Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Süper Lig - 19. haftanın panoraması

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 29/01/2013 - 12:50 GMT+2

Spor Toto Süper Lig'de Galatasaray-Beşiktaş derbisinin ve iki teknik direktör istifasının damga vurduğu haftayı Efe Yılmaz yazdı.

galatasaray beşiktaş filip holosko semih kaya

Görsel kaynağı: AA

Sezonun ilk derbisi bir tarafta ülke futbolunun iki önemli teknik adamının istifası diğer tarafta. Yine olayın, aksiyonun, göz yaşının eksik olmadığı bir haftayı geride bıraktık. Geliin adet yerini bulsun ve derbi ile başlayalım hafta sonunu konuşmaya.
3. Fatih Terim döneminin yüzde 80'inden fazlasını lider olarak geçiren Galatasaray evinde sezonlar sonra maçı kazanırsa liderliğe yükselecek Beşiktaş'ı konuk etti. Galatasaray için bu sezon yaşanan istikrarsızlığa son verme Beşiktaş için ise zaten taraftarı memnun eden oyunu taçlandırma şansıydı. Fatih Terim ön tarafı Elmander ile Umut'a emanet edip takım savunmasının direncini arttırdı. Samet Aybaba ise takımda aynı anda birden fazla taşı yerinden oynattı. Bir açından haklıydı Beşiktaş'ın teknik patronu çünkü elinde her mevkinin alternatifi yoktu. Ancak sağ bekte harikalar yaratan Hilbert'ten ve merkezde değil kanatta hücumcu olarak daha yararlı olan Holosko'dan normal verimlerini alamadı kafasındaki plan ile. Beşiiktaş'ın ilk yarıda bulduğu en ve tek ciddi pozisyonda yukardaki durumun özeti gibi. En azından benim gözümde Holosko'nun o pozisyonda topu ağlarla buluşturma ihtimali Hilbert'ten daha fazla.
İkinci devreye Aybaba, Oğuzhan'ı oyuna alarak başladı. Erken gelen gol ve Melo'nun kartı ise işleri değiştirdi. Açıkcası Fatih Terim'in Melo atılmadan önce yaptığı değişiklik ilginçti. Saha içinde Galatasaray'ın Beşiktaş karşısında rahat olmasını sağlayan öncelikli iki isimden birisi olan Umut ile Emre'yi oyundan alıp Engin ile Sneijder'i sahaya sürdü. Belki Engin'in Umut kadar rakibini ısıracağını düşündü ancak bunların hepsinin cevabını görmemizi ise Melo engelledi. Konuyla ilgili polemik diyarına girmeden geçiyorum.
Maçın bundan sonraki bölümü ise Beşiktaş adına acı bir gerceği ortaya koyarken Galatasaray için bir klişe tezi daha güçlendirdi. Son yarım saat 10 kişi kalan rakibine karşı Beşiktaş bir tane ev sahibi takım taraftarını gerecek pozisyon üretemedi. Galatasaray'da ise 10 kaldıktan sonra sahanın yıldızı Hamit oldu ve Galatasaray'ın istikrarsız geçen sezonunun klişesi "Kazanması gereken maçlarda daha iyi oynuyorlar" gerçek oldu.
picture

şenol güneş

Görsel kaynağı: AA

Trabzon'da Güneş yine battı
İkisi de aynı gün birkaç saat ara ile resmileşti. Trabzonspor'da Şenol Güneş, Bursaspor'da ise Ertuğrul Sağlam görevlerinden ayrıldılar. İkisi de kuşkusuz camiaları için özel isimler. Mikrofonlarımızı önce Trabzon'a çevirelim.
Şenol Güneş'i ve bordo-mavili camia için ifade ettiklerini anlatmaya gerek yok. Ancak Trabzonspor ruhunun en önemli unsurlarından biri olan Güneş'in en fazla kendi şehrinde çalışırken yıprandığın altını çizmek gerek. Son macerası ise en garibi oldu. 3 Temmuz sürecinden fazlasıyla etkilendi hem kendisi hem şehir hem takım. Eh yaşananlar ve sonuçlar zaten etkilenilmeyecek gibi değil. Ancak şunu da söylemek lazım, evet çok zor farkındayım ama bir yerde futbol takımı sadece futbola odaklanmalıydı. Saha dışındaki mücadeleyi yöneticiler vermeliydi ancak bunu yapabilecek yöneticiler olmadığından bütün yük Şenol Güneş'in üzerine bindi. Bütün bu yaşananlar işlerin bu kadar sarpa sarmasının ağırlıklı sebebi de bu oldu. Ancak kulüp olarak transferlerdeki beceriksizliği saymazsak da nedenler arasında kolaya kaçmış oluruz.
Gelelim Tolunay Kafkas tercihine. Tolunay Kafkas'ı futbol dışı demeçlerinden, katıldığı programlardan algılayabildiğim kadarıyla kendisi "güzel" bir insan. Futbol ailemizde pek sık rastlanmayan bir özelliği var; çok okuyor. Dünya meselelerine ciddi kafa patlatıyor. Bu bile benim hayata baktığım pencereden kendisini sevmek için oldukça yeterli. Ancak, ülke futbolunun gençlerinin gelişimi kendisine bağlı iken ilk "büyük" Süper Lig teklifinde koltuğu bırakması kendisi hakkında soru işaretler oluşturmadı değil. Hikayenin devamını hepimiz yaşayıp göreceğiz. Şimdi Bursa'ya geçelim hep birlikte.
Bursaspor'un yeni sınavı
Zamanında Samet Aybaba'dan aldığı takımı yaklaşık birbuçuk sene sonra şampiyon yaptı. Buraya kadar bir sıkıntı yok. Sonrasında ise hem kulüp hem de kendisi süreci garip yönetti. Alınamayan forma reklamı, yapılan isabetsiz transfer sayısının isabetliye göre fazla oluşu derken yeşil-beyazlılar geldikleri noktanın üzerine çıkmayı başaramadılar belki ancak altına da inmediler. Bugün bile lider ile aralarında dokuz, ikinci ile ise sadece dört puan var ayrıca takım Ziraat Türkiye Kupası'nda da fena gitmiyor. Yani kağıt üzerinde tablo hiç kötü değil. Bu şartlar altında Sağlam görevi bırakıyorsa büyük olasılıkla yönetimle ciddi sıkıntıları var.
Tam bu noktada Bursaspor cephesine birşeyleri hatırlatmak lazım. Bazen insan olayların fazla içindeyken bazı şeyleri serin kanlılıkla düşünemiyor. Bursa da dinamikler olarak karışık bir şehir. Kulüp bunun cezasını küme düşme ile sona eren sezonda fazlasıyla çekti. Herkes kulüpten faydalanmak yahut en azından "Ben başarılı olamıyorsam kimse olamasın" kafasında ilerlerken olan futbol takımına ve o takıma gönül verenlere olmuştu. Yeni teknik direktör adayları arasında sivrilen bir isim Bursa'da fazla sağlıklı düşünme ortamı olmadığı hissi uyandırdı bende. Hakan Kutlu...
Bursa bu ülkenin beşinci şampiyonu ve şampiyonluğunu da uzun yıllar önce değil birkaç sene önce kazandı. Bu denli bir takımın teknik direktörlük koltuğuna oturmak için Hakan Kutlu'nun futbol CV'sinin yeterli olmaması lazım.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam