Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Euroleague: Haftanın bilançosu #5

Eurosport Türkiye

Güncellendi 01/11/2020 - 01:01 GMT+3

Euroleague’de bir haftayı daha geride bıraktık. Kerim Kılıç, haftanın bilançosunu çıkardı.

ASVEL.

Görsel kaynağı: Getty Images

Haftanın oyuncusu: Marius Grigonis
Haftanın takımı: Real Madrid
Haftanın koçu: Martin Schiller
Haftanın hayal kırıklığı: Dusko Ivanovic
CSKA Moskova-Valencia
Euroleague’de altıncı haftanın açılış maçında CSKA Moskova, sahasında Valencia’yı ağırladı. Karşılaşma öncesinde maça dair merakla beklenen detaylar, CSKA uzunlarının Bojan Dubjlevic’i savunurken nasıl bir yol haritası izleyecekleri ve Will Clyburn-Nikola Kalinic eşleşmesinde baskın gelen tarafın kim olacağıydı. Karşılaşmaya pota altını kullanarak başlayan CSKA, Tornike Shengelia ve Nikola Milutinov’la fiziksel bir üstünlük kurma çabasındaydı. Ribaundlarda kurulan üstünlük ve pota altındaki caydırıcılıkla bir mesaj verme amacı da güden CSKA, ikinci çeyrekte bu sertliği Mike James’in skorer oyunuyla birleştirdi ve ilk yarıyı 44-35 önde tamamladı. Shengelia-Milutinov ikilisiyle pota altındaki caydırıcılığın bir tehdit hâline gelmesi, Mike James’in savunulmasında Valencia cephesi adına oldukça büyük bir problem yarattı. Soyunma odasından dönüşte Clyburn’ü de devreye sokmaya çalışan ev sahibi ekip, üçüncü çeyrekte bir bocalama yaşasa da maç boyunca yardımcı rolde bir skorer çıkarmakta başarısız olan Valencia’ya karşı galip geldi.
Jaume Ponsarnau ve öğrencileri, CSKA deplasmanında ilk haftalarda oynadıkları basketbola yakın bir basketbol oynasalar da skorer oyuncuyu bulma konusunda sıkıntı yaşadı. Rus ekibinde çift haneleri gören beş oyuncu varken Valencia’da yalnızca iki oyuncu çift haneli skor katkısı verebildi. İlk yarıda yedi farklı oyuncudan asist katkısı alan Valencia, topu hücumda hızlı dolaştırararak doğru şutu bulma odaklı bir oyun oynasa da CSKA savunmasının zaaflarını tespit edip o kanallara hücum edebilme konusunda sınıfta kaldı.
Asvel-Zalgiris Kaunas
İlk beş haftayı dört galibiyetle geçip ligin zirvesine oturan Zalgiris Kaunas, bu hafta Asvel deplasmanındaydı. Geçtiğimiz haftalarda Jokubaitis-Walkup-Grigonis üçlüsüyle eş zamanlı hem topa yön verebilen hem de skor katkısı verebilen bir üçlü yaratan Martin Schiller, bu hafta genç yıldız adayından mahrum kaldı. Maça topun dolaşmadığı verimsiz hücumlarla başlayan Zalgiris Kaunas, daha ilk çeyrekte Asvel’in hücumdaki etkili oyununa önlem alamayınca 23-13 geriye düştü. İlk çeyrekte saha içinden 13/23’le oynayan ev sahibi ekip, sahada istediklerini yapabilen, topu dolaştıran ve bulduğu boş atışları verimli bir şekilde değerlendirebilen bir takım görüntüsü çiziyordu. Zalgiris Kaunas’ın ise hücum anlamında üstündeki ölü toprağını atabilmesi için ikinci çeyreği, savunma anlamında ise üçüncü çeyreği beklemesi gerekecekti. Zalgiris, ikinci çeyrekte hücum anlamında kendi gelse de savunmada Asvel kısalarının penetrelerine ve topun boyalı alana inmesine izin veren bir görüntü çizdi. Charles Kahudi’nin ilk yarıda kaydettiği 13 sayıyla soyunma odasına önde giden de 50-41’lik skorla Asvel oldu.
Soyunma odasından dönüşte işin savunma kısmında da üstündeki ölü toprağını atan Zalgiris, işleri yoluna koymayı başaran taraf oldu. Bu çeyrekte Asvel’in saha içinden yalnızca bir isabet bulmasına izin veren Litvanya temsilcisi, çeyrek sonunda durumu 60-57’ye getirerek skora ortak olmanın yanı sıra oyun anlamında da maçın kontrolünü ele aldı. Asvel kısalarına penetre kanallarını açan ama bu penetre kanallarının orta yerine forvetleri ve uzunlarını yerleştiren Martin Schiller’e koç TJ Parker bir çözüm getiremeyince Asvel takım hâlinde sahada sinmiş bir takım görüntüsündeydi. Maç içinde savunma ve hücumda girdiği doğru yoldan dördüncü periyotta da gitmeye devam eden Zalgiris Kaunas, altıncı haftada beşinci galibiyetini aldı ve tekrardan ligin zirvesine oturdu.
Zenit-Panathinaikos
Yunan ekibinde çıkan koronavirüs pozitif vakalar sonrasında yerel yönetim, zorunlu karantina mevzuatını devreye soktu ve Yunan ekibi maçın ileri bir tarihe ertelenmesi talebinde bulundu. Maçın hangi tarihte oynanacağı Zenit ve Panathinaikos taraflarıyla yapılan görüşmelerden sonra Euroleague yönetimi tarafından açıklanacak.
Maccabi Tel Aviv-Fenerbahçe Beko
İlk iki haftada aldığı galibiyetlerden sonra çift maç haftasında önce CSKA’ya, ardından Bayern Münih’e boyun eğen Fenerbahçe, Panathinakos karşısında da Nemanja Nedovic’in skorer oyununa önlem alamayınca 2-3’lük derecesiyle Tel Aviv deplasmanına gitti. Karşılaşmaya hızlı ve sert bir giriş yapan Maccabi Tel Aviv, birçok oyuncusundan aldığı katkıyla ilk çeyreği 22-18 önde geçti. İlk çeyreğin sonunda kenardan gelen oyuncularla çizginin gerisinden ritmini bulan Fenerbahçe, ikinci çeyrekte de bu ritmi sürekli hâle getirerek maçın ve skorun içinde kaldı. İkinci yarıda da Bobby Dixon-Jarell Eddie-Melih Mahmutoğlu üçlüsüyle fark yaratan ve Maccabi’nin üç sayı savunmasında yardımları çok iyi getirererek oldukça iyi iş çıkaran Fenerbahçe, üçüncü çeyreğin sonunda skorda 54-56 önde olan taraf oldu. Üçüncü çeyrekte Jan Vesely’nin hücumlarda içeri inen toplarda bir pas kanalına dönüşmesi, Eddie ve Dixon gibi oyuncuların dış şut konusunda kendilerini daha rahat hissetmelerinin önünü açtı. Karar çeyreğinde de Maccabi’nin dış şut savunmasında koordineli bir şekilde müdafaa yapan Fenerbahçe, Tel Aviv deplasmanından galibiyetle döndü.
Nando de Colo-Lorenzo Brown ikilisinin oyunu açamadığı ve takım arkadaşlarını devreye sokamadığı bir senaryoda bu takımın ne gibi sorunlarla karşılaşacağını Fenerbahçe, geçen hafta Panathinaikos deplasmanında tecrübe etmişti. Edgaras Ulanovas, Jarell Eddie ve Dyshawn Pierre gibi oyuncuların kendi pozisyonlarını hazırlayamıyor oluşları, Fenerbahçe adına oldukça büyük bir soruna dönüşüyordu. Maccabi karşısında 5/6’yla üçlük atan Bobby Dixon, bu hafta özelinde bu sorunun üstüne yama yapmış gibi gözükse de Brown-de Colo ikilisinin oyunun içine giremediği maçlarda bench’ten gelen oyuncuların bundan sonraki haftalarda nasıl katkı sunacakları merakla beklenecek gibi duruyor. Panathinaikos karşısındaki gibi bir bench performansını mı, yoksa Maccabi karşısındaki gibi bir bench performansını mı izleyeceğimiz oldukça kritik.
Real Madrid-Bayern Münih
Sezona dörtte dörtle giriş yaparak ilk haftalardan ligin zirvesine oturan Bayern Münih, bu hafta ilk beş maçta pek iyi bir ritim yakalayamayan Real Madrid’e konuk oldu. Karşılaşmanın ilk çeyreğine Anthony Randolp ve Jaycee Carroll’ın skorer oyunun yanı sıra Andrea Tricnhieri’nin diskalifiye edilmesi damga vurdu. Art arda aldığı iki teknik faul sonrası soyunma odasının yolunu tutan deneyimli başantrenör, takımını maçın büyük bölümünde yalnız bıraktı.
Pablo Laso’nun ana oyun planı, Anthony Randolph’u hücumda dışarıda tutarak onun üç sayı tehdidinden faydalanmak ve aynı zamanda kısalara penetre edebilecek alanları açmaktı. Savunmada da Jalen Reynolds’ı olabildiğince potadan uzak tutmaya çalışan Real Madrid, daha ilk çeyrekten farkı çift hanelere çıkardı. Elbette ki basketbolda temel seviye olarak görebileceğimiz bu gibi detayları düşünmek, bu oyuna yıllarını vermiş her koçun düşünebileceği şeyler. Önemli olan noktalar ise bunları takımınıza aktarırken takındığınız tavır, iletişim beceriniz ve takımınızın bu plana ne ölçüde sadık kaldığı oluyor. İkinci çeyrekte Wade Baldwin’in birebirlerini savunmakta güçlük çeken Real Madrid, hücumda da ilk çeyrekteki üretim gücünden uzaklaşsa da Bayern Münih karşısında ilk yarıda önde kalmayı başardı.
Soyunma odasından dönüşte top kayıplarını sınırlayan ve asist üzerinden üretmeye devam eden Pablo Laso’nun ekibi, kendilerinden beklenen basketbol seviyesine yaklaştıklarını gösterdi. Bu süreçte hücum ribaundlarını toplayıp ikinci şans sayılarıyla skora tutunmaya çalışan Bayern Münih, son çeyrek öncesinde farkı tek hanelerde tutsa da Real Madrid, son çeyrekte âdeta uçuşa geçti. Çeyreğin başında farkı açan ve rakibinin yaklaşmasına asla izin vermeyen Pablo Laso’nun ekibi, son çeyreğinde 30 sayı attığı karşılaşmadan 100-82 galip ayrıldı. İlk beş karşılaşmada rakip potaya yalnızca 75,2 sayı bırakabilen Real Madrid, Bayern Münih karşısında kendini bulmayı başardı ve gelecek haftalar için umut verdi.
Khimki-Kızılyıldız
Ligin ilk haftalarında süregelen sakatlıklar ve takımdaki koronavirüs vakaları sebebiyle sezonun en kötü başlangıcını yapan ekip Khimki’ydi. Euroleague’in koronavirüs protokolü yüzünden sakatlığı bulunan Dairis Bertans’ı kadroda gösteren ve maçlara sekiz kişilik bir rotasyonla çıkmak zorunda kalan Khimki, sezona beşte sıfırla başladıktan sonra bu hafta evinde Kızılyıldız’ı ağırladı. Maça topu hücumda dolaştırarak doğru atışı bulma temelli bir oyun anlayışıyla giren Khimki, Greg Monroe’ya inen toplarla savunmanın dengesini bozarak iyi bir iç-dış dengesi yakalasa da çeyreğin sonlarında Kızılyıldız’ın yayın gerisinden attığı şutlara bir çözüm getiremeyince ilk çeyreği 19-22 geride kapattı. İkinci çeyrekte Kızılyıldız, ilk çeyrekten de gelen özgüvenle işi birebire dökünce ibre Khimki’ye döndü. Tepeden oynanan ikili oyunlarda savunmanın dengesini bozan ev sahibi ekip, asist üzerinden üretmeye devam etti ve soyunma odasına 44-40 önde gitmeyi başardı.
Alexei Shved, Khimki-Stella Rossa, Eurolega 2020-21
İki takım özelinde skor anlamında oldukça verimsiz geçen üçüncü çeyrekte, işin düğümünün son çeyrekte çözüleceği belliydi. Maçın büyük bölümünü skor ve asist anlamında Alexey Shved’in dominant oyunuyla geçiren Khimki’de ikinci skorerin kim olacağı sorusu oldukça önemliydi. Sakatlık dönüşü ilk kez sahaya Kızılyıldız karşısında çıkan Errick McCollum, skorer bayrağını Shved’den devraldı ve unutulmaz bir performansla Khimki’ye bu sezonki ilk galibiyetini getirdi. Sezon başında Rus ekibinde merakla beklenen konu Alexey Shved ve Errick McCollum gibi dominant karakterli, topu daima elinde isteyen iki oyuncuyla koç Rimas Kurtinaitis’in ne yapacağıydı. Beraber oynadıkları dakikalarda nasıl bir strateji izleyecekler, yoksa bütün bir sezonu beraber sahada yer almadan mı götürmeye çalışacaklar? Son yedi buçuk dakikasını sahada beraber geçirdikleri maç sonunda Errick McCollum’un skorer bayrağını Shved’den almasının yanı sıra Shved’in bu bayrağı bırakması, Khimki adına işlerin daha sağlıklı ilerlemesini sağlayabilir. Shved’in topu yönlendiren oyuncu rolünde oynadığı, McCollum’un ise sadece skor odaklı düşündüğü bir yapı, hiç şüphesiz Khimki’yi daha da izlenesi bir takım hâline getirecektir.
Olympiakos-Anadolu Efes
Geçen sezonun en büyük şampiyonluk adayı, bu sezon Shane Larkin’den yoksun kaldığı haftalarda sahada oldukça kötü bir görüntü çizmişti. Spor medyası, bu ritimsizliğin ve alışık olduğumuz Efes basketbolundan uzak olmanın sebeplerini tartışırken Shane Larkin, birkaç gün önce İstanbul’a ayak bastı ve takımıyla birlikte Pire’ye hareket etti. Maça asist üzerinden gelen basketlerle başlayan Anadolu Efes, oldukça yüzdeli bir şekilde attığı ilk çeyreği 26-29 önde geçti. İkili oyun temelli toplu-topsuz hareketliliğin yukarı seviyede olduğu bir hücum anlayışı, son iki sezondan alışık olduğumuz Efes basketboluydu. İkinci çeyrekte bu oyundan uzaklaşan Efes’te Larkin-Micic ikilisi potaya giderek faul alma odaklı bir basketbol oynayınca ritmini kaybeden bir Efes vardı sahada. İlk yarıyı 38-44 önde tamamlayan Efes’in ilk yarının genelinde oyunu dikte eden ve tempoyu belirleyen taraf olması, Ergin Ataman ve ekibini bir adım öne taşıdı.
Üçüncü çeyrekte topun dolaştığı hücumlarla Krunoslav Simon ve Rodrigue Beabouis’ya alan imkânı açan Efes, onlardan aldığı skor katkısıyla dördüncü çeyreğe de önde girmeyi başardı. Potaya veya salt savunmanın dengesini bozmak için yapılan penetrelerle doğru pozisyonları bulan Efes’te dördüncü çeyrekte devreye giren isim Shane Larkin oldu. Yıldız oyuncu dışarıdan attığı şutlar, Hassan Martin’i karşısına alıp bitirdiği pozisyonlar ve aldığı faullerle Efes’in maçın dizginlerini elinde bulunduran taraf olmasını sağladı. Anadolu Efes’in oyunu dikte ettiği ve tempoyu kontrol eden taraf olduğu dakikalar bu çeyrekte artınca takım hâlinde baskın bir karakter ortaya koyan ekibimiz, Olympiakos deplasmanından galibiyetle dönmüş oldu.
Olympiakos deplasmanında Shane Larkin olmadan çıkılan ilk çeyrekte alıştığımız Anadolu Efes basketbolunu izlemiş olmamız, bu haftanın en büyük iki kazancından birincisi olsa gerek. Shane Larkin, oyuna dahil olduktan sonra ikinci ve üçüncü çeyrekte oyunu forse eden bir görüntü çizmiş olsa da istekli oyunu, maçta söz sahibi olmak istemesi ve ameliyat-rehabilitasyon sürecinden sonra parkede oldukça rahat hareket ediyor gözükmesi, Anadolu Efes’in en büyük iki kazancından ikincisi.
Baskonia-Barcelona
Olimpia Milano-Alba Berlin maçının iptaliyle altıncı haftanın kapanış mücadelesi hâline gelen maçta Baskonia, kendi evinde Barcelona’yı ağırladı. Maça kenardan gelen Nick Calathes ve Nikola Mirotic’le iyi bir hava yakalayarak başlayan Barcelona, ilk çeyreği 19-20 önde geçmeyi başardı. Calathes’in organizasyon becerisi ve Mirotic’in skorer oyunuyla fark yaratmaya çalışan Barcelona, ikinci çeyrekte Youssoupha Fall’ın pota altındaki baskın oyununu engelleyemeyince istediği farkı yakalayamadı ve soyunma odasına 37-39 önde gitti.
Üçüncü çeyrekte hücum ribaundlarını toplayıp, hücumda daha fazla top kullanan Barcelona, Baskonia’yı peşine taktı ve Baskonia geride, Barcelona önde bir kovalamaca başladı. Barcelona maçı hep bir kafa önde götürmeyi başarsa da üçüncü çeyrek sonu ve dördüncü çeyrek başında yaklaşık yedi buçuk dakika skor üretemeyince öne geçen taraf Baskonia oldu. Hücumda topu dolaştırarak doğru atışı bulmaya çalışan Baskonia, dördüncü çeyreğin başında yakaladığı havayla birlikte 13-0’lık bir seri yakaladı ve farkı çift hanelere çekmeyi başardı. Daha sonrasında Sarunas Jasikevicius’un molasıyla birlikte bir anda rüzgarın yönü değişti ve Barcelona serisi başladı. Dört faullü Tonye Jekiri’nin üzerine hücum eden Barcelona, bitime dört buçuk dakika kala yakaladığı 2-14’lük seriyle Baskonia deplasmanından galibiyetle döndü. İkinci çeyrekte takım skor yükünü çeken Youssoupha Faull’a güvenmeyip, dört faullü Tonye Jekiri’yi maçın en kritik anlarında sahada tutarak Barcelona uzunlarının işini kolaylaştıran Dusko Ivanovic ise anlamlandırması zor bir koç performansı sergiledi.
Olimpia Milano-Alba Berlin
Alba Berlin’de çıkan koronavirüs pozitif vakalar sonrasında yerel yönetim, zorunlu karantina mevzuatını devreye sokunca maç Euroleague yönetimi tarafından ileri bir tarihe ertelendi. Maçın hangi tarihte oynanacağı Olimpia Milano ve Alba Berlin taraflarıyla yapılan görüşmelerden sonra Euroleague yönetimi tarafından açıklanacak.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam