Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Dönüm noktası

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 14/10/2020 - 00:36 GMT+3

Son NBA şampiyonu Los Angeles Lakers’ın baş antrenörü Frank Vogel, hayatında onlarca dönüm noktası olan insanlardan biri. Uzman bir tarihçinin yardımları, yangın, 1992 NCAA Finalleri, 2011 yazı bu dönüm noktalarından sadece bazıları. Kuzey Kılıç, Vogel’a dair yazdı.

Frank Vogel

Görsel kaynağı: Eurosport

“Üç maçlık önemli bir periyoda giriyorduk fakat Denver karşısında berbat bir başlangıç yaptık. Orlando’da daha ilk üç dakikada maçı kaybettik ve Indiana’ya döndüğümüzde bir şeylerin değişeceğini biliyorduk. Indiana’ya döner dönmez Bay Herb Simon’u aradım, durumu anlattım ve konuşmamızın sonunda Bay Jim O’Brien’ın takımdan gönderilmesi konusunda uzlaştık. Takımın geçici baş antrenörü Frank Vogel.” diyordu Larry Bird, 30 Ocak 2011’de bir basın konferansında yaptığı açıklamada.
2007-2008’de Rick Carlisle’ın yerine getirilen, 4,5 yılda 121 galibiyet ve 169 mağlubiyetlik derece tutturan ve ayrıca takımı play-off potasına sokamayan Jim O’Brien gönderiliyor ve yerine o sezona dek video koordinatörlüğü, oyuncu gözlemciliği ve asistan antrenörlük yapan Frank Vogel “geçici baş antrenör” olarak getiriliyordu. Dört buçuk ay sonra Bird yaptığı başka bir açıklamada Frank Vogel’ın takımın kalıcı baş antrenörü olacağını belirtiyordu. Zira O’Brien sonrasındaki 38 maçta Pacers, 20-18’lik derece elde etmiş ve 2006’dan beri süregelen play-off hasretini dindirmişti.
Bu başarı Frank Vogel’ın hayatındaki dönüm noktalarından sadece biriydi.
Frank Vogel, Güney Jersey’de Philadelphia’lıların bolca bulunduğu Wildwood Crest’te doğup büyüdü. 1982’de David Letterman’ın şovuna çıkıp meşhur diş fırçası üzerinde basketbol topu çevirme numarasını yapmadan üç sene öncesine kadar Philly’nin Amerikan futbolu takımı olan Eagles’a hayranlık besleyen ve basketbolu ikinci plana atan bir çocuktu. 2019 sonunda Mike Trudell’a maç sonunda verdiği bir röportajda bu konu açıldığında Vogel, “1980’de şampiyon olan takımın yıldızlarını sana hemen sayabilirim. Bob Boone, Pete Rose, Manny Trillo, Mike Schmidt, Greg Luzinski, Garry Maddoz, Larry Bowa ve Bake McBride.” diyordu. Aynı dönemde Moses Malone ve Dr. J (Julius Erving) adında iki Philly’li sporcu figürüne daha mükemmel bir ilgi besleyince rotası bu sefer basketbola kayıyordu.
New Jersey’nin öteki yakasının bulunduğu taraflarda ise “Bay Atlantic City Tarihçisi” lakaplı tarih profesörü Allen “Boo” Pergament, aynı zamanda bir basketbol akademisi de yürütüyordu. Eski NBA oyuncusu Chris Ford’un “Tarihin en eşsiz, en samimi ve en cömert basketbol insanlarından birinin kliniğiydi” diyerek nitelendirdiği Boo’nun Basketbol Kliniği’nde 49 yılda tonlarca liseli, orta okullu genç basketbol oyuncusu bulup onları NCAA’e hazırlarken, onlara NCAA’e giden yolu gösterirken ayrıca efsanevi yerel radyo yayıncısı “Pinky” Kravitz’le ülkenin tarihine dair programlar yapıyordu. 1981’deki yaz kampında olan isimlerden biri Frank Vogel’dı.
Frank Vogel
Vogel için Pergament, hem bir basketbol antrenörü hem de bir yaşam koçu gibiydi. Ondan öğrendikleri sonrasında basketbola daha fazla tutku besliyordu. Birinci sırada olan Amerikan futbolu aşağılara inmiş, bir süre uğraştığı tenis ve hokeyle nadiren ilgilenmeye başlamıştı. Uzman bir tarihçinin yardımlarıyla Vogel, rotayı basketbola kırıp önemli bir dönüm noktasını geride bırakıyordu.
10 Aralık 1990 tarihi dünyanın genel işlenişi açısından pek de büyük bir gün değildi. Rus Uzay İstasyonu’nun Soyuz TM-10’u ve NASA’nın Columbia 11’i istasyonlarına başarılı iniş yapıp Uzay Savaşları’nda rekabet ederlerken Vogel, o gün lisesindeki derslere katılmamayı tercih etmişti. Zira bir gün önce basketboldan kalan yorgunluğu devam ediyordu. Sabah erkenden kalkmıştı 17 yaşındaki Vogel. Ayakta olan tek isim oydu. Bazı sesler duydu ve bu sesler ona evde bir hırsız olabileceği şüphesini getirdi.
Odasından çıktı, biraz yürüdükten sonra salındaki alevleri gördü ve çığlık atarak annesini uyandırdı. İkili yangının başladığı odanın hemen yanındaki odadan çıkmaya çalışırlarken Vogel, sağ elinde ufak bir leke oluşturan bir kaza geçirdi. Sonrasında odaya girip camı kıran ikili hemen evden çıktılar ve itfaiyenin gelmesini beklediler. Üç-dört saatlik çalışma sonrasında Vogel’ların evde sakladıkları paralar dâhil her şey yanıp kül olmuştu. Ama Jersey’deki komşuları onları yalnız bırakmadı. 48 saat içinde her birinin yeni kıyafetleri olurken Anne Vogel’a bir banka hesabı açılmış ve bağış yapılmaya bile başlanmıştı.
Frank Vogel o güne dair ESPN’den Zach Lowe’a şunları söylüyordu 2015’te: “İnsanlar hayatlarında ne zaman ne olacağını asla bilemezler. Olan asıl şey anı yaşamaktır çünkü hayat bunu gerektirir. Eğer hayatınızda bir trajedi yaşadıysanız bu biraz da iyi bir şeydir. Çünkü o an olup bitmiştir. Trajedi gelip geçmiştir. En kötüsünü yaşamışsınızdır. Kötü zamanlardan dersler çıkarıp hayatınıza devam etmeniz için, tünelin ucunu görmek için kesintisiz bir yol sizi bekliyordur. Bu olayda hayatımı kaybetmedim veya Tanrı korusun ailemden biri de ölmedi. Fakat ders çıkarmanın ne demek olduğunu öğrendim.”
Dönüm noktası.
Frank Vogel’ın bir diğer dönüm noktasını yaşaması pek de uzun sürmedi. 1991’de Wildwood Lisesi’nden mezun olduktan sonra Huntingdon, Pennsylvania’daki bir Üçüncü Lig (NCAA seviyesinde) takımında oynamaya başladı.
28 Mart 1992’de NCAA Doğu Bölge Finali mücadelesi Duke ile Kentucky arasında oynanırken takım elbiseli kenarların bir tarafında Rick Pitino ve diğer tarafında Mike Krzyzewski vardı. Vogel ise o sıralarda biyoloji odaklı bir tıp eğitimi alıyor ve basketbolda bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Duke-Kentucky maçını izlemek için derslere ara verdi. Üzerine kitap yazılan, belgesel çekilen “o şut” Chrstian Laettner’in o şutu, Duke-Kentucky rekabetinde, daha doğrusu tüm kolej basketbolu tarihinde ikonik bir an olarak yer ederken Frank Vogel, kariyerini nereye inşa edeceğini bulmuştu: NCAA.
Frank Vogel, o şuttan sonra tamamen tam anlamıyla bir NCAA çılgını olmaya başladı. Tüm maçları izliyordu. Fakat diğer izleyicilere göre bir artısı vardı, oyuncularla iletişim kurabilmek. Vogel, tüm liglerden birçok oyuncuyla iletişimi olan bir basketbol oyuncusuydu. 1994’te Kentucky’deki ön büro görevlilerine iş talebini iletmeden önce, takımda öğrenci menajeri olması hâlinde onlara onlarca bilgiyi sağlayabileceğinin garantisini veriyordu. Vogel’ın Kentucky’i obsesif bir şekilde istemesindeki asıl amaç, takımın baş antrenörü Rick Pitino’nun sistemiydi.
“Basketbola tutkum çok fazlaydı ve Rick Pitino’yla birlikte çalışırsam bu tutkumla profesyonel anlamda daha iyi şeyler yapabileceğimi biliyordum. Onun basketbol aklı kimsede yok” diyordu.
Frank Vogel, Rick Pitino’nun Kentucky’sine öğrenci menajeri olarak girdi. Yılda sadece üç hafta izin kullanıyordu. Ülkedeki tüm basketbol kamplarından oyuncu izleyip Rick Pitino’ya detaylı raporlar sunarken aynı zamanda işin taktiksel kısmında da katkılar vermeye çalışıyordu. İşin ilginç kısmı, birkaç 10 yıl sonra Pacers’ta koltuğunu alacağı Jim O’Brien, Vogel’ın Kentucky’de ana raporları aktardığı kişiydi.
NCAA’de Pitino’yla çalıştıktan sonra yine Rick Pitino’yla bu sefer NBA’de, Boston Celtics’in video odasında zaman öldürmeye başladı. Jim O’Brien ve Rick Pitino’yla birlikte rakiplerinin maç kasetlerini saatlerce izliyorlardı. Tabii buradaki asıl iş Vogel’a aitti.
2004-2005’de Sixers için çalıştıktan sonra asistan antrenörlük ve video koordinatörlüğü görevlerine bir yıl ara verdi. Zira 2005-2006’da efsane Phil Jackson için oyuncu gözlemciliği yapıyordu. Kendisine bu işi tavsiye eden kişi ise tabii ki Rick Pitino’dan başkası değildi.
Yani anlayacağınız yazının başındaki açıklamanın yapıldığı yıla kadar Vogel önce alt seviye bir ligde basketbol oynuyordu. Ardından sırasıyla video koordinatörü oldu, oyuncu gözlemciliği yaptı, asistan antrenör olarak sonunda bench’te kendisine bir yer buldu ve en sonunda lider asistan antrenör oldu. Pitino’nun ardından ikinci mentor olarak adlandırdığı Obi’nin yani Jim O’Brien’ın yerine baş antrenör olarak getiriliyordu Frank Vogel.
2020’de “stretch 5” yani sahayı açabilen beş oyuncu etiketini NBA’de görmeye çok alışkınız, değil mi? Yani beş tane dripling yapabilen ve/veya şut atabilen oyuncunun yüksek tempoda oynadığı beş kombinasyonlarından bahsediyorum. Fakat bundan dokuz yıl önce NBA’de “stretch 5” kullanmak rakipleri ciddiye almama anlamına gelecek kadar göze hoş gelmeyen bir şeydi. Fakat Vogel, NBA’deki ilk yıllarını geçiren Frank Vogel, uzun ikilisini Tyler Hansbrough ve Josh McRoberts’la kurduğu bu beşleri kullanırken Roy Hibbert’ı ana çember savunucusu olarak ullandığı ve “four out motions (dört oyuncu dışarıda)” düzenlerini kullanarak cüretkar ama sonunda karşılığını bulan bir cüretkar hamle yapıyordu.
Neuer Job für Frank Vogel
Frank Vogel’ın bu “aykırı” beşlerle play-off’taki başarıları onu kısa sürede saygıdeğer bir baş antrenör yapıyordu. Dönüm noktası.
5 Mayıs 2016’da Larry Bird, bu sefer Vogel’ın ayrılışını belirten konuşmasını yaptığında New Jersey’li baş antrenör, Indiana Pacers kulüp tarihinin en fazla galibiyet alan antrenörü olarak takım elbiseleri bırakıyordu. Birkaç yıl sonra kendisine yüzük kazandıracak olan LeBron James, onun 56-26’lık sezonunu NBA Konferans Finalleri’nde bitiriyordu 2014’te. Sonraki sezon play-off gelmedi, hemen ertesinde ise ilk turdan çıkışı aldılar.
Frank Vogel, geçmişine dönüp baktığında bek de bahsetmek istemeyeceği kötü bir Orlando Magic kariyeri geçirdi. Takımın kadro yapısında hiçbir düzen bulamazken bu doğal olarak galibiyet-mağlubiyet sayılarına da yansıyordu. 2018’de NBA’e bir virgül koyarken 2019-2020 sezonu öncesinde LeBron James ve Anthony Davis’li Los Angeles Lakers’ın baş antrenörü olup çok ağır bir yükün altına giriyordu.
2019-2020 sezonunda Los Angeles Lakers’ın neler yaptığına dair tüm teknik detayları yine bu sitede bulabileceğinizden aynı şeyleri tekrarlamanın manasız olacağı malum. Fakat Vogel’ın Pacers kariyerinden getirdiği bir özelliğini ek yapmak gerekiyor tam burada.
Frank Vogel, Indiana Pacers’tayken Roy Hibbert odaklı bir savunma düzeni kuruyordu. Hibbert’la hem potayı koruyorlar hem de serbest atış çizgisinde bir çekim etkisi yaratıyorlardı. Hibbert çaba gibi pota altında duruyor, iki hareketli forvet, forvet kanallarında sürekli olarak değişiyor ve iki kısa köşelerde agresif savunma yapıyorlardı. Bu size tanıdık geldi mi?
Dwight Howard’ın pota altında kalıp Anthony Davis ve LeBron James’in fiziksel özellikleriyle kanalları kapattığı, Kentavious Caldwell-Pope ve Danny Green’in tamamıyla adam takibi yaptığı ve Lakers’ı normal sezonda en iyi savunma takımlarından yapan bir düzenin temeli bu işte…
Frank Vogel, hakkında teknik bakımdan tonlarca sayfa içerik çıkarılabilecek bir basketbol zekâsına sahip bir basketbol insanı. Fakat her “insan” gibi onun da hikâyesi, dönüm noktaları, tüm sayıların, işaretlerin, analizlerin ötesinde. Ve o, sadece LeBron James sayesinde NBA yüzüğü kazanan bir baş antrenörden çok daha fazlası.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam