Imola Dünya Şampiyonası: van der Breggen’in Tarihi Dublesi, Alaphilippe ve Ganna

Her şeyin yolunda gittiği senaryoda bu seneki Dünya Şampiyonası İsviçre’de yapılacaktı fakat İsviçre hükümetinin koronavirüs kapsamında getirdiği sınırlamalar bu organizasyonu imkânsız kıldı. Yarışın yapılmasına haftalar kala UCI paniklemiş halde kriterlere uygun yeni bir ev sahibi arıyordu. Hatta ev sahibi bulunamazsa 2021’de iki kez Dünya Şampiyonası yapılabileceği bile konuşuluyordu. Elbette UCI, yani Uluslararası Bisiklet Birliği’nin bu yarışı yapmaktaki ısrarının nedeni en büyük gelir kaynaklarının kendi düzenledikleri bu şampiyona oluşuydu.

UCI başkanı David Lappartient karar için son tarih olan 1 Eylül’den sadece birkaç gün önce yeni ev sahibinin bulunduğunu açıkladığında öne çıkan seçenek Fransa Turu’nun son dört yılda üç kez uğradığı ve seneye de uğrayabileceği söylenen La Planche des Belles Filles’li bir parkurdu. Lakin beklenen olmadı ve yarışın İtalya’da, Imola’da düzenleneceği duyuruldu. Ünlü motorsporları pistini de barındıran parkur belki ilk bakışta İsviçre’deki Aigle-Martigny kadar sert gözükmüyordu ama hafta ilerledikçe ne kadar zorlayıcı olduğu ortaya çıktı.

Alt yaş kategorilerindeki yarışların ve takım zamana karşının bu seneliğine iptal edilmesiyle dört yarışlık mini şampiyonanın ilk yarışı kadınlar zamana karşıydı. Yıl boyunca gökkuşağı formayı giyme fırsatı bulamayan son şampiyon Chloe Dygert yine bir numaralı favoriydi ve ara zaman ölçümüne herkesten 26 saniye daha hızlı gelerek kazanmayı neredeyse garantilemişti. Zaten Dygert’ın ara kapı derecesi erkekler yarışında da uzun süre geliştirilemedi.

Fakat Dygert hızlı bir viraja girerken bisikletin kontrolünü kaybetti ve o sırada aerobarları tuttuğu için dengeyi kuramadan kaza yaparak yarışa veda etti. Kalanlar arasından kazanmaya en yakın iki isim olan van der Breggen ve Reusser ilk iki sırayı alırken bronz da Giro Rosa’da bileğini kıran van Vleuten’ın yerine kadroya dahil olan Ellen Van Dijk’ın oldu.

Erkekler tarafında ise şampiyon ev sahibinden çıktı. Tirreno-Adriatico’da muhteşem bir zamana karşı koşarak öne çıkan Filippo Ganna favori olarak geldiği yarışı kazanmayı başardı. Eğer alıştığımız 50 kilometre üstü zamana karşılara benzer uzunlukta bir parkur olsaydı Ganna için işler zorlaşabilirdi ama kısa zamana karşılarda pist bisikleti bağlantısının da etkisiyle diğerlerinden bir basamak üstte olduğu bir gerçek.

Bisikletin her şeyi yapabilen yıldızı Wout van Aert ikinci, Stefan Küng ise üçüncü olarak podyumu tamamladı. Geraint Thomas Giro öncesi iyi sinyaller verirken 2019’un zamana karşı şampiyonu Rohan Dennis de formunun zirvesinden uzak gözüktü.

Kadınlar yol yarışında en büyük favori elbette Hollanda’ydı. Daha 8 gün önce bileğini kıran Annemiek van Vleuten’ın da yarışma kararı almasıyla en güçlü kadrosuna ulaşan ekip, yarışın kontrolünü hiç ellerinden bırakmadı. Kaçışın oluşmadığı sakin geçilen ilk turlardan sonra ilk olarak van Vleuten’ın atağı için sahneyi hazırlayan Hollanda, van Vleuten koparamayınca van der Breggen’la B planını uyguladı.

Gallisterna’da bitime 40 kilometre kala solo kaçışına başlayan Anna van der Breggen ile kalanlar arasında net bir güç farkı vardı. Van Vleuten, Longo Borghini, Deignan ve Ludwig’li grup bir süre takibe devam etse de tur bitiminde pes ettiler ve pelotonla beraber giderek şanslarını arttırabileceklerini düşündüler fakat tren çoktan kaçmıştı. Anna van der Breggen tarihi bir duble yaparak arka arkaya zamana karşı ve yol yarışını kazanmış oldu. Daha önce bu dubleyi sadece Jeannie Longo, 1995 yılında yapabilmişti.

İkincilik mücadelesine dönecek olursak, son tırmanışta fark yaratan van Vleuten ve Longo Borghini arasındaki sprintte Longo Borghini geçilmemek adına dirseklerini biraz fazla açsa da van Vleuten hızını korumayı başardı ve gümüşü aldı. Marianne Vos da arkadaki sprinti kazanarak zaten altın ve gümüşü alan ülkesine bir de dördüncülük getirdi. Hatta Longo Borghini’ye sprintteki sıkıştırması yüzünden bir ceza gelse podyumda üç Hollandalı bile görebilirdik.

Erkekler yarışında aksiyon 7 saat boyunca kademeli olarak arttı ve 30 saniye içerisinde yarışın kaderi belirlendi. İlk 215 kilometrede hafif tempoda pedal çevirerek bir anlamda uyuyan peloton, Pogacar’ın 40 kilometre kala yaptığı atakla uyandı ve yarış gerçek anlamda başladı. Fransa Turu şampiyonu son tura girerken herkesin aklına soru işaretleri düşürmüş olmalı ki Belçika pelotonun önüne geldi ve Sloven’i geri getirmek için büyük bir efor sergiledi.

Mazzolano’da Dumoulin’in başını çektiği birtakım ataklar görsek de son tırmanış olan Cima Gallisterna’ya girilirken grup yine bir aradaydı. Gallisterna’da ilk denemeyi yapan Hirschi istediği etkiyi yaratamasa da bir grupla beraber kopmayı başardı. Hirschi, Kwiatkowski, Roglic, Wout van Aert, Alaphilippe ve Fuglsang’dan oluşan grup yokuşu bitirmek üzereyken Alaphilippe atağını yaptı ve bir daha da yakalanmadı.

Kalan kilometrelerin çoğu iniş olsa da eğer arka grup birlikte çalışmayı başarsa Alaphilippe’i yakalama ihtimalleri bir hayli yüksekti. Fakat Wout van Aert’ı sprintte geçemeyeceklerini düşünen grup birlikte çalışmadı. van Aert’la aynı ticari takımda yarışan Roglic’in Belçikalıya mümkün olduğunca yardım ettiğini biliyoruz ama tek bir kişinin yardımı yeterli olmadı, günün en güçlü ismi solo kaçışla yarışı kazanmış oldu.

Podyum sprintinde sürpriz yaşanmadı. Van Aert ikinci, Kwiatkowski’yi fotofinişle geçen Hirschi ise üçüncü oldu. Kâğıt üstünde domestik olarak gelmesine rağmen ilk 10’a giren Caruso ve 4600 metreye yakın irtifa kazanılan bir yarışı yedinci bitiren Matthews de günün iyileri arasındaydı.

Julian Alaphilippe’in tarihin en şanslı Dünya Şampiyonlarından olduğunu da söylemek mümkün. Geçtiğimiz senenin şampiyonu Mads Pedersen kısaltılmış sezon nedeniyle klasiklerde gökkuşağı renkleriyle yarışamazken Alaphilippe klasiklerde, Giro’da veya Vuelta’da ikişer kez yarışma fırsatına sahip olacak.

Kış gelmeden tüm yarışların tamamlanması için iyice sıkıştırılan takvimde Ekim ayında da hiç boşluk yok. Salı günü, sprinterler ve klasikçilere hitap eden profiliyle BinckBank Tour başlarken Çarşamba da patlayıcı yokuşçuların klasiği La Fleche Wallonne koşulacak.

Hafta sonu ise bir büyük tur, bir de anıtsal klasik var. Cumartesi Sicilya’daki bireysel zamana karşıyla Giro d’Italia’nın startı verilirken düne benzeyen parkuruyla Liege-Bastogne-Liege de Pazar günü yapılacak. Büyük ihtimalle gökkuşağı renkleriyle Alaphilippe’i de ilk kez orada göreceğiz.