Egemen Bağış: İçinden deniz geçen tek şehir İstanbul

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 01/03/2013 - 17:55 GMT+2

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''İçinden nehir geçen çok şehir var, ama dünyada içinden deniz geçen tek şehir İstanbul'' dedi.

egemen bağış

Görsel kaynağı: AA

Genç Turizmciler Derneği'nin Point Otel'de düzenlediği ''Uluslararası Spor Zirvesi''ne katılan Egemen Bağış, olimpiyat ruhunu temsil eden bir anlayışla İstanbul 2020 olimpiyat ateşinin hep birlikte yakıldığını ifade ederek, dernek başkanı ve çalışma arkadaşlarını kutladı.
İstanbul'un olimpiyatları yüklenmeye hazır olduğunu gördüğünü kaydeden Bakan Bağış, ''İstanbul gerçekten bu heyecanı hissediyor, bugüne kadar olimpiyatların İstanbul'da düzenlenmemiş olması İstanbul'un değil, olimpiyatların bir eksikliğidir. İnşallah 2020'de olimpiyatların bu eksikliği gidermesine destek vereceğiz'' diye konuştu.
İstanbul'un dünyada iki kıta üzerine kurulu tek şehir olduğunu vurgulayan Egemen Bağış, İstanbul ve Türkiye topraklarının olimpiyat ruhuna aşina olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
''İçinden nehir geçen çok şehir var, ama dünyada içinden deniz geçen tek şehir İstanbul. Bizans'a, Roma'ya, Osmanlı'ya başkentlik yaptıktan sonra Avrupa'nın kültür başkenti olan, spor başkenti olan İstanbul'a olimpiyat yakışır. Ama olimpiyat da İstanbul'da gerçekleşirse gerçekten çok hoş olur, çok anlamlı olur. Çünkü bu topraklar olimpiyatlara hiç de yabancı değildir. İstanbul'un toprakları, Türkiye'nin toprakları, olimpiyat ruhuna fazlasıyla aşinadır. Modern olimpiyatlardan evvel milattan önce 195 yılında bugünkü Antakya sınırlarındaki Defne'de yani Harbiye bölgesinde aslında ilk olimpiyat benzeri müsabakaların yapıldığına dair çok güçlü bulgular vardır. Olimpiyatların sürekliliğini simgeleyen, olimpiyat ateşinin ilk yakıldığı yer Antalya'nın Finike'sinin Adrasan Burnu'nun hemen yakınındaki Olimpos kentinin 7 kilometre uzağında ve 2 bin 150 metre yüksekliğindeki kayalar olduğu bilinmektedir. Şurası da çok ilginçtir; Yunanistan'da yapılan olimpiyatlar milattan sonra 393 tarihinde, o zamanlar Konstantinopolis diye adlandırılan bugünkü İstanbul'da oturan Roma İmparatoru 1. Theodosius tarafından sona erdirilir, durdurulur. Ne ilginç bir tevafuktur ki ondan tam 1620 yıl sonra yine İstanbul'da olimpiyat ruhunu yenilemeye karar veriyor, bugün bu toplantıda biz de bunu hep birlikte ateşliyoruz. Bu kararımız hayırlı uğurlu olsun. Allah bizleri mahcup etmesin.''
''Dayanışma ve barış ruhu yeniden canlanıyor''
Modern olimpiyat oyunlarının mimarı Baron Pierre de Coubertin'in anlamlı bir şey söyleyerek, ''Beşeriyetin noksanlıkları, olimpiyadaki atleti, Roma sirkindeki gladyatör haline getirmektedir, bunu önlememiz gerekiyor'' dediğini hatırlatan Bakan Bağış, bu çıkışın olimpiyat ateşinin ilk kıvılcımı olarak daha sonra bütün insanlığa barışın ve kardeşliğin yolunu sporla açtığını ifade etti.
Bu düşüncenin de ''Citius Altius Fortius'' şeklinde slogana dönüşmesinin de manidar olduğunu kaydeden Bakan Bağış, şöyle devam etti:
''Daha süratli, daha yükseğe ve daha kuvvetli... Türkiye'nin son 10 yılda elde ettiği başarılara bakarsanız bugün Türkiye de daha süratli, daha yükseğe ve daha kuvvetli olma yolunda azimle ilerleyen bir ülkedir. Bugün ortalama ekonomik büyümesi yüzde 1,5 olan Avrupa'ya yüzde 8 ekonomik büyüme gücümüzle, ortalama yaşı 45 olan Avrupa'ya ortalama yaşı 29 olan genç ve dinamik nüfusumuzla, enerji krizi endişesi taşıyan Avrupa'ya ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 75'ini sınırlarında bulunduran jeopolitik yapımızla, ama hepsinden önemlisi, dünyada barış için insanların birbirlerini algılayabilmesi için hoşgörünün sembolü olan İstanbulumuzla çok önemli bir katkı sunuyoruz.
Bu şehirde, bu aziz şehirde, 11 yıldır Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil etmekten büyük onur duyduğum İstanbulumuzda, 700 yılı aşkın bir süredir camiler, kiliseler, havralar insanlığa birlikte huzur veriyorlar. Bizim genetik kodumuza işlenmiş olan olimpiyat ruhu, dayanışma ve barış ruhu yeniden canlanıyor. Böyle bir dönemde her zamankinden daha süratli, daha yükseğe giden, daha kuvvetli Türkiye'nin, İstanbul'un, olimpiyatlara ev sahipliği yapması çok büyük anlamlar ifade edecektir.''
1967'de Nijerya'da bu ülkeden bağımsızlığını ilan eden Biafra Cumhuriyeti'ndeki iç savaş sırasında, Pele'nin dostluk maçı için Lagos'a gelmesiyle iki günlük ateşkes ilan edildiğini anlatan Bakan Bağış, Pele'nin orada çok güzel bir söz söylediğini kaydederek, şöyle devam etti:
''(Dünya'da futbol oynayan her çocuk Pele gibi oynamak istiyor. Benim çok büyük bir sorumluluğum var, onlara sadece nasıl iyi futbol oynanacağını değil, nasıl iyi bir insan olunacağını da göstermek zorundayım) diyor. Yine efsanevi boksör Muhammed Ali Clay, şu ifadeleri kullanmış: (Keşke insanlar beni sevdikleri kadar birbirlerini sevselerdi, eminim ki dünya o zaman çok farklı bir yer olurdu.) Spor, ırkçılığın ayrımcılığın, ötekileştirmenin de aslında panzehiridir. Spor, insanları zararlı alışkanlıklardan olduğu gibi, zararlı düşüncelerden de alıkoyar. Bu yüzden sporun insanlığa vereceği çok ders vardır. Yeter ki bizler ders almayı bilelim.''
1936 Olimpiyatları'nın ırkların birbiriyle yarışı haline geldiğini, o zamanki Nazi zihniyetinin beyaz ırkın üstün olduğunu ispat etmek için olimpiyatları adeta bir platform haline çevirmeye kalktığını aktaran Egemen Bağış, Jesse Owens'ın o olimpiyatlarda oyunu bozduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
''Tarih boyunca adı hatırlanacak olan ve 4 ayrı altın madalya alan, siyahi olduğu için kendi ülkesinde ikinci sınıf insan kabul edilen, otobüslerin arka kısmında oturmak zorunda kalan, hatta beyazların girdiği lokantalara giremeyen, bazı iş yerlerinin kapısında da 'Köpekler girebilir ancak zenciler giremez' yazısıyla karşılaşmak zorunda kalan bir sporcu. Jesse Owens, işte orada, Berlin Olimpiyatları'nda bütün o ön yargıları kırmıştı.''
''Bizim AB sürecimiz de aslında olimpiyat komitesine verdiğimiz en büyük teminattır''
Dünyanın çok büyük bir coğrafyasında olimpiyatların adaletiyle, eşitliğiyle ilgili ciddi tartışmalar olduğunu ifade eden AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinin, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne vereceği en önemli teminat olduğunu vurguladı.
Bugüne kadar devam eden bu tartışmalara son verecek, nokta koyacak olan çarenin de, çözümün de, panzehirin de olimpiyatların İstanbul'da gerçekleşmesi olduğunu anlatan Egemen Bağış, şöyle devam etti:
''Kimse olimpiyatların belirli bir inanç grubuna karşı bir tavrı olduğu algısında kalmasın isteniliyorsa, kimse olimpiyatların belli bir coğrafyaya karşı ön yargılı olduğu endişesi taşısın istenmiyorsa, çare İstanbul'dur. Bu yüzden bizim Avrupa Birliği sürecimiz de aslında olimpiyat mekanizmasına, komitesine verdiğimiz en büyük teminattır. Çünkü Avrupa Birliği süreci bu ülkenin demokratikleşmesi, şeffaflaşması, zenginleşmesi, öz güvene sahip bir ülke olması için çok önemli olduğu kadar, bu bölgede yaşayan çok büyük coğrafyadaki insanlığa da çok önemli mesajlar vermektedir. Mısır'daki, Tunus'taki, Libya'daki kendi hayatını riske atarak, demokrasi uğruna, ifade özgürlüğü uğruna, daha iyi okullar, hastaneler, daha iyi yaşam koşulları, sendikal haklar uğruna riskler alan insanların ilham kaynağı olan ülke Türkiye'dir. Çünkü Türkiye'ye baktıkları zaman onlarla benzer değerlere sahip olan bir ülkenin, benzer coğrafyada yaşayan bir milletin, benzer verileri çok daha iyi bir noktaya taşıyarak iktidara, muhalefete, serbest pazar ekonomisine, insan hakları standardına, daha iyi yaşam koşuluna sahip olduklarını görmeleri, kendilerinin de bunu başarabilecekleri konusunda onlara güvence vermektedir. Bu kadar benzerliklere rağmen 'Türkiye'nin ilerde olmasının en büyük sebebi nedir-' diye sorduğumuz zaman, en önemli yumuşak gücümüz olan demokrasimiz ve bunu her geçen gün daha da güçlendiren Avrupa Birliği sürecimizdir.''
''Ortak hedeflerde ve paydalarda birlikte ter dökmemiz gerekiyor''
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ı bu nedenle Türkiye'nin müzakere heyetinin doğal üyesi olarak adlettiğini kaydeden Egemen Bağış, ''Bu salonda spora gönül vermiş olan, dostluğa, kardeşliğe, barışa gönül vermiş olan her birinizi aynı zamanda Türkiye'nin Avrupa Birliği müzakere heyetinin doğal üyeleri olarak görüyorum. Ama aynı zamanda Türkiye'de Avrupa Birliği sürecine, yani bu ülkenin daha demokratik, daha şeffaf, daha güçlü olma idealine gönül vermiş her bir vatandaşımızı da olimpiyat hedefimizin bir ortak paydaşı olarak algılıyorum. Bu yüzden birbirimize sahip çıkmamız, ülkemizi daha iyi anlatmamız, birlikte daha aydınlık yarınlara, çocuklarımızın gurur duyacakları bir Türkiye'de yaşamaları için birlikte ter dökmemiz gerektiğine inanıyorum'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, bugüne kadar birçok konuda başarıyı ortaya koyduğunu anlatan Egemen Bağış, başkalarının 'Türkler bu işi beceremez'' dediği birçok etkinliğe ev sahipliği yapıp, sadece İstanbul'da değil, Erzurum'da, Trabzon'da ve Mersin'de çok muazzam performans ortaya koyduğunu herkesin kabul ettiğini kaydederek, ''Bundan sonraki süreçte de birlikte çalışmalıyız. Farklı siyasi görüşlerimiz de, farklı etnik dillerimiz de olabilir. Farklı kültürlerimiz, farklı tercihlerimiz olabilir. Bunları değiştiremeyiz. Birbirimizi olduğumuz gibi kabul edip, ortak hedeflerde ve paydalarda birlikte ter dökmemiz gerekiyor. İşte olimpiyat adaylığımız da belki bizi ayrıştıran değil, tam tersi birleştiren, bize birbirimizi dinlemeye ve dinledikten sonra da anlamaya teşvik eden bir süreç olacaktır'' ifadelerini kullandı.
Bu arada, Bakan Egemen Bağış, zirvedeki konuşmasından önce otelde eski Londra Belediye Başkanı Ken Livingstone ile bir görüşme yaptığını bildirdi. Bağış konuşmasının ardından organizasyondan ayrıldı.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam