Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Ligue 1 notları #4

Eurosport Türkiye

Güncellendi 18/09/2019 - 12:08 GMT+3

Ozan Can Sülüm, Fransa Ligue 1'in beşinci haftasında olanları bitenleri yazıyor.

Ligue 1 notları - Ozan Can Sülüm

Görsel kaynağı: Eurosport

Yusuf Yazıcı'nın kırmızı kart gördüğü haftadan önce “Hem milli ara geliyor hem de sonra Şampiyonlar Ligi gelecek. Bir tık daha kendini gösterebilmesi lazım.” Demiştim.Adam hem kırmızı kart gördü hem de yerine oynayan Araujo şov yaptı. Şanssızlık yani, buna yapacak bi’ şey yok. Ben çat diye kesileceğini düşünmüyorum ama momentumun lehine dönmesi lazım artık. Arka arkaya biraz fazla olumsuzluk oldu daha ilk döneminde. İki tane beşte beş var; biri Osimhen, diğeri Dembele. Osimhen Fransa Ligi'ndeki ilk beşmaçında beşgol atan nadir oyuncular arasına katılmış. Daha da önemlisi bir seferlik bir patlama olmadığını gösterdi ilk iki haftanın. Temiz bir galibiyet, hele ki Şampiyonlar Ligi macerası başlarken.
PSG'de maç öncesi 11 açıklanırken Parc des Princes, Neymar'ı yuhaladı. Sonra o Neymar gitti krize giren maçı hayvani bir golle 90+'da aldı. Neymar'ı sevmem, futbolu da ön plana koymadığını düşünürüm, ama adamın sürekli krize girmesine rağmen performansını ve istatistiğini hiç düşürmemesi çok değişik. O açıdan takdir etmek lazım. PSG'de her taraf kriz. Rabiot ayrılıyor, Neymar başlıyor, Neymar kalıyor, sakatlıklar patlıyor falan bir türlü huzura eremedi Tuchel. Hele ki ön tarafın tamamı sakatken içeride puan kaybı gelseydi, yönetime ufak bir savunma yapması gerekebilirdi. Ben tekrar yazıyorum, daha önce de yazmış olmam lazım: Sarabia işi giderek Jese'ye dönüşmeye başladı. Ben cidden PSG seviyesiyle bu kadar alakasız bir oyun görmedim Jese hariç, PSG'nin yaptığı büyük transferlerden. En olumlu nokta Di Maria'nın yine şov yapmaya başlamış olması ve Gana-Verratti ikilisinin bayağı yüksek enerji ve potansiyelli görünmesi. Strasbourg da iyi güzel ama abi bir kaleci, dört stoper, iki bek, üç orta saha ve bir ayı forvetle çıkıyorsan bir zahmet yemeyiver o golü de. Ben bunlarda Avrupa'dan elendikten sonra ufak bir mental çöküş görüyorum, inşallah sıkıntı olmaz. Tatlı takımlardı çünkü.
Neymar, Paris SG-Strasbourg
Lyon biraz yumuşak bir takıma dönüştü Reine Adelaide 11'e girince. Yani bunu 2-2 berabere kaldılar diye demiyorum, Tousart dışında fizikli oyuncu yok savunmadan sonraki bölümde. Üstüne bir de hadi çift yönlü oynamayı öğrendi ama yumuşak bir Aouar ve tamamen hücumcu RA, e kanatlarda Terrier ve Traore, ileride desen Dembele. Deplasman için biraz abartılı bir hücumculuk. zaten ne topla oynama konusunda domine edebildiler ne de ikili mücadele, top kazanma gibi departmanlarda üstündü Lyon. Kemik sesi gelecek abi bazı maçlarda, bu orta saha o orta saha değil bence. Sylvinho hocam henüz deniyor. Bu sezon pek bir şey beklemediğimi söylediğimde bak nası’ ikide iki yaptılar falan demişti bazı arkadaşlar ama, durun daha yani. Hocanın ilk macerası, enerjimiz yüksek, gençliğimiz var...
Montpellier - Nice maçı harika olmadı mı şimdi? İlla Lyon'dur Monaco'dur falan bunlar mı eğlendirsin? Vieira ve Nice eğlendiriyor işte. Aslında tam istedikleri gibi ilk yarıda öne geçti Nice. Kapanıp direkt oyunla mis gibi sonuca da giderlerdi ama üçdakika sonra yediler. Oradan sonra momentum Montpellier'ye döndü. Andy Delort'un oynayacağı tuttu hakikaten. Üst düzey komple forvet performansı. Bir gol, bir asist, iki başarılı dripling, üç hava topu mücadelesi kazanmış, üç de top çalmış. Gerçi bu sayılar Hilton çizgiden o topu çıkarmasa biraz anlamsız olacaktı. Adam Ounas'ın iyi başladığını, Dolberg'inse Eredivisie sonrası buranın atletizmine ve sertliğine alışmak için zamana ihtiyacı olduğunu söylesek yanlış olmaz.
Ya geçen sezonun canım takımını, koskoca yeşilleri alıp minik bir Bastia'ya dönüştürdü Ghislain Printant, ben inanamıyorum. Maçta sanırım 970 adet iptal edilen gol var, buna rağmen 2-2 bitti. St. Etienne agresif, rahatsız eden bir savunmayla oynamaya çalışıyor ve kaptığı topları da hızlıca rakip ceza sahası civarına götürüp içeriye sallamaya çalışıyor da… Birincisi çok fazla faul yapıyorlar, ikincisi böyle oynamak için biraz daha topu rakibe bırakıp rakipten topu “çalmanın” daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Ha tabii Toulouse'a nereye bırakıyorsun topu.
Ghislain Printant, St. Etienne Teknik Direktörü
Gelelim haftanın maçına. Abi Marsilya'nın her sezon bir tane sapkın maçı oluyor böyle bol gollü. Ha tabii şimdi Monaco'nun iki gol atıp maçı kazanamadığı üst üste üçüncü hafta bu” falan diyenler olacaktır, haklısınız. İlk beşhaftada yenen 14 gol var, tarihinin en kötü performansıymış Monaco'nun. Bu arada Opta Türkiye şefi Barış Gerçeker'den geldi, Marsilya 1,63 xG'den dört gol çıkarmış. Şanslı veya rakibi şanssız diyor ama savunma ve Lecomte'un şu ana kadar yaptıklarından sonra pek şaşırtıcı bulmuyorum bunu. Kaliteli bir Erzincan tulumu gibi Monaco savunması, iteleyince dağılıyor. Sorunların bazıları şöyle: Her sezon stoper ikilisi değişiyor, üçsezondur bekler sabit değil, savunma dörtlüsünün önündeki oyuncular üç sezon üst üste komple değişti. Bir de üstüne bu sezon yeni bir kaleci geldi. Yani tamam satalım, para da kazanalım ama bu kadar da olmaz değil mi değerli Monaco yönetimi?
Dario Benedetto cuk oturdu ön tarafa. Payet'nin son beş yılda yarattığı şut pasları çoğunlukla boşa gidiyordu Gignac'tan sonra, şimdi muazzam bir bitirici var önünde. Kaldı ki Valere Germain'le çok iyi anlaşıyorlar. Savunmalarındaki sorun devam ediyor, edecek de ama artık en azından yediğinden fazla atabilir konuma geldiler. Tabii Payet ve Benedetto'ya bir şey olduğu anda bu yorumu geri alacağım.
Twitter'a da yazdım, Jardim'in efsanevi kadrosu ve yalancı 4-4-2'sini bu kadroyla oynatmaya çalışmasını çok çözemiyorum. Orada Fabinho-Bakayoko merkezi, sağda merkeze giren Bernardo, solda çizgiyi kullanan Lemar, önde bir serbest wonderkid Mbappe ve bir klasik dokuz, büyük golcü Falcao vardı. E şimdi Fabregas-Bakayoko enerjisi yetmiyor. Martins dediğin adam hadi Lemar muadili (ayağı o kadar iyi değil tabii), öteki tarafta sıfır dripling Golovin, serbest rolde hadi Ben Yedder var, e abi öteki adam Slimani. O dönemde Sidibe ve Mendy'den gelen inanılmaz katkıyı falan katmıyorum. E güzel abim aynı şey mi şimdi ki sen hiçbir şey olmamış gibi oynatmaya çalışıyorsun gözünü seveyim. Gene kovulacaksın.
Nantes gene bir şekilde kendini yukarıya attı, Bordeaux da maalesef öyle. Haftaya son dönemin en çalkantılı PSG'si ile genç Lyon oynuyor. Acayip eğlenceli olmasını bekliyorum.
Haftanın 11'i:
Kaleci: Benoit Costil (Bordeaux) - Bordeaux'yu Koscielny olayından sonra sildim ama Costil'i severim. Bu hafta bir de Gomis vardı iyi performans çıkaran. Ben Costil'i seçtim.
Sağ Bek: Enock Kwateng (Bordeaux) - Kwateng Bordeaux'yu seçtiğinde garip gelmişti. Daha büyük bir sıçrama imkanı vardı. Sezona Bordeaux gibi ağır başladı, Metz maçında yedi top, dört de hava topu kazanıp sağ beki otobana çevirdi.
Sol Bek: Pablo (Bordeaux) - "E bu nedir kardeşim herkes Bordeaux" diyeceksiniz, haklısınız. Metz her ne kadar ligin en kötü takımlarından biri olsa da önündeki Gakpa'ya şişirilen her topu indirdiğinde "ya bu adam kaç kafa topu karşıladı" diye istatistiğe baktım. 10 tane almış. Gakpa'ya uzun top atamayan Metz'in hücumu da öldü böylece.
Stoper: Nayef Aguerd (Dijon) - Bu çocuk buraya Fas'ın yeni büyük stoperi diye gelmişti. Hatta galiba Fas Ligi'nde yılın en iyi genci falan da seçildi. Bam güm değil, ayağı temiz, fiziği bayağı iyi, dengeli ve zamanlaması güzel. Nimes'in sürekli hareketli ön tarafını Manga'yla bayağı iyi durdurdular.
Stoper: Andrei Girotto (Nantes) - Lille deplasmanında orta sahanın merkezinde oynamış, bayağı da iyi idare etmişti. Hatta onun başlattığı hücumlar, kestiği toplar vs maçın momentumunu Nantes'a çevirmiş, ikinci yarının başında da golü bulmuştu Nantes. Stoperde de harika oynuyor. Sezonun şu ana kadar en istikrarlılarından.
Orta Saha: Benjamin Andre (Lille) - Beke koy oynar, sağ öne koy oynar, merkeze koy oynar. Ne güzel all-arounder'ımızsın sen Benjamin Andre. Asist yaptı yapmasına da, özellikle son iki haftanın en iyilerinden Santamaria ve Mangani ikilisine karşı defansif kalitesi çok yüksekti.
Orta saha: Otavio (Bordeaux) - Evet gene Bordeaux. Adam maç boyu sadece üç hatalı pas yapmış, ön altılının en çok koşanı olmuş, bu kadar alan kapatmış falan. Kimi almak lazım başka?
Sağ Kanat: Valere Germain (Marsilya) - Valere Germain görkemsiz bir yarar abidesidir. 11'e koyarsın, büyük maçtadır ama iyi oynar, yedekten sokarsın sahayı bir alevlendirir, golünü atar ama atmak için çok uğraşmaz, daha iyi bir opsiyonu varsa şut atmaz. Seviyorum böyle adamları. Al işte mesela Monaco deplasamanında Thauvin'in yerini doldurdu, bir gol bir asist.
Sol Kanat: Gradel (Toulouse) - Komple çoluk çocuk olunca bi tane tecrübeli adam lazımdı Toulouse'un ön tarafına. Gradel de felaket geçen Premier League döneminin acısını çıkarıyor bir süredir. Eski takımına karşı frenden boşalmış gibi oynadı. Maçın adamıydı.
Forvet: Andy Delort (Montpellier) - Geçen sezondan sonra beklentiler büyüktü, Montpellier'de sezon başı Tavanier sakatlanınca biraz takımın planları bozuldu, o da kötü başladı ama kritik Nice maçını getiren oyuncu oldu.
Forvet: Dario Benedetto (Marsilya) - Bu adam herhalde 20 hafta falan buraya girecek. Öyle görünüyor. Yani hem sürekli doğru yerde, hem sürekli boğuşuyor, hem dağıtıp hareketleniyor, hem bitiriyor hem de her türlü... Marsilya Mitroglou'ya verdiği bonservisten daha azına şovmen buldu. Tam da taraftar profiline uygun.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam