Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Giro d’Italia Başlıyor: Parkur, Favoriler, Sprinterler ve Sonbahar

Eurosport Türkiye

Güncellendi 03/10/2020 - 13:44 GMT+3

Normalde bu tarihlerde bu seneki İtalya Turu çoktan bitmiş, bir sonraki senenin parkuru bile açıklanmış olurdu. Fakat bu sene aksiyon yeni başlıyor. Sicilya’dan Milano’ya gideceğimiz üç haftalık yolculuğa hoş geldiniz.

Giro Rosa 2020

Görsel kaynağı: Eurosport

Hazırlayan: Emre Köseoğlu
Giro’nun yeri her bisikletsever için ayrıdır. Fransa Turu kadar ihtişamlı bir yarış değildir belki ama her zaman sürprizlerle doludur. Kruijswijk’ın hayalini bile kuramayacağı Giro zaferine saatler kala buz dağına çarpması, kusursuzun tanımı Merckx’e Savona’dan yadigâr kalan leke, daha o dönemden mitleşen Pantani’nin Madonna di Campiglio’dan sonra çöken dünyası akla ilk gelenlerden.
Giro’nun romantik yanı da diğer büyük turlardan farklıdır. Özellikle bu senenin yeri daha da farklı olacak gibi. Baharın yeşeren İtalya’sının yarışı bu kez düşen yaprakların yarışı olacak. Mayıs’ın yavaş yavaş eriyen karı, bu sene birçok kez taze şekilde çıkacak karşımıza. Uzun günler ve dik gelen güneş yine tek seferliğine açısını değiştirecek, fotoğrafçılara eşine rastlanmaz bir fırsat sunacak.
Bu güzellemeleri bir yana bırakırsak elbette bir yarış da olacak. Geraint Thomas, Simon Yates, Jakob Fuglsang, Steven Kruijswijk ve elbette Vincenzo Nibali gibi isimlerin pembe mayo için mücadele etmesi beklenirken etaplar için de güzel bir kadro var. RCS’in cömert teklifini reddedemeyen Sagan, Fransa Turu’ndan eli boş dönen Viviani, bir ay önce müthiş formda olan Demare ve şimdilik radar altında devam eden Gaviria sprinterler listesinin başını çekiyor.
Parkur
Macaristan’daki üç etapla başlaması planlanan Giro d’Italia tahmin edebileceğiniz sebeplerden dolayı yurtdışında başlama planlarını rafa kaldırmak zorunda kaldı ve bir etabın orta bölümünde Fransa’ya yapılan ziyaret dışında tamamen anavatanında geçecek.
İlk 4 etabımız Sicilya’da ama hiçbiri kolay değil. İlk etap Monreale-Palermo arası 15 kilometrelik bir zamana karşı. Yarış Monreale Katedrali’ne çıkan bir kilometre uzunluğundaki bir tırmanışla başlıyor ve ardından da Palermo’ya doğru bir iniş var. Yolların genişliği ve virajların azlığı parkuru teknik olmaktan çıkarıyor ama ilk günden farklar oluşacak. Filippo Ganna’yı, parkurun da yardımıyla zamana karşı hız rekorunu kırarken görürsek kimse şaşırmaz herhalde.
Giro
İkinci etabın profili normal şartlarda kaçışa uygun gözüküyor. Fakat henüz ikinci gün olduğunu ve pembe mayoyu birkaç gün de olsa taşımak isteyen bir takım olabileceğini düşünürsek pelotona da gidebilir. Eğer ilk günü bir genel klasman takımı alırsa, etabı ve dolayısıyla da mayoyu kaçışa bırakmak isteyecektir. Fakat aksi takdirde son 4 kilometredeki 5.3 ortalama, 9 maksimum eğimli tırmanış ataklara ve keyifli bir sona sahne olabilir.
Üçüncü etap ise havai fişeklerin erkenden atılması için tasarlanmış bir etap. Son 20 kilometre Etna yanardağına tırmanıyoruz. Zamana karşıda büyük miktarda vakit kaybedenler olursa belki atak deneyenler olur ama büyük bir aksiyon beklememek gerek. Zira üçüncü hafta çok zor.
Dördüncü etap için bile kesinlikle sprintle biter demek zor. Çünkü etabın tam ortasındaki Portella Mandrazzi tırmanışının uzunluğu bazı sprinterleri dökebilecek cinsten. Yine de tırmanışın zirvesiyle finiş arasında 65 kilometre oluşu sprint ihtimalini kuvvetlendiriyor. Sanmıyorum ama Bora-Hansgrohe Fransa Turu’nda yaptıkları gibi sprinter rakiplerini tırmanışta dökmek isterse Sagan için uygun bir gün gibi gözüküyor.
5. etapta artık Sicilya’yı bırakıp Calabria’ya, çizmeye geçiyoruz. İşin ilginci bir tırmanış etabı daha var. Bitime 12 kilometre kala zirvesine ulaşacağımız Montescuro 24 kilometre 5.6 eğime sahip. Zirveden sonra finişe kadar iniş olması atak denemek isteyenlerin işini kolaylaştıracaktır ama etap zaferi için kaçış favori konumda. Peloton 225 kilometre boyunca kaçışı kovalamayı tercih etmeyebilir.
6. etapta bitime iki kilometre kala eğimi bir noktasında 10’u bulan kısa bir tepecik olsa ve son bölüm hafif hafif yükselerek devam etse de sprint ihtimaller dahilinde. Mauro Vegni bu sene sprintten önce ortalığı karıştıracak küçük tırmanışlara sıkça yer vermiş. Neyse ki 7. etap baştan sona dümdüz bir sprint. Yarışın ilk saf hız sprinti olduğu söylenebilir.
8. etap aslında cumartesi gününe denk getirmeyi tercih etmeyeceğiniz sakin bir etap. Son bölüm hafif inişli çıkışlı ama asıl aksiyon sonraki gün. Haftayı Roccaraso tırmanışında, 208 kilometrelik bir etapla kapatıyoruz. 4000 metrenin üzeri irtifa kazanılan gün 12’lik eğimle bitiyor. Klişeye sığınarak bu etap sonrasında Giro’yu kimse kazanmış olmaz ama kaybedenler olur demek doğru olacaktır.
Fransa Turu’nda tüm bisikletçilerin çok zor dediği ilk haftadan, kâğıt üstünde daha bile zor gözüken bir ilk haftayı kapatmanın keyfini bisikletçiler San Salvo’daki dinlenme gününde çıkaracak. Sonraki gün ise Tortoreto’da atacağımız turlarla biten hafif tırmanışlı bir etap var. Bitişe 18 ve 11 kilometre kala geçeceğimiz 2.5 kilometrelik Tortoreto tırmanışının ortalama eğimi 7 de olsa bir noktada 20’yi göreceğiz. Dikkatli olunması gereken bir gün.
Adriyatik kıyılarından Rimini’ye gideceğimiz 11. etap da sprinterler için ender bulunan şanslardan. Sonraki gün ise etap boyunca yolun düz gittiği kilometre sayısının çok az olduğu bir profil çiziyor. Yarışın 12. gününde ne olacağını buradan ön görmek elbette imkansız ama kaçış zaferi veya 30-40 kişilik grupla yapılan bir sprint öne çıkan ihtimaller.
13. etap da büyük gün olan zamana karşı öncesi geçiş etabı görevi görüyor. Dinlenme gününden bu yana ciddi bir testle karşılaşmayan genel klasmancılar 34 kilometrelik zamana karşıya taze bacaklarla çıkacaklar. Fakat 34 kilometre bir büyük turu kaybetmek için epey yeterli bir mesafe olduğundan birçok tırmanış etabından daha kritik bir yeri var bu hafif inip çıkan zamana karşının. Son olarak Giro’nun artık gelenek haline gelen zamana karşısının bu sene de Prosecco etabı olarak geçileceğini ekleyelim.
İkinci haftanın kapanışı da epey ihtişamlı. Hazırlık tırmanışlarını geride bırakan pelotonu 15 kilometre, 7.8 eğimindeki Piancavallo karşılayacak. Dinlenme günü öncesi bacaklar tükenene kadar zorlama fırsatı bulunuyor bisikletçilerin. Tırmanışın ilk kısmı ikinci kısmına göre daha sert, uzun menzilli atak denemek isteyenler için ideal bir yer.
Bacakların bol bol çığlık atacağı son hafta öncesi Udine’de bir dinlenme günü var. Hatta gelecek etaplar düşünüldüğünde San Daniele del Friuli etabı da düşük tempoda geçebilir. Çünkü 17. etap Giro’daki canavar etapların ilki. Sırasıyla birinci kategoriden Forcella Valbona (21, %6.6) ve Monte Bondone (20, %6.8), üçüncü kategoriden Passo Durone (10, %6) ve efsanevi Madonna di Campiglio (12, %5.7) var. Son yokuşun yeterince sert olmaması belki büyük farkların önüne geçebilir ama bugün bacaklarına ekstra yük bindirenin işi bir sonraki gün epey zor olacak.
18. etap ilk kilometreden tırmanışla başlıyor. Günün ana yemeği ise aynı zamanda bu yarışın Cima Coppi’si olan Stelvio. 25 kilometrelik, 1 saati aşan tırmanış bittiğinde inişle Torri di Fraele tırmanışına bağlanacağız fakat arada kısa da olsa bir vadi bölümünün olması solo kaçmayı zorlaştırabilir. Olası bir atak için birçok takım kaçışa domestiklerini gönderecektir. Son tırmanış olan Torri di Fraele’nin de fark yaratmak için uygun bölümleri olduğunu söylemek gerek.
Giro
Sıradaki etap bir etap ne kadar geçiş etabı olabilirse o kadar geçiş etabı. 253 kilometre, tek bir kategorize tırmanış yok. Milano’nun yakınından, Como’nun içinden geçiyoruz. Bisikletçiler için keyifli, izleyenler içinse uyku getirebilecek bir etap. Son tırmanış etabı öncesi peloton dinlensin diye koyulmuş bir etap diyebiliriz.
Sırada Giro d’Italia’nın kraliçe etabı var. Colle dell’Agnello, Izoard, Montgenevre ve Sestriere bulunuyor menüde. Son 125 kilometrede düz bölüm neredeyse hiç yok, artık herkes neyi var neyi yok gösterecek. Özellikle birkaç dakika geride kalmış bir favori daha Agnello’dan yarışı patlatırsa yaşanabilecekleri tahmin edemiyorum. Sıkı bir tempoyla geçilirse devasa farklar oluşabilir ama etaba favoriler yakın girerse herkes Sestriere’e kadar bekleyip son zamana karşıyı düşünecektir.
Bu seneliğine Giro, Vuelta ve Paris-Roubaix’nin çakışmasıyla birlikte kutsal gün niteliği kazanan 25 Ekim’de İtalya Turu’nu -bir aksilik olmazsa- tamamlayacağız. Son gün Milano’da 15 kilometre, fazla virajın olmadığı şehir içi bir parkur var. Fransa Turu’ndaki gibi bir son izlememiz için bütün şartlar uygun. Yarış en son Milano zamana karşısıyla bittiğinde pembe mayonun Quintana’dan Dumoulin’e geçtiğini hatırlatmakta da yarar var.
Bu senenin parkuru her bisikletçi tipine şans tanıyan cinsten. Evet, zamana karşı kilometresi fazla ama yüksek irtifaya da sık sık çıkıyoruz. Belki tırmanışların genellikle düzenli eğimli olmasından sabit tempoda tırmanmayı sevenlere avantaj sağlayacağını söyleyebiliriz. Açık bir yarış olacak gibi gözüküyor.
Favoriler
Şimdilik bir numaralı favori Geraint Thomas. Hem zamana karşı kilometresinin fazlalığı hem de Tirreno-Adriatico ve Dünya Şampiyonası’ndaki görüntüsü onu Trofeo Senza Fine için bir numaralı aday yapmaya yeterli. Castroviejo, Ganna ve Dennis’ten oluşan düz yol treni gayet güçlü ama tırmanış domestiği olarak kadro biraz eksik gözüküyor. Alıştığımız renkler pelotonun önünde bu kez o kadar kalabalık olamayabilir.
Simon Yates iki sene önceden yarım kalan hesabını kapatmaya geliyor. 2018’de ilk iki haftayı muhteşem geçirip son hafta tamamen bitmişti. Bu kez aynı hatayı yapmayacaktır. Tirreno-Adriatico’da hem etap hem genel klasmanı kazanarak iddiasını güçlendirdi. Eğer olağandışı bir problem yaşamazsa podyumdan düşeceğini sanmıyorum ama zamana karşıda kaybettiklerini bir noktada geri alması gerek. Yarışı keyiflendirecektir.
Herhalde Vincenzo Nibali’yle devam etmeliyiz. 36 yaşına girmesine haftalar kalan şampiyon şimdiye kadar pek bir form belirtisi göstermedi. Tirreno-Adriatico’da 19, Dünya Şampiyonası’nda 15’inci olarak geldi kendi evi olan Sicilya’da başlayacak Giro’ya. Eğer emeklikten önce bir büyük tur daha kazanmak istiyorsa altın bir fırsat bu Giro. Bu kadar ‘zayıf’ bir start listesi daha bulması mümkün değil. Domestik kadrosu yeterli.
Jakob Fuglsang da büyük turlarda hiç bekleneni veremeyenlerden. Dünya Şampiyonası’ndaki gücünden de anlayabileceğiniz üzere formda olduğuna şüphe yok ama irtifa, istikrar gibi bileşenler işin içine girdiğinde yine zirvede kalabilir mi emin değilim. En iyi domestik kadrosu onda. Farklı takımlarda olsalar pembe mayo adayları olacak Vlasov ve Lopez gibi iki domestiğe sahip. Eğer Fuglsang şimdiye kadar hep yaşadığı talihsizliklerden biriyle daha karşılaşırsa Vlasov veya Lopez de genel klasman mücadelesi verebilir.
Giro
Aslında Tour de France’taki rüya takıma katılması planlanan Kruijswijk, Dauphine’deki kazasından sonra Giro’yu beklemek zorunda kaldı. Giro’da iyi anıları var, Colle dell’Agnello’yu içeren kötü anıları da var. Ondan çok atak beklememek gerek, istikrarı her zaman iyiydi. Yine doğru yerde, doğru zamanda olursa podyumu bir şekilde yakalar. Genç ama fena da tırmanmayacak bir takımı var.
Tirreno-Adriatico’dan eli boş dönse de şimdilik radar altından devam ederek iyi iş çıkaranlardan biri de Rafal Majka. Şimdlik en büyük tırmanış testi olan Sassotetto etabında Geraint Thomas’la birlikte kalmayı başarmıştı. Bence zamana karşı kilometreleri nedeniyle pembe mayo için ciddi bir aday değil ama sonunda parçaları birleştirebilirse podyum neden olmasın? Artık hedefini altıncılıklardan yükseğe koymuş olmalı. 2021 için bir kontratının olmaması da onu motive edecektir.
Profil bakımından diğer altı isimle yarışacak biri değil ama Joao Almeida’ya da bir parantez açmak istiyorum. Henüz hiç büyük tur koşmadı ve kayda değer bir yarış galibiyeti de yok. Yine de son yıllarda yaşananları hesaba kattığımızda bunun bir engel olmadığı ortada. Bu yarış için sürpriz adayımın kendisi olduğunu söyleyebilirim. Pogacar’ın yaptığını beklemek haksızlık olur ama Ekim ayının sonuna geldiğimizde Almeida’nın adı daha sık anılıyor olursa şaşırmam.
Favoriler bölümünü kapatırken bir alt kategorideki isimleri ve gençleri de saymak gerek. Şimdiye kadar kariyeri hayal kırıklığı olarak ilerlese de bu sene fena gözükmeyen Wilco Kelderman, iyi performanslarını genellikle Giro’da gösteren Ilnur Zakarin ve Domenico Pozzovivo da ilk 10 adayları içerisindeler.
Giro her zaman gençlerin parlaması için uygun bir yarış olmuştur. Bu senenin listesinde de Hanninen, Knox, Valter, Affini, Bjerg, McNulty, Foss ve Vanhoucke gençler arasında öne çıkanlar. Affini ve Bjerg’in zamana karşılarda, kalanlarının ise tırmanışlarda ellerine şanslar geçebilir.
Sprinterler ve Etap Avcıları:
Giro bu sene genel klasman anlamında istediği derinliği yakalayamadı ama sprinterler açısından epey güçlü bir kadro var. Fransa Turu’nda istediği sonuçları alamayan Sagan kariyerinde ilk kez İtalya Turu’nda yarışacak. Sprinterler arasında en yüksek hıza sahip olan o değil ama yine de siklamen mayo için en büyük aday o. Sporun yıldızı, pelotonun en yüksek maaşlı üyesi 15 aydır yarış kazanamıyor. Bu Giro’yu iyi geçirip sezonunu kurtarması gerek.
Siklamen mayonun Sagan’ın ardından en büyük adayı Michael Matthews olarak gözüküyor. Matthews Fransa Turu’na alınmasa da kötü bir sezon geçirmiyor. Hepimiz van Aert-Alaphilippe düellosunun etkisindeyken Milano-Sanremo’da toplu sprinti kazanıp üçüncü gelmiş, ayın sonunda da Bretagne Classic’i kazanmıştı. O da Slovak rakibi gibi asıl puanları ara kapılardan toplamaya çalışacaktır ama sprint finişlerinde de ilk 5’ten düşmemek mayo için hayati.
Saf sprinterler olarak Gaviria, Demare ve Viviani’yi sayabiliriz. Viviani Fransa Turu’nda herhangi bir etapta dördüncülükten yukarısını göremeyerek felaket bir yarışı geride bıraktı. Belki evinde daha iyi bir performans gösterebilir ama geçtiğimiz senelerdeki Viviani’yle bu seneki Viviani’nin aynı bisikletçi olmadığı ortada.
Elia Vivani bei der 4. Etappe der Tour de France
Demare için olumlu konuşmamak elde değil. Yarışa tricolore’siyle başlayacak ama erkenden birkaç etap kazanıp kendisini siklamen renklerine atması da mümkün gözüküyor. Onun hakkında sadece tek bir şüphem var, o da formunu koruyup koruyamadığı.
Fernando Gaviria da vasat bir sezon geçiriyor. Kazandığı yarış miktarında problem yok, ama kalitesinde var. Giro della Toscana, Tour du Limousin ve Vuelta a Burgos’ta kazanabildi sadece. Yanında Molano ve Richeze gibi iki önemli sprint domestiğinin olması büyük bir avantaj. Eğer son güne kadar ulaşırsa en azından bir etap kazanır diye düşünüyorum.
Bu isimlerin dışında Ballerini ve Hodeg’le gelen Quick-Step’i de saymak gerek. Hangisini ana sprinterleri olarak getirdiklerini bilmiyoruz ama ikisi de etap kazanabilecek isimler. Davide Cimolai, Rudy Barbier ve Rick Zabel’le gelen Israel Start-Up’a da dikkat etmekte fayda var.
Son olarak 3495 kilometrenin büyük bir kısmında kaçışta olacak ve şansları yardımcı olursa etap çıkarabileceklerden de bahsedebiliriz. Hafif tepeli etaplarda; Andrea Vendrame, Enrico Battaglin, Giovanni Visconti, Diego Ulissi, Nathan Haas ve yeni mayoları sayesinde kolaylıkla ayırt edebileceğiniz EF’in tamamını önlerde göreceğiz. Tabii EF’lilerin yeni mayosunu ne kadar görmek istersiniz orasını bilemem.
Sert tırmanış etaplarında da; Bilbao, Padun, Carboni, Knox, Masnada, Edet, Cataldo, De Gendt, Konrad gibi alışkın olduğumuz isimleri yine kaçarken göreceğiz. Özellikle genel klasman hedeflerini bir yana bırakarak tamamen etap hedefiyle gelen Movistar ve Evenepoel’un sakatlığıyla bir anda özgürleşen Quick Step kadrosu ilginç işler deneyebilir.
Önemli bir kısmı güneyde geçecek olan bu Giro d’Italia’da İtalya’nın bir başka yüzünü de göreceğiz. Klasiklerden, Giro’dan görmeye alıştığımız İtalya’nın dışına çıkıp daha derinlerine indiğimizde kuzeyle güney arasındaki makasın açıklığı gözler önüne serilecek, her şeyin tozpembe olmadığı ortaya çıkacak. Bu yüzden gazeteci Beppe Severgnini’nin geçtiğimiz günlerde karşılaştığım bir paragrafını alıntılayarak bitirmek istiyorum yazıyı, çünkü Giro’yu da bir nevi özetliyor:
İtalya; günbatımındaki tepeler, zeytinlikler, limon ağaçları, beyaz şarap ve esmer kızlar gibi klişe paketler halinde sunulan bir çeşit uyuşturucu. Italia ise bir labirent. Çekici, ama aynı zamanda karmaşık.”
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam