Ligue 1 notları - 36. hafta

Bu aralar Fransa'ya yanlayan Jose Mourinho demiş ki; oynanan oyun, alınan sonuç, oyuncuların gelişimi ve kadro değerine göre elde edilen şey düşünüldüğünde Christophe Galtier sezonun en iyilerinden biri Avrupa'da. Katılıyorum.

Lille'in Gervinho-Hazard-Sow üçlüsüyle şampiyon olduğu ve Şampiyonlar Ligi'ne gittiği dönemden sonra ilk kez bu hâle geldiğini gördük. Bunu Türkiye alt liginden Zeki Çelik'i alarak, kariyerinin ilk A takım sezonunu geçiren 19 yaşındaki Rafael Leao'yu oynatarak, Angers ve St. Etienne'de ortalama pırpır kanat olarak oynayan Bamba ve Pepe'yi süperstar seviyesine çıkararak yaptılar. 30 yaş üstü sadece Jose Fonte vardı, buna rağmen sezon sonu bocalamadılar. 21 galibiyete bu hafta ulaşıp kulüp rekoru kırdılar, 72 puansa bitime iki hafta kala yine bir başka kulüp rekoru demekti. St. Etienne döneminde eline oyuncu verilmeyen ama buna rağmen takımı hep ilk 6 seviyesinde tutan Galtier'nin ne kadar büyük bir hoca olduğunu da net şekilde anlamış olduk. Geçen sene zorla ligde kalan takım an itibariyle Şampiyonlar Ligi'nde. Premier Lig'in bu takımı soymama ihitmali yok. Pepe'si, Bamba'sı veya Soumaoro'su gider illaki. Ancak altyapısı Fransa'nın -ve tabii Belçika'nın- en iyilerinden olan, scout ekibi çat diye Leao'yu bulan takımın panikleyeceğini sanmıyorum. Galtier'ye çok yakışacak Şampiyonlar Ligi.

Mario Balotelli demiş ki, "Fransız hakemler dünyanın en kötüsü." Keşke biraz top oynasaydın Lyon'a karşı da kredibiliten olsaydı bunu söylerken be abi. Rezalet bir performans, tam tersi tarafta hemen hemen herkesin çok iyi oynadığı bir Lyon. Anthony Lopes ve Maxwell Cornet klasik büyük maç şovlarını yaptılar (Evet başka şovlar da yaptı Lopes.) ama evinde devreyi 1-0 geride kapattığın ölüm kalım maçının ikinci yarısında hiçbir üstünlük kuramıyorsun sevgili Marsilya. Duje Caleta-Car, kırmızısı dışında da Boubacar Kamara'yla birlikte hiç oralı olamadı Lyon'un fişeklerine karşı. Seneye Avrupa'ya gitmeyen bir Marsilya'dan herkes botlara binip kaçar, haberiniz olsun. Bu arada "Marsilya her yere para harcadı, savunmaya dokunmadı." diyordum ya, 63 gol yedikleri 1984/85 sezonu sonrası tarihlerinde en çok gol yedikleri ikinci sezondalar. Hadi gidip biraz daha forvet alalım.

Lilian Thuram'ın oğlu Marcus, Guingamp'ı düşürdü. Şimdi böyle deyince tabii ağır olacak ama 90+'da takımını en azından bir hafta daha ligde tutma şansını, kaçırdığı penaltıyla tepti. İyi bir penaltıcı olmamasına rağmen ona attırıyorlar, anlam veremiyorum. Misal Parc des Princes'te PSG'yi elerken son dakika penaltısını yine o atmıştı ama Areola'nın dingilliğinden girmişti o top. Başka adam mı yok? Guingamp üçüncü kez ligden düştü. 15 sene önce düşüp geri döndüklerinde Fransa Kupası'na kadar gitmişlerdi. Yine dönebilirler. Tabii şunu söylemek lazım, Antoine Kombouare'yle yaptıkları rezalet başlangıçtan sonra Jocelyn Gourvennec'in toparlaması çok zordu, olmadı. Bir de kupa finali oynadılar sonuçta.

Kombouare demişken, bir sezonda iki ayrı takımı düşürmemek için bu hafta acayip bir galibiyet aldılar Strasbourg karşısında. Evet Strasbourg bitirdi kafada sezonu da, bayağı zorladılar yine de. Kwon Chang-Hoon ile Dijon'un bu sezonki en geç golünü (94. dakika) kaydetmesi ve bitime iki hafta kala Monaco'yla farkı iki puana indirmesi çok acayip. Monaco'da Leonardo Jardim bir de Nimes'e kaybetti. 3 puanlı sistemde oynanmaya başladığından beri en kötü performanslarını egale etmişler.

Monaco haftaya Amiens'ı konuk ediyor, ardından sezonu Nice deplasmanında bitiriyorlar. Amiens haftaya puan aldığı an ligde kalıyor ve -geçen hafta da söylediğim gibi- Nice'in içeride ezeli rakibi Monaco'yu yenip küme düşürme durumu var. Caen, ligde hemen hemen üçüncülüğünü garantileyen Lyon deplasmanına gidip ardından Bordo'yu konuk ederek sezonu tamamlayacak. Dijon ise önce PSG deplasmanına çıkıp ardından içeride Toulouse'la karşılaşacak. Ben Caen ve Dijon'a 3'er puan yazabiliyorum, Monaco'dansa emin değilim. Acayip bir son olacak.

Amiens bu sezon 11 kez berabere kaldı, bunların yedisi 0-0. Keyif be.

PSG paramparça. Cezalar, kırmızı kartlar, sermayenin çekilme söylentisi, Thomas Tuchel'in yerine gelecek insanların listesi falan derken Angers deplasmanında bile dilim dilim oldular. Nereye varacak çok merak ediyorum.

Haftaya Monaco-Amiens ve St. Etienne-Nice izliyoruz. Birisi düşme hattı, ötekisi Avrupa Kupaları için son tren gibi.