Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Süper Lig - Yeni nesil Fenerbahçe

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 18/01/2013 - 21:47 GMT+2

Ligin ikinci yarısı öncesinde Fenerbahçe'nin son durumunu Eurosport.com Türkiye Editörü Atilla Nesipoğlu değerlendirdi.

Fenerbahçe, Sow, Semih Şentürk

Görsel kaynağı: Eurosport

Filmin ilk yarısı gerginilkler içinde tamamlandı Fenerbahçe için. İstifa sonrası birlik beraberlik açıklamaları ardından geri dönüş. Peşinden gelen iki Türkiye Kupası galibiyeti ile az da olsa bulunan huzur. Hâtta Salih'in yükselişi ile unutulan Meireles'in cezası.
Şimdi ikinci yarıya beyaz bir sayfa açarak başlangıç yapma şansı var. Pazar akşamı Yılmaz Vural'ın gelişi ile yükselişe geçen Elazığspor'u konuk edecek sarı-lacivertliler. Liderin 6 puan gerisinde 4. sırada başlayacakları yeni maceranın sonunda hedef şampiyonluk.
Bunu başarabilmek için öncelikli yapılması gereken iç sahada kusursuz kalıp oynacakları sekiz karşılaşmadan 24 puan toplayıp üstüne evden uzaktaki zayıf karneyi düzeltmek. Kağıda yazınca kolay gibi gözüken bu görevi tamamlamak ise transfersiz Fenerbahçe için zor bir hedef.
Orta sahadaki yaratıcı ve hatta zaman zaman bitirici oyuncu görevlerini üstlenebilecek bir oyuncunun eksikliğini iliklerine kadar hissediyor sarı-lacivertliler. Bu bölgedeki yetenek eksikliğini 1461 Trabzon ve Bursaspor maçında tempo ile kapatmayı başardılar. Kısa vadedeki bu çözüm uzun soluklu lig ve UEFA Avrupa Ligi maratonlarında ise sıkça baş ağrısı yapacaktır. Bu nedenle öncelikli tedavi bu bölgeye gerek.
Volkan'ın sezon başındaki formunu bulacağı düşüncesi ile Mert'in verdiği güveni toplayınca en dertsiz bölge kalesi Fenerbahçe'nin.
Defansta ise Yobo'nun yokluğunda Bekir, Egemen ve Serdar'dan ikisi savunma hattının göbeğini oluşturacak. Bekir'in haftadan haftaya hatta maç içindeki iniş çıkışları ve Serdar'ın form tutması ile şu an ideal ikili Serdar - Egemen gibi duruyor. Defans kenarları için ise alternatifsiz iki isim Gökhan ile Hasan Ali için tek söylenebilecek söz en baştaki, alternatifsizlik.
Orta sahada ise zenginlik biraz niteliksel değil. Savunmanın önünü ikili kurmak isteyen Aykut Kocaman'ın aklındaki bir türlü sahaya yansımıyor. Mehmet Topal ve Selçuk Şahin birbirlerini yedekliyor ama ikisi de alanı paylaşma konusunda başarısız. Salih Uçan bu bölgede aranılan kan. Genç oyuncu soğukkanlılığı ve top dağıtışı ile sadece Fenerbahçe değil ülke futbolun da beklediği nimet olabilir.
Cristian Baroni'ye gelecek olursak herkesteki kafa karışıklığı bende de var. Savunmaya yaklaştıkça sıradanlaşan Brezilyalı, hücuma yönelik oynayınca ise vasat kalıyor. Ama hala Fenerbahçe orta saha oyuncuları arasında kaleyi süzen ve ceza sahası koşusu ile gol arayan tek isim olması onu da vazgeçilmez yapıyor.
Devre arasındaki kamp boyunca da devam eden en büyük sıkıntısı Fenerbahçe'nin ki sezon başından bu yana derman bulunamayan derdi hücumun kenarları. Geçen sezon Miroslav Stoch'tan gelen skor katkısının eksikliği, Mehmet Topuz'un özellikle sakatlık sonrasındaki formsuzluğu, Milos Krasiç'in bir türlü o hatıralardaki adam olamaması ile Caner'in dengesizliği eklenince sorun gittikçe büyüyor.
Bu derdin çözümsüz kalması belki de kafasında ikili forvet fikri olan Aykut Kocaman'ı Dirk Kuyt'ı kenarda kullanmaya itiyor. Semih Şentürk'ün biraz kıpırdanması ile Aykut Kocaman'ın çift forvete alıştırdığından fazla süre vermesi de hücumdaki kısırlığı ceza sahasına fazladan bir adam göndererek çözme peşinde olduğunun kanıtı.
İstifadan geri dönen Aykut Kocaman'ın takım içerisindeki sorunları çözmek için öncelikli planının transfer olduğu bilinen bir gerçek. Kalite Fenerbahçe için arttırılması zorunlu bir durum. Ama bunun hedeflenen şampiyonluğu getirmek için yeterli olacağını sanmıyorum. Topa sahip olma fikri sarı-lacivertlileri -özellikle dış sahadaki lig maçlarında- durağan bir takıma dönüştürüyor.
UEFA Avrupa Ligi'nde yüksek konsantrasyon ile birleşince bu durağanlık verimli bile olabiliyor. Ama Fenerbahçe karşısında 'durmaya' dünden razı bir takım bulunca sistem arıza çıkartıyor. İlk haftadan beri devamlılık gösteren bir tempo sıkıntısı var, sarı-lacivertlilerin. Fenerbahçe formasının rakipte yarattığı baskıyı arttırıp oyun içinde en azından on beşer dakikalık bölğmlerde bazen nefessiz bırakabilmeli karşısındaki ekibi.
Hep hatırlatılır "Futbol hatalar oyunu" diye ülkemizde. Hataların fazlalığından dolayı sıkça duyarız bu cümleyi. Bu kadar hataya açık bir futbol düzeninde Fenerbahçe rakiplerini hataya zorlayabildiği anlarda farkını gösteriyor. Bursaspor karşılaşmasında geriye düştükten sonra rakibin civatalarını 75 ile 85 arasında biraz sıkınca Fenerbahçe iki dakikaya iki gol sığdırdı.
Sisteminin peşinde koşan bir adamı olmayı her zaman başarmış bir teknik direktör Aykut Kocaman. Geldiği ilk günden bu yana da beğenenin veya beğenmeyin bir futbol aklının üzerine gidiyor. Bunun yanına ligin ikinci yarısında başka silahlar da eklemesinin gerekliliğinin farkında olduğunu ara ara ön hattı ikilemesinden anlıyoruz.
Bursaspor maçındaki on dakikalık periyodun 1-0 önde tamamlanan ilk 45 dakikadan daha verimli olduğunun altı biraz daha çizilmeli Fenerbahçe'de. Zaman zaman zincirlerini kırmalı sarı-lacivertliler, rakiplerinin hatasını beklediği süreyi azaltıp hataya zorladığı bölümü uzatmalı bir de.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam