Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Euroleague: Haftanın bilançosu #14

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 02/01/2021 - 13:22 GMT+3

Euroleague’de bir haftayı daha geride bıraktık. Bir yanda CSKA Moskova galibiyet serisini sürdürürken diğer yanda Bayern Münih, bir başka güçlü engeli daha aşmayı başardı. Anadolu Efes’in, Pablo Laso’nun kısa beşine karşılık veremediği haftada Fenerbahçe Beko, üst üste ikinci galibiyetini almayı başardı.

Wade Baldwin, Bayern Monaco-Barcellona, Euroleague 2020-21

Görsel kaynağı: Getty Images

  • Haftanın oyuncusu: Wade Baldwin
  • Haftanın takımı: Bayern Münih
  • Haftanın koçu: Pablo Laso
  • Haftanın hayal kırıklığı: Barcelona
Khimki-Olimpiakos
17. haftanın açılış mücadelesinde Khimki'ye konuk olan Olimpiakos, ilk çeyrekte Kostas Sloukas'ın skorer oyunuyla fark yarattı. Üzerinde artan baskı ve ikili sıkıştırmalar sonrasında boşlukları gören ve doğru adamı bulan Sloukas, ilk yarıda Olimpiakos adına sahanın en iyi ismiydi. Daha derli toplu gözüken oyunuyla Hassan Martin'i devreye sokarak boyalı alanda üstünlük kurmaya çalışan Olimpiakos, savunmada gerekli konsantrasyon ve efor seviyesine çıkmamasına rağmen soyunma odasına önde gitmeyi başardı.
Üçüncü çeyreğin ortalarından dördüncü faullerini alan Zaytsev-Booker ikilisi sonrasında hücumda üretmekte zorlanan Khimki, tıpkı geçen haftalarda da olduğu gibi savunma yapamayınca maçın belli bir bölümünde geriye düştü ve maç kopma noktasına geldi. Dördüncü çeyrekte oyun olarak Olimpiakos'un gerisinde kalmasa da üçüncü çeyrekteki 14-27 belirleyici hale geldi ve günün sonunda yüzü gülen taraf Olimpiakos olurken Khimki, 17. hafta sonunda 15. mağlubiyetini aldı.
Baskonia-Valencia
Geçen hafta Khimki karşısında alınan galibiyetin ardından bir galibiyet serisi yakalyıp moral olarak yükselmek isteyen Valencia, bu hafta Baskonia’ya konuk oldu. İlk çeyreğe hızlı bir başlangıç yapan ve Mike Tobey, Bojan Dubljevic ve Derrick Williams gibi uzunlarının üç sayı tehditlerinden yararlanan Valencia, ilk çeyreği 17-30 önde geçti. İlk çeyrekte saha içinden 12/14'le oynayan ve 12 isabetinin sekizini asistler üzerinden bulan Valencia oldukça dominant bir performans sergiledi. İkinci çeyrekle birlikte savunmada vidaları sıkan ve üçlüklere el gösteren Baskonia, rakibine kolay sayı izni vermedi. Kaptığı toplarla hızlı çıkan ve kolay sayı arayan ev sahibi ekip, Achille Polonara'nın sahayı hızlı koştuğu ve boşlukları değerlendirdigi çeyreğin ardından kendini gösterdi.
Soyunma odasından dönüşte Valencia'nın ikili oyunlarını agresif savunan ve geçiş hücumlarında geriye iyi koşan Baskonia, rakibini 11 sayıda tuttu. Valencia'nın hücum planlarını sahaya yansıtmakta zorlandığı ve birebirlere mecbur kaldığı dakikalarda topsuz alanda hareketliliği arttıran Giedraitis-Polonara ikilisi, Baskonia'yı öne taşıdı. Düşük skorlu geçen son çeyrekte Valencia'yı düzen dışına iten ve asist yapmasına dahi izin vermeyen Baskonia, hücumda Polonara'yı bulmayı başardı ve ligin hücumda en üretken takımlarından biri olan Valencia'yı 70 sayıda tutarak sahadan galibiyetle ayrıldı.
Alba Berlin-Zalgiris Kaunas
Zalgiris Kaunas, üst üste aldığı dört galibiyetin ardından Alba Berlin deplasmanındaydı. Toplamda 13 top kaybının yapıldığı ve iki ekibin de hücumda ritim bulmakta zorlandığı ilk çeyreğin ardından üstünlüğünü kabul ettiren taraf Alba Berlin oldu. Zalgiris'in hücumdaki ritimsizliğini açık saha hücumlarıyla cezalandıran ve yakaladığı ilk eşleşmenin üstüne giden ev sahibi ekip, ilk yarı sonunda 37-31 öndeydi.
Üçüncü çeyrekle birlikte hücumda topu daha hızlı çeviren ve yakaladığı boş şutları sayıya çeviren Zalgiris, ilk yarıdakinin aksine geriye koşmakta ve adam takibinde zorlanmadı. Zalgiris hücumları sonrası, topu kendi pota altından oyuna sokmak zorunda kalan Alba Berlin, yarı sahaya sıkıştığı üçüncü periyotta yalnızca 11 sayı atabildi. Çizginin gerisinden atamadıkları akşamda hücumda Nigel Hayes ve Joffrey Lauvergne'i etkili kullanan Zalgiris, böylelikle işler yolunda gitmediğinde de parkeye farklı bir şeyler koyabileceğini göstermiş oldu ve üst üste beşinci galibiyetini aldı.
Maccabi Tel Aviv-Zenit
Rus temsilcisi Zenit, bu hafta İsrail’e hareket etti ve Maccabi Tel Aviv’e konuk oldu. Maça durgun giren ve ilk çeyrekte yaptığı altı top kaybıyla hücumdaki ritmini bulmakta zorlanan Zenit, Maccabi kısalarının penetrelerine ve Ante Zizic'in boyalı alandaki oyununa engel olamadı. Savunmaların sertleştigi ve agresifleştiği ikinci çeyrekte, boyalı alanda Alex Poythress'la, perimetrede ise Mateustz Ponitka ve Kevin Pangos'un penetreleri Zenit için çözüm yolu oldu ve soyunma odasına önde gitmeyi başardılar.
Üçüncü çeyreğe 7-0'lık seriyle giren ve Pangos'un liderliğinde sahaya iyi yerleşen Zenit fark yarattı. Pangos'un kendi skorunu üretir konuma gelmesi ve akabinde gelen ikili sıkıştırmalar, Zenit oyuncularına boş pozisyonlar yarattı. Pangos'a gelen ikili sıkıştırma ve devrilen uzunun cut yapan oyuncuya çıkardığı paslarla sonuca giden Zenit, savunmada da geriye iyi koştu ve farkı çift hanelere çekti. Son periyotta Elijah Bryant ve Tyler Dorsey'la birebirlerde üreten ve işleri bir an önce çözmeye çalışan Maccabi, farkı eritip maçı son dakikaya kadar taşısa da parkeden galibiyetle ayrılan taraf konuk ekip oldu.
Anadolu Efes-Real Madrid
Anadolu Efes, geçen hafta iç sahada aldığı Barcelona galibiyetinin ardından evinde Real Madrid’i ağırladı. İlk çeyreğe dört numaralarından katkı alarak giren Efes, hem kendi basketbolunu oynamayı başardı hem de oyunu rakibine kabul ettirme konusunda önemli bir adım attı. Temsilcimiz, Adrien Moerman ve Chris Singleton'ın çizginin gerisinden bulduğu isabetlerle ritim yakaladı ve ilk çeyreği 20-13 önde geçti. İkinci çeyrekte kısa beşe dönen ve takımını üçlük çizgisinin dışına dizen Pablo Laso, zor anlar yaşattı. Topla oynayabilen, takım arkadaşlarına pozisyon hazırlayabilen ve üç sayı tehdidi olan Sergio Llull, Fabien Causeur, Nicolas Laprovittola, Rudy Fernandez dörtlüsü Efes'i ve daha sonrasında maçı düzen dışı bir noktaya sürükledi. Kısa beşe panzehir üretmekte zorlanan, topu boyalı alana ve dip çizgiye yollayıp sırtı dönük oyunları kullanamayan veyahut kendi kısa beşiyle karşılık veremeyen Anadolu Efes, farkı korusa da soyunma odasına giderken oyun üstünlüğü Real Madrid'deydi.
Üçüncü çeyrekte Walter Tavares'in içeri gömülen savunmasını cezalandıramayan Efes, Sertaç'ın orta mesafeleriyle tehdit olmaya çalışsa da sürekliliği sağlayamayınca rakibini içinde bulundukları düzenin dışına itemedi. Boş şutları bulmasına rağmen yüzdesiz oynamaya ve çemberi dövmeye devam eden temsilcimiz, üçüncü çeyreğin sonunda geriye düştü. Llull'un organizasyona olan katkısı ve Tavares'in çember koruma konusundaki artıları, Real Madrid'i üçüncü çeyrekte birkaç adım öne taşıdı. Son periyotta yay gerisinden denemeye devam eden ve 5/8'le oynayan Real Madrid'in oyuna karşı antitez üretmekte veya kendi basketbolunu parkeye yansıtmakta zorlanan temsilcimiz, karşılaşmadan mağlubiyetle ayrıldı. Maçı pozisyon-pozisyon işleyen ve her hamlesiyle maça etki eden Pablo Laso, Campazzo sonrası elde kalan personelle haftanın en iyi performansına imza attı.
 Efes.
Fenerbahçe-Asvel
Geçen hafta Olimpiakos karşısında uzun bir aranın ardından galibiyetle tanışan Fenerbahçe, bu hafta kendi evinde Asvel’i ağırladı. İlk çeyrek itibarıyla hücumda istediklerini yapan bir görüntü çizse de savunmada kaymaları doğru yapamayan Fenerbahçe, rakibine boş şut imkânı verdi. Böylelikle, yay gerisinden 5/7'le oynayan Asvel, ilk çeyreği 13-19 önde geçti. İkinci periyotta Lorenzo Brown'ın perimetrede, Dsyhawn Pierre-Jan Vesely ikilisinin pota altında ortaya koyduğu eforla fark yaratan ve pas kanallarını kapatan temsilcimiz, Asvel'e yalnızca 13 sayı izni verdi. Hücumda Vesely'yi topla buluşturan ve boyalı alanda üstünlük kuran Sarı-Lacivertliler, soyunma odasına önde giden taraf olmayı başardı.
Ikinci yarının başında Marko Guduric'in tekil tehdit olduğu düzenden faydalanan Fenerbahçe, hücumda rahat bir görüntü çizdi. Penetre edebilen, kendisine hazırlanan pozisyonu sayıya çevirebilen, gerektiğinde kendi şutunu hazırlayan ve ikili oyun dahi yönetebilen bir oyuncunun sahadaki varlığı, Fenerbahçe'yi maç içinde birkaç adım öne taşıdı. Savunmada Asvel'i düzenin dışına iten ve birebirler üzerinden oynamaya mahkum bırakan Fenerbahçe, bu periyotta rakibine yalnızca 10 sayı izni verdi ve çeyrek sonunda farkı 17'ye kadar çıkardı. Son periyotta önde olmanın da getirdigi avantaj ve moralle, geçen haftaların aksine, rahat bir oyun sergileyen temsilcimiz uzun bir aranın ardından üst üste ikinci galibiyetini aldı.
Kızılyıldız-Panathinaikos
Dejan Radonjic yönetiminde ilk maçına çıkan Kızılyıldız, bu hafta evinde Panathinaikos’u ağırladı. İlk çeyreğe hızlı giren ekip, topu hücumda hızlı dolaştıran ve boş şutları yaratan Kızılyıldız oldu. Rakibin ribaundlardaki zaaflarını değerlendirip büyük bir üstünlük kuran ve ikinci şans sayılarını değerlendiren ev sahibi ekip, maça bir adım önde başladı. İlk çeyrekte yay gerisinden 3/4'le oynayan Corey Walden'a takım arkadaşları da katılınca işler Kızılyıldız adına kolaylaştı. Üç sayı çizgisinin gerisinden ilk yarıda 10/18'la oynaan ve hücumlardan atarak ayrılan Kızılyıldız, geçiş hücumu şansı tanımadığı rakibi karşısında soyunma odasına çift haneli farkla önde gitti.
Savunmaların ön plana çıktığı ve skor üretmenin iyiden iyiye zorlaştığı üçüncü çeyrekte aradaki farkı korumayı başaran ev sahibi ekip, son periyotta rakibinin yaklaşmasına, hatta skoru eşitlemesine dahi izin verse de sahadan galibiyetle ayrıldı. Jordan Loyd'un yokluğunda hücumda sorun yaşamayan ve topu doğru paylaştığında boş şutu bulabilen Kızılyıldız, Dejan Radonjic yönetimindeki ilk galibiyetini aldı. Panathinaikos, Nemanja Nedovic ve son periyotta Ioannis Papapetrou'yla maçın içinde kalsa da Amerikalı kısalarını istatistik kağıdına sokamadığı akşamlarda ne kadar zorlandığını bir kez daha gösterdi.
Bayern Münih-Barcelona
Barcelona, üst üste aldığı iki mağlubiyetin ardından bu hafta Bayern Münih deplasmanındaydı. İlk çeyrekte herhangi bir baskı veya özel önlemle mücadele etmek zorunda kalmayan Nick Calathes, rahat bir oyunla takım arkadaşlarını besledi. Nikola Mirotic ve Brandon Davies'in yokluğunda guardların daha fazla sorumluluk alması gereken bir maçta Barcelona, Cory Higgins'le çözüm üretmeye çalıştı. İlk çeyrekte Wade Baldwin'in penetreleriyle skora tutunan Bayern Münih, takip eden periyotta kendisine özel önlem almayan Barcelona savunmasını cezalandırdı ve takımını öne taşıdı. Baldwin'in skor tehdidi ve daha sonrasında uzunları beslemesiyle pota altında da üstünlüğünü kuran Bayern Münih, oyun anlamında Barcelona'ya kafa tutmayı başardı.
Üçüncü çeyrekte Nick Calathes'in üstündeki baskıyı arttıran ve rakibini 10 sayıda tutan Bayern Münih, yavaş yavaş farkı açmayı başardı. İkili oyun sonrası tepeye açılan Paul Zipser, bu çeyrekte 3/4'le oynayınca işler Andrea Trinchieri'nin ekibi için yolunda gitti. Üçüncü çeyreğin sonunda Nick Weiler-Babb da istatistik kağıdına girince Barcelona adına maç olduğundan daha zorlu bir noktaya gitti. Son periyotta Adam Hanga ve Roland Smits'le hücumda üretken kalsa da maçı çoktan 90 sayı yiyerek savunmada kaybetmişti. Bu sonuçla Barcelona üst üste üçüncü mağlubiyetini alırken Bayern Münih 11. galibiyetini alarak dördüncü sıradaki yerini korudu.
Mike James,
Olimpia Milano-CSKA Moskova
Bu haftanın nefes kesen karşılaşmasında Olimpia Milano, kendi evinde CSKA Moskova'yı ağırladı. Kyle Hines'ın altı yıl kaptanlığını yaptığı takıma karşı ilk kez forma giydiği maçta iyi başlayan taraf CSKA oldu. Pota altında Tornike Shengelia-Nikola Milutinov ikilisinin ribaundları toplayıp, skor yükünü çektiği ilk çeyrekte Milano, Sergio Rodriguez'in yaratıcılığıyla skora tutundu. İkinci çeyrekte de ribaundlarda, başta Milutinov olmak üzere, takım hâlinde bir üstünlük kuran ve ikinci şans sayılarını değerlendiren CSKA, soyunma odasına 33-39 önde gitti. Sergio Rodriguez-Kyle Hines ikili oyunuyla çözüm üreten ancak Kevin Punter ve Malcolm Delaney gibi oyuncularını maçın içine sokamayan Milano, soyunma odasına geride gitmek zorunda kaldı.
Üçüncü çeyrekte savunmada agresif kalmaya çalışan Milano, hücumda Zach LeDay'ın sırtı dönük oyunlarını, daha sonrasında ise o oyunun yarattığı tehditleri kullandı. Hines'ın ardından Milano'da çift haneli sayılara ulaşan LeDay'e katılan bu çeyrekte Kevin Punter oldu. Top kayıplarını sınırlayan, kısalarından beklediği katkıyı alan, yay gerisinden 5/11'le oynayan ve CSKA'ya kolay sayı izni vermeyen Milano, maçı ortaya getirdi. Son periyotta sahada, kendini bulan bir Mike James, yarattığı tekil tehdit ve gelen ikili sıkıştırmalar sonrasında takım arkadaşlarını bulduğu düzenle CSKA ve Rodriguez-Hines ikili oyununu ve Delaney-Punter ikilisinin birebirlerini kullanan düzenle Milano vardı. Normal sürede bu düellodan galibiyetle ayrılan olmazken uzatma dakikalarında üç sayı savunmasında vasat performans gösteren ve Daniel Hackett’ı riske eden Milano, sahadan mağlubiyetle ayrıldı. Nikola Milutinov, doğum gününde aldığı 16 hücum ribaunduyla hücum ribaundu rekorunu devralırken CSKA üst üste 12. galibiyetini almış oldu.
Yazı: Kerim Kılıç
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam