"Babamı unutamıyorum"

Clijsters 2007’de ailesine odaklanmak için profesyonel tenisi bırakmış ve Jada adında bir kız çocuğu sahibi olmuştu. 2009 yılında tekrar kortlara dönen Belçikalı tenisçi daha önce bir kez kazandığı Amerika Açık’ta tekrar zafere ulaşarak bu turnuvada seribaşı olmayan ilk şampiyon olmuştu.

2010’da bu başarıyı tekrarlayan Clijsters, 2011’in ilk slami Avustralya Açık’ta da şampiyonluğa ulaşmış ve bir haftalığına da olsa tekrar dünya 1 numarası olma zevkini tatmıştı.

28 yaşındaki tenisçi ikinci kariyerine başlamadan birkaç ay önce babasını kaybetmiş ve bu kayıp deneyimli raketin hayatında büyük bir etki yaratmıştı.

Guardian’a röportaj veren Clijsters babasının hayatındaki önemini ve ölümünden sonra yaşadıklarını anlattı.

4 Ocak’ta babasının ölümünün üçüncü yıldönümünde birçok telefon aldığını belirten Belçikalı raket Lei’yi hâlâ her gün düşündüğünü söyledi. Babasının ölümünden sonra onu hatırlatan bir çok olay yaşadığını anlatan Clijsters, “Eğer bir kez olursa tesadüf dersiniz. Ancak sürekli olup duruyorsa o zaman farklı bir şeyler hissedersiniz” ifadelerini kullandı.

“Babamla 1 sayısına takıntılıydık. Bazen geceleri uyanıyorum ve saatin 1.11 olduğunu görüyorum. Bu, şampiyon olduğum 2009 Amerika Açık’ta başıma geldi” diyen Clijsters şu ilginç anıyı da anlattı:

“Çeyrek finalde Venus ile karşılaşmıştım. Son sette 5-4 öndeyken, kendi servisimde 15-40 geriye düştüm. İlk servisimi de kaçırmıştım. Genelde servis hızı göstergesine bakmam ama o sefer baktım ve 111 mil gördüm. Oyunda geride olmama rağmen bana büyük bir huzur vermişti.”

Birkaç gün sonra Serena Williams karşılaşmasına hazırlanırken radyoda Barry White’ın şarkısına denk gelen Clijsters hemen Belçika’daki kardeşini aramış. Babasının büyük bir Barry White hayranı olduğunu söyleyen ve cenazede bu şarkıyı çaldıklarını belirten Belçikalı tenisçi, “Maçta çok sakin kalabildim ve kazandım” şeklinde konuştu.

Rastlantılar bununla da bitmiyor. Geçen yaz 28. yaş gününde kocası Brian ile dışarıda yemek yedikten sonra eve dönen Clijsters arabada babasının o an yanında olmasının ne kadar güzel olacağını düşünürken bir anda radyoda beliren şarkı başarılı tenisçiyi gözyaşları içinde bırakmış. “Babamın düğününde çaldığımız ikinci şarkıydı” ifadelerini kullanan Clijsters, babası öldükten birkaç ay sonra yaşadığı bir anıyı da şöyle anlattı:

“Büyükannemlerin evinde babamın eski fotoğraflarına baktım. Evden ayrıldıktan sonra arabada ağlamaya başladım. Gözyaşları nedeniyle önümü tam göremiyordum ve bir an önüme çıkan araba nedeniyle frene asıldım. Sonraki gördüğüm ilk şey arabanın plakasıydı: LEY, babamın ismi.”

Geçen sezonun büyük bir bölümünü sakatlıklar nedeniyle kortlardan uzakta geçiren Kim Clijsters Avustralya Açık öncesi sakatlıkları atlatmanın mutluluğunu yaşıyor.