Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Sezon değerlendirmesi

Eurosport
TarafındanEurosport

Yayınlandı 21/12/2011 - 12:56 GMT+2

Yoğun bir kayaklı koşu döneminden sonra geride bıraktığımız sezonun ödüllerini, unutulmazlarını, hikayesini Uygar Karaca kaleme aldı.

CROSS COUNTRY SKIING 2010-2011 Rybinsk Angerer

Görsel kaynağı: Eurosport

Kayaklı koşuda yılın takımını seçerken zorlanmadık ama diğer önemli detayları atlamak da olmazdı. Kapanışsa olay adam Peter Northug’un tarihi alıntısıyla geldi.
Yoğun bir kayaklı koşu döneminden sonra geride bıraktığımız sezonun ödüllerini, kendi kıstaslarıma uygun şekilde derlemeye çalıştık. En başarılı kadın ve erkek sporcuları seçerken elde ettikleri derecelerin yanında uyandırdıkları yankı ve spor tarihine yaptıkları katkıyı da göz önünde bulundurduk. Yılın takımını seçerken zorlanmadık ama diğer önemli detayları atlamak da olmazdı. Kapanışsa olay adam Peter Northug’un tarihi alıntısıyla geldi.
Yılın Kadını: Maritt Björgen Bu sene Norveç’in tüm sporlardaki en başarılı ismini ararsak şüphesiz ki karşımıza Maritt Björgen çıkar. Artık spor kariyerinin olgunluk dönemini de geride bırakmaya hazırlanan büyük kayaklı koşucu, Olimpiyat senesinde de adından bahsettirmiş, kariyerinin 2. baharını yaşadığını kanıtlamıştı. Ne var ki 2011 senesi, Björgen’in geçilmesinin neredeyse imkansız olduğu bir sene oldu. Katıldığı yarışlarda rakiplerine 1 hatta bazen 2 dakika civarında fark atan Björgen, belli ki ‘astım ilacı’nın doping niteliğini kaybetmesinin ardından yenilmez bir savaşçıya dönüştü. Sonunda, kendi izleyicisi önünde tam 4 altın 1 de gümüş kapıp kahramanlar gibi bitirdi Oslo’daki Dünya Şampiyonası’nı. Björgen, Dünya Kupası tarihinde en çok yarış kazanan insan artık. Polonya’dan çok nadir yetişen kayaklı koşucuların 1 numarası ve sezonu Tur De Ski ve Dünya Kupası galibiyetleriyle sonlandıran Kowalczyk’in en büyük şanssızlığı Björgen’in ikinci bahar dönemine denk gelmesi.
Yılın Adamı: Peter Northug
Norveç’in yaramaz ve şımarık ama bir o kadar da başarılı çocuğu Peter Northug, bence en 2009’dan sonraki en iyi yılını yaşadı. Artık uzun mesafelerdeki rakipsizliğini kanıtladı fakat Björgen’in kurduğu üstünlükle bağdaştırmamız doğru olmaz. Onun yarış sonlarına doğru ortaya çıkarmaya başladığı muazzam enerji, adeta kayaklı koşu tarihine attığı benzersiz bir imza. Genel olarak bakarsak, erkeklerdeki rekabet çok daha fazlaydı ama Norveç için söylenecek bir olumlu şey daha varsa, o da Northug’ın artık yardımsız olmadığı. Özellikle son olimpiyatta Northug dışındaki yarışmacılar eleştirilmiş ve takım olarak mücadele verilemediği için Northug’un kalabalık gruplarda sıkışıp kaldığı için başarısız olduğu sonucuna da varılmıştı. Bu sene Eldar Röning, Johnsrud Martin Sundby gibi kariyerlerinin orta bölümündeki sporcular, her zamankinden daha büyük bir efor gösterdiler. Paal Goldberg ve Finn Hagen Krogh gibi yeni yeteneklerin de ortaya çıkışını hesaba katarsak Norveç’in geleceği parlak gözükmekte.
Yılın Takımı: Norveç Kadınlar Takımı Björgen’in bireysel başarısının yanında Norveç’in takım olarak çok iyi bir yıl geçirdiğini söylersek hata etmiş olmayız. Vibeke Skofterud, Kristin Störmer Steira ve Björgen’in sabit olduğu kadronun yeni yıldızı Therese Johaug, yıllardır sürdürdüğü çıkışını Dünya Şampiyonası madalyasıyla taçlandırmayı başardı. Hem de 30 kilometre gibi yaşı ilerlemiş sporcuların başarılı olabildiği bir yarış tipinde, örnek ablası Björgen’i geçerek. Özellikle güzelliğiyle Norveç medyasının da çok sevdiği Johaug, gözyaşlarıyla bitirdiği 2009-2010 Tur De Ski’deki Therese’den, ikonlaşma yolunda adım attığı yetişkin Johaug’a dönüştü. Biathlon’un Alman prensesi Magdalena Neuer’le aralarında bir paralellik kurmak mümkün ve Maritt Björgen’in tahtına aday. Johaug’un dışında bitmek tükenmek bilmeyen bir yetenek arzı var. Heidi Weng ve Maiken Kaspersen Falla son dönemde ilk akla gelenlerden. Tecrübeli Skofterud ve Steira da muhteşem bir yeni sezon başlangıcı yaptılar.
picture

Therese Johaug

Görsel kaynağı: Imago

Mansiyonlar ve Diğer Ayrıntılar Kanada: Daha iyisi bir sene olamazdı. Tur de Ski de adeta destan yazan ve uzun kariyerinin en iyi sonuçlarını alan eski sprinter yeni uzun mesafeci Devan Kershaw ve hem kış hem yaz olimpiyatında yarışan nadir isimlerden Pierre Harvey’nin oğlu Alex Harvey. İkisi bir olup, ünlü Norveçli hoca Inge Braten’in de yardımlarıyla Kanada’ya, Dünya Şampiyonaları’ndaki ilk altınını getirdiler. Olimpiyat projesinin ülke sporuna yaptığı katkıya bir bakın. Devamını bekliyoruz.
İsveç: Olimpiyat yılından sonra tam bir hangover yani ‘akşamdan kalma’ sezonu yaşadı bana kalırsa. Daha önce FIS CC başkanı Vegard Ulvang, rakiplerinde bir “Northug” olmadığından bahsetmişti ve süperstarsız bir İsveç portresi çizerken haklıydı. Norveçli rakipleriyle karşılaştığında daha mutevazı yetenekleri olan kadroda özellikle Marcus Hellner’in kendini sprintte geliştirmesi dikkate değerdi. Kadınlardaysa Björgen’in karşısına çıkabilecek güçlü rakiplerden Charlotte Kalla’nın istikrarsız sezona rağmen, Ida Ingamarsdotter’le birlikte kazandığı Dünya Şampiyonası madalyası, sezonu kurtardı.
İsviçre: İsviçre kayaklı koşu tarihini yazmaya devam eden genç adam Dario Cologna, bu sene de Tur de Ski’yi kazandı ve bu özel turla birilkte Dünya Kupası’nı da şampiyonlukla noktalayıp, kariyerinin erken dönemlerine pek de kimselere nasip olmayacak 4 büyük ödül sığdırdı. Cologna’nın ardından İsviçre takımının da ayağa kalktığını görmeden edemeyiz.
Rusya: Bir dönemin her yarışında zirveye aday takımı Rusya, Sochi 2014’e yaklaşılırken enteresan şekilde bir sprint ekibine dönüşmüş durumda. Özellikle erkeklerde uzun mesafede başarılı olabilen birkaç isim kaldı. Maxim Vylegzhanin iki Holmenkollen gümüşüyle sezonun en başarılı Rus sporcusu olurken Evgeni Belov yükselen yıldızları olarak dikkat çekti. Sprinte ağırlık vermek, genellikle kısa zamanda madalya kazanmak isteyen takımlar için yerinde bir strateji. 50 km yarışçısı belki 5 senede hazır oluyor ama bunun yarısı kadar bir zamanda sprinter çıkarabiliyorsunuz. Anlaşılan Sochi 2014’te nitelikli değil nicelikli başarı esas evsahibi için. Kadınlardaki durgun sezonsa FIS’in yoğun markajı sonrasında ülke sporunu dopingden arındırma projesinden de kaynaklıyor olabilir.
Finlandiya: Kadın erkek ayrım gözetmeksizin çok kötü bir sezon geçirdi ancak sevinebilecekleri iki nokta var: 19 yaşındaki Dünya Gençler Şampiyonu Kriista Lahtenmaaki’nin Oslo’da ve sezon boyunca ortaya koyduğu mücadele ve iyi bir çıkış yakalamasına rağmen önceki sezonu çok kötü geçiren genç Matti Heikkinen’in sürpriz Dünya Şampiyonası madalyası. En büyük yıldızları Aino Kaisa Saarinen’in ayağa kalkması gerekiyor. Son yıllardaki sonuçlarına bakılırsa kadınlar takımının temel taşlarından, bir zamanların Dünya Şampiyonu Pirjo Muranen’in de emekliye ayrılma zamanı gelmişti de geçmişti bile.
Almanya ve İtalya: Kötü bir yıldı. Bir dönem Dünya Kupası’na damgasını vuran Almanlarla Olimpiyat ve Dünya Şampiyonası madalyalarına alışık İtalyanların ortak özelliği, yeni isimlere tam olarak bayrağı devredememeleri. Ancak iyi tarafından bakarsak Almanya büyük organizasyonların takımı ve bunu Vancouver’daki Olimpiyat madalyalarıyla kanıtlamışlardı. İtalyanlardaysa efsane Giorgio Di Centa-Pietro Piller Cottrer ikilisinin yerini, David Hofer-Fulvio Scola ve Roland Clara almaya hazırlanıyor ve bu sene fena işler de yapmadılar. Önümüzdeki sene Dünya Şampiyonası İtalya’da ve yapılacak çok iş var. 90’lılardan Federico Pellegrino’yu da unutmamak lazım; yıldız adayları arasında o da yer buluyor.
Vedalar
Petra Majdic: Kayaklı koşu dünyası, bu sezon önemli yıldızlarına elveda demek zorunda kaldı. Spor tarihinin önemli hikayeleri arasına giren ‘Kırık Kaburgayla Olimpiyat Bronzu’ filminin baş aktörü ve yılların sprint şampiyonu Petra Majdic, bu sene sonunda yorgun düştü ve artık turda yarışamayacak. Kendisi şu an sosyoloji okuyor ama kariyerinde en büyük eksiklik, belki de büyük şampiyonalarda bir türlü gelmeyen altın madalya oldu. Bayrağı devralmak için gelen adaylar arasında Katja Visnar ve Vesna Fabjan var ve gelişme kaydetmelerine rağmen henüz o ışığı gösteremediler. Ayrıca Sloven takımının wax teknisyeni, artık İsviçre erkekler takımı için çalışacak; bu da önemli bir eksiklik.
picture

CROSS COUNTRY SKIING Petra Majdic of Slovenia after winning the World Cup sprint event at Davos

Görsel kaynağı: Reuters

İtalyanlar: Diğer önemli veda hatta vedalar İtalyan takımından geldi. Geçen sezona kadar İtalyanların en başarılı aktif kayaklı koşucusu Arianna Follis, üçüncü bitirdiği Dünya Kupası ve nispeten başarısız geçen Dünya Şampiyonası’nın ardından spora veda etti. 2009’daki Dünya Şampiyonası’nda beraber yarıştığı ve gümüş madalya kazandığı takım arkadaşı Marianna Longa da peşinden geldi. İtalyan kayaklı koşusunun kolu kanadı kırık ama yeni yıldızların gelişimi için bu gerekli; iki büyük organizasyon senesi de bu hamle için en uygun zaman. Öte yandan, Majdic ve Follis’in bırakmasından sonra sprint şampiyonluğu için önemli bir aday kaldı: Amerika’nı n en başarılı kayaklı koşucusu Kikkan Randall. ‘Kikanimal’ bu sezona harika girdi; bakalım devamını getirebilecek mi?
Vincent Vittoz: Fransa’ya Dünya Şampiyonası tarihindeki tek altınını kazandıran adam Vincent Vittoz da kayakları astı ama hemen U23 takımını çalıştırmakla görevlendirildi. Vittoz’un kayaklı koşu dünyasına armağanı da Maurice Magnificat oldu. Yıllar yılı etkisiz gözüken Fransız takımını yeniden ayağa kaldıran Magnificat, özellikle çok iyi bir zamana karşıcı ve mesafe yarışlarında da iddialı bir isim haline gelebilecek potansiyeli gösterdi. Kendisine başarılar diliyoruz ve Vittoz’u da ŞubatAyı’nda , Erzurum’daki U23 Şampiyonası’nda görebilmek umuduyla diyoruz.
Yılın Repliği
Takvimler 1981’i gösterdiğinde Norveç, futbolda rol model olarak aldığı İngiltere’yi devirmişti. Maçın ünlü spikeri Bjorge Lilleilen evsahibinin zaferiyle çılgına dönmüş bir halde Lord Nelson, Sir Winston Churchill ve Lady Diana’nın da aralarında bulunduğu ünlü İngilzleri sayıyordu, “Hepsini yendik” diyor ve ekliyordu: ”Maggie Thatcher, beni duyabiliyor musun? Sizinkiler yenildi!”
picture

Norway's Peter Northug celebrates winning the men's 30km pursuit race at the Ski World Championships in Oslo, Norway, on Sunday, Feb. 27, 2011.

Görsel kaynağı: Scanpix

İsveç basınının neredeyse nefret ettiği Peter Northug da , bir önceki gün sprint finalinde İsveçli Marcus Hellner’e geçilmesine çok içerlemiş olacak ki zafere ulaştıktan sonra yukarıdaki olaya itafen rakip ülkenin kralına seslenerek: “Karl Gustaf, beni duyabiliyor musun?” dedi ve İsveç’in büyük spor kahramanlarını anmayı unutmadı: “Bjorn Borg, İngemark Stenmark, bugün sizin çocukları yendik!” Şov adamı Northug, nice gündem yaratmalara!
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam