Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Euroleague: Haftanın bilançosu #4

Eurosport Türkiye

Güncellendi 25/10/2020 - 00:59 GMT+3

Euroleague’de bir haftayı daha geride bıraktık. Kerim Kılıç, haftanın bilançosunu çıkardı.

Andrea Trinchieri, Head Coach of FC Bayern Munich talks to Wade Baldwin, #2, Vladimir Lucic and Nihad Dedovic, #14 of FC Bayern Munich during the 2020/2021 Turkish Airlines EuroLeague Regular Season

Görsel kaynağı: Getty Images

Haftanın oyuncusu: Jordan Loyd
Haftanın takımı: Valencia
Haftanın koçu: Jaume Ponsarnau
Haftanın hayal kırıklığı: CSKA Moskova
Zenit-Olimpia Milano
Zenit, takımda ve teknik ekipte çıkan koronavirüs pozitif vakalar sonrasında sekiz kişilik kadroyu oluşturamayınca maçın ertelenmesini talep etti ve Euroleague yönetimi maçı ileri bir tarihe erteledi.
Zalgiris Kaunas-Valencia
Sezona dörtte dörtle iyi bir giriş yapan Zalgiris Kaunas, bu hafta evinde İspanyol ekibi Valencia’yı ağırladı. Karşılaşmaya ilk çeyrekte attıkları 7/9 üçlükle rüzgar gibi giren Martin Schiller’in ekibi, top kayıplarını sınırladıkları ve10 farklı oyuncudan aldıkları skor katkısıyla soyunma odasına 45-37 önde giden taraf oldu. İlk yarıda Zalgiris kısalarının karşısında asla kalamayan Valencia savunması, hücumda da topu dolaştırma noktasında sorun yaşayınca ilk yarı onlar adına pek iyi sonuçlanmadı.
İlk yarıda Zalgiris rüzgarı eserken ikinci yarıda Valencia fırtınası vardı. Soyunma odasından enerjik dönen Valencia, Bojan Dubljevic’in merkezine geçip tepede dağıttığı toplardan bulduğu sayılarla maça ortak oldu. Dubljevic’in dışarı açıldığı oyunda Nikola Kalinic, Klemen Prepelic, Louis Labeyrie gibi oyunculara penetre kanalları açılınca Valencia hücumda rahat bir görüntü çizdi. Öte yandan, ilk yarıda yayın gerisinden 9/16’la oynayan Zalgiris, ikinci yarıdaki ilk üçlüğünü bulmak için son çeyreğin altıncı dakikasına kadar beklemek zorunda kaldı. İkinci yarıda Vanja Marinkovic de hücumda katkı vermeye başlayınca Valencia, Kaunas deplasmanından galip ayrıldı.
Alba Berlin-Baskonia
Alba Berlin’de çıkan koronavirüs pozitif vakalar sonrasında yerel yönetim zorunlu karantina mevzuatını devreye sokunca maç Euroleague yönetimi tarafından ileri bir tarihe ertelendi.
Panathinaikos-Fenerbahçe Beko
Geçmiş yılların aksine oldukça ortalama düzeyde bir kadroyla sezona giren Panathinaikos, bu hafta OAKA’da Fenerbahçe Beko’yu ağırladı. Maça, topu dolaştırarak doğru atışı bulma temelli bir giriş yapan Panathinaikos’ta oyuna dair en dikkat çekici detay, geçtiğimiz haftalarda Fenerbahçe’nin çok iyi uyguladığı top kayıpları sonrası potanın altını kapatarak koşmaydı. Fenerbahçe ribaundı alıp hızlı bir şekilde çıkmak istese de geriye iyi koşan Panathinaikos, karşısında sete oturmak zorunda kaldı. Set hücumunda devreye sokulması gereken oyuncularını topla buluşturamayan Fenerabahçe, çeyreği 22-13 geride kapattı. İkinci çeyrekte kenardan gelen oyuncularıyla dizginleri elinde tutan Panathinaikos, de Colo’ya çalınmayan fauller yüzünden çok sinirlenen ve hakeme tepkisini dile getiren Igor Kokoskov atılınca maçın temposunu kontrol eder duruma geldi.
Fenerbahçe, ilk yarıda ve üçüncü çeyrekte Ahmet Düverioğlu’nun sayılarıyla skora tutunsa da maça tutunma konusunda çok sıkıntı yaşadı. Dördüncü çeyrekte Nemanja Nedovic’in savunmasına özel önlem alamamak, onu kısıtlayamamak da Fenerbahçe için mağlubiyeti kaçınılmaz hâle getirdi. Panathinaikos cephesinde işler, hiç beklenilmedik ölçüde iyi gidiyor. Net bir oyun kurucuları olmamasına rağmen hücumda topa yön veren oyuncu sayısındaki fazlalık, onlar için lüks duruma gelmiş durumda.
Fenerbahçe cephesinde ise işler ilk iki haftanın tersine dönmüş vaziyette. Bu maç özelinde Ahmet Düverioğlu ve Lorenzo Brownistatistik kağıdına bakıldığında sahanın en iyileri gibi gözükse de performansları o kadar da şaşaalı değildi. Ahmet bu maç özelinde her ne kadar hücumda işleri yoluna sokmuş gibi gözükse de savunmada yarattığı zaaf da gözden kaçmadı. Panathinaikos kısaları, özellikle Nedovic, ne zaman Ahmet’in sahada olduğunu fark etse karşısına aldı ve ya penetre ederek ya da üç sayılık atış kullanarak Panathinaikos adına fark yarattı. Lorenzo Brown, Kızılyıldız döneminde ikili oyunlar sonrası çoğunlukla kendine oynayan bir oyuncuyken Fenerbahçe formasıyla ilk maçlarda pasör rolünü oynayabileceğini de göstermişti. Edgaras Ulanovas, Danilo Barthel, keza Jarrel Eddie gibi oyuncular kendi pozisyonlarını hazırlama konusunda sınırlı isimler. Lorenzo Brown-Nando de Colo ikilisi takım arkadaşlarını devreye sokma konusunda sıkıntı yaşayınca Fenerbahçe Beko, Panathinaikos karşısında sıradan bir takım görüntüsü çizdi. Aynı anda iki-üç oyuncunun aktif rol aldığı, bir tehdit unsuru barındırdığı bir düzen oturtamayınca Fenerbahçe sahadan 82-68 mağlup ayrıldı.
Kızılyıldız-CSKA Moskova
Yenilenmiş kadrosuyla sezona göze hoş gelen basketbol oynayarak giren Kızılyıldız, bu hafta evinde CSKA Moskova’yı ağırladı. Maça pota altındaki fiziksel üstünlüğünü kullanarak giren CSKA, orayı bir cevher bulmuşçasına işlerken Jordan Loyd’un skorer oyununa ve basket faullerine önlem alamadı. İkinci çeyrekte düşen tempoda Will Clyburn’ü, özellikle içeride aldığı toplarda savunmakta zorlanan Kızılyıldız, soyunma odasına 35-43 geride gitti.
Üçüncü çeyreğin başıyla birlikte sahada pasör rolünü üstlenmek isteyen bir Mike James vardı. Yaptığı sekiz asistle verimli gözükse de skor anlamında hiçbir varlık gösteremeyince işler CSKA adına zora girdi. Dördüncü çeyrekte, ikili sıkıştırmalar sonrasında Daniel Hackett’ı bulması CSKA için umut vadetse de işin savunma tarafında o agresifliği yansıtamayan CSKA, uzatmaya giden maçta sahadan mağlup ayrıldı. Hücumda topun değerini iyi bilen ve top trafiğini üst seviyede tutan Kızılyıldız, bulduğu boş şutlarla sonuca gitti ve CSKA, Alba Berlin yenilgisi sonrasında ligin düşük kalibreli kabul edilen takımlarından birine daha mağlup oldu.
Khimki-Maccabi Tel Aviv
Khimki’nin sakatlıklar ve koronavirüs pozitif testleri yüzünden asla tam kadro olamadığı, Maccabi’nin ise yakın geçen maçları ufak farkla kaybetmesi, bu maçı beşinci haftanın en merakla beklenen maçlarından biri hâline getirdi. Jonas Jerebko ve Devin Booker’la Ante Zicic’in savunmada zaman zaman zaaf yaratan ayaklarına hücum eden Khimki, maça iyi bir giriş yaptı ancak Maccabi, Tyler Dorsey ve Scottie Wilbekin’in üçlükleriyle skora tutundu. İkinci çeyrekte Ioannis Sfairopoulos’un Othello Hunter hamlesi, Khimki’nin ikili oyununa bir antitez oldu. Hunter’ın merkezinde olduğu ikili oyun savunmasında, rakibi yukarıda karşılayan Maccabi, ikinci çeyrekte Khimki’ye potayı göstermedi. Angelo Caloiaro’nun dışarıda, Othello Hunter’ın ise içeride sergilediği agresif savunmayla Maccabi ilk yarıyı 33-36 önde tamamladı.
İkinci yarıda Khimki cephesinde Jordan Mickey ve dışarıya açılarak attığı şutlar, Khimki’yi ayakta tutarken Maccabi’de Caloiaro-Hunter ikilisinin hem savunmada hem de hücumda birer aktör olabilmesi Maccabi’nin belki de bu sezonki kimlik kartı oldu. Uzatma dakikalarında Caloiaro’nun maç boyu süren enerji dolu savunması ve Elijah Bryant’ın art arda yolladığı iki üçlükle karşılaşmadan 87-89 galip ayrılan taraf oldu. Çift maç haftasında Bayern Münih ve Olympiakos karşısında ufak farklarla kaybedilen maçlardan sonra böyle bir maçı kazanarak ödülünü ve bu sezonun ikinci galibiyetini almış oldu.
Ioannis Sfairopoulos
Anadolu Efes-Asvel
Asvel, takımda ve teknik ekipte çıkan koronavirüs pozitif vakalar sonrasında sekiz kişilik kadroyu oluşturamayınca maçın ertelenmesini talep etti ve Euroleague yönetimi maçı ileri bir tarihe erteledi.
Bayern Münih-Olympiakos
Sezona tıpkı geçtiğimiz senelerde olduğu gibi oldukça mütevazı bir kadroyla başlayan Bayern Münih; Alba Berlin, Maccabi Tel Aviv ve Fenerbahçe Beko galibiyetlerinden sonra evinde Olympiakos’u ağırladı. Bayern Münih, ilk çeyreğe Nihad Dedovic’in hücumda yükü sırtladığı bir oyunla başladı ancak çeyreğin sonlarına doğru, yine Münih’ten beklenildiği gibi takım hâlinde bitirdi. Olympiakos, hücumda ikili oyunlarla Jaylen Reynolds’ın üzerine hücum etmek istedi ancak Bayern kısalarının adam değişim savunması, Olympiakos’u potadan uzak tuttu. İkinci çeyrekte Zan Sisko, Vladimir Lucic ve Nihad Dedovic gibi oyuncularıyla topa yön verebilen ve topu hücumda dolaştırma konusunda sıkıntı yaşamayan Münih, ilk yarıyı 39-34 önde geçti. Olympiakos’un ikinci çeyrekte savunmada yalnızca iki faul yapması da agresiflik ve isteğin parkeye yansıması anlamında birçok şeyin özeti gibiydi.
İkinci yarıya Sloukas’ın topu elinde bekletmediği daha akışkan hücumlarla başlayan Olympiakos, bu konuda süreklilik sağlayamayınca işler yine ilk yarıdaki gibi gitti. Savunmada Wade Baldwin’in birebirlerini savunamayınca son çeyrek öncesinde de Bayern Münih’i geriden takip etmekten kurtulamadı. Dördüncü çeyrekte de farklı oyunculardan skor katkısı almaya devam eden Andrea Tricnhieri de maç sonunda, “Üst üste dört maç kazandınız. Bu ne derece önem teşkil ediyor?” sorusuna cevap verirken Bayern Münih taraftarlarının sesi gibiydi: “Uyandırmayın beni!”
Barcelona-Real Madrid
Sezona oldukça kötü bir giriş yapan ve geçtiğimiz haftalarda sahada hem oyun hem de skor anlamında yenik düşen Real Madrid, bu hafta Palau Blaugrana’daydı. Karşılaşmaya boyalı alanı kullanarak başlamak isteyen Barcelona, Brandon Davies’in iştahlı oyunuyla ilk çeyrekte fark yarattı. Nick Calathes’in de oyuna dahil olmasıyla organizasyon anlamında iyi bir görüntü çizen Jasikevicius’un ekibi, ilk çeyreği 18-14 önde geçti. Oyunu kontrol etme konusunda çok büyük sıkıntılar yaşayan Real Madrid; geçiş hücumlarında, birebirlerde ve set hücumlarında söz sahibi olamayınca Barcelona’ya gün doğdu. Real Madrid kısalarına hücumda asla göz açtırmayan, sürekli topa baskı yapan ve uzunlarla yukarıda karşılayan savunma anlayışıyla Barcelona soyunma odasına 21 sayılık farkla önde gitti.
İlk yarıda Kyle Kuric’in taşıdığı skorer bayrağını ikinci yarıda Cory Higgins alsa da işler savunmada Barcelona adına pek de iyi gitmedi. Farkın da getirdiği kaçınılmaz rahatlıkla savunma yoğunluğunu istediği seviyede tutamayan Barcelona, Real Madrid’i maça ortak etti. Orta mesafeyi, penetre kanallarını ve boyalı alanı iyi kullanan Madrid, üçüncü çeyreğin sonunda skora ortak olup maçın paydaşı hâline geldi. Dördüncü periyot özelinde de Real Madrid, yarışı bir kafa önde götürse de ikinci periyottaki 30-13’lük çeyrek skoru belirleyici hâle geldi ve Barcelona, 79-72’lik skorla derbiden mutlu ayrılan taraf oldu.
Nikola Mirotic’in yokluğunda forma şansı bulan 21 yaşındaki Sergi Martinez ise Barcelona’da sahada en uzun süre kalan isim oldu. Ribaund katkısıyla, bilhassa ikinci yarıda oyunun kontrolü Real Madrid’e geçtiğinde Barcelona’nın suyun üstünde kalmasını sağladı. Maç sonunda Sarunas Jasikevicius da ona, sonraki haftalarda daha fazla süre vereceğini dile getirdi. Koronavirüs yüzünden koçların kadrolarını geniş tutmak istedikleri bir dönemde Sergi Martinez, klişe tabirle Barcelona’nın yeni transferi oldu.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam