Giro d’Italia 2020’den Kalanlar: Geoghegan Hart, Hindley ve Tarihi Zamana Karşı

Yarışa domestik rolünde gelen iki genç bisikletçi üçüncü haftayı baştan sona kusursuz geçtiler. Fakat bisiklet bu, sadece bir Trofeo Senza Fine var. Emre Köseoğlu'nun yazısı.

Giro

Görsel kaynağı: Getty Images

Bambaşka Bir Son Hafta:
Tam bir hafta önceye, o zaman konuşulanlara bakınca sanki son hafta Giro’yu değil de farklı bir yarışı izlemişiz gibi hissediyorum. 15 gün pembe mayoyu tutan Almeida, son hafta güçleneceğini sandığımız Nibali ve formda gözüken Pozzovivo farklı bir yarışın aktörleriydi, Hindley ve Hart farklı bir yarışın.
Jan Tratnik ve Ben O’Connor’ın galibiyetleriyle başladığımız haftanın ilk iki günü peloton, kaçışı zorlamadı. Gösteri atağıyla iki saniye kazanan Almeida dışında favorilerin de Stelvio’daki büyük günü beklediği açıktı.
Efsanevi tırmanış Stelvio’da ilk önce Sunweb, ardından da INEOS’un yaptığı tempodan sağ kalan sadece iki isim vardı: Tao Geoghegan Hart ve Jai Hindley. Piancavallo etabını da kazanan Geoghegan Hart’ın Stelvio etabında sert tempoyla rakiplerini dökmesi zaten onun için tek seçenekti ama Hindley’in, lideri Kelderman’a yardım etmek yerine Hart’la kalması hem yarışın kaderini değiştirdi hem de kendisine bir etap kazandırdı.
Hindley eğer Kelderman’a yardım etmek için beklese muhtemelen ikisinin de pembe mayo şansı yok olacak, vasat bir son hafta izleyecektik. Genç Avustralyalı, liderini beklemeyerek zor bir karar verdi ama kesinlikle doğruyu yaptı. Hoş, yarışı kazanamadılar ama yapabileceklerinin de en iyisi buydu zaten. Bir noktada taktik de yerini bacaklara bırakıyor.
Kâğıt üstünde Giro’nun en durağan günü olarak gözüken 258 kilometrelik Morbegno-Asti etabı birçok tırmanıştan daha olaylı geçti. 229, 203, 207 kilometrelik üç zor etaptan sonra gelen 258 kilometrelik dümdüz bir etap bardağı taşıran son damla olmuş, takımlar ile organizasyon arasında çatışma çıkmıştı. Her bir bisikletçi aynı görüşü paylaşmasa da birçoğu etabın kısaltılmasını isteyince yarış direktörü Mauro Vegni çılgına dönmüş, Milano’ya varıldığında ‘birilerinin yaptıklarının bedelini ödeyeceğini’ söylemişti.
Artık her bisiklet izleyicisinin bildiği üzere bisikletçiler yarışmak istemeyince yarışmıyor. Morbegno’daki nötral start biter bitmez hepsi otobüslerine atladı ve sonraki 135 kilometreyi takım otobüsleriyle geçerek Abbiategrasso’da gerçek yarışa başladılar. Üç haftanın yorgunluğunu taşıyan sprint trenleri çalışmayınca kaçıştan Josef Cerny etabı kazandı. Çek bisikletçinin 2021 için bir kontratı halen bulunmuyor ama bu galibiyet ona yardımcı olacaktır.
Agnello, Izoard, Montgenevre gibi tırmanışlardan arındırılmış Sestriere etabı bile Kelderman’ın 1:35 geriden gelerek pembe mayosunu kaybetmesi için yeterli oldu. Etaba girerken ilk üç bisikletçi, 15 saniye içerisinde sıralandığından ve son tırmanış etabı olduğundan düğümün çözülmesi bekleniyordu. Fakat Geoghegan Hart ve Hindley birbirlerini o kadar yakından marke etti ve güçleri o kadar yakındı ki sprinte kadar birbirlerini dökemediler. Bir de bonifikasyonu Hindley, etabı Hart alınca Milano’daki büyük güne ikisi de tamamen aynı zamanda girdi. 3344 kilometrelik parkuru her ikisi de tam olarak 85 saat 22 dakika ve 7 saniyede almıştı.
Milano’da aralarından ilk başlayan Hart, onu takip eden ise saliselerle giydiği pembe mayoyu koruma hedefiyle parkura çıkan Hindley’di. Fakat aralarında saliselerle girdikleri etaptan Britanyalı lehine 39 saniyelik bir farkla çıktılar ve Trofeo Senza Fine, Tao’nun oldu. Etaptaki diğer önemli olaylar ise Almeida’nın bir basamak yukarı çıkması ve Ganna’nın dördüncü, Ineos’un yedinci etabını kazanması oldu.
picture

Der Mann in Rosa, Jai Hindley, beim Abschlusszeitfahren des Giro 2020. Das Trikot kann er in Mailand jedoch nicht verteidigen

Görsel kaynağı: Getty Images

Eşine Rastlanmaz Bir Genel Klasman:
3 Ekim’de bu yarışı bir INEOS’lunun kazanacağı söylense herkes aklından aynı senaryoyu geçirirdi. Thomas’ın zamana karşılarda büyük fark yarattığı, dağlarda da INEOS’un gücüyle mayoyu koruduğu sıradan bir büyük tur. Fakat Enna sokaklarında yerinden çıkan bir matara yarışı tamamen değiştirdi. Liderinin yarış dışı kalmış olduğu gün Tao’nun yarışı da büyük oranda bitmiş gibiydi. Yardım edebileceği kimsesi yoktu ve genel klasmanda 3:12 geriye düşmüştü.
Hem onun için hem de yarışın kalanı için işlerin değişmeye başladığı gün Piancavallo’ydu. O gün Nibali, Fuglsang, Majka, Pozzovivo gibi yarış öncesi favoriler sahneden inmiş; yerlerine Kelderman, Hindley ve elbette Geoghegan Hart gelmişti. Sıradan bisiklet izleyicileri olarak bizim anlamamız Stelvio etabını bulsa da yıllardır sporun içinde kalan, tarihin en başarılı sportif direktörlerinden olan ve şu an Astana’nın başında bulunan Giuseppe Martinelli, o günden Britanyalının kazanacağını söylemişti.
Eklenecek başka pek bir şey yok. INEOS son haftayı özellikle de Rohan Dennis’in yardımları sayesinde apayrı bir seviyede koştu ve Fransa Turu’nu 6 sene sonra kaptırdıkları yılı büyük tursuz kapatmamış oldular. 2021’de Fransa Turu’na sekiz liderle gitme lüksleri bile var.
Hindley ve Kelderman’ı aynı kategoride değerlendirmek daha doğru. Son haftaya iki isimle girmeleri, istedikleri zaman ataklarla Tao’yu çalışmaya zorlayabilecekleri anlamına geldiğinden avantajlı konumda gözüküyorlardı ama Dennis faktörü her şeyi değiştirdi. Podyumun son iki basamağı Palermo’da teklif edilse hiç düşünmeden kabul ederlerdi ama son üç gün pembe mayoyu iki farklı isimle taşıyıp mağlup olmak Roglic’in Fransa’da yaşadıklarıyla benzer olsa gerek.
Geoghegan Hart INEOS’ta yarıştığı için eline başka fırsatlar da geçecektir ama Hindley ve Kelderman’ın her yarışta zirveye oynamasını beklememek gerek. Mesela ilk altının tamamının kariyerlerinin en iyi büyük tur genel klasman derecelerini elde etmesi bu Giro’nun ne kadar istisnai bir yarış olduğunun en net göstergesi. Yates, Thomas ve Kruijswijk gibilerinin Milano’ya ulaştığı bir senaryoda çok daha farklı kişilerden konuşuyor olabilirdik.
Artık ‘2020 Giro’ denilince aklıma muhtemelen ilk olarak Almeida gelecek. İlk büyük turu olduğundan Stelvio’da ne yaşadığını anlayamadı ve pembe mayoyu kaybetti ama hem zamana karşısı hem de tırmanış yeteneği büyük tur kazanmaya çok müsait, üstüne sprinti de kendisini birçok etapta favori kılıyor. Lakin sadece kendisi hakkında değil; bu yarışta Demare’dan Hindley’e, Tao’dan Kelderman’a herkes için aynı soru işareti var aklımda: Bu isimler gerçekten muhteşem performanslar mı sergilediler yoksa seviye mi düşüktü? Sanırım bunun cevabını sadece zaman gösterebilir.
Quick-Step açısından Joao Almeida’nın koştuğu bu yarış Remco Evenepoel’in döndüğü zaman koşacaklarının bir ön gösterimi gibiydi ve sınavı geçtiler. Pembe mayoyu 15 gün kadar koruduktan sonra, 20. etapta bile iki Sestriere arası kalabalık bir ekiple Almeida’ya destek olabilmeleri Remco’ya rahat bir nefes aldırmış olmalı. Bu ekip hakkındaki tek soru işaretim Masnada. Stelvio etabında Almeida’yı beklemeye geç karar vermesi ve Portekizlinin sık sık önde çalışmak zorunda kalması şüphe uyandırıcı.
Bilbao fırsatçı yarıştı ve beşinciliği şüphesiz hak etti. Görkemli ataklar veya muhteşem tırmanış performansları göstermese de Tour’dan gelerek Giro’yu ilk beşte bitirmenin mümkün olduğunu gösterdi.
Fuglsang ve Nibali yarışın ilk iki haftasını birbirlerine karşı demeç vermekle geçirdi. Araları iyi olmayan iki eski takım arkadaşının ortak korkusu birbirlerini devre dışı bırakmaktı. ‘Neyse ki’ denilebilir mi bilmiyorum ama korkuları gerçekleşmedi ve kendilerinden yaklaşık 10 yaş genç olan meslektaşları onları devre dışı bırakma görevini üstlendi. Fuglsang’ın klasiklere odaklanması gerektiğini birçok bisiklet takipçisi söylüyor ama Nibali için hala en iyi fırsat Giro. 2021’de cevabını alacağımız önemli sorulardan biri de Messinalının bu performansının bir istisna mı yoksa yaşı gereği mi ortaya çıktığı olacak.
Konrad ve Pernsteiner ile Avusturya’nın ilk 10’a iki bisikletçi sokması ülke için önemli. Hem başarıları sadece Giro’yla sınırlı değil. İspanya topraklarında da Grosschartner’in performansı, yeni bir ülkenin daha yükselişe geçtiğinin ayak seslerini kuvvetlendiriyor.
Tao Geoghegan Hart, Joao Almeida ve Ruben Guerreiro’nun tek ortak özellikleri Giro’ya imzalarını atmaları değil. Aynı zamanda hepsi Axel Merckx’in başında bulunduğu, pelotona her yıl birçok genç bisikletçi çıkaran Hagens Berman Axeon takımının ürünleri. Ne yazık ki takım şu an zor zamanlardan geçiyor ve faaliyetlerini bu seviyede devam ettirmeleri için desteğe ihtiyaçları var. Acaba önümüzdeki günler beklenen haberi getirecek mi?
Diğer Klasmanlar:
Bir yarışa sponsor çekerken aynı zamanda işleri ilginçleştirmenin en kolay yolu ekleyebildiğiniz kadar klasman eklemek. Bu yarışta da siklamen ve mavi mayo dışında; 21 gün boyunca bahsi sadece birkaç kez geçen, sadece küçük takımların peşinde olduğu farklı ödüller vardı.
Siklamen mayo için kıran kırana bir mücadele olduğunu söylemek abartı olur. Arnaud Demare’ın tüm sprint etaplarını kazanması, Sagan’ın da kaçıştan tek etap aldıktan sonra işleri oluruna bırakması heyecanı büyük oranda öldürdü. Hatta ikisi dışındaki sprinterlerin hiçbiri istikrar yakalayamadığından ve Matthews, Gaviria gibileri de pozitif testle yarış dışı kaldığından Joao Almeida genel klasmanda dördüncüyken puan klasmanında üçüncü.
Mavi mayo savaşı üçüncü haftanın başında izlemesi keyifli olacak gibi gözüküyordu fakat Visconti’nin yarışı bırakmasıyla Guerreiro, klasmanda rakipsiz kaldı. 234 puan toplayan Portekizliyi en yakından takip eden isim ise mavi mayoyla hiç işi olmayan Tao Geoghegan Hart’tı.
Yarışa liderlik eden Hindley, Geoghegan Hart ve Almeida aynı zamanda gençler klasmanına da dahil olduğundan beyaz mayonun adı hiç geçmedi bile. Wilco Kelderman’ın pembe mayoyu giydiği iki gün dışında genel klasman lideri hep 25 yaş barajının altındaydı.
Ara sprint, en savaşçı bisikletçi ve kaçış klasmanlarına liderlik eden isimleri duyunca şaşırmayacaksınız. Thomas De Gendt zaten savaşçı bisikletçi klasmanının onursal lideri olduğundan bu ödülün evinde özel bir yeri olmayacaktır. Öte yandan şimdilik sponsor arayışında olan Androni için Pellaud’nun ara sprint, Bais’in kaçış klasmanına liderlik etmesi Savio’yu hem ekonomik anlamda rahatlatmış hem de takıma görünürlük sağlamıştır.
İlginçtir, takımlara verilen iki ödülde de bu kez Movistar’ın adı zirvelerde değil. Özellikle fair play klasmanında yarış boyunca göz göre göre abarttıkları bidon colle ve çöp atma alışkanlıkları onlara hem itibar hem de ciddi miktarda İsviçre Frangı kaybettirdi. Klasmanın zirvesinde FDJ var. Klasik takım klasmanı ise şaşırtıcı olmayan şekilde INEOS’un elinde.
Mart ayına, Strade Bianche’ye kadar İtalya topraklarına vedayı birkaç isme teşekkür ederek gerçekleştirmekte sakınca görmüyorum. Savaşçı karakteriyle dikkat çeken Fabbro, kazanamasa da kaçışı onurlandırmaktan vazgeçmeyen De Gendt, Maglia Nera’yı gururla taşıyan Jonathan Dibben, yol bisikletine veda eden özel karakter Adam Hansen ve başta sponsor arayan karizmatik takım sahibi Gianni Savio olmak üzere tüm Androni takımı; teşekkürler.
Ne yarıştı ama..
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam