Efsaneler konuştu

Eurosport: Ivan, 2010’da Mats Wilander ile Atlantic City’de karşılaştın. Profesyonel tenisten uzak geçen bir 10 yılın arından bu senin geri dönüş maçında. Bu kadar yıldan sonra seni geri döndüren şey neydi?

IL: İlk maçımda, oynamaya başladım ve hoşuma gitmesine çok şaşırdım. Tekrar oynamayı hiç düşünmemiştim, bu yüzden daha da keyif aldım. Atlantic City’deyken daha fazla maç oynama kararı aldım.

ES: Mats 6-3 kazanmıştı değil mi?

IL: Evet, bana karşı nazik davranmıştı.

ES: Öyle mi? Avrupa’da hiç rally göremedik.

IL: Eh, bir şey kaçırmamışsınız.

ES: Mats, televizyonda yorumculuk yapıyorsun. Ivan’ın bu seviyedeki geri dönüşünü nasıl değerlendiriyorsun?

MW: Onu her gördüğümde daha da iyiye gidiyor ki bu öngörülebilirdi. Geçen sene çok kısa zamanda çok gelişti. Şimdi geri döndü ve bizim seviyemize ulaştı ki bu inanılmaz derecede keyif verici. Ivan’I özlediğimizi hiö fark etmemiştik. Bir kez oynamaya başladığında ona tekrar sahip olmak heyecan vericiydi. Hep birlikte takılmak ve gülmek harika.

ES: Ivan senin 3 grand slam finalinde yendiğin Ivan mı yoksa seni kariyerin boyunca 15 kez yenen Ivan mı?

MW: Eskiden Ivan benim en çok çekindiğim oyuncuydu. Sizi feci şekilde yenebilir. 6-2/6-2/6-2 yenileceğimi düşündüğüm çok az insane vardı. Bu Lendl’a karşı birkaç kez oldu. Ve başka kimse bunu başaramadı. Maçın başında onun seviyesine yaklaşabilirsem onunla büyük bir savaşa girebileceğimi biliyordum. Eğer harika oynarsa sorunum var demekti, eğer yüzde yüzüyle oynamazsa şansım olabilirdi.

ES: Çoğu uzman ikinizin maçlarını kedi-fare oyununa benzetir.

MW: Böyle olmasına şükredelim, diğer maçları hatırlamıyorlar zira kedi sonunda fareyi yer. Bizim maçlarımızda kimse fare olmak istemezdi.

ES: Ivan sana gore, Mats 1988 seni tahttan indiren adam mı yoksa üst üste beş finalde mağlup ettiğin mi?

IL: Üst üste beş kez finalde mi yendim onu?

ES: Evet onu 85-87 arası altı kez üst üste yendik, beşi finaldi.

IL: Evet neredeyse sadece finallerde karşılaşıyorduk. Mats ile karşılaşacaksam uzun bir güne kendimi hazırlıyordum. Çünkü birçok topu geri çevirebiliyordu.

ES: Son finalini 1994’te Sydney’de oynadın (Pete Sampras’a yemilmişti). Final yolunda ilk turda Wilander’I mağlup etmiştin. Sanki başka biri varmış gibi miydi?

IL: Mats, o sıralar ara vermiştin değil mi?

MW: Evet, iki yıl kadar. (91-93)

IL: İlk tur maçı olduğunu hatırlıyorum. Dİğerlerine gore kolaydı.

MW: Evet, 6-2/6-1

IL: Her zaman ara verdiğinzide geri dönüşün zor olduğunu düşünmüşümdür. Ne kadar süreyle olduğu önemli değil, ritmi yakalamak zaman alır. Bir yıl ara verdiyseniz, tam anlamıyla geri dönmek için altı ay çalışmak gerekir. Mats’te de bu olmuştu.

ES: Maçı hatırlıyor musun Mats?

MW: Hayır. Ivan’a karşı oynadığım ve hatırlamadığım birçok maç var.

ES: Karşılaştığınız büyük en son maç 1988 Amerika Açık finaliydi. Mats ilk sette 5-4 öndeydi ve Ivan servis oyununda arka arkaya üç kez ace atıp 40-15 öne geçtikten sonra bir çift hata yaptı ve bunun etkisiyle servisini kırdırdı ve seti kaybetti.

MW: Hiç hatırlamıyorum.

ES: İkinci sette de 4-1 öndeyken zaman geçirdiğin için uyarı aldıktan sonra seti 6-4 kaybettiğini de mi hatırlamıyorsun?

MW: Çok komik olacak ama onu da hatırlayamadım.

IL: Ben de hatırlamıyorum. Ama beşinci sette bir servis kırma şansı yakaladığımı hatırlıyorum.

ES: Tenisi bıraktığında tüm raketlerini bağışladın Ivan.

IL: Evet, hayır kurumlarından birçok rica aldım ve çok raketimiz vardı. Ben de onları verdim ama bir de baktık ki hiç raketimiz kalmamış.

ES: Mats, sen raketlerini sakladın mı?

MW: Ben de çok raket dağıttım, ama o günlerden kalma hâlâ birkaç raketim var.

ES: Stuttgart’ta federal eyaletin başına Yeşiller’den biri düşünülüyor. Ayrıca Almanya’da nükleer enerji hakkında tartışmalar var Çernobil kazası yaşandığında profesyonel olarak tenis oynuyordunuz.

IL: Evet, 25 yıl önceydi.

ES: Bu size etkiledi mi, uzmanlar o zamanlar nemli havada toprakta oynamamanızı tevsiye ediyorlardı. O zamanlar soyunma odalarında neler konuşuluyordu?

IL: Açıkçası bunun oldukça farkındaydım, ama hakkında fazla konuşmazdık. O zamanlar hayatımızda büyük rol oynayan bir olay olduğunu düşünmüyorum.

ES: Bu tip konuları şimdilerde ailenle, arkadaşlarınla konuşuyor musun? Nükleer enerji konusunda sen nerede duruyorsun?

MW: Burada uzman değilim, uzmanlardan duyduğum ise nükleer enerji en temiz ve en güvenli yol, onlar öyle diyorlar en azından.

IL: Japonya için zor bir durum. Er ya da geç kontrol edebildiler.

ES: Mats ile karşılaşacaksın ve daha sonra da Michael Chang ile. Neler düşünüyorsun?

IL: Kazanmayı bekliyorum. (Kahkahalarla gülüyor)

MW: Onu zorlamayı umuyorum, onunla toprakta oynamak çok eğlenceli.

(Lendl maçı üç sette kazandı)