Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Sessiz Yorumcu

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 23/12/2020 - 16:30 GMT+3

Formula 3000'de Ayrton Senna'ya karşı mücadelesi, Tyrell ile gelecek vadeden ama kısa süren F1 kariyeri... Formula 1'in değişmez sesi Martin Brundle'ın hikayesi sizlerle.

Former Formula One driver Martin Brundle of Britain

Görsel kaynağı: Reuters

1992 Fransa GP'sinde üçüncü olarak kariyerinin ilk podyum başarısını elde etmiş ancak bu başarı için tam 91 yarış beklemek zorunda kalmıştı. Tecrübesiz takım arkadaşı ise aynı gün yalnızca 14. yarışına çıkmış fakat özgeçmişini dört podyumla süslemişti bile. Martin Brundle'ın 91 yarışlık bu bekleyişi, o zaman için bir rekor niteliğindeydi. Daha önce hiçbir Formula 1 pilotu, ilk podyumu için 91 yarış boyunca beklememişti.
Aslında Formula 1 kariyerine oldukça hızlı ve gösterişli bir giriş yapmıştı. 1983 yılında Britanya Formula 3000 Şampiyonası'nda Ayrton Senna ile çekişmiş, takvimin neredeyse tamamında podyumu onunla paylaşmış, yedi yarıştan galibiyetle ayrılan taraf olmuş fakat puan cetvelinde rakibinin gerisinde kalarak şampiyonayı ikinci sırada tamamlamıştı. Bu çekişme Formula 1 takımlarının radarına girmek için yeterli olmuştu. 1984 sezonu için Tyrrell ile sözleşme imzalayan Brundle, henüz ilk yarışında beşinci olarak iki puan almış ve daha ilk sezonunda podyuma çıkmayı başarmıştı. Ancak masal kısa sürdü.
Martin Brundle ve Ayrton Senna
Brundle'ın yalnızca 0.8 saniye farkla ikinci olduğu Detroit GP'sinden hemen sonra araç incelemeye alındı. Yapılan incelemenin ardından araçta teknik kurallara aykırılık tespit edilince Tyrrell takımı önce yarıştan ve daha sonra tüm şampiyonadan ihraç edildi. Hem takımın hem de pilotların sezon başından bu yana toplamış olduğu bütün puanlar silindi ve oluşan yeni klasmanlara göre rakiplerine dağıtıldı. Bu kararla birlikte Brundle'ın ilk podyumu ile ilk puanları ellerinin arasından kayıp gitmiş oldu.
Ertesi sezon kendisi için yepyeni bir başlangıçtı fakat sessiz sedasız geçti. Sıralamalarda ilk 15'i, yarışlarda ise ilk altıyı göremedi ve sezonu puansız noktaladı. 1986'da da durum pek iç açıcı değildi. Yalnızca dört yarıştan toplam sekiz puan çıkarabilen İngiliz pilot, şampiyonayı 11. sırada tamamladı. 1987'de Tyrrell'dan ayrılarak Zakspeed'in yolunu tuttu. Sezonu kazasız fakat oldukça belalı geçirdi. Yarışların çoğunu tamamlayamadı ancak hiçbirinde kusur kendisinde değildi. Araç hemen hemen her yarışta bir arızaya kurban gidiyor ve pilotunu yarı yolda bırakıyordu. Yine de bu durum Brundle'ın lehine yorumlanabilecek ve bir sonraki yıl koltuksuz kalmasına engel olabilecek bir mazeret değildi. Formula 1 gücünü gürültüden alan, acımasız bir dünyaydı. Uzun süreli sessizlikler burada hiç de hoş karşılanmazdı.
1988 sezonunda yalnızca suçiçeği olan Nigel Mansell'ın yerine Belçika'da Williams koltuğuna oturdu. Zamanını başka serilerde mücadele ederek değerlendirdi. Yılın hemen başında Daytona 24 Saat yarışını kazanarak dikkatleri üzerine çekti. Bunun yanında Jaguar ile birlikte Dünya Spor Otomobiller Şampiyonası'nda bir tam sezon boyunca yarıştı ve şampiyonluğa ulaştı. Uzun süren suskunluğu adeta sona ermiş ve bu ses, Formula 1 dünyasında da yankı uyandırmıştı. Ertesi yıl Brabham tulumlarını üzerine çekti ve özlediği yere tekrar merhaba dedi. Ancak işler yine umduğu gibi gitmedi. 16 yarışta yalnızca dört puan toplayabildi. Sonuç yine hüsran ve ayrılıktı.
 Martin Brundle (Tyrrell) Hungaroring 1986
1990'da adres bir kez daha Dünya Spor Otomobiller Şampiyonası'ydı. İki sezon önce yakaladığı başarının uzağında kalsa da sezonu bir galibiyetle tamamlamayı başardı. Ayrıca şampiyonadan bağımsız olarak özgeçmişine bir 24 saat zaferi daha ekledi. Üstelik bu kez zaferin adresi Le Mans'dı. Sesi tekrar yükselmiş ve duyulmuştu. 1991 sezonu başlarken bir kez daha Brabham tulumlarının içindeydi.
Üçüncü döneminin ilk sezonunu orta sıralarda mücadele ederek geçirdi. Bir sonraki yıl Benetton'a geçiş yaptı. Takımla çıktığı ilk dört yarışta damalı bayrağa ulaşamadı fakat daha sonra güzel bir istikrar yakaladı. Kalan 12 yarışın 11'ini bitirmeyi ve bu 11 yarışın hepsinde ilk beşe girmeyi başardı. İlk podyumunu elde ettiği 1992 yılı sona erdiğinde İngiliz pilot, kariyerinin en iyi sezonunu geride bırakmıştı. Fakat tecrübesiz takım arkadaşı kendisinin tam 15 puan önündeydi.
1993'te Ligier ile anlaştı. San Marino'da üçüncü olarak podyuma çıktı ve bazı yarışları puan barajında bitirdi. Ertesi yıl soluğu McLaren'de aldı. Sezonun açılış mücadelesinde kelimenin tam anlamıyla ölümden döndü. Interlagos'ta dört aracın birbirine girdiği kazada Jos Verstappen'in sağ arka tekerleği Brundle'ın kaskını çatlattı. Brundle şans eseri kazayı burnu bile kanamadan atlattı ve kariyerine ara vermeden devam etti. 1995'te yolu bir kez daha Ligier ile kesişen tecrübeli isim, 1996'da Jordan ile son bir macera yaşadı.
martin brundle
Binlerce iyi pilot arasından sıyrılıp yalnızca yirmi küsur kişinin şans bulabildiği Formula 1'e adım atmak hiç de kolay değildi. O bunu tam üç kez başardı. Sona eren yarış kariyerinin ardından yorumculuğa soyunan Martin Brundle, zamanında sessizliği sebebiyle kendisine iki kez sırt çeviren Formula 1'in değişmez seslerinden biri oldu.
Yazı: Engin Bakırburç
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam