Futbol: Benzersiz Bir Oyun

Bazen hakemler maça geç kalıyor, bazen taraftar takımı için gol atıyor. Futbol sahada ve saha dışında birçok hikayeye ev sahipliği yaparken hiç beklemediğimiz anlara sahne oluyor.

Kaleci oyuncuyu biliyorduk ama taraftar oyuncuyu bu maça kadar hiç duymamıştık. West Ham - Oxford City (1994) hazırlık maçında takımının performansından memnun olmayan West Ham taraftarı Steve Davies, yedek kulübesi arkasında yaptığı protestolar ile West Ham menajeri Redknapp’i bunaltmayı başarır ve ikinci yarıda tribündeki yerini bırakıp “futbolcu” olarak maça dahil edilir. 45 dakika boyunca sahada kalan Steve Davies, tüm bu gariplikler yetmezmiş gibi 71. dakikada attığı gol ile West Ham ‘ı öne geçirmeyi başarır; fakat Steve’in bu büyülü anı kameralı telefonlardan önce gerçekleştiği için elimizde birkaç fotoğraftan fazlası bulunmamaktadır.

Arjantinli oyuncu Martín Palermo, 19 yıla yayılan kariyeri boyunca 592 maçta 249 gol kaydetti; fakat 1999’da Kolombiya'ya karşı oynadıkları Copa América maçına, attığı gollerle değil kaçırdığı penaltılarla damga vurdu. Arjantin; Ekvador, Kolombiya ve Uruguay ile beraber turnuvanın C Grubu'nda yer alıyordu. Dört takımdan en az üçünün iddialı olduğu C Grubu'nda iyi bir başlangıç yapmak şarttı. Batistuta ve Crespo gibi golcülerinin yorgunlukları nedeniyle yer almak istemedikleri kupada Arjantin teknik direktörü Marcelo Bielsa, Palermo'yu kadroya aldı. 3-1 kazandıkları Ekvator maçında iki gol kaydeden Palermo için Kolombiya maçı tam bir kabusa dönüştü. 5 kez penaltı kararının verildiği maçta, üç kez topun arkasına geçen Palermo, ilk penaltıyı direğe, diğerini kaleciye, sonuncuyu da dışarıya göndererek tarihe geçti. 3-0 kaybettikleri maçın ardından Bielsa, ‘‘Onun görevi atmaktı olmadı. Ancak ben onun arkasındayım.” diyerek Palermo'yu da yalnız bırakmadı.

Bir futbol karşılaşmasında kendi kalene ne kadar gol atabilirsin? Muhtemelen hiçbir takım böyle bir soruya cevap vermek istemezdi; fakat Madagaskar Ligi’nde durum biraz farklı. 31 Ekim 2002 tarihinde Stade Olympique de l'Emyrne ile Adema takımları arasında oynanan ve Guinness Rekorlar Kitabı’na giren karşılaşmada, l'Emyrne takımı kendi kalesine 149 gol atarak kırılması imkansız bir rekora da imza attı. Bu kadar golü kendi kalesine göndermesinin elbette bir nedeni vardı. Bir önceki sezonu şampiyon olarak tamamlayan l'Emyrne takımı, ertesi yıl Adema takımın hakem kararlarıyla şampiyon olmasını kabul etmeyip kendi kalesine attığı 149 gol ile protesto etti

1997’de Liverpool'a transfer olan Danimarkalı file bekçisi Jorgen Nielsen, 2002 yılına kadar Liverpool’da geçirdiği yaklaşık 5 yıllık dönemde tek bir maça dahi çıkmayarak tarihe geçti; fakat Nielsen’in forması kendisinden daha şanslıydı. 27 Eylül 1999'da Everton'a karşı oynan Premier Lig mücadelesinde kaleci Sander Westerveld ve forvet Francis Jeffers arasında çıkan kavga sonucu iki oyuncu da kırmızı kart görerek oyun dışı kaldı. Liverpool'un tüm değişiklik haklarını kullanması üzerine sol bek Steve Staunton, Nielsen'in formasını ödünç aldı ve maçı kalede tamamladı. Neredeyse 5 yıl geçirdiği Liverpool'da hiç sahaya çıkmayan Nielsen, en azından formasını maç içinde görmeyi başardı.

Futbol tarihine "Game of Three Halves" olarak geçen hikayenin kahramanı bu kez bir futbolcu değil; futbol hakemi T. Kirkham. 1894-95 sezonunun açılış günü olan 1 Eylül’de, Sunderland ile Derby County arasında oynan mücadeleye hakem 45 dakika gecikince, maça yedek hakem John Conqueror ile başlamak zorunda kalınıyor. Sunderland'ın 3-0 önde olduğu 45 dakikalık bir oyunun ardından gelen asıl hakem Kirkham, maçı baştan başlatmak zorunda kalıyor. Üç yarı - 2 saat 15 dakika- oynanan maçın kazananı "ikinci yarıda" üç gol ve "üçüncü yarıda" beş gol ile Sunderland oluyor.