Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Paris’in Öteki Yüzü

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 11/05/2020 - 16:33 GMT+3

Para, şöhret, gösteriş, güç... Bu unsurlar 2000'ler Fransa futbol anlayışını özetler nitelikte. Peki, şehrin ışıltılı caddelerinden ziyade varoşlarının bir parçası olan bölgedeki futbol kültürü nasıl? Tifosi Blog ekibinden Doruk Alp Mutlu'nun çevirisi.

Eiffel Tower

Görsel kaynağı: AFP

*Yazının orijinal hâli için tıklayınız.
Paris’in kuzeyinde, kenarda kalmış, küçük, yoğun nüfuslu bir semt olan Saint Ouen’deki Dr. Bauer Sokağı, dairelerden ve tek tük açık olan dükkânları barındıran beş katlı bloklardan oluşan sıradan bir cadde. Dip dibe park edilmiş arabalar, semt sakinleri itaatkâr bir şekilde grafitilerle kirletilmiş kepenklerin yanlarından geçerek işlerine ve kahve randevularına giderken sokağı hizaya sokuyor. Stade de Paris veya daha yaygın olarak bilinen adıyla Stade de Bauer kesinlikle çevresindeki yerleri büyüklük ya da önem olarak gölgelemiyor. Öyle ki mütevazı ana tribünü aydınlatan spot ışıkları haricinde kişi oradan öylece geçerken bir futbol kulübünün tarihinin yanı başında yattığını aklından dahi geçirmeyebilir. Ve zaten bölgenin ifade ettiği anlam da şehir dışından gelenlerin çoğu için Paris’in en meşhur bitpazarından fazlası değil.
St. Ouen kesinlikle başkentin en refahlı bölgelerinden biri değil. Burası şehrin ışıltılı caddelerinden ziyade varoşlarının bir parçası. Şehrin yeni zenginlerinin mahallelerinin iki yanı ağaçlarla dolu geniş caddeleri, gösterişli daireleri ve Parc de Princes’ten etrafa saçılan gösterişli reklam panolarıyla arasında keskin farklar var. Fakat dış görünüşünün hiçbir cazibesi olmayan bu komün, Red Star’a ev sahipliği yapıyor; 120 yıl önce Paris’in yedinci arrondissement’ınındaki küçük bir kafede Jules Rimet tarafından kurulan Red Star’a. Ki Jules Rimet de bildiğiniz üzere FIFA’nın en uzun süre görevde kalan başkanı ve dünyanın en büyük kupasının isim babasından başkası değil.
İki stadyum arasındaki Boulevard Périphérique’in uzunluğu sadece 12 kilometre olabilir ama oynanan futbol ve finansal koşullar göz önüne alınırsa bu uzunluk, metaforik ışık yıllarıyla da ölçülebilir.
Kylian Mbappé
PSG, 1970’teki kuruluşundan beri hep büyük bir takım gibi davrandı. Görece kısa tarihleri boyunca zaman zaman hedeflerine –bir Paris kulübünün ötesinde, zirvedeki tahta oturan taraf olmak- ulaştılar, bazı sezonlardaysa bundan uzak kaldılar. Qatar S.I. 21. yüzyılda bir hükümranlık kurmaya karar verip Seine nehrinin yanına bir de kendi para kanalını kurmaya karar verene kadar PSG kendini aldatıyor sayılırdı. Fakat o zamandan beri, her nasılsa ciddi bir efor ortaya koyarak kendilerini futbolun stratosferinde Real Madrid ve Manchester United gibilerin yanına yerleştirdiler. Ortalığı darmadağın eden bir transferle Barcelona’dan Neymar’ı takıma kazandırarak oyunun finansal yapısını sonsuza dek değiştirdiler ve bir Parisien’in 100 yıldan uzun sürenin ardından ilk defa dünya futbolunun en iyileri arasında anılmasını sağladılar.
PSG, bahsi geçen elitler kulübündeki yerini sağlamlaştırmaya çalışırken Red Star’ın hedefiyse tamamen farklı. Kulübün Rimet’nin ve kardeşi Modeste’nin de içinde bulunduğu kurucuları, futbol topluluğunun içinde kendi topluluklarını kurma vizyonuyla yola çıkmışlardı. Bugünlerde -1897’deki kuruluşundan tam olarak 123 yıl sonra- kulüp PSG’in hâlâ Paris’in kendisine yakın refah seviyesinde yaşayan bölgelerinden taraftar çekemiyor. Buna rağmen kuruluş felsefesi hala dimdik ayakta ve hatta bir film yönetmeni olan azimli başkanları Patrice Haddad’la birlikte eski günlerden daha güçlü bir şekilde yollarına devam ediyorlar.
Red Star’ın bugününü daha iyi anlamak için geçmişinden şöyle bir geçmemiz ve geçmişinde iz bırakan olayları bilmemiz gerekir. 1910’da kulübün Saint Ouen’e kalıcı olarak taşınması, etrafında sürekli bir çeşitlilik olacağı anlamına geliyordu. Saint Ouen’in bulunduğu Fransız département’ı Seine-Saint-Denis’nin Fransız kolonilerinin bulunduğu Mağrip, Sahra Altı Afrika ve Karayip ülkelerinden gelen göçlerle oluşmuş uzun bir tarihe ev sahipliği yapan bir yapısı var ve bugünlerde ülkedeki en yüksek göçmen oranına sahipler. Eski Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande’ın –kendisi aynı zamanda gençlik yıllarında düzenli olarak Stade de Bauer’in tribünlerinde yer almış bir sosyalisttir– da dediği gibi Red Star, ‘çok kültürlü Fransa’nın bir temsili.
Red Star, en başarılı dönemini savaşlar arası yıllarda Coupe de France’ı dört kez kazanmalarıyla (beşinci kupa 1942’de Alman işgali sırasında geldi) yaşadı, profesyonellik ve sağlam temeller üzerinde kurulacak düzenin öncesinde. Red Star adı ve logosuyla –Rimet’nin bu noktada çocukkenki dadısı Miss Jenny’den ilham aldığı düşünülüyor– solculuk ve bölgenin işçi sınıfıyla bir bağlantısının olmaması kaçınılmazdı. Bu bağlantı, takımın eski oyuncularından Rino Della Negra’nın İkinci Dünya Savaşı’nda Naziler tarafından öldürülmesinden sonra daha da güçlendi. Della Negra –kendisi İtalyan göçmeni bir ailenin çocuğuydu ve hiçbir resmi maçta forma giymemişti- 1944’te Fransız Direnişi tarafından yapılan bir hücum sırasında Almanlar tarafından yaralanmış ve esir alınmıştı. Manukyan Grubu’nun -şair ve komünist Missak Manukyan’dan ismini alır- bir üyesi olan Della Negra’nın erkek kardeşine son mektubu “merhaba ve hoşça kal Red Star” kelimelerini içeriyordu. Komünist prensipleri adına gösterdiği çaba ve büyük fedakârlıklar kulübün sol eğilimli taraftar grubu için çok değerli bir sembol oluşturdu.
20. yüzyılın ilk yarısındaki bu gürültülü günlerin sona ermesiyle Red Star’ın talihi de kötüye dönmeye başladı. Seyrek yükselişler, sık düşüşler, üst ligde kısa bir süre, finansal başarısızlıklar ve ülkenin öbür ucundan Toulouse FC’yle (şu anki Toulouse değil) şaşırtıcı bir birleşme. Red Star, ebediyen var olacak bir takım. Bunun sebebi de, basitçe açıklamak gerekirse, halkın buna izin vermeyecek olması.
Red Star FC
Haddad’ın 2008’de kulübün başına geçmesinden beri, kulüp neredeyse duvara çarptıktan beş ve altıncı ligde sürünmelerinden iki yıl sonra, zaman zaman yönetmenin tutkularıyla taraftarlarınkiler çelişti. Futbol dışı etkinliklerde kullanılacak 200 milyon avroluk yeni stadyum inşa etme planı Stade Bauer’in kendileri için kulübün ruhu anlamına geldiğini söyleyen taraftarlar tarafından reddedildi. Ne yazık ki, stadyumun yenilenmesi gerçekten de gerekli; 2015’te Ligue 2’ye yükselme hakkı kazandıklarında tesislerin maçlar için yeterli düzeyde olmadığında karar kılınmıştı. Sonrasında, iç saha maçlarını Paris’in 75 kilometre kuzeyindeki Beauvais’de, ardından, 2016/2017 sezonunda da ironik bir şekilde Parc des Princes’in yanı başındaki yenilenmiş ve en iyi imkânlarla donatılmış Stade Jean-Bouin’de oynamışlardı.
Yine de Haddad’ın girişimlerinin çoğu taraftarlarca olumlu karşılandı. Kuvvetli bir yükselişe geçerek kulübün uzun tarihine yeni gurur verici sayfalar ekleme fikri yalnızca terasları dolduran ultralar ve hipsterlerin değil, ayrıca uzun vadede kulübün yerel halkla olan bağını geliştirme fikrini taşıyanlarca da benimsendi. Bu uğurda önümüzdeki onyıllarda PSG’nin ucu bucağı olmayan genişlemesine karşın Red Star’ı ilerletmeye çalışacaklar.
Muhtemelen bunun en iyi örneği eski Manchester United ve Sunderland forveti David Bellion’un 2016 yazında kariyerini Red Star’da sonlandırıp kulübün kreatif direktörü olarak göreve gelmesi. Fransız futbolunda bir ‘kreatif direktör’ü olan bir başka kulüp de yok.
“Bu tamamen bir rastlantıydı” diye açıklıyor David. “ Patrice Haddad’la bir ortak arkadaşımız var –Benjamin Eymere, Fransa’nın önde gelen moda dergisi l’Officiel’in yayıncısı.
“Bizi tanıştırdı çünkü hayatımda başka bir şeyler yapmak istediğimi biliyordu.
“Kreatif direktör olarak benim hedeflerim; Red Star ile kültür, sanat ve yaşam tarzını ele alan müzik, moda, fotoğrafçılık, yemek ve etkinlik dünyalarını bir araya getirmek… Tamamen yeni bir bakış açısıyla.”
Belion’a göre, daha Jules Rimet ve çağdaşlarının zamanından beri futbolseverler ile toplumu bir araya getirmek için yenilikçi fikirlerin sadece Paris’in bu hareketli bölgesinde değil şehrin herhangi bir bölgesinde geliştiriliyor olması kulübün sosyal çeşitliliğine kusursuz bir biçimde uyuyor.
“Red Star kesinlikle hiçbir sosyal statünün olmadığı, yeni akım, romantik ve çağdaş bir futbol kulübü. İnsanlar Red Star’ı hâlâ geçmişe bağlı futbol anlayışını sürdürdüğü için seviyor. Bu kulüp sadece kazanmak ya da kaybetmek için kurulmadı. Özgürlük ve yaratıcılığın çok güçlü bir sembolü konumunda. Örneğin St. Pauli ve Red Star benzer kültürlere sahipler. Lakin birçok kulüp bu iki kulüp kadar doğal kredibiliteye sahip değil.”
Son sözcük -kredibilite- önemli. David’e şu an kulüpteki gidişatın PSG’nin durumuna bir alternatif imaj yaratmaya yönelik bir çalışma olup olmadığını sorduğumda “Kesinlikle hiçbir şeyi hedeflemiyoruz çünkü biz zaten eşsiz bir kulübüz. Aynı zamanda da Parisien bölgedeki en yaşlı kulüp.” diyor.
“Biz alternatif olmaya çalışmıyoruz, sadece kim olduğumuzu ifade etmeye çalışıyoruz. Bütün samimiyetimle başka kulüplerin ne yaptığını önemsemediğimizi söyleyebilirim. Tabii PSG’ye saygı duyuyoruz çünkü biz saygı, sevgi, alçakgönüllülük ve çeşitlilik üzerine kurulu bir kulübüz.”
Red Star FC
David’in kulüpteki yeni rolü için olan hevesi bulaşıcı ve bunun açıkça belirttiği gibi büyük bir başarıya ulaşması için sorumluluğundaki iki özel proje hayatî önem taşıyor. İlk olarak, Red Star uluslararası bir multimedya şirketi olan Vice ile işbirliği kurdu. Kulübün 2017/2018 sezonu için forma sponsoru olacaklar ve bunun karşılığında oyuncuların günlük yaşantılarından taraftarların Saint Ouen’deki yerel barlardaki eğlencelerine kadar her ayrıntısını anlatacakları Red Star’ın hikâyesini bütün platformlardan aktarabilmek için her alana erişim hakkı kazanacaklar.
Bu ‘her ayrıntı’, Bellion’un kalbine en yakın olan şeyi, Red Star Lab’i de kapsıyor. Bellion, başkan Patrice Haddad hakkında da birçok olumlu şey söylüyor.
“Patrice, Red Star Lab’in fikir babası. O yaratıcı bir dahi, bir vizyoner ve oyunun bir adım ilerisinde.
“Lab, bu kulübün en anlamlı projesi ve harika çalışma arkadaşım Christelle Quillévéré tarafından yürütülüyor. Basitçe, Red Star’da oynayan çocuklar için bir sosyal platform. Bütün okul tatilleri ve çoğu Çarşamba günü, çocuklara oynama, öğrenme ve farklı disiplinleri deneme imkânı sunuyor. Bu disiplinler fotoğrafçılık, sokak sanatı, aşçılık ya da dans olabiliyor. Sıradaki projemiz muhteşem olacak. Çocuklar Red Star fanzinini yapacak. Çocuklara yaratıcı bir şekilde yardım edebilecek fotoğrafçı, gazeteci, sanatçı daha doğrusu yardımı dokunabilecek herkesten yardım alacağız. Bu şekilde kendi çocuklarımızın başka tutkulara sahip olmasına yardımcı olabiliriz. Mesela, 8 yıl önce Red Star Lab’e katılan ve bazı sokak sanatı workshoplarında yer alan bir çocuk vardı. Şimdi bir sokak sanatçısı. Bu programı yıllar önce yapan Matthias Ferreira daha bu ay futbol takımıyla ilk profesyonel kontratını imzaladı. Buna benzer birçok hikâyemiz daha var. Kendi gençlerimizi yaşları büyüdükçe farklı yeteneklere sahip olacak bir şekilde yetiştirmek istiyoruz. Eğer futbolda ilerleyemezlerse başka alanlarda başka mesleklere sahip olabilirler.”
David her ne kadar Red Star’da kendi sorumluluğundaki işlerin çokluğundan dolayı görevini özetlemekte zorlansa da şu cümlelerle konuşmasını bitiriyor:
“Ben Red Star’ın sadece bir futbol kulübü değil bir yaşam biçimi olduğunu göstermek istiyorum. Racket Paris adındaki Parisli bir moda stüdyosuyla formalarımızın tasarımı için iş birliği yaptık ve şimdi de birbirinden farklı sanatçılarla giyim ve aksesuar tasarımlarımız için beraber çalışıyoruz. Stadyumdaki ve tüm diğer etkinliklerimizdeki müzik işleri için Hotel Radio Paris ve Airplane Mode V1 ile birlikte çalışıyoruz. Sanatsal direktör olarak Leo Marsal’ı ve inanılmaz bir fotoğrafçı olan Yann Levy’yi kulübe getirdik. Yann Levy’nin fotoğraflarında çok güzel bir sosyal perspektif var –fotoğrafçılık dünyasının Ken Loach’u. Taraftarlar için daha birçok kişiyle çalışıyorum. Yaptıklarımız ilginç olacak. “
Red Star taraftarlarının takıma olan desteği ve sadakati, futbolda işlerin yayın gelirleri, TV sözleşmeleri ve göz kamaştırıcı transferlerden fazlası olduğunun kanıtı. David’e bu yaptıklarının onları birtakım hipsterlere ya da kulüpte asıl olanlarla ilgilenmeyip de Red Star’ı bir politika aracı olarak görenlere bir mıknatıs haline getirip getirmediğini ısrarla soruyorum:
“Eşsiz taraftarlara sahibiz. Sosyal olarak çok meşguller, zorda kalan insanlara yardım ediyorlar. Evet, politik olarak aktifler, herkese yardımcı olmak için. Ve skor ne olursa olsun her daim şarkı söyleyip oyunculara destek gösteriyorlar. Fransa’da nadiren görebileceğiniz bir manzara.”
Red Star sahada yeşil forma giymiş topa vuran 11 adamdan çok daha fazlası ve geçmişleri de eşine çok zor rastlanır bir büyüleyiciliğe sahip. Yakın geçmişte, zirve kulüplerde ve liglerde oynama fırsatı yakalayan oyuncular yetiştirdiler; Steve Marlet, Alex Song, Moussa Sissoko ve Abou Diaby bu oyunculardan birkaçı. Bu oyuncuların hepsi kariyerlerinin başında, daha şöhreti bulmamışken Stade Bauer’den geçtiler.
Red Star, hala Patrice Haddad, David Bellion ve kulübe gönül vermiş on binlerce insanın alt liglerden kurtarıp 1975’ten beri yer almadıkları Ligue 1’e geri döndürmeye çalıştığı bir kulüp. Ve bunu başardıklarında, Parisien futbolunun gerçek başarı hikâyesini yazmış olacaklar.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam