Süper Lig - Bursaspor: Başarının anahtarı iç saha

Şampiyon olduklarında hemen tüm kamuoyu bir devrim yaptıklarını düşünmüştü; yarıştıkları rakiplerin yanında esamesi okunmayacak bir bütçeyle yola çıkan Anadolu takımı, doğru organize olarak sonuca gitmeyi başarmıştı. Önemli bir kesim bu durumu İstanbul büyüklerinin organizasyonsuzluğuna bağlamıştı ve zaman onları haklı çıkarmış görünüyor. Aslında bu noktada Bursaspor taraftarına kulak vermek daha doğru olur; rakipler mi artık daha iyi, yoksa şampiyon takım aradan geçen zamanda İstanbul takımlarının organizasyonsuzluğuna ortak mı oldu?

Ülke futbolundaki çıta çok yukarılara çıkmasa da, Bursaspor'un yukarıdaki iki soruya da vereceği cevap “evet” olacaktır. Şampiyonlar Ligi sürecinde oldukça isabetsiz transferler yapan ve ederinden fazla ücretler önerilen oyuncularını kadroyu bir arada tutmak adına direnerek savuşturan Timsahlar, hem Avrupa'da hem de ligde kötü sonuçlar almalarının yanında, ekonomik olarak da kayıplara uğradı. Bu duruma Galatasaray ve Fenerbahçe'nin daha derli toplu yaklaşımı da eklendi ve Bursaspor yarışın dışında kaldı. Her şeye rağmen lige yeni yetenekler armağan etmeye devam ediyorlar ve yarattıkları altyapı kimliği onları uzun vadede bu seviyelerde tutacaktır.

Gençlerbirliği ile birlikte ligin en fazla berabere kalan takımı olan Bursaspor'un geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında Pinto ile çözdüğü gol sorunu, onların bu yıl daha iyi olacakları havasını beraberinde getirmişti. Ancak bu sefer de savunmada düştüler ve kolay gol yiyen bir ekibe dönüştüler. Onları şampiyon yapan “denge” unsuru iki senedir tutturulamıyor ve bu durum istikrarsızlığı beraberinde getirdi. Ligin en iyi yerli stoper rotasyonlarından birine sahip Bursa'nın arkada sağlam bir kalecisi, lig için oldukça iyi sayılabilecek iki beki ve Alfred N'Diaye gibi koşmaktan fazlasını yapan bir orta saha santraline sahip olmasına karşın bu kadar gol yemesi şaşırtıcı. Savunmanın göbeğinde tecrübeli bir lidere ihtiyaçları olduğu gibi, forvetten devşirme Belluschi'nin yerine asıl mevkisi bu bölge olan iyi bir pas terminaline ihtiyaçları olduğunu söylemek hatalı olmaz.

Her ne kadar göz önünde olmasa da ülkenin en yetenekli orta saha oyuncularından Alfred N'Diaye'nin eksikliği, bu bölgenin benzer bir kalitede doldurulmaması halinde sıkıntılara yol açabilir. Her şeyin Batalla'da başladığı ve bittiği Bursaspor'da, birilerinin Arjantinli oyun kurucuya yardımcı olması takımı istediği hedefe ulaştırabilir. İlk yarının sonlarında yaptığı çıkışla dikkat çeken Ferhat Kiraz ve istikrarlı Sestak'ın yanına Pinto'yu da eklediğimizde ligin en kaliteli hücum hatlarından birine sahip olan Bursaspor'un çözmesi gereken asıl sorunun takım savunmasında olduğu rahatlıkla görülüyor. Teknik direktör Ertuğrul Sağlam'ın aradığı dengeyi tutturmak adına birkaç nokta atışına ihtiyacı var.

Tersten rekorlu ilk yarının ardından Bursaspor'un en büyük avantajı, ligdeki tüm takımların sergilediği istikrarsız performans. Yaptıkları puan kayıplarına karşılık Şampiyonlar Ligi potası ile arasında sadece altı puanlık fark bulunan Bursaspor'un, şampiyon olduğunda yaptığı gibi iç saha maçlarını kayıpsız geçmesi şart. Bunu yapmaları halinde kendilerini tekrar yarışın içine atacaklardır. Deplasman karnelerinin şampiyonu belirlediği bugünün futbolunda oyun yapısı ve kalitesi ile gerekenlere sahip olan Bursaspor'un yapması gereken iki yıldır bir türlü bulamadıkları takım kimyasını tekrar yaratabilmek. Bunun için çatlak sesten ziyade, kestane şekerine ihtiyaç var sanırım...