a grubu euro 2012

İkinci tura başlarken takımlardan beklentilerimiz ilk maçlardaki eksiklerini gidermeleri yönünde olur ama Yunanistan tanrılarına güvenmeye kararlı gibi görünüyor. Maçın başında Çeklerin savunma arkasına doğru koşmalarına göz yumarak bir nevi “iki avans” dediler. Rusya karşısında beklemediği şekilde çok topla oynamak zorunda kalınca oyun planı karmakarışık olan Çeklerin ilk maça nazaran savunmalarını da yanlarında getirdiklerinde o kadar da kötü olmadıklarını gördük. Yine de Rosicky’nin aşil tendonundan rahatsızlanması akla tendona ismini veren kahramanın hikayesini ister istemez getiriyor rakip Yunanistan olunca. Petr Cech’in 2008 nostaljisi yaşatması Çekleri bir çeşit panikatak krizine sokmuş olabilir.

Fernando Santos yönetiminde ilk kez yenilen Yunanistan’ın Samaras’ın sol açıkta yapacakları(?) ile bundan sonra pek de fazla şansı yok gibi duruyor. Turnuvaya iyi hazırlanmadıkları kesin. Oyunun iki yönünde de oldukça eksikler; üstelik bu takım Hırvatistan’ın önünde, turnuvaya direk gelmişti. Öte yandan Euro 96 gruplarında Ruslarla final maçına çıkan Çekler şimdi de Polonya ile final oynayacak. Euro 96 grup son maçında, o günden sonra kritik gollerin adamı olacak Vladimir Smicer’in golü Çeklere finale giden yolu açarken Rusları grubun dibine yolluyordu. Rosicky’siz bir şeyler yapmaları zor olsa da inatlarından bir şey kaybetmemiş gibiler. Polonya’nın ev sahibi avantajı önlerindeki bir diğer engel.

16.yüzyıldan bu yana bitmeyen bir savaşın hikayesi vardı günün ikinci maçında. Tribünler açısından futbolun sadece futbol olmadığı akşamda gerilim saha içine fazlaca yansımadı ve oldukça tempolu bir maç izledik. İki takımın da orta sahadan hızlı çıkışları aradığı maç 0-0’a çakılı kalacak gibi dururken Polonya’nın amatör duran top savunmasına turnuvanın yıldız adayı Dzagoev cezayı kesti. Bundan sonrasında görüntü Rusya açısından Çek Cumhuriyeti maçına, Polonya açısından Yunanistan maçının ikinci yarısına benzedi. Ancak Rusya bu sefer cezayı kesemeyince dönen topta Blaszczykowski turnuvanın en güzel golüyle durumu eşitledi. Trajedilerin en büyüğünü yaşayan adamın golü biraz da amaca hizmet etti, gerilimin daha da artmasını engelledi.

Rusya ilk maçta turnuvanın sürprizi olabileceğinin sinyallerini verirken bu maçta sınıfta kaldı. Oyunun bir yönünde oldukça iyiler ama top uzun süre onlardaydı ve onlar da üretmekte yetersiz kaldılar. Polonya’nın en büyük problemi ise teknik adam Smuda. Ev sahibi takımın hocası iki maçtır zaman geçirmek için son dakikada oyuncu sokarak bir puanı kurtardı. Sanırım ligde kalmak için oynadığını düşünüyor. Rusların açtığı pankartın önümüzdeki günlere nasıl yansıyacağı merak konusu.

Futbol bazen ekseninden kayıyor, işin içine mitoloji de giriyor, yüzyıl savaşları da. Son söz ise sahada söyleniyor, bir gol her şeyi değiştiriyor. O yüzden Blaszczykowski armasını öpmeden önce, gökyüzünden onu seyreden annesine dönüyor yüzünü…