence bu atletlerin büyük bir kısmı böyle başarılı insanları kıskanıyor. Bu yıl dört kez teste girdim. Geçen yıl 30-40 kez yapıldı. İşi sıkı tutuyorlar. Gittiğiniz her yerde bir temsilcileri oluyor. Florida'daki teyzeme gittim, bana orada test yapması için birini gönderdiler."
Bolt, Pekin'den sonra da antrenmanlarda zorlandı. Bu sefer dikkat dağıtan daha çok konu vardı: Talk şovlar, partiler ve onunla tanışmak isteyen insanların, Bill Clinton'dan Cristiano Ronaldo'ya kadar, davetleri.
Bolt eski bir arkadaşıyla şans eseri yaptığı konuşma sayesinde, Tiger Woods veya Magic Johnson gibi efsane bir isim olmayı istediğini anlayana kadar, antrenman yapma motivasyonunu kaybetmiş olduğunu söylüyor. Menajerleri kamera arkasında onu Beckham seviyelerine çıkaracak bir marka yaratmak için çalışıyorlar ama bu şimdiye kadar hiçbir atletin başaramadığı bir şey. Bolt'un tek yapması gereken, kazanmaya devam etmek. Mills'in antrenman programıyla başa çıkabildiği sürece, bu istek göründüğü kadar imkânsız olmayabilir.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam