Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

"Eksik olan altın madalyayı kazanmayı istiyorum" - Miray Ulaş - Özel Röportaj

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 13/05/2023 - 15:24 GMT+3

Sayısız Türkiye şampiyonlukları bulunan Miray Ulaş, spor hayatında edindiği tecrübelerle yarışlarda çok daha farklı bir şekilde mücadele ediyor. Dünya iki numarası için tek hedef altın madalyaları ülkesine kazandırmak.

Miray Ulaş

Görsel kaynağı: Eurosport

Basketbol, badminton, bale, koşu, yelken ve bisiklet ve daha fazlası…
Ülkemizin ilk kadın para triatleti, hazırlanması ve yer alması oldukça zor olan para triatlon ve para yelkeni bir arada götüren, Para Yelken Dünya Şampiyonaları’nda bronz ve gümüş madalya sahibi, World Sailing sıralamasında dünya iki numarası sevgili Miray Ulaş, Eurosport Türkiye’den Kaan Meriç’in sorularını cevapladı.
Sayısız Türkiye şampiyonlukları bulunan Miray Ulaş, spor hayatında edindiği tecrübelerle yarışlarda çok daha farklı bir şekilde mücadele ediyor. Dünya iki numarası için tek hedef ise altın madalyaları ülkesine kazandırmak.
Röportajımıza her şeyden önce World Sailing sıralamasında dünya iki numarası olman ile ilgili başlamak istiyorum. Çok acayip bir duygu değil mi? Dünyada bu sporu yapan çok sporcu var ve sen iki numaradasın.
Üç sene öncesine kadar dünya sıralamasında altıncı olarak yer alıyordum. İtalya’da dünya üçüncüsü olduktan sonra üçüncü sıraya kadar yükselmeyi başardım. Bu sene ise bilgilerimi yenileme kaynaklı sisteme giriş yaptığım sırada dünya sıralamasında iki numaraya yükseldiğimi gördüm ve çok şaşırdım. Çığlık attım! Puan değişikliğini düşünüyordum ama sıralamada yükseleceğimi beklemiyordum. İki numara olmak benim için muhteşem bir duygu. Benim alanımda çok fazla sporcu var. İlk sıralarda yer alıp, Türk bayrağını görmek beni çok mutlu ediyor.
Belge yenileme işlemleri olmasa dünya iki numarası olduğunu fark etmeyecekmişsin…
Belki fark ederdim ama biraz daha geç olacaktı…
Dünya iki numarası olmak arkadaş ortamında nasıl hissettiriyor? Neden bir numara olamadın diye şaka yapıyorlardır…
Yok aslında öyle değil…”Yanımızda dünya iki numarası olan arkadaşımız oturuyor” diyorlar ve çok mutlu oluyorum ve utanıyorum. Bana destek oluyorlar.
Fiziksel anlamda hazırlanması ve yarışması çok zorlu iki branşta mücadele ediyorsun. Spor dallarında var olmanın gerektirdiği mental gücün önemini biliyoruz. Bu süreç ile nasıl baş edebiliyorsun?
Yarışlara katılarak mental süreçte güçlü kalıyoruz. Mental yönün antremanı yarışlardaki tecrübelerden geçiyor. Birçok yarışta “Ben artık yapamayacağım” diyerek kendimi düşürdüğüm anlar oldu. Her günümüz iyi olamıyor açıkçası. Bir gün kötü, bir gün ortalama veya bir gün çok iyi modda olabiliyoruz. Mental yönün kuvvetli olması tecrübeyle gerçekleşiyor diyebilirim.
Geçen hafta Aquamasters Açık Su Yüzme Yarışı’na sakatlıktan çıkmış halimle katıldım. Hem depremden kaynaklı hem de sakatlığımdan kaynaklı dört aylık bir antrenman eksiğim vardı. Üç kilometrelik açık su yarışında düştüm ve mental anlamda çok zorlandım. Yarışın üçte biri kalmıştı ve “Şu anda bunu kendine yapamazsın. Yarıştasın, kendine gel!” diyerek toparlandım…
Buna benzer bir durumu Triatlon Dünya Kupası’nda da yaşamıştım. Büyük bir sakatlık geçirmiştim. Sakatlığımdan dolayı ağrılı bir yarışma süreci olmuştu benim için ve düşmüştüm. 30 saniye ile Olimpiyat ve dünya sıralama puanını kaçırmıştım. Aquamasters’ta ise aynı şeyi yaşamama rağmen sonucu tam tersine çevirmeyi başardım. Antrenman ve tecrübe, mental yönünü kuvvetlendiriyor.
Miray Ulaş
Eski Miray’ın başına gelseydi yarışı bırakma söz konusu olur muydu?
Pes etmezdim. Şu ana kadar hiçbir yarışımı bırakmadım. Tamamlardım yarışı ama performansım daha kötü olurdu.
Bunların yanında açık deniz yüzme yarışlarına katıldığını görüyoruz. Biraz olsun hafif sporlarla uğraşsan ne güzel olur diyeceğiz ama…
Evet! Sanırım en zor branşları seçmişim…
Uzun süren yarışlar öncesindeki hazırlanma sürecinden bahsedebilir misin?
Belli bir antrenman programı ve antrenör desteğiyle fiziksel sürecimiz oluyor. Antrenörlerimiz bizleri yönlendiriyor. Mental kısım tamamen bize bağlı oluyor. Tek düşündüğüm şey elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak ve başarmak istiyorum. Yarış önünü değil, sonunu düşünebiliyorum. Elimden gelenin en iyisini yapıp yapmamak benim için çok önemli. Yaptıysam mutlu oluyorum, yapmadıysam çok büyük pişmanlık yaşayabiliyorum. Kendimi suçladığım oluyor. Bu nedenle yarış içerisinde kendimle çok konuşuyorum ve mental gücümü yüksekte tutuyorum.
Türkiye'nin yetiştirdiği ilk kadın para triatlet olarak spor tarihimize adını yazdırdın. Her uyandığında değişmeyecek gerçeklerden biri de senin bu alandaki ilk kadın sporcu olman var. Hislerin neler?
Eski bir yüzücüyüm. Türkiye şampiyonluklarım da var bu branşta.
500 kadar…
Yani…
Yüzmeyi bıraktığım zaman triatlon ilgimi çekmişti. 2016 Rio Paralimpik Oyunları’nı izlemiştim. Ve orada bu branşı görüp “Neden olmasın? İşin içinde yüzme var.” demiştim. Öte yandan küçüklüğümden beri bisiklet sürmeyi çok seviyorum. Ailecek yaptığımız aktiviteler bisiklet üzerine olurdu. Bu yüzden alışkın olduğum bir branştı. Bisiklet ve yüzme olunca geriye sadece koşu kaldı. Koşu hiç yapmamıştım. Yüzücü olarak çok fazla koşu antrenmanınız olmuyor. Koşuya alışma süreci beni zorladı açıkçası. “Denemek istiyorum” diyerek kendime bir meydan okuma durumu yarattım. Türkiye’nin ilk kadın para triatleti olma amacım olmadı. Triatlon sahnesinde neler yapabileceğimi, sevip sevemeyeceğimi, başarı noktasını denemek istedim. Yarışmaya katılarak da bunu başaran ilk Türk kadın para triatleti oldum.
İlk olmak diğer kadın sporculara da öncü olma konuda beni çok mutlu hissettiriyor. Şikayetçi olduğum bir nokta da var. Para triatlon branışında kadın sporcumuz hala yok. Erkeklerle start alıp, onlarla beraber yarışıyorum. Bu durum belki benim gelişimim için iyi ama kadın para triatletin hala olmaması beni üzüyor. Klasmanımda birisinin olmasını çok isterim.
picture

Miray Ulaş

Görsel kaynağı: Eurosport

Paris 2024 Paralimpik Oyunları'nda kota havuzu oluşturuluyor. Temmuz ayında sonuçlanacak süreç için senin için stresli geçiyor mu?
Şu anda milli takım barajları oluşturuldu. Temmuz ayında sonra da Paris için puanlamalar başlayacak. Stresli olduğumu söyleyebilirim çünkü sakatlıktan yeni çıktım. Bir nevi tekrar başlamış gibi olacağım…Bağlarımda yırtık oluştuğu için yürümemin bile yasak olduğu dönemden çıktım. Triatlon gibi bir branşa alışma sürecim olacaktır. Heyecanım da var bir yandan. Her sporcunun hayalinde Olimpiyatlar veya Paralimpik Oyunları’nda ülkesini ve kendisini iyi temsil etmek vardır. Ben de Türkiye’yi bu şekilde temsil etmek istiyorum. Böyle bir durumda olmak beni çok heyecanlandırıyor. Hayalime kavuşacağım. Bakalım neler olacak…
2023 Dünya Yelken Şampiyonası'nda altın hedefi var. Antrenman sürecin belli başlı nedenlerden dolayı erezyona uğramış olsa da altın geleceğine inanıyoruz.
Sakatlığım yelkende oldu ve bağlarımda yırtık olduğunu öğrendim. Yeni bir düzen oluşturdum. Haftaya bir yelken kampım olacak. Kocaeli’nde Türkiye Şampiyonası’na katılacağım. Daha sonra da Dünya Şampiyonası seçmesi olacak. 2021’de bronz, 2022’de gümüş madalya kazandığım Dünya Şampiyonası’nda bu kez altın madalya kazanmayı hedefliyorum. Eksik olan altınımızın tamamlanacağını düşünüyorum. Tek eksiğimiz bu…
Bahsetmeden geçemeyeceğim...Gelişimimde büyük bir rol oynayan milli takım antrenörlerime çok teşekkür etmek istiyorum. Sporculuk kariyerimde büyük emekleri var. Mert Onaran, Emrah Sürmen ve Armağan Koç’un gerçekten emekleri çok büyük.
Branşında çok fazla başarı elde etmiş sporcuların hiçbir şekilde pes etmediklerini görüyoruz. Teniste Rafael Nadal’ı ve Novak Djokovic’i görüyoruz. Snooker sahnesinde Ronnie O’Sulllivan’ı gördük. Futbolda Lionel Messi, Dünya Kupası zaferinde hüngür hüngür ağlarken gördük. Bu isimlerin aslında başarması gereken bir şeyleri kalmadı. Mental güçleri üst düzey sporcuları izleyen mental gücü yüksek bir sporcu olarak örnek aldığın isimleri paylaşmak ister misin?
Türkiye’de örnek aldığım çok ama çok fazla sporcu var. Bana yardımcı olan antrenörlerim, abilerim ve ablalarım var ama bir isim aklıma gelmiyor ama bir isim vermem gerekiyorsa başka bir spor dalı olan sörften vereceğim: Bethany Hamilton. Filmini izlediğimde çok etkilenmiştim. O günden itibaren benden yeri çok farklıdır. 13 yaşındayken sörf sırasında köpekbalığı saldırısına uğradı ve kolunu kaybetti. Hastanede doktoruna sorduğu ilk soru “Ben ne zaman sörf yapabileceğim?”. Bu sahne beni çok etkilemişti. Çok değişik hissettim.
Bu tür şeyler öğretilecek bir durum değil.
Gerçekten öyle. Daha iyileşmeden hastanedeyken sorduğu soru gerçekten çok etkileyici.
Bahsettiğin gibi aileden gelen bir bisiklet sevgisi var. Bisiklet çok yıpratıcı bir spor. Rekabetin içinde olunması bir kenara bırakırsak izlemesi ve hatta istatistiklerini detaylı bir şekilde izleyiciye ve takipçilere aktarmak bile zor. Sakatlık sonrası bisiklet antrenmanları nasıl ilerliyor?
Sakatlıktan sonra antrenman sürecim bisiklet ile başladı. Bisiklet beni mental olarak çok zorlamıyor çünkü gerçekten bisikleti çok seviyorum. Hatta ailemin bana aldığı ilk hediye küçük pembe bir bisiklettir. Hala da yanımda duruyor. Beni antrenmanlarda zorlayan şey koşu. Yıllarca yüzdüm veya başka sporlarla ilgilendim ama koşu hiç yapmadım. O beni çok zorluyor.
Keşke senin için koşunun olmadığı bir triatlon yarışmaları düzenlense…
Evet, koşu yerine yelken koyabilirler mi acaba?
İki yelken ve bir bisiklet alalım. Yemek siparişi gibi oldu…
Yoğun bir antrenman takvimin olduğunu herkes biliyor ama Eurosport’tan takip ettiğimiz Giro d’Italia, Tour de France, Vuelta a España gibi Büyük Turlar veya tek gün üzerinden düzenlenen yarışları seyretme şansın oluyor mu?
Şu an biraz yoğun bir dönemdeyim ama babamla bisiklet turlarını oturup izlediğimiz çok oldu. Hatta geçen gün arkadaşlarımla beraber cafede oturuyorduk ve arkadaşlarım kendi aralarında konuşurken ben Eurosport’ta yayınlanan yarışı izliyordum. Çoğu dönemde ailecek izliyoruz diyebilirim.
Küçük yaşta spora başlama hakkındaki görüşlerin nedir?
Spor, benim hayatıma çok şey kattı ve hepsi olumluydu. Baleyle spor hayatıma başladım. Daha sonra basketbolu ve diğer tüm branşları denedim. Hayatımı yönlendirme ya da kendimi geliştirme adına sporun bana çok büyük katkısı oldu. İnsanların profesyonel olarak olmasa da hobi olarak spor ile uğraşmalarını tavsiye ediyorum.
En sevdiğin yemek?
Çok düşündüm ama yok çünkü alerjen bir bünyeye sahibim. Belki diyet programıma uygun olacak şekilde hamburger olabilir.
En sevdiğin dizi?
Friends.
Bir ulusa İngilizce öğreten dizi…
Evet, gerçekten öyle. Kaç kere bitirdim hatırlamıyorum bile! Çok seviyorum.
En sevdiğim film?
Bethany Hamilton tabii.
İzlemesi en zevkli spor dalı?
Voleybol ve bisiklet.
En sevdiğin şehir?
İzmir.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam