Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Max'in babası

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 19/08/2020 - 03:47 GMT+3

Engin Bakırburç, Jos Verstappen'e dair yazdı.

Max Verstappen ve Babası Jos (Red Bull)

Görsel kaynağı: Getty Images

1972 yılında, Montfort'da dünyaya geldi. Pistlere sekiz yaşında merhaba dedi. Kartingde Hollanda, Benelüks, Belçika ve iki farklı kategoride Avrupa şampiyonlukları; Formula Opel'de Benelüks şampiyonluğu; Formula 3'te Almanya şampiyonluğu yaşadı. Bütün bu başarıları elde ettiğinde henüz 22 yaşındaydı.
1994 yılına gelindiğinde özgeçmişi öylesine kabarıktı ki Williams ve Ferrari dışındaki bütün Formula 1 takımlarının kapıları kendisi için ardına kadar açıktı. İlk olarak Footwork ve McLaren takımlarıyla testlere çıkan Jos Verstappen, tercihini Benetton'dan yana kullandı.
Takım patronu Flavio Briatore sezona Michael Schumacher ve JJ Lehto ikilisi ile başlamayı planlıyordu. Verstappen takımın üçüncü pilotuydu fakat JJ Lehto'nun sezon öncesi testlerde geçirdiği ve boynunun kırılmasıyla sonuçlanan bir kaza bütün planları değiştirdi. Verstappen sezonun Brezilya'daki açılış yarışında kendini yarış koltuğunda buldu.
Kariyerinin ilk yarışı korkunç bir kazayla son buldu. Mücadelenin 36. turunda sekizinci sıra için Eddie Irvine ile çekişiyordu. Üçüncü virajın çıkışında iyi bir momentum yakaladı. Dördüncü virajdan önceki uzun düzlük boyunca rakibinin hava koridorundan faydalanarak arayı bir hayli kapattı ve viraj öncesinde atak yapmak üzere sola doğru açıldı. Bir iki saniye sonra Irvine'dan da aynı hamle geldi. Hemen önlerindeki Eric Bernard bu ikiliden bir tur gerideydi ve baskı altındaki Irvine onu bir an önce geride bırakmak istiyordu fakat bu sırada yanına kadar gelen Verstappen'in farkında bile değildi. Irvine'ın ani hamlesiyle biraz daha sola açılmak zorunda kalan ve çimlere taşan Verstappen aracının kontrolünü kaybetti. Kendisiyle birlikte Irvine'ı, Bernard'ı ve bu üçlünün hemen önünde arıza sebebiyle yavaşlayan Martin Brundle'ı pistin dışına süpürdü. Kaza sırasında Verstappen'in sağ arka tekerleği Brundle'ın kafasına çarptı ve kaskını çatlattı. Büyük bir şans eseri Brundle'ın burnu bile kanamadı. Günün sonunda kazaya sebep olan Irvine, FIA tarafından 10.000 dolar para cezasına çarptırıldı ve sonraki yarıştan men edildi. Daha sonra bu ceza üç yarışa çıkarıldı.
Bir sonraki yarışta da direksiyon başında Verstappen vardı. Üçüncü yarışla birlikte Lehto pistlere geri döndü fakat tutunamadı. Dört yarışın ardından koltuk bir kez daha Verstappen'e aitti.
Sezonun dokuzuncu, kariyerinin henüz beşinci yarışında kelimenin tam anlamıyla ölümden döndü. Hockenheim'daki yarışın 16. turunda, pit stop sırasında birkaç litre benzin aracın üzerine sıçradı. Araç bir anda koca bir alev topuna dönüştü ve Verstappen, vizörü açık bir şekilde alevlerin ortasında kaldı. Benzinin parlamasıyla birlikte etrafa kaçışan mekanikerler ilk şokun ardından harika bir reaksiyon göstererek yangına oldukça kısa bir süre içerisinde müdahale etti. Olay sırasında şans eseri hayatını kaybeden olmazken araçtan çabucak ve yardımsız bir şekilde inmeyi başaran Verstappen bu yangını yüzünde bir yanıkla atlattı.
Almanya'da deneyimlediği cehennem provasının hemen ardından Macaristan'da adeta küllerinden doğdu. Yarışı üçüncü sırada bitirerek kariyerinin ilk podyumunu elde etti. Bir sonraki yarışta yine podyumdaydı. Aslında bitiş çizgisini dördüncü sırada geçmişti fakat yarışı kazanan Schumacher, aracında yapılan incelemenin ardından yarıştan diskalifiye edilince Verstappen kendini podyumun son basamağında buldu. Belçika'daki bu podyumun ardından üç yarışa daha katıldı. Sezonun son iki yarışında ise koltuğu takımın yeni ismi Johnny Herbert'a devretti.
Jos Verstappen wurde von der Polizei verhört
1995 yılının başında Flavio Briatore tarafından Simtek takımına ödünç verildi ve sezonun ilk beş yarışında Simtek adına mücadele etti. Bu yarışların dördünde mekanik problemler sebebiyle yarış dışı kaldı ve yalnızca İspanya'da damalı bayrağa ulaşabildi. Maddi zorluklar yaşayan takım, beşinci yarışın ardından kapandı ve Verstappen test pilotu olarak Benetton'a geri döndü.
1996 yılında Benetton'dan ayrılarak Footwork ile anlaştı. Bu takımda bir tam sezon geçirdi. Belçika'da kariyerinin en ciddi kazalarından birini yaşadı. Stavelot'nun çıkışında mekanik bir sorun sebebiyle aracının kontrolünü kaybetti ve 200 km'nin üzerinde bir süratle lastik bariyerlere çarptı. Kazanın ardından araçtan tek başına çıktı fakat yine de tedbir amacıyla hastaneye kaldırıldı. Yapılan kontrollerin ardından herhangi bir sağlık sorunu saptanmadı ve aynı akşam taburcu edildi.
O yıl takvimdeki 16 yarışın yalnızca dördünü tamamlayabildi ve sezonu yalnızca bir puanla tamamladı. Ertesi yıl Tyrell'a geçiş yaptı fakat senaryoda pek bir değişiklik olmadı. Üstelik bu kez puan da elde edemedi. Buna rağmen Formula 1 kariyerinin en büyük başarısını bu yıl gerçekleştirdi: Baba oldu!
1998 yılının başında Benetton'la sezon öncesi testlere çıktı. Bir yarış koltuğu bulabilmek içinse sezon ortasına dek bekledi. Haziran ayında Stewart'tan gelen teklifi kabul etti ve Jan Magnussen'in yerini aldı. Takvimin son dokuz yarışında mücadele etti fakat yalnızca üçünü tamamlayabildi. Sezon sonunda bir kez daha puansız ve koltuksuzdu.
Yılın sonlarına doğru Honda ile anlaştı. Mevcut takımlar arasında yer almayan Honda, 2000 yılında takım olarak Formula 1'e dönmeye hazırlanıyordu. 1999 yılı, onlar için test yılı olacaktı. Anlaşmaya göre Verstappen, Honda için bir yıl boyunca test pilotluğu yapacak ve ertesi yıl onlarla ile birlikte yarışlara geri dönecekti fakat projenin başındaki isim Harvey Postlethweite, 1999 yılının Nisan ayında kalp krizi geçirip hayatını kaybedince proje yarım kaldı. Honda, Formula 1'e takım olarak dönmek yerine yalnızca motor üreticisi olarak dönmeye karar verdi. Bu kararla birlikte Verstappen, 2000 yılı için kendisine ayrılan koltuğu sezon başlamadan yaklaşık bir yıl önce kaybetmiş oldu.
Bir anda boşta kaldı fakat vazgeçmedi. Arayışlarını sürdürdü ve 2000 sezonu başlarken eski takımı Arrows (Footwork) ile birlikte Formula 1 pistlerine geri döndü. Orta sıralarda mücadele etmesi beklenen, hızlı fakat dayanıksız bir araçla Kanada'da beşinci oldu, İtalya'da podyumun eşiğinden döndü. Birliktelik 2001 yılında da devam etti fakat herhangi bir gelişim yaşanmadı. Aksine maddi sorunlar yaşayan takım, hız ve performans olarak geçen senenin gerisinde kaldı. Verstappen ve Arrows için sezonun tek puanı Avusturya'da geldi.
Avusturya dışında hiçbir yarışta varlık gösteremeyen Verstappen, sezonun en kötü performansını ise Brezilya'da ortaya koydu ve 1994 yılında yaşananların ardından aynı pistin aynı virajında yıllarca unutulmayacak bir kazaya daha karıştı. Frenleme noktasını kaçıran Hollandalı pilot, kendisine az önce tur bindiren Juan-Pablo Montoya'nın üzerine çıktı ve her iki pilot da yarış dışı kaldı. Sol ön süspansiyonu kırılan Verstappen dokuzuncu sıradaydı. Arka kanadı kırılan Montoya ise yarışı lider götürüyordu.
Arrows'taki koltuğu 2002 yılında Heinz-Harald Frentzen'e devredildi ve bir kez daha pistlerden uzak kaldı. 2003'te Minardi ile Formula 1'e son kez döndü. Sezon boyunca sıralamalarda 15. cepten, yarışlarda ise dokuzuncu sıradan yukarıyı göremedi. Sezon sonunda yalnızca Minardi macerası değil, aynı zamanda Formula 1 macerası da sona erdi.
1997 Lüksemburg GP'den iki gün sonra dünyaya gelen Max Verstappen, 2015 yılında kariyerinin ilk Formula 1 yarışına çıktığında tıpkı Damon Hill ve Nico Rosberg gibi babasının adıyla anılıyordu ama zaman içerisinde boynuz kulağı geçti. Genç Verstappen pist üzerinde oldukça güçlü bir karakter ortaya koydu ve şöhret pusulası yön değiştirdi. Max'ın ismi tek başına telaffuz edilmeye başlanırken Jos ise artık yalnızca eski bir Formula 1 pilotu değildi. Yeni bir sıfatı daha vardı: "Max Verstappen'in babası."
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam