Süper Lig: Ezber bozan derbi

16 Aralık Pazar, nefesler tutuldu ve yıllardır olduğu gibi ülke nüfusunun yarısından fazlası için hayat durdu. Arena’da Galatasaray daha önce yeni evinde iki kez mağlup olup, sadece bir kez yenebildiği ezeli rakibi Fenerbahçe’yi konuk etti. İlk yarısı keyif verse de ikinci 45 dakika için aynısını söylemek mümkün değil ancak zaten maçı da güzel futbol izlemek için seyreden yok. Gerilimsiz, saha içinde ülke standartlarında olaysız, tribünlerde çirkinliğin yaşanmadığı bir maç oldu.

Fatih Terim, geçen yıl takımının Süper Final’de sarı-lacivertlilere 2-1 yenildiği maçtan çıkardığı dersleri; Şampiyonlar Ligi’ndeki yenilgilerle birleştirmiş ve bir karar almış. Bu doğrultuda Galatasaray, mücadelenin önde olduğu kısımlarında alıştığımız hücum futbolunu oynamadı. Genellikle 11 kişi ile topun gerisindeydi. Buna rağmen Semih Kaya hariç savunma hattındaki oyuncuların bireysel dengesizlikleri zaman zaman onlar için sıkıntı oldu.

Oyun karakterinin dışına çıkan Galatasaray, zaman zaman orta saha hakimiyetini rakibine kaptırsa da özellikle Terim’in Umut-Yekta hamlesinden sonra ciddi bir sıkıntı yaşamadı. Muslera ikinci devrede neredeyse yere yatmadı. Aklı uzun süre Şampiyonlar Ligi’nde olan takım için işler kağıt üzerinde pek fena değil. Fakat kuşkusuz hem devre arasında 13-14 kişilik kadroyu genişletecek transferlere ihtiyaç var hem de sistemi daha işler hale getirmeye.

Aykut Kocaman’ın sürprizi ise, hiçbir sürprizi olmayışıydı. Deplasmanda tek galibiyetini Akhisar karşısında alan sarı-lacivertliler ortada hiçbir sorun yokmuş gibi geldi Arena’ya. Oysa daha önce yedi maçın sadece bir tanesinde tutmuştu bu plan Süper Lig’de. Onda da Kuyt fark yaratan isim olmuştu. Arena’da ise Hasan Ali Kaldırım’ın golü dışında Fenerbahçe’de ‘özel’ bir şey yoktu.

Burada Kocaman’ın maç performansı dışında bir konuya değinmek istiyorum. Kendisinin maç sonrası Türk futbolu hakkında söyledikleri oldukça kıymetli şeyler var. Ancak sanırım, güzel cümleler yanlış zamanda kullanıldı. Ülkede taraftarların geniş çoğunluğunu ilgilendiren bir maçtan sonra bu cümleler kaynar gider. Ayrıca sezon başından beri takip ettiğim Aykut Kocaman, zaman zaman haklı zaman zaman da haksız bir şekilde saha ve futbol dışı unsurlardan bahsediyor ancak ben kendisinin ciddi manada bir özeleştiri yaptığına şahit olmadım. Geçen yıl bu sezona göre çok daha fazla saha dışı problemi olan Fenerbahçe, 16. haftada deplasmanlarda 14 puan toplamıştı bu yıl ise 8.

Gelelim ezberin bozulduğu bir diğer noktaya. Galatasaray ilk yarısını Fenerbahçe’den kötü, ikinci devresini ise iki takımın da kötü oynadığı maçtan üç puanla ayrıldı. Derbi ve kötü oynamak kelimeleri aynı cümlede geçince Fenerbahçe’nin performansından bağımsız Galatasaray mutlak kaybeden oluyordu. FatihTerim’in üçüncü döneminde oynanan altı maçta sadece bir kez kazanabildi Fenerbahçe. Bakalım bütün bu değişimler teker teker birleşip, ezeli rekabetin gelecek buluşmalarını nasıl etkileyecek? Evet şimdi mikrofonlarımız haftanın diğer maçları için merkez stüdyolarımızda.

Dar alanda kısa paslar
-Haftanın açılışında Anadolu’nun iki güzel takımı Eskişehirspor ile Bursaspor buluştu. İki şehir takımının kapışmasında ilk devre konuk takım ikinci 45 dakikada ise ev sahibi sazı eline aldı. Taraftarlar ise dört golün yanı sıra keyifli futbol izledi.
-Orduspor kazanamamaya,Antalya ise kaybetmemeye devam etti.
-Bülent Korkmaz iyi hoca mı kötü hoca mı? Bu sorunun cevabı için geçmiş tecrübeleri elimize net veriler vermiyor. Biraz daha beklemek lazım sanırım.
-Trabzonspor’un problemlerini çözebilecek en doğru insan takımın başında ancak sanırım o bile bu sezonun kaybolmasını engelleyemeyecek.
-Oğuzhansız ve Fernandessiz Beşiktaş Ankara’da geriye düştüğü maçta Gençlerbirliği’nden bir puanı aldı. Ara transferde takımın dengesi bozulmazsa zirve yarışına üçüncü olurlar.
-Skibbe’nin bıraktığı enkazı Mesut Bakkal temizlemeye devam ediyor. Bakkallı Karabük 6 maçta dört galibiyete imza attı.
-Halef ile selefin Kayseri'deki buluşmasında ev sahibi Kasımpaşa'yı 1-0 ile geçti. Kuşkusuz istikrarı arayan iki takım da devre arasını dört gözle bekliyordur.

Efe Yılmaz - @maradonaefe