Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Güneşe Doğru Yarış: Paris-Nice’te Parkur ve Favoriler

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 06/03/2021 - 13:03 GMT+3

Primoz Roglic, Nice’ten başlayıp Paris’te sona eren Fransa Turu’nu hayal kırıklığıyla tamamlamıştı. Ancak şimdi tam tersi bir parkurda yeni bir sayfa açmak adına yarışıyor ve onu bu yolda mağlup etmek kolay olmayacak.

The pack rides the 110km 8th and last stage of the 77th Paris-Nice cycling race stage between Nice and Nice, near La Roquette-sur-Var on March 17, 2019. (Photo by Anne-Christine POUJOULAT / AFP) (Photo credit should read ANNE-CHRISTINE POUJOULAT/AFP via G

Görsel kaynağı: Getty Images

Parkur

Paris-Nice, yarın son 11 yılda olduğu gibi yine Yvelines departmanından start alacak. ASO’nun bölge yönetimiyle ilişkileri iyi olmalı ki sadece bu yarış değil, Fransa Turu’nun Paris etabı da 2017’den beri aynı departmandan başlamakta ve önümüzdeki üç yıl boyunca da Paris 2024’ü tanıtma amacıyla bu seri devam edecek.
80 kilometrelik parkurda iki tur atacağımız Saint-Cyr-L’École etabı, atakçılara ilk günden sarı mayoyu giyme şansı sunuyor. Parkurda sadece üçüncü kategoriden iki tırmanış bulunuyor gibi gözükse de kategorize edilmemiş tırmanışların sayısı epey fazla ve etabın son metreleri de hafif eğimli. Versay Sarayı’nın avlusunu takip eden yol, sprint finişini bozmak isteyenler için son çareyken grupetto için de güneşli bir bahar günü yapılan güzel bir Paris gezisi olabilir.
Oinville-sur-Montcient’den başlayan ikinci etapta Nice’e doğru inmeye başlarken Yvelines departmanını da terk ediyoruz. Son kilometre içinde bulunan ve önde girmenin şart olduğu U dönüşü dışında teknik bir bölümü olmayan klasik bir sprint etabı izlememiz kuvvetle muhtemel. Yarış günü, takımlar Paris-Nice’in ilk günlerinde sıklıkla karşılaştıkları rüzgâr tehlikesine tekrardan bakacaklardır fakat an itibariyle yeterince güçlü bir rüzgâr beklenmediğinden sakin bir gün olacağını söyleyebiliriz.
Paris-Nice 2021 - İkinci Etap
14 kilometrelik Gien zamana karşısı, yarışın bir numaralı favorisi Primoz Roglic için biçilmiş kaftan. Son 300 metreye kadar düz ilerleyen etap, Aziz Jeanne d’Arc Kilisesi’ne tırmanan sert yokuşla sona eriyor. Tek haftalık bir yarışa oranla ciddi farkların oluşabileceği zamana karşı, birçok genel klasmancının sonunu getirebilir.
Yarışın ilk zirve finişi ise Chiroubles’da, birinci kategoriden yedi kilometre yüzde altı eğimli bir tırmanışla gerçekleşecek. Ortadaki iniş kısmının ortalama eğimi düşürdüğüne bakmayın, yokuş boyunca yüzde onun üzerinde eğimlere sık sık rastlayacağız. Tırmanışın en ilgi çekici noktası ise üç kilometre kala geçilecek bonifikasyon kapısı. Ekstra saniyelerin alınabileceği kapıya kadar kaçış grubu çoktan yakalanmışsa, atakların geleceği nokta olarak bu kapı işaret edilebilir.
Roma İmparatorluğunun tarihi merkezlerinden olan Vienne’den yola çıktığımız beşinci etabın finişi Bollène’de, Taş Devri’nden bu yana medeniyetin bulunduğu bir kentte sona erecek. 16 kilometre kala geçilecek ufak bir tepeye konumlandırılan sprint kapısı yarışa heyecan katmayı amaçlasa da peloton büyük ihtimalle bir başka toplu sprinte doğru yelken açacaktır. Hiçbir takım bundan rahatsızlık duymayabilir çünkü kalan üç etap öncesi biraz olsun dinlenmeyi kimse elinin tersiyle itmek istemez.
Cuma günü, menüde epey zor bir geçiş etabı var. Cote d’Azur’ü ilk kez göreceğimiz etaptaki zorlu tırmanışların çoğu orta bölümde olduğundan, genel klasmancılar için görece sakin bir etap olabilir fakat son iki kilometredeki %5 ortalama eğimli tırmanışa her favori önde girmeyi isteyecektir. Eğer büyük takımlar etabı kaçışa bırakmak istemezse finişteki bonifikasyonlar için güzel bir mücadele bizi bekliyor olabilir.
Son dört senede üçüncü kez kullanılan La Colmiane tırmanışı, genel klasman adına en kritik gün. Col du Vence, Col de la Sigale ve Côte de Saint-Antonin gibi tırmanışlarla bacaklara yük bindirecek etabın bölüm sonu canavarı 16 kilometre uzunluğunda ve %6,3 ortalama eğime sahip. Fakat değerler yanıltmasın, şimdiye dek bu tırmanışta hiçbir zaman büyük farklar görmedik ve saf tırmanışçı olmayanların da her zaman bir şansı oldu.
Yarışın son günü ise Nice çevresindeki tırmanışlardan oluşuyor ve klasikleşmiş etabın kilit noktası yine Col d’Eze tırmanışı. Kısaltılmış hali olan Col des Quatres-Chemins adıyla toplam iki kez tırmanılacak olan yokuşun eğim değerleri kesinlikle yarıştaki en yükseklerden biri değil fakat günün başından sonuna kadar devam eden tırmanışları da kullanarak risk almayı seçenler için 110 kilometrelik etap uygun koşulları oluşturuyor. Finiş ise geçen yıl Fransa Turu’nda defalarca geçtiğimiz Promenade des Anglais’de.
Paris-Nice 2021 - Sekizinci Etap

Favoriler

Tamamladığı son sekiz haftalık yarışın yedisini kazanan Primoz Roglic, elbette favoriler listesinin tepesindeki isim. Büyük turlar dâhil katıldığı son 10 etap yarışının tamamında liderlik mayosunu en az bir kez giyen Sloven yıldızın zamana karşı sonrası bu istatistiği bir basamak daha yükseltmesi sürpriz olmaz. Mayoyu korumak adına da George Bennett, Steven Kruijswijk ve Sam Oomen gibi domestikler yeterli olacaktır. Lakin Roglic koronavirüs riski sebebiyle bir süre antrenmanlardan uzak kaldı ve bu sebeple Jumbo-Visma’nın sezon öncesi hazırlık kampını kaçırdı. Eğer Roglic alışık olduğumuz gücünden uzakta görünürse bu detayı hatırlamakta ve şaşırmamakta fayda var.
Primoz Roglic
Düşük irtifalı tırmanışlarda Roglic’i yenmenin ne kadar zor olduğunu defalarca gördüğümüzden INEOS Grenadiers’ın işi bir hayli zor olacak. Geoghegan Hart, Porte, De Plus ve Rohan Dennis gibi isimler kâğıt üzerinde görkemli gözükse de, sezon başı performanslarına dair bazı soru işaretleri mevcut. Geoghegan Hart’ın iki hafta önce Col de la Madone tırmanışında Madous ve Brambilla’yı takip edememesi, henüz formunun yeterli olmadığına dair önemli bir işaretti. Keza Rohan Dennis ve Laurens de Plus de şimdiye dek kayda değer bir performans göstermediler. Öte yandan, INEOS’a geri dönerken domestik rolünü benimseyeceğinde ısrarcı olan Porte için Paris-Nice her zaman iyi bir yarış oldu. Zamana karşısı iyi, daha önce iki kez yarışı kazandı ve en önemlisi evi Nice’te yarışmanın motivasyonu ve avantajları onunla olacak. Tabii listedeki diğer pek çok bisikletçi gibi, henüz yarışmadığından formu ne düzeyde bilmiyoruz.
Son şampiyon Max Schachmann, sezonu Paris-Nice’te açanlar arasında. Alman bisikletçi, iyi gününde etabı kazanabilecek kadar kuvvetli bir zamana karşıcı olmasına rağmen uzun tırmanışlarda zorlanması kaçınılmaz. Jumbo-Visma ve INEOS’un yokuş trenlerini de göz önüne aldığımızda, Schachmann bu yarışı bir kez daha kazanmak istiyorsa mutlaka geçiş etaplarında küçük de olsa farklar yaratmalı. Öte yandan, eğer genel klasmanı takım arkadaşı Grosschartner’e bırakırsa Biot ve Nice etaplarını kazanmak adına en büyük favorilerden biri olacaktır
Paris-Nice 2020: Maximilian Schachmann, Bora-Hansgrohe
Jai Hindley, 2021 sezonunda ne yapacağını en merak edilen isimlerin başında geliyor. Acaba Giro’yu ikinci tamamlaması her şeyin sıra dışı gittiği bir turun tek seferlik sürprizi miydi? Yoksa büyük bir genel klasmancının doğuşuna mı şahit oluyoruz? Bu nedenle önündeki yarışlar onun için çok önemli olacak. Zamana karşıda zayıf olduğunu Milano’da gördük, bu da sekiz günlük bir yarış için ciddi dezavantaj demek. Muhtemel rüzgârlı etaplar için de tecrübesiz bir isim. Takım arkadaşı ve geçen senenin ikincisi Tiesj Benoot ise açılış hafta sonunda çok formda gözüktü. Klasikler eksenli antrenman programı, tırmanış yeteneklerinden çalmış olabilir ama kesinlikle dikkat edilmesi gereken isimlerden biri.
Astana, en büyük genel klasman favorilerinden birine sahip olmasa da yarışa keyif katabilecek bir ekip. Sezona vasat giren Vlasov’la genel klasman kovalamanın yanı sıra Ion Izagirre, Lutsenko, Fraile ve Luis Leon Sanchez gibi güçlü bisikletçiler de kadrolarında. Bilhassa Ion Izagirre tek haftalık bahar yarışlarını çok sever. Eğer Vlasov zamana karşıda fazla vakit kaybederse yarış sırasında bir lider değişikliği görebiliriz.
Bahrain-Victorious, Dylan Teuns ve Jack Haig’in bulunduğu kadrolarıyla birincil olarak etap arayacaktır. İkisinin de zamana karşısı kötü olduğundan zaten genel klasmanın zirvesi gerçekçi bir hedef de değil. Öte yandan, etap kazanmak adına ciddi bir şansları bulunuyor. Teuns beş yıldır Tirreno-Adriatico yerine Paris-Nice’te yarışmayı seçiyor ve bunun karşılığını da şimdiye dek üst sıralarda bitirdiği yarışlarla aldı. Bu seneki yarışta da iki sprint ve zamana karşı dışındaki etaplarda onu atakta görebiliriz. Haig’in yarışını ise takımın kararı belirleyecektir. Domestik mi olacak, yoksa kaçması için özgürlük tanınacak mı?
Guillaume Martin
Cofidis, Guillaume Martin’in genel klasmanda başarılı olmasını bekleyecektir. Ancak 14 kilometrelik zamana karşı sonrası Martin'in elde edeceği derece kendisini podyumdan uzakta tutabilir. Yine de Martin, Cofidis bünyesindeki yarışçılar arasında istikrarını kaydetmeyen ender örneklerden biri.
Faun-Ardeche klasiğini kazanarak yarışa gelen Gaudu için FDJ bu sene elinden gelen her şeyi yapacak. Thibaut Pinot’nun da zor günlerden geçtiği şu dönemde, Marc Madiot’nun genel klasmanda güvenebileceği tek isim o. Zamana karşıda çok kan kaybedecek olsa da yarışın en formda tırmanışçılarından biri olduğuna şüphe yok. Genel klasmandaki farkı Jumbo ve INEOS’u tehdit etmiyorsa zirve finişlerinden birini kazanabilir.
Yavaş yavaş sprinterlere geçmeden önce birkaç tırmanışçının daha adını anmakta fayda var. Fransız kontenjanından Pierre Latour ve Warren Barguil, Lotto-Soudal’de yarışan genç Harm Vanhoucke, Paris-Nice’te iki etap zaferi bulunan David de la Cruz, yeni bir sayfa açmak isteyen Fabio Aru ve geçen sezon Mitchelton yarıştan çekilene kadar iyi bir Giro geçiren Lucas Hamilton tırmanış etaplarında rastlayabileceğimiz isimler.
Yarışın en iyi sprinterinin Bennett mı Demare mı olduğu hakkında bir seçim yapmak kolay değil. İkisinin de maksimum hızları çok yüksek ve sprint öncesi geçilen yokuşları grupla alabilecek kadar tırmanabilirler. Fakat bir seçim yapmak gerekirse Quick-Step’in takım kuvveti Bennett’ı bir adım öne çıkarıyor. Kaçışı kovalamakta Declercq ve Cavagna, sprinti açmaktaysa Senechal ve hâlihazırda pelotonun en iyi leadout adamı olan Morkov’a sahip olmak paha biçilemez bir lüks.
Sam Bennett
Tabii bir Fransız takımı olan FDJ de güçlü bir kadroyla buraya geliyor ama aynı zamanda David Gaudu’yle genel klasmana oynamak istemeleri sprint etaplarındaki takım çalışmasını zayıflatabilir. Bunun dışında, geçtiğimiz yıl Giro’da işleyen formülü bozmadılar ve Miles Scotson ile Jacopo Guarnieri’yi sprint treninin son vagonları olarak kullanacaklar.
Birleşik Arap Emirlikleri’nden eli boş dönen Pascal Ackermann’ın en büyük sorunu, sprintteki son domestiği Rüdiger Selig’in henüz sakatlığını atlatamamış olması oldu. Örnek vermek gerekirse bahsi geçen yarışın dört sprint etabından birinde takımı çapraz rüzgarlara yakalandı, birinde erken önde kaldı, birinde sprinti çok geriden açtı, sonuncusunda ise takım arkadaşı Martin Laas’la anlaşamadı ve hemen sprint öncesi birbirlerini kaybettiler. Kısacası, Ackermann’ın saf hız bakımından yarışın en iyilerinden bir eksiği yok fakat sprintlerde kendi şansını kendi yaratmak zorunda kalabilir.
Bu üçlünün birkaç basamak altına Cees Bol, Giacomo Nizzolo ve Mads Pedersen eklenebilir. Özellikle ilk etaptaki teknik son bölüm ve hafif eğimli sprint finişi Mads Pedersen’in seveceği türden. Kazanmaları biraz daha sürpriz olacak fakat sprint finişlerinde göreceğimiz isimler olarak da Christophe Laporte, Nacer Bouhanni, Bryan Coquard, Phil Bauhaus, John Degenkolb, Alexander Kristoff ve Matteo Trentin’i sayabiliriz.
Geçtiğimiz yılın baharında yapılabilen son yarış olan Paris-Nice, birçok takım ve favorinin eksikliğine rağmen sezonun en keyifli yarışlarından biri olmuştu. Bu sezonun yarışının da aynı şekilde geçeceğini düşünmemek adına bir neden yok. Belki Tirreno-Adriatico’daki start listesi daha fazla yüksek profilli sporcu barındırıyor ama defalarca gördük ki, yarış kalitesi bununla doğru orantılı değil.
Yazı: Emre Köseoğlu
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam