Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Efsaneler son kez sahnede - 2017 Dünya Atletizm Şampiyonası değerlendirmesi

Eurosport Türkiye

Güncellendi 04/08/2017 - 18:08 GMT+3

Londra'da bugün başlayacak 2017 Dünya Atletizm Şampiyonası öncesinde Mert Aydın ve Uygar Karaca 10 gün sürecek büyük heyecanı değerlendirdi.

Jamaica's Usain Bolt (R) celebrates with Britain's Mo Farah on the podium after each receiving gold medals, Bolt for men's 4x100m relay and Farah for men's 5000m at the victory ceremony at the London 2012 Olympic Games at the Olympic Stadium August 11, 20

Görsel kaynağı: Reuters

Olimpiyat Oyunları'ndan sonra atletizmin en büyük sahnesi olan Dünya Atletizm Şampiyonası'nda 2017 serüveni bugün Eurosport ekranlarında başlıyor.
Usain Bolt ve Mo Farah gibi efsane atletlerin son kez boy göstereceği şampiyonada birbirinden önemli isimler altın madalya için mücadele edecek. Rio 2016'nın en büyük yıldızlarından Wayde van Niekerk tarihi bir duble denemesiyle Londra Stadyumu'nun ayağa kaldırmayı denerken, Türkiye ise 27 sporcuyla şampiyona tarihindeki en geniş katılımını gerçekleştirecek.
4-13 Ağustos arasında düzenlenecek dev şampiyonayı NTV Spor yorumcusu Mert Aydın ve Eurosport Türkiye spikeri Uygar Karaca, editörümüz Sargın Tekşal ile değerlendirdi.
Kaybetmek Bolt'un aklından bile geçmez
Sargın Tekşal: Son kez Bolt. Eurosport’un da şampiyona sloganından anlaşılabileceği gibi gözler yine ve son kez onun üzerinde olacak. Londra’da neler yapacak Bolt?
Mert Aydın: Bolt hiç şüphesiz tarihin en büyük sporcularından birisi. Büyük sporcular kaybetmeyi akıllarından bile geçirmez. Bolt’un aklının ucundan bile geçmez kaybetmek. Kendi deyimiyle, “Elemelerde forma girip finali kazanır”. Tabii ki formu eskisinden uzak görünüyor. Sporu boşu boşuna bırakmıyor. De Grasse’ın sakatlığını da düşünürsek şans da yanında diyebiliriz. Bırakmak için Londra’yı seçmesi de normal. Britanya’da yıllardır çalışıyor. Belki şampiyona Londra’da olmasa Rio’da bırakabilirdi. Ben güçlü ve formda rakiplere karşın Bolt’un karşısına bahis oynanmaz tarafındayım.
Uygar Karaca: Belki de ilk kez bu kadar favori olmadan geliyor. Kariyerinde ilk kez büyük bir şampiyonaya sadece tek 10 saniye altında dereceyle gelmesi onun favori durumunu değiştirmeyecek. Çünkü Bolt büyük şampiyonaların yarışmacısı. Nerede, nasıl koşması gerektiğini ve ilk sırada bitirmesini bilen bir adam. O yüzden yine en büyük favori Bolt. Bu sezon sadece Jamaika GP, Ostrava ve Monaco’da koştu ve bunlarda ciddi rakipleriyle boy ölçüşmekten kaçındı. Hatta Monaco’da son Diamond League yarışı öncesinde Andre De Grasse’ı elimine edip, 100 metre listesinden çıkarttığı konuşuluyor. Bunu De Grasse’ın antrenörü de dile getirdi ama De Grasse öyle bir şey yok dedi. Justin Gatlin de müthiş bir geri dönüş yaptı. Rio 2016’daki hayal kırıklığından sonra bu şekilde geri dönebileceği ihtimaller dahilinde değildi. 34 yaşında bir adam olmasına rağmen Amerika Şampiyonası’nı kazandı. Geçen sene Rio’da onu etkileyen sakatlığının ardından bu seviyede olması takdire şayan. Bence bir numara Bolt, sonrasında Gatlin geliyor.
Bolt eğer Muhammed Ali gibi olmak istiyorsa %100 kazanma ihtimali olmayan savaşlara da girmesi lazım
ST: O zaman 13 olan madalya sayısını yükseltip Merlene Ottey’in 14 madalyalık şampiyona rekoruna çok yakın olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca 4’üncü kez 100 metre dünya şampiyonu olması hâlinde Carl Lewis ve Maurice Greene’in rekorunu da egale edecek. 200 metrede zaten dört dünya şampiyonluğu var ama Londra’da 200 koşmamayı tercih etti.
MA: Biraz önce söylediğim gibi Londra aşkına burada bırakıyor. O yüzden 200 metreyle de uğraşmak istemiyor. Bu kişisel bir tercih. Herkes kendi vücudunu tanır. Zannediyorum kaybederek anılmak hikayesine zarar verir diye düşünüyor.
UK: Bolt’un 200 metrede hiç varolmaması ve bu konudaki söylemlerini ilginç buluyorum. ‘’Muhammed Ali gibi hatırlanmak istiyorum ve zirvede bitirmek istiyorum. 200’de zaten veliahtım van Niekerk var’’ gibi şeyler söylüyor. En azından rakiplerine 200 metrede kendisini geçme şansını vermesi ve onlara bu saygıyı göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer Muhammed Ali gibi olmak istiyorsa %100 kazanma ihtimali olmayan savaşlara da girmesi lazım. Bolt aynı zamanda reklam ve pazarlama harikası olduğu için ileride ne kadarını kendisinin yazacağını bilmediğimiz bir kitap çıkaracak ama bu eksik bir hikaye. Keşke 200’de de yarışsaydı diyorum. Bu kararı Wayde van Niekerk’in 200-400 dublesi denemesini kolaylaştıracak.
Bolt'un rakipleri psikolojik olarak rakibine teslimiyet içinde
ST: 100 metrede Bolt’u zorlayacak diğer isimler kim olabilir? Güney Afrikalı Akani Simbine bu sezon 8 kez 10 saniyenin altına indi ama o da 9.92’nin altına inebilmiş değil…
MA: Bolt’u sadece De Grasse geçebilirdi. O da yok. Gatlin kaybetmeyi alışkanlık haline getirdi. Psikolojik olarak rakibine teslimiyet içinde. Ama bir an Bolt’un kazanamadığı bir yarış hayal edelim. O zaman Usain, gümüşün altında da kalabilir. Çünkü geçilmesi hele rakipleri de öyle aman aman durumda değilken geçilmesi standardın düşük olduğu bir yarış anlamına gelir. Ama tekrarlayayım Bolt kazanır.
picture

Usain Bolt avec Justin Gatlin et Zharnel Hughes lors du 200m des Mondiaux 2015

Görsel kaynağı: AFP

UK: Bolt’a en çok yaklaşan Britanyalı Chindju Udoh da var. Ama Bolt varken o yarışın başka biri tarafından kazanılma şansını çok görmüyorum. Büyük şampiyona tecrübesiyle sadece Gatlin’i Bolt’u geçmeye aday olarak görüyorum. Blake’in de birçok sakatlığı oldu, Simbine’den de van Niekerk heroics izleyemeyiz gibi geliyor bana.
ST: ABD’nin formda ismi Christian Coleman. Genç sprinter bu sezon 9.82’ye kadar indi. Ondan sürpriz bir çıkış bekliyor musun?
MA: Yarışmacılık bambaşka bir şey. Sadece dereceler üzerinden bakılmaz bu işe. Coleman 9.82’yi yanında Bolt varken koşabilir mi? Asıl mesele bu.
UK: Gatlin’in ABD Şampiyonası’ndaki performansına kadar yıldızları oydu. Ancak dediğim gibi bu dereceleri büyük şampiyonlarda koşmak ayrı mesele. Bolt bugüne kadar genellikle iyi derecelerle gelmedi. Coleman için madalya gayet mümkün.
Dünya Şampiyonası’nda Bolt ve diğerleri durumu olduğu için derecelerin önemi yok
ST: Mesela şöyle bir hesap var. Bolt’un kariyeri boyunca sezon derecesini büyük şampiyonalarda 8-15 salise aşağıya çektiğini görüyoruz. Bu sezon da 9.95 koştu ama yarış sayısı ve rekabet ortamı azdı. Kariyer ortalamasına baktığımızda 9.80 civarında bir koşu mu beklemeliyiz Bolt’tan?
MA: Tek hedef kazanmak. Demin de söylediğim gibi zaten kaybederse ikinci bile olamayabilir. Dereceler ikinci planda kalacak.
UK: Bence derece olarak değil, sonuç olarak bakmak lazım. Zaten bu sene 9.90’nın altına inen tek isim Coleman. Dereceler önceki senelere göre daha düşük. Dünya Şampiyonası’nda Bolt ve diğerleri durumu olduğu için derecelerin önemi yok. Bolt diğerlerini geçip birinci olmaya bakacaktır. Kariyerini sonunda şunu demek istiyor; ‘’100 metrede başladığım hiçbir yarışta geçilmedim’’. De Grasse olsaydı işi daha zor olacak ve ‘’Bolt acaba 2 veya 3’üncü olabilir mi?’’ diye kendimize soracaktık.
Bolt kariyeri boyunca muhalif seslere kapalı tutuldu
ST: De Grasse’ın son dakika sakatlığı gerçekten hayal kırıklığı oldu. Ben en çok şuna üzüldüm; Bolt kariyerinde rakibine ilk kez sert bir üslupla meydan okumuştu. ‘’Benim hakkımda saygısızca yorumlar yapanlara cevabı pistte vereceğim’’ şeklindeki söylemiyle De Grasse’ı işaret ettiğini biliyoruz. Bu yorumundan sonra takınacağı tavrı ve ruh hâlini görmek istiyordum. Bugüne kadar yarışlarda ve sosyal medyada sergilediği sempatik, şen şakrak Bolt’tan ilk kez uzakta gördüğümü söyleyebilirim.
MA: Bolt dokunulmaz hissediyor kendisini. Atletizmin kurtarıcısı, çocukların sevgilisi, halk kahramanı gibi unvanlardan çok hoşlanıyor. Muhalif seslere kapalı tutuldu devamlı olarak. Steril bir şekilde çıktı karşımıza hep. O yüzden De Grasse biraz kafasını kızdırmış olabilir. O mu De Grasse’ı tehdit ederek çekilmesini sağladı acaba? :)
UK: Bolt’un karakterini fazlasıyla tanıyamadığımızı düşünüyorum ve bu konuda üzgünüm. Günümüzde Messi ve Ronaldo gibi yıldızlar için de aynısı geçerli. Mesela kimse Bolt’a kimse şunu soramıyor; ‘’Jamaika’da Nesta Carter ve 4-5 sporcunun doping testleri pozitif çıktı. Bu konuda ne düşünüyorsun?’’. Maalesef Bolt’a bazı sorular sorulamıyor. O Muhammed Ali olmanın derdinde. Ancak Muhammed Ali’in verdiği savaşlar başkaydı. Onun gibi olmak istiyorsa; atletizmdeki sorunlardan bahsetmesini veya 100-200 metre dışındaki konularda da görüşlerini dile getirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye atletizmi son dönemde elit seviyede mücadele veriyor
ST: Türkiye’ye dönelim. Şampiyonaya giden 27 kişilik kafile Türkiye için bir rekor. Rio 2016’da 200 metre finali koşarak bizlere bir ilk yaşatan Ramil Guliyev yine istim üstünde geliyor. De Grasse’ın sakatlığından sonra 200 metrede madalya şansı da belirdi. Yasemin Can ise Rio’da 5 bin metrede 7’inci, 10 bin metrede 8’inci olmuştu. Londra’da madalya kovalayacağından şüphe yok. Türk sporculardan neler beklemeliyiz?
MA: Ben bizim çapta atletizm ülkelerinin ilk 8’de devamlı olan atletler yetiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Hep final hep ilk 8 bir süre sonra madalyaya evrilir. Uzun mesafelerde ön bölge, yarış sonundaki karmaşada madalya şansı doğurur. Yasemin, bunu kovalayacak. Ramil öncelikle yine finali kovalamalı. Sprintlerin başka bir hiyerarşisi vardır. Eda Tuğsuz da finali bulursa çok heyecan duyacağım.
UK: Türkiye atletizmi son dönemde elit seviyede mücadele veriyor. Madalya değil ama iyi sonuçlar alınıyor. Dünya Yıldızlar Şampiyonası’nda Mizgin Ay 100 metrede şampiyon oldu, 200 metrede bronz aldı. 23 yaş altında Büşra Nur Koku’dan sürpriz bir madalya geldi. Bunlarında dışında birçok 4’üncülük var. Artık sürekli podyum için mücadele eden atletler var. Bu seviyelerde belli bir yükseliş var. 27 kişilik kafile de bu çıkışın başka bir göstergesi. Atletizmde artık bazı şeylerde gelişme katedildiğini görüyoruz.
Devşirme denen garip tabiri kullandığımız bu sporcuların neler hissettiğini tam anlayamıyoruz
ST: 27 kişilik kafile hakkında kamuoyu ve sosyal medyada sıkça dile getirilen bir konu var. Bu rakamın Türk vatandaşlığına geçen yabancı uyruklu atletler sayesinde şişirildiği ve asıl başarının ülkeden yetişen sporcuların sayısının artmasıyla geleceği yönünde. Açıkçası ben bu görüşe katılmıyorum. Buraya gelen sporcuların çoğu daha iyi bir yaşam şartı ve kendilerini geliştirme imkanı yakalıyorlar. 27 kişilik kafile sahte bir başarı mı?
UK: Son dediğine katılıyorum. Yasmani Copello son basın toplantısında kendisine verilen şans ve fırsat için herkese teşekkür edip duygusal anlar yaşadı. Olimpiyat 3’üncüsü ve Avrupa şampiyonluğu olan bir adam kendisine verilen şanstan dolayı oturup ağlayabiliyor. ‘’Devşirme’’ denen garip tabiri kullandığımız bu sporcuların neler hissettiğini tam anlayamıyoruz. Senin de değindiğin kişisel gelişim noktasındayım ben de. Mesela Yasmani Copello buraya gelmeyip Küba’da kalsa muhtemelen bu başarıların hiçbirine ulaşayamayacak ve potansiyeline ulaşamayacaktı. Oradaki atletlerin arkasında kalıp eriyip gidebilirdi. Aynı şey Afrika kökenli sporcular için de geçerli.Tabi bu nihai bir sistem olamaz. Katar’ın meşhur hentbol takımı gibi takımı sadece yabancılardan kurmak bir başarı değil. Bu atletler bize büyük şampiyonlarda madalya alınabileceğini gösteriyor ve atletizme ilgiyi bir nebze de olsa artırıyorlar. Bu sadece Türkiye’nin sorunu değil. Bu bir eşitsiz üretim sorunu. Dünyanın bir yerinde birçok sporcu yetişiyor, diğer yerlerde yetişmiyor. Ama bu yetişmeyen yerlerde de sporcular için güzel imkanlar var.
picture

Yasmani Copello

Görsel kaynağı: AFP

MA: Mizgin Ay, Meryem Bekmez gibi gençlerin varlığı alt yapıda iyi işler yapıldığını gösteriyor. Yurt dışından getirdiğimiz sporcular zaman kazanmasını sağlıyor federasyonun. Çünkü onları çok sevmekle birlikte sadece ithalatla bir yere varamayız. Her kafilede olduğu gibi belirli bir oranda ithal sporcu olmasının bence sakıncası yok. Çünkü dünyada büyük atletizm ülkelerinde büyük şampiyonalara katılım sınırlı olduğundan dolayı atıl durumda olan çok atlet var.
ST: Bence Türkiye’deki esas problem vatandaşlık verdiğimiz sporcuları rol model olarak kullanamamamız. Son dönemde yurt dışından sürekli sporcular geliyor ama onları takip eden genç sporcular göremiyoruz. Sadece madalya sayısını artırmak için bu yönteme başvurunca sıkıntı başlıyor ve sporcu yetiştirmeye de engel oluyor.
MA: Doğru. Örneğin Elvan ciddi anlamda topluma mal olmuştu. Ama Türkçe konuşuyordu. Bizim atletlerimizin birçoğu özel yaşamlarında konuşuyor. Fakat medya önünde de bunu yapmalı. O zaman insanlar biraz daha etkilenebilir.
UK: Bu tehlikeli bir durum. İnsanları da atletizmden soğutabilir. Ancak dediğimiz gibi yöntem kısmen doğru. Olayımız bu Türk, bu Türk değil olmamalı. Bu çok yanlış yerlere götürür.
Yasemin Can madalya kovalayacak
ST: Londra’ya geri dönelim. Madalya beklediğimiz veya finale kalmasını beklediğimiz Türk sporcular kimler?
UK: Yasemin Can 10 bin metrede madalya adayı olabilir. Geçen seneki efsane Olimpiyat finalinde o seviyedeki potansiyelini gösterdi.
ST: Almaz Ayana henüz ilk atletizm finalinden Rio’daki sandıkları patlatmıştı acayip dünya rekoruyla…
UK: Ayana’yı da o günden sonra hiç ortalıklarda görmedik. Sakatlık sebebiyle deniyor ama kendisini saklıyor gibi. Yasemin’in madalya şansı olduğunu düşünüyorum. Bu sezonu forse eden bir isim yok 10 bin metrede. Zaten Yasemin de en iyi beşinci derecenin sahibi. Kadınlar cirit atmada Eda Tuğsuz istikrarlı bir sezon geçiriyor. Spotakova ve Kolak sahneye çıkana kadar 67.21 metre ile sezonun en iyi atışına sahipti. Fatih Avan’la çalışmaya başladığından beri 10 santimetrelik bir gelişme gösterdi. Sürpiz bir sonuç gelebilir Eda Tuğsuz’dan. Olimpiyat 2’ncisi Eşref Apak ise 78.00 metre ile 2012’den beri en iyi derecesini attı. Ramil Guliyev ise sürekli kazanarak geliyor. De Grasse’ın sakatlığından sonra madalya adayları arasında gösterebiliriz.
ST: Erkekler 200 metrede 2009’dan beri sürekli şampiyon olan Bolt artık yok. Londra öncesindeki en büyük favori De Grasse yok. Ramil Guliyev için fena bir tablo yok gerçekten.
MA: Ama diğer taraftan Bolt ve De Grasse’ın yokluğunda oraya kafayı uzatmak isteyen çok adam var. Isaac Makwala’nın 19.77’si yeterince korkutucu zaten. Van Niekerk de büyük bir işin peşinde koşacak. Michael Johnson seviyesine sadece rekorunu kırınca ulaşılabilir mi? Güney Afrikalı ilginç bir meydan okumaya imza atacak.
Van Niekerk eğer 200-400 yaparsa Bolt’un vedasını gölgeler. Yaşasın yeni kral deniverir
UK: Wayde van Nierk 200-400 dublesi için geliyor. Önce büyük favori olduğu 400’de yarışacak. Bu onun için bir avantaj. Christophe Lemaitre eski günlerinden uzak ve istikrarsız ama büyük yarışları seven bir isim.
ST: Sezonun en formda isimlerinden Isaac Makwala var. Van Niekerk’in dublesindeki en büyük tehdit olarak görünüyor.Madrid’te 200’de 20 saniyenin altına, 400’de 44 saniyenin altına indi aynı günde.
MA: Dubleyi Makwala mı yapacak? Belki duble gümüş yapar. Van Niekerk eğer 200-400 yaparsa Bolt’un vedasını gölgeler. Yaşasın yeni kral deniverir.
UK: Makwala gerçekten iddialı geliyor. Botswana son dönemde büyük gelişme katetti. 4x400 bayraktaki performansları da bunun göstergesi. 100 metrede konuştuğumuz Akani Simbine ve Christian Coleman da burada güçlü isimler. ABD’den formda gelen bir diğer isimler Ameer Webb ve Noah Lyles.
picture

Wayde van Niekerk - 400m World Record - Rio 2016

Görsel kaynağı: AFP

ST: Wayde van Niekerk şampiyonanın en büyük kahraman adaylarından. Geçen yaz Michael Johnson’ın kırılamaz denilen 400 metre rekorunu kırdıktan sonra şimdi de efsanenin 200-400 dublesini 22 sene sonra tekrarlamaya çalışacak. 400 metrede onu zorlayacak isim var mı?
MA: Makwala ve Kerley diyebiliriz. Merritt artık eski formunda değil. Ama yarışmacı karakteri ortalığı karıştırabilir. Kirani James yarışabilseydi finalde şimşekler çakar, yıldırımlar düşerdi.
UK:Van Niekerk bu sene 400 metre rekorunu büyük olasılıkla geliştirecek. Ama bunu Londra’dan sonra da yapabilir. 400 metrede gerçekten net favori ama benim bu sene dikkatimi çeken bir isim var: Fred Kerley. 22 yaşındaki ABD’li mayıs ayındaki kolej seçmelerinde 19.70 ile tüm zamanlarda en iyi 7 sporcu arasına girdi. Londra’da çıkış yapan isimlerden olabilir Kerley. Tabi büyük şampiyonaları bçok iyi bilen LaShawn Mariott’u da unutmamak gerekiyor.
ST: En büyük talihsizliklerden birisi de Kirani James’in 400’de sakatlığı sebebiyle koşamayacak olması. Van Niekerk’in 43.03’lük dünya rekorunda James ve Mariott’un da katkısı büyük bence. Pekin 2015 ve Rio 2016’da bu üçlü 44 saniyenin altında finişi gördü ve 400 metre tarihinde böyle bir şey yok.

UK: Kesinlikle katılıyorum ama Güney Afrika’nın son yıllarda yarattığı geleneğin de katkısı büyük van Niekerk’te. Bu arada kadınlarda da 200-400 dublesi denemesi olacak. Bahamalar’dan Shaunae Miller-Uibo bu zorlu dubleyi deneyecek ve şansı hiç de az değil. Ancak 200-400 dublesinin işleri zorlaştırdığını da biliyoruz. Bazen duble yapayım derken eldeki altın da oluyorsunuz. Allyson Felix bunu denemiş ve gümüş-bronz alarak hayal kırıklığına uğramıştı. Felix’in 400 metre ile 4x400 metrede yarışacağını ve 14’üncü madalyasını kazanarak Merlene Ottey’in rekoruna ortak olabileceğini hatırlatalım.
Eğer Mo Farah’ın kazanmasını istemiyorsanız, işi son tura bırakmamalısınız
ST: Bolt’tan başka bi diğer efsane daha Londra’da veda ediyor. Hem de kendi seyircisi önünde. 2011 Daegu’dan beri klasikleşen 5-10 bin dublelerinde Mo Farah’a engel olabilecek bir isim var mı?
UK: Dediğin gibi Mo Farah son 4 büyük şampiyonada 5-10 bin dublesi yaptı ve bu çok zor bir şey. Fancy Bears olaylarından dolayı antrenörü Salazar ve onun üzerinde büyük baskı var. Ancak yine büyük favori. 5 bin metrede işlerin değişebileceğini düşünüyorum ama 10 bin metrede Mo Farah kazanacaktır. 5 bin metrede Etiyopyalıların ortak strateji uygulayarak Farah’ı zorlayacaklarını düşünüyorum. Eğer Mo Farah’ın kazanmasını istemiyorsanız, işi son tura bırakmamalısınız. Yoksa işi bitiriyor. Yılın en iyi derecesini koşan Muktar Edris tehdit oluşturabilir Mo Farah için.
MA: Mo Farah, Rio’dan bu yana Salazar meselesiyle uğraşıyor. Ama mental olarak çok güçlü. İlk günden 10 bin şampiyonluğunu kazanırsa 5 bin için de morali depolamış olabilir. Bugüne kadar ona her türlü tuzağı kuran ama geçemeyen Etiyopya ve daha uzak da olsa Kenya çetelerinin bunu bu kez yapma ihtimali hala çok yüksek değil bence.
Kadınlar 1500 metre yarışı çok heyecanlı bir taktik savaşı olacak
ST: Şampiyonada rekabetin en yüksek olması beklenen yarışların başında kadınlar 1500 metre geliyor. 2017’de 4 dakikanın altına inen 7 isim var. Kipyegon, Genzebe Dibaba ve Sifan Hassan bunların başında. Senin beklentilerin neler bu yarışta?
MA: 1500 metrenin kaderi iddialı isimlerin stratejiyi nasıl uyguladığına göre belirlenecek. Rio’da erkekler 1500’de yaşananları hatırlayalım. Yoksa bahsettiğin üçlünün dışına şampiyonluk çıkmayabilir. Belki bir tek Laura Muir, bu durumu değiştirebilir. Ama taktik yarışta kadınlar 1500 kendi Centrowitz’ini bulabilir.
UK: En sağlam gelen ismin Sifan Hassan olduğunu düşünüyorum. Eğer başlarda yaptığı tempoyu sonuna kadar sürdürürse onun kontrolünde geçen bir yarış olabilir. Kadınlar 1500 metre yarışı çok heyecanlı bir taktik savaşı olacak. Genzebe Dibaba her yarış rekor için piste çıktığı günlerinde değil ve büyük şampiyonlarda baskıya yenik düşüyor. Favori olarak görünmüyor. Britanyalı Laura Muir 1500-5000 dublesi deneyecek ama kış aylarında yakalaldığı formu sakatlıklardan sonra sürdürebilmesi soru işareti. Bu sene 4 dakika barajının altına inen isimlerden Alman Konstanze Klosterhalfen sürpriz bir madalya çıkarabilecek Avrupalılardan. 23 yaş altın şampiyon oldu ve Avrupa Salon Şampiyonası’nı Muir’in ardında 2’nci bitirdi. Enteresan bir detay olarak Caster Semenya’nın da ilk kez 800-1500 dublesi deneyeceğini hatırlatalım. 800 metrede üst üste 3’üncü şampiyonluğunu ilan edip Mutola’nın rekorunu egale etmek istiyor. Eğer 1500 metrede taktik yarış son ana kadar sürerse son bölümde sürpriz bir altın çıkarması olasılıklar dahilinde. Atina 2004’te Kelly Holmes’un 800-1500 dublesini gerçekleştirdiğini hatırlatmakta fayda var.
Thompson'sız 200 metre finali her sonuca açık bir yarış olacak
ST: Kadınlarda 100 ve 200 metre de heyecanla beklenen yarışlardan. 100 metrede Rio 2016’nın duble şampiyonu Elaine Thompson net favori. 200 metrede ise işler biraz daha karışık. 2009’dan beri Dünya Şampiyonları ve Olimpiyat Oyunları’ndaki tüm sprintleri Jamaikalılar kazandı. Sprintin makus talihi Londra’da değişir mi?
UK: Elaine Thompson Rio 2016’daki formunu sürdüren isimlerden. Burada sadece 100 metre koşacak. Kingston’da 10.71 koştu ve Diamond Leauge’de katıldığı 4 yarışı da kazandı. Vatandaşı Shelly-Ann-Fraser-Pryce da bebek beklediği için Londra’da yok. ABD’den Torie Bowie sezonu formda geçiriyor, birinciliği zorlayabilir. Trinidad Tobagolu Michelle Lee Ahye ve Fildişi Sahilleri’nden Murielle Ahoure veya Marie Jose Ta Lou podyumda yer alabilir. 200 metrede ise işler daha karışık. Bowie 200 metrede sezonun en iyi derecesini yaptı ve istikrarlı geliyor. 200-400 dublesi için gelen Uibo ise 200 metrede daha kuvvetli. Son şampiyon Dafne Schippers da burada olacak.
MA: 200’de Avrupa temsilcisi Schippers. Thompson olmayınca hakikaten açık bir final olacak. Bowie, Uibo ve Schippers’tan birinin altını kapacağını düşünüyorum.
SEMBOL KİM OLUR?
ST: Her şampiyonanın sembol i isimleri vardır. Atlanta 1996 Michael Johnson, Berlin 2009 Usain Bolt gibi… Londra 2017 denince ileride kimi hatırlayabiliriz?
MA: Önceki bölümde de söyledim. Van Niekerk dubleyi yaptığı anda Bolt falan hikaye olur bu şampiyona için. Lasitskene, Stefka’nın 30 yıllık rekorunu kırarsa unutulmaz bir iş yapmış olur. Ancak bence Van Niekerk duble yapamazsa. Rekorlar da kırılsa sadece Bolt’un vedası konuşulur.
ST: Benim de adayım Wayde van Niekerk ama Usain Bolt’u geride bırakan bir isim olursa yıllarca unutulmayacak. Özellikle Justin Gatlin geçerse ‘’son şakasını yaptı’’ esprilerine bolca maruz kalabilir Bolt.
picture

Maria Lasitskene in 2015

Görsel kaynağı: Getty Images

UK: Kaybederse Bolt :) İlk adayım Wayde van Niekerk. 200-400 dublesini gerçekleştirirse Usain Bolt’un vedasından sonra bayrağı devralabilir. İkinci adayım Maria Lasitskene. Rusya’nın cezasından dolayı özel statüyle geliyor ve kadınlar yüksek atlamada Stefka Kostadinova’nın 30 yıldır kırılamayan 2.09’luk rekorunu kırabilir. Erkekler 3 adım atlamada ABD’li Christian Taylor ise Jontahan Edwards’ın 22 yıllık rekorunu Londra’da geçerse tarihe adını yazdırabilir. Son adayım Shaune Miller Uibo. 200-400 dublesi ne kadar ses getirir bilmiyorum ama bunu gerçekleştirirse büyük başarı olacak.
Heptathlon mücadelesi merakla bekleniyor
Nafi Thiam’a ayrı parantez açmak lazım. Heptathlon’da Rio’da sakat dirsekle attığı kişisel en iyi cirit derecesini ve ardından pek kimsenin ihtimal vermediği Olimpiyat şampiyonluğunun ardından durmadı ve bu sene Heptathlon puanını Götzis’de 7013’e çıkardı. Önceden nispeten zorlandığı 100engelli ve 200 gibi dallarda kendini geliştirdi; 7 dalın 5’inde kişisel en iyi yaptı. Bu bakımdan Karolina Klüft’ün 7032’lik Avrupa rekorunu zorlayabilir Londra’da. Ciddi rakibi: Katarina-Jonhson Thompson. Yıllardır büyük şampiyonlarda yaşadığı hayal kırıklıkları ona heptathlondaki yerini sorgulatmış bir ara çoklu branşları bırakmaya karar vermiş ama Bertrand Valcin’in Montpellier’deki antrenman grubuna katılarak yeni bir sayfa açtı. Bu grupta Olimpiyat ikincisi Kevin Mayer ve Fransız eski Avrupa Şampiyonu Nana Djimou-Antoinette de var. Önemli bir adım ama geçmişte olduğu gibi yarışmayı getirip getirip tek bir branşta madalyayı bırakacak mı onu göreceğiz. Bir de Ukraynalı 18 yaşındaki Alina Shukh var ne yapacağını merak ettiğim: Karolina Klüft’ün 2002’den kalma pentatlon rekorunu kırmıştı salonda; devamında da Avrupa U20 şampiyonu oldu ve u18-u20 tüm zamanlar heptatlon listesinde 1 numara. Çoklu branşın geleceğine umutla bakmamız için bir sebep.
Fransızlardan laf açılmışken: Kevin Mayer’in geçen yıl Rio’da Fransa rekorunu kırdıktan sonra dekathlon mücadelesi veremediğini ve çok fazla sakatlık yaşadıktan sonra buraya geldiğini söyleyelim; ama gene de bazı dallarda derecelerini geliştirdi.
KAÇIRILMAYACAK 5 YARIŞ
Erkekler 100 metre (Bolt)
Erkekler 200-400 metre (Van Niekerk duble yapacak mı?)
Kadınlar 1500 metre (Son ana kadar heyecan)
Heptathlon
Erkekler Cirit (Vetter-Röhler rekabeti tarihe geçebilir)
Mert Aydın - Uygar Karaca - Sargın Tekşal
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam