Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

eray kas ingiltere

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 27/08/2012 - 22:18 GMT+3

Premier Lig’de ikinci haftanın hikayesini Eray Kaş yazdı.

swansea city, west ham united

Görsel kaynağı: Reuters

En üst lige yükselen takımlar her zaman o ligin demirbaşı takımlar için sıkıntı olmuştur. Bu takımlar özellikle ligin başlarında hem küçük görülme hem de tanınamamanın etkisiyle üst üste puanlar alıp herkesi şaşırtırlar. Sonra o takımların hikayesi önce ülke gazetelerine sonra da diğer ülkelerin internet sitelerine, dergilerine konu olur. Bir de güzel futbolla bu işi başarıyorlarsa değmeyin kendi ülkesindeki futbolu sevmeyen insanın keyfine.
İlk yıl ülke futboluna çok benzemeyen bir oyun sistemiyle akılları alıp ligde kalan takımın derdi aslında yeni başlıyordur. Bir önceki yıl başarısız olan büyük ve zengin takımlar gelip hocanı, oyuncularını bir bir elinden alırlar. Rekabet etmeye gücün yoktur. Boyun eğersin. Üstüne üstlük ikinci yıl hayatta kalmak daha zordur ligin adı ne olursa olsun. Çünkü artık seni tanıyorlardır.
Ama medyada hiç ismini bile duymadığın o kulübün başkanı her şeyinin gideceğini, sistemin baki kalacağını bilmektedir. Doğru hocayla, doğru oyuncularla gücün doğrultusunda bir şeyler başarabileceğinin farkındadır.
O zor olan ikinci sezona “Bize boşuna buraların Barcelona’sı demiyorlar” mantığıyla, sekiz gol atıp kalesinde gol görmeden iki galibiyetle başlayan Swansea, her şeyiyle önce bir alkışı, sonra da teşekkürü sonuna kadar hak ediyor. Hani futbol romantikleri yeni bir arayışa girdilerse fazla dolanmalarına gerek yok. Orada sizi bekliyor Swansea.
Anfield’a ne oldu?
Konu romatiklikten açılmışken Liverpool’a uğramadan geçmek olmaz. Haftanın maçında Anfield’da Manchester City karşısında çok acayip bir Liverpool vardı. Yıllardır yüzü gülmeyen, harap bitap düşmüş Merseyside’ın yağız delikanlıları tam tabiriyle çatır çatır top oynayan bir Liverpool izlediler. İnanılmaz bir baskı, muazzam bir tempo, gününde bir Gerrard ama savruk bir Suarez ile hafif sakar Skrtel. Sonuç: 2-2. Liverpool’un bu futbolu oynamasında Roberto Mancini’nin de payı büyüktü. David Silva’yı kenarda tutan İtalyan hoca üçlü savunmanın sağında maçın 8. dakikasında yorulan Kolo Toure’yi kullandı. City’de sanki bir hazırlık maçı havası vardı. Mancini’nin çok kötü oynadıkları maçın ardından yaptığı “Transfer lazım” açıklaması da “Transfer dönemi bitmeden yenilsek de iki oyuncu mu alsak diye düşündü acaba?” sorularını sordurtabilir belki. Yok artık, abartmayın…
Bu ikiliye dikkat!
Ara başlık her ne kadar Banu Alkan ve Serpil Çakmaklı’nın başrollerini paylaştığı o unutulmaz filmi hatırlatsa da dikkat çekilmesi gereken ikili Londra’da yaşamakta. Yetenekleri de çok farklı yönde. Fernando Torres-Eden Hazard ikilisi bu sene bir terslik olmadığı takdirde ligin altını üstüne getirecek gibi gözüküyor. Hazard daha üç haftada ligin en kaliteli orta sahalarından biri olduğunu gösterirken zaten muhteşem bir futbolcu olan Torres’in tek eksiği, özgüveni yerine gelmiş. Yan parçalar da çok sağlam olunca Chelsea, Newcastle United maçında olduğu çok korkutucu bir takım haline geldi.
Kuzey’in derdi çok
Chelsea’den çıkıp Londra’nın kuzeyine gittiğimiz anda ise tam tersi bir tablo ile karşılaşıyoruz. Arsenal ve Tottenham ligin ilk iki maçında da galibiyetle tanışamadı. "Zaferden kaçış" diye bir film çekilse muhtemelen başroller bu iki takıma gider. Arsenal’de van Persie’nin gidişinin ardından Giroud’nun henüz takıma alışma gibi bir önemli bir süreci var, Podolski’nin keza aynı şekilde. Bir de Jenkinson’ın futbola alışma süreci var. Yine de Wenger her zaman olduğu gibi bir yolunu bulacaktır. Geçen seneki gibi 8-2 gibi bir sonucu beklememesi en hayırlısı olacaktır.
Tottenham’ın ise ilginç bir yerde yanlış anlayıp kullandıkları bir panik butonu var. Nerede oyunu tutmaları gerekiyorsa orada o butona basıp işleri darmadağın etmeyi başarıyorlar. Andre Villas-Boas bu hafta West Brom’dan 90. dakikada yedikleri golün ardından yaptığı açıklamada, “Biraz sakin olsak daha iyi olacak sanırım” minvalinde bir cümleyle sıkıntıyı ortaya koydu. Tottenham demişken Modric’in resmini duvarlara asıp kayıp ilanı vermeye başlamak gerekir mi acaba?
Haftanın diğer olayları:
- Manchester United bu hafta mini bir kriz yaşadı. İlk hafta Everton’a kaybeden Şeytanlar, savunmada büyük bir sıkıntı yaşıyorlar. Kendi evlerinde Fulham’dan iki gol yediler. Ama yine de kazanmayı başardılar. Ama üst bacağı yarılan Rooney’yi bir aylığına kaybettiler.
- Lige her zaman kötü başlayan ama devamını müthiş getiren Everton, ManU’dan sonra Aston Villa’yı da hem de deplasmanda devirmeyi başardı. Bu sezon Fellaini’yi çok konuşacağız. Ligin her zaman baş altı takımlarından biri olan Aston Villa ise bu sezon düşme korkusunu tüm bedeninde hissedecek gibi.
- Cumartesi günü Sunderland-Reading maçı, sahayı sel basması nedeniyle ertelendi. Ağustos ayındayız. İngiltere durumu iyice abarttı.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam