Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Bu gece son, biraz sonra

Eurosport
TarafındanEurosport

Yayınlandı 02/12/2011 - 17:20 GMT+2

Euroleague'de yedinci hafta geride kaldı. Fenerbahçe Ülker'in harika performansıyla umut verdiği haftaya hiç şüphesiz lokavtın bitişiyle NBA yolunu tutan yıldızlar damga vurdu. İnan Özdemir'in kaleminden.

olympiakos, fenerbahçe, oguz savaş

Görsel kaynağı: AA

Fenerbahçe Ülker geride kalan altı haftada kaybederken de kazanırken de sorunlar benzerdi. Bir dakika bile umut vermiyor, Final Four'u en hayâlperest zihnin bile göze alamayacağı noktalara taşıyordu.

Olympiakos sınavı kritikti. İşlerin arap saçına döndüğü grupta taşların yerinden oynamasını sağlayabilirdi. Ek olarak, sene başından beri 12 Dev Adam değil, daha çok geçen seneki gibi 12 Brian Scalabrine görmek isteyen taraftar da Sinan Erdem'i doldurmuş, sahada yakılacak bir kıvılcımın peşine düşmüştü.

Rakibin kısaları için ekstra önlem hazırdı. Vassilis Spanoulis önderliğinde çıldırmaya meyilli Olympiakos, Fenerbahçe'nin müthiş savunmacıları tarafından adım adım izleniyor, uzunlar perde sonrası keskin show-up'larla pas kanallarını kapıyordu. Düzenden çıkmaya dünden hazır olan Yunan ekibinin oyunu daha ilk periyot bozuldu. Skorda kalmalarını sağlayan dengesiz şutlar üçüncü periyottan itibaren girmeyince Fenerbahçe rahat bir zafere ulaştı. İyi oyunun tek kötü yanı Neven Spahija'nın molalardaki yaratıcı azarlarından mahrum kalmamızdı. Zaman zaman çıldırdı ama yeterli malzemeyi vermedi.

Yedinci haftada kusursuz Fenerbahçe ilk kez sahnedeydi. Kusursuz doğru kelime mi, emin değilim. Ama "Oyun kurucun kadar konuş" doğru bir cümle, buna eminim. Geldiği günden beri saç baş yolduran Curtis Jerrells, kimsenin tahmin etmeyeceği şekilde, verimli top oynadı. Roko Ukic de kendisini elit kısalar arasına sokan oyunundan sekanslar sundu. Haftaya Okan'sız Emre'siz Batum'suz Nancy var. Liderlik zor geldi, çabuk gitmesin.

Daha fazla ikram yok!
Spirou Charleroi, tehlikeli bir takım. Özellikle kısık salon ışıklarıyla yarattıkları romantik atmosferde taraftarlarını arkalarına alıyor, "Ukrayna ekibi maç öncesi sahayı suladı" yıllarına geri döndürüyorlar. Her küçük Avrupa takımı gibi en iyi bildikleri işi çok iyi yapıyorlar. Geçen sene Real Madrid galibiyetleri Avrupa çapında yankılanmıştı. Aynı tarifeyi bu yıl ilk maçta Efes'e uygulamışlardı. Kerem Tunçeri'nin sakatlanmasıyla kontrolünü kaybeden lacivert-beyazlılar İstanbul'da sürpriz bir yenilginin kurbanı olmuştu.

Aynısı olabilirdi. İlk iki çeyrek Efes duvarına çarpan Belçika temsilcisi, yine kafasını galibiyete doğru uzattı aslında. Üçüncü çeyrekte bir anda vites küçülten Efes, 16-17 sayı farklarla önde götürdüğü maçın son dakikalarında az kalsın kâbus görüyordu. Kerem Tunçeri'nin kritik bölümlerdeki liderliği galibiyeti getirdi. Bir de yedekten dünyalarla gelen Dusko Savanovic var. NBA'de lokavtın bitişiyle birlikte Amerika yolunu tutacak Ersan İlyasova için "Fazla üzülmeyin" dedi Sırp oyuncu. Sözle değil oyunuyla. 16 sayı, 10 ribaund, 2 blok. Hiç fena kanıtlar değil, ne dersiniz?

Kaçan balık...
Galatasaray Medical Park'ın savunması için söylenecek fazla söz yok. Görüntüler, rakamlar ortada. Bir "Oktay Mahmuti klasiği" diyoruz sezon başından beri. Fakat hücum tarafı için her şey toz pembe değil. Nispeten kadrodan, nispeten de kadrodaki isimlerin form durumlarından kaynaklanan bir şey bu. İkili oyunlar hücumun temeli. Uzunların orta mesafe isabetleri, kısaların sert savunma sonucu buldukları ani hücumlar da kritik.

Unics Kazan dersine iyi çalışan bir takım. İstanbul'daki ilk maçta Galatasaray'ı "Önde durdur, sonra vur" taktiğiyle yenmiş, İtalya deplasmanından Montepaschi Siena karşısında aldığı sürpriz galibiyetle de avantajı eline geçirmişti. Cimbom'a karşı bunu korumak istiyorlardı, korudular da. Zaza Pachulia önderliğinde boyalı alanı kullanan Aslan ilk bölümü fena geçmedi esasında. Kazan'ın çözümü netti. Kapandılar, tüm dikkatlerini içeriye verdiler, ikili oyunların önüne resmen set çektiler. Transferi tamamiyle bu anlarda sahneye çıkıp düzen dışı bir-iki üçlük bulması üzerine kurulan Jaka Lakovic yine Galatasaray taraftarlarını "İsmi lâzım değil, baş harfi J" hezeyanlarına sürükledi. Kollektif durgunluk, Rusya'da mağlubiyeti getirdi.

Veda busesi
Yedinci haftanın en önemli olayı lokavt nedeniyle sahaya son kez çıkan oyunculardı hiç şüphesiz. Fener'de Thabo Sefolosha'ya maç öncesi güzel bir törenle teşekkür edildi, Galatasaray Zaza Pachulia son ana kadar terinin son damlasına kadar mücadele ederek karakterini gösterdi, Efes'te Ersan İlyasova müthiş formuyla Wisconsin yolunu tuttu. Real Madrid, son kez arz-ı endam eyleyen Serge Ibaka ve Rudy Fernandez'in yokluğunu düşünüp kendini içkiye ve Kyle Singler'a verdi. Milano, Danilo Gallinari'siz daha az artist, daha az kaliteli olacağının ipuçlarını verdi. Nancy, Nicolas Batum'suz ilk maçında yıldız oyuncuya "Şimdiden özledim" kısa mesajını attı. Hepsi ve daha fazlası için Popstar geleneğini yaşatalım diyorum:

" BU GECE SON, BİRAZ SONRA BU KAPIDAN SON KEZ"

Haftanın beşi
Milos Teodosic: Yine son saniye, yine Teo! Bu sefer Brose Baskets'e sakal attı.
Curtis Jerrells: Bu günlerin geleceğini hakikaten hiç tahmin ediyorduk. Yedekten geldi, rüzgarı arkasına aldı, 17 sayı, 5 ribauntla Olympiakos'u yıkan isim oldu.
Victor Khryapa: İlk haftaların "Sen en güzel fantezi kadrolarımın katilisin"i bu hafta Kirilenko'nun yokluğunda zincirlerini kırdı. 19 sayı, 7 ribaund, 5 asist.
Milan Macvan: 22 sayı, 8 ribaund harika. Esas enteresan olan, sene başında onu Partizan'a kiralık yollayan Maccabi Tel Aviv'e karşı yapması.
Erazem Lorbek: Yüzde 70'le ikilik, yüzde 62.5'le üçlük atıyor. Nokta.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam