Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Ronnie: Hayallere cevap veren adam

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 19/04/2013 - 16:20 GMT+3

Rol modeliniz umursamıyorsa asla hâyâl kırıklığına uğramazsınız. Oyuna geri dönen Ronnie O'Sullivan, Uğur Ozan Sulak'ın kaleminden...

Ronnie O'Sullivan

Görsel kaynağı: Eurosport

Ne sıklıkla hâyâl kuruyorsunuz? Çok mu? Eğer öyleyse, empati gücünüz fazla demektir. Zor durumlardan sıyrılmak için; kendinizi başkasının yerine koyup bambaşka bir dünyada olduğunuzu farz ediyorsunuz değil mi? Ben 14 Aralık 2006'da nerede olduğumu iyi hatırlıyorum.
Paul Hunter birkaç ay önce ölmüştü ve Erdal Şafak, Hunter'ın kansere yenik düşüşüyle beraber Sabah'ta başlattığı yazı silsilesiyle snookerın ne kadar eğlenceli bir oyun olduğundan bahsediyordu. Henüz 14 yaşına gelmemiştim ve ona kesinlikle katılmıyordum. Snooker bence çok sıkıcı bir oyundu ve eğer Ronnie O'Sullivan olmasaydı, bu sıkıcı oyunu asla izlemezdim.
Nitekim dört arkadaş, Taksim'de Galatasaray Lisesi'nin arka sokağındaki evde 14 Aralık gününe uyandık. Ben heyecanlıydım çünkü aynı benim gibi berbat bir takvim yılını geride bırakan Ronnie O'Sullivan, UK Çeyrek Finali'nde Stephen Hendry'yle oynayacaktı. İşin teknik/taktik kısmını pek bilmiyordum; Eurosport spikerlerinin anlattıklarını aklımın aldığı kadarıyla özümsemiştim ama örneğin massé ya da swerve, o tarihlerde bana pek bi' şey ifade etmemişti.
Maç başlamıştı. Eurosport'ta spiker, Ronnie'nin ailesiyle olan ilişkisini anlatıyordu. Babası, bir gece kulübünde 'hesabı kimin ödemesi gerektiği' üzerine tartıştığı birini öldürmekten hapse girmişti. Vergi kaçıran genelev sahibi annesi de hapisteydi. Ronnie ailede tek kalmış ve kız kardeşini kendi başına büyütmüştü. Spiker devam etti. O'Sullivan uyuşturucuya bulaşmıştı, depresyon nedeniyle ilaç kullanıyordu. Bunları daha önce hiç duymamıştım.
Çocuk olmanın gerektirdiği şekilde düşünüyordum. Fazla etraflıca değil, bolca duygusal. Çok üzülmüştüm ve bu durum Ronnie'ye daha da sıkıca bağlanmamı sağlamıştı. Her şeyi kazanmasını istiyordum. Oynadığı tüm maçları, kupaları, her şeyi... Sonuç olarak maç ilerledi ve taraflar altıncı oyuna geldi.
picture

Ronnie O'Sullivan

Görsel kaynağı: Eurosport

Hendry 4-1 öndeydi, frame açılışından sonra sıra Ronnie'deydi. Sağ siyah cebe bir kırmızı gönderme şansı yakalamıştı, problem yaşamadı. Ardından pakete de gitti, nispeten istediği sonucu alamasa da birkaç kırmızıyı açmayı başardı. Problem vardı ama üstesinden gelinebilirdi. Çok az şey aklımda bu kadar belirgindir, Ronnie sol siyah cebe potu denedi ve...
Farklı kaçtı. O'Sullivan iki saniyeliğine masaya baktı, devam etmesi için bir neden görememişti. Önce Hendry'nin, ardından da Jan Verhaas'ın elini sıkarak salonu terk etti. Spiker ise bir süreliğine sessiz kalıp oyun tarihinin muhtemelen en garip ânının daha da unutulmaz kılınmasına yardımcı olmuştu. Kameranın yakınlaştığı Hendry de nev-i şahsına münhasır mimikleriyle olayı sorgulama aşamasını geçmiş, sanki "Sonuçta Ronnie, ha?" diyordu. Spiker nihâyet konuştu: "İnanılmaz!"
"Beni bilen bilir, mükemmeliyetçiyimdir"
Sonraki maçlarda Eurosport spikerlerinden Ronnie'nin olaya ilişkin açıklamasını da öğrenmiştik. Roket, mükemmeliyetçi olduğunu vurgulamış ve masadaki tabloyu gördüğünde sabrını kaybettiğini söylemişti. Bir çocuk için ise, tüm bu yaşananlar bir rüya gibiydi. Dünyanın en saygın etkinliklerinden birinde, bir adam, sırf canı sıkıldığı için iki kişinin elini sıkıp gitmişti. Davranışı, spor etiği açısından bir felaketti ama tabii ki bunu algılamam için dört-beş sene gerekecekti. İnsanlar, onun göz ardı edilemez yeteneğinden ve bu oyunun en iyisi olduğundan konuşmaya devam ediyorlardı.
Bundan sonrası tamamen farklı bir evre. Ronnie artık benim rol modelim olduğuna göre; onun sevdiklerini iyice araştırmalı, sevmediklerini de dışlamalıydım. Masaya The Hours'la mı geliyordu? Jarvis Cocker bir snooker oyuncusu muydu? Dünya Kupaları'nda en unutamadığı ân neden 1990'da Paul Gascoigne'e aitti? Hem Gascoigne de kimdi?
Ronnie O'Sullivan, unvanını korumak için iki hafta boyunca Crucible'da ter dökecek. O, 1991'de Wimbledon'a pembe taytla gelen Andre Agassi gibi. Onu tahmin etmek imkansız ve o, sizi asla hâyâl kırıklığına uğratmaz.
picture

ronnie o'sullivan 2012 world championship with his son ronnie junior

Görsel kaynağı: AFP

Samuel Beckett demişti.
"Hepimiz deli doğuyoruz, bazıları böyle kalıyor"
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam