Rakip Litvanya!

Litvanya, hiç şüphesiz büyük bir basketbol ülkesi. Senelerdir her turnuvaya binlerce yeşil kıyafetli ve atkılı seyirci ile katılıp Tarkovski'nin plan-sekanslarını anımsatan bitmek bilmez "Lietuva" tezahüratları ile renk katmaları bunun en büyük göstergesi.

Fakat bu basketbol ülkesindeki ilk iki gün hayâl kırıklıkları ile doluydu. Herhangi bir lise maçına ev sahipliği yapmasına şaşırmayacağımız salonları, boş tribünleri, organizasyon aksaklıkları ile beklemediğimiz düzeyde bir giriş yaptı Litvanyalılar. Lâkin enseyi karartmayalım, 24 takımlı turnuva herkes için can sıkıcı bir program vaat edebiliyor, basketbolu ne kadar severseniz sevin.

Gelenek bozulmadı
Türkiye için klasik turnuva başlangıcı Litvanya ile oynanacak yüksek gerilimli bir ilk maçtan ibarettir. Sürekli bizi yenen, bazen de hezimeye uğratan bu güçlü basketbol ülkesini 2006'da Japonya'daki Dünya Basketbol Şampiyonası'nda iki kez mağlup etmiş, makus talihimizde yeni sayfalar açmıştık.

Daha sonra 2009'daki Avrupa Şampiyonası'nda da gruplarda yendiğimiz Litvanya bu turnuvaya güçlü şampiyonluk adayları arasında geldi. Belki de İspanya'dan sonra en büyük medya ilgisine mazhar olan ekip konumundalar ve çeyrek finalden itibaren kontrolden çıkması beklenen seyirci desteğinin bunda büyük payı var. Fakat Litvanya gerçekten o kadar güçlü mü?
Şut resitali
İlk maçta Britanya karşısında tutuk bir oyun sergileyen ve son periyota yenik girdiği maçı zor da olsa kazanan Litvanya, dün akşam Polonya karşısında olağanüstü bir şut performansıyla (yüzde 62) oynadı ve şampiyonanın geri kalan bölümünde kırılması zor bir rekora ulaştı.

Litvanya iki maç sonunda hem şampiyonanın en çok sayı atan (88.5) hem de en yüksek yüzdeyle şut atan (% 57.8) takımı konumunda. Rimantas Kaukenas, 13.5 sayı ortalamayla hücumda takımı sırtlıyor. Jasaitis, Pocius gibi dış şut tehdidi olan önemli kısaların da form tutmaya başlaması onları tehlikeli hale getiriyor.

Saras'ın rolü
2009'da Jasikevicius'tan yoksun kadroyla aldıkları 11.'lik tarihlerindeki en ağır sonuçlardan biriydi. Bu yüzden geçen sezonu formsuz geçiren Saras'ın kapısını bir kez daha çaldılar, belki de son kez. Hücumda ne yapacağı belli olmayan Kalnietis'le uzun yolculuğa çıkmak istemediler belki de. İki maç sonunda Kalnietis oldukça iyi bir performans gösterdi ancak savunması pek de parlak olmayan Britanya'ya ve Polonya'ya karşı alınan sonuçların yanıltıcı olabileceği bir gerçek. Türkiye maçıyla birlikte işlerin iki kat zorlaşacağını ve Saras'a topun daha fazla teslim edileceğini görmek büyük bir kehanet sayılmaz.

Saras'ın gözü kapalı oynadığı ikili oyunlarda hem içeriye iyi devrilip güçlü bitirebilecek (Songalia, Javtokas) hem de dışarıya çıkıp şut atabilecek (Lavrinovic) uzunlara sahip olması Litvanya'nın en büyük avantajı.

Genç devler karşı karşıya
Enes Kanter ve Jonas Valanciunas. Biri üçüncü sıradan Utah Jazz tarafından, diğeri Toronto Raptors tarafından beşinci sıradan seçildi bu yılın NBA Draft'ında. Amerikan basını da dahil tüm herkesin gözlerinin bu ikili üzerinde olduğunu söylemek mümkün. Enes, hazırlık döneminde tutuk bir performans sergilemişti ve soru işaretlerini üzerinde toplamıştı ancak hem Portekiz, hem de Britanya maçları güvenini kazanması açısından kilit oldu. Şimdi sürekli kıyaslandığı Valanciunas karşısına çıkacak. Litvanyalı oyuncu yedekten geldiği ve az süre bulduğu ilk iki maçte pek de kendini gösterememişti. Bugün onun da için önemli bir sınav olacak.

Günün programı:

A Grubu
15:15 İspanya - Büyük Britanya
17:45 Portekiz - Polonya
21:00 Türkiye - Litvanya

B Grubu
15:15 Sırbistan - İsrail
17:45 Letonya - İtalya
21:00 Fransa - Almanya

Not: C ve D Grupları'nda bugün maç yapılmayacaktır.