Tribündeki Fatih Terim

Haftanın en çok tartışılan konularından birisi de Fatih Terim’in tedbirli olarak sevk edildiği PFDK’dan 3 maç hak mahrumiyeti cezası alması oldu. Emre Belözoğlu-Didier Zokora tartışmalarından zaten mimlenen federasyonun ceza kurulları, sezon bitimine iki hafta kala Fatih hocayı kulübeden alıp tribüne gönderen bu cezayı vermesinin en azından algı açısından Galatasaray cephesinde bir ‘savaş’ ilanı olarak görüldüğünü söylemek mümkün. Hakem Tolga Özkalfa raporunda kendisine hakaret edildiğini yazdıktan sonra o cezanın çıkmaması mümkün değildi ama artık sakalların, bıyıkların tükürmeye izin vermediği bir dönemdeyiz ve bunun sebebi de federasyonun ta kendisi…

Fatih Terim’in kulübede olmasına gelince, motivasyon ve kazanma hırsı odaklı bir teknik adam olan Terim’in bunu bir dezavantajdan çok avantaja çevirmek isteyeceği açık. İster istemez bu cezanın takımdaki yansıması maçı ‘hoca için kazanma’ noktasına gelecek, takımın maça yoğunluğu artacaktır. Bu açıdan Fatih hocaya gelen ceza, takım için kısa vadeli bir hırs ve motivasyon kaynağına dönüşebilir, bunun etkilerini de özellikle mücadelenin başında gözleme şansımız olacak. Gol sevinçlerine dahi yansıması olası.

Öte yandan teknik adamların sahaya sıfır noktasından bakarak karar almalarının çok sağlıklı olmadığını düşünenlerdenim. Klasik örnek üzerinden gidecek olursak Manchester United’da Sir Alex Ferguson’ın kendisine seviyeden biraz daha yüksek ve sabit bir nokta ayırmasının tesadüf olmadığını ve bunu çok mantıklı bulduğumu söyleyebilirim. Maçı gözleme açısından tribünden seyretmek Fatih hoca için bir avantaja bile dönüşebilir fakat burada temel eksiklik yedek kulübesindeki oyunculara talimatları iletmek olacak. Fatih hocanın kulübedeki etkisi, sahadakilerin kenara bakınca ayakta bir Fatih hoca görüşü sarı-kırmızılılar adına önemli psikolojik etkenler. Galatasaray açısından en büyük eksiklik bu olacaktır.

Neticede kendi içinde avantajları ve dezavantajları bulunan bu durumun Galatasaray’a etkisi olacaktır fakat bunun çok da abartılmaması, oyuna doğrudan değil dolaylı ve zihinsel olacağının unutulmaması da şart. Mühim olan 11 Galatasaraylının saha içinde nasıl bir oyun ortaya koyacağı…