Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Toronto Raptors’ın muazzamlığı ve şampiyonluk adaylarının sıradanlığı

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 03/08/2020 - 16:10 GMT+3

Toronto Raptors neden ligin en iyi savunma yapan takımı? Houston Rockets, Los Angeles Lakers ve Milwaukee Bucks’ın en büyük zaafları neler? Kuzey Kılıç, NBA’de son iki günde oynanan maçlardan öne çıkan dört noktayı mercek altına aldı.

LeBron James pour le retour de la NBA 2020

Görsel kaynağı: AFP

Günlük hayatta sıradan olmak, belirli bir rutine sahip olmak bazılarımızın şikâyet ettiği bir şey. Zira rutinden çıkıp hayatının dokuz-beş iş sistemini veya formda kalmak için uzun bir süredir devam ettirdiği diyet düzenini bozmak isteyen insanlara rastlarız bazen.
Basketbolda bir takımın sıradan olması, rutinlere sahip olması ilk bakışta iyi bir şey gibi görünebilir. Eğer bu takım rutinleştirdiği şeyde iyi olmasa bunu zaten değiştirirdi, görüşü yer alır kafalarda. Fakat oyunun, özellikle NBA çevresinde, son yedi-sekiz yılda geçirdiği evrim, takımların rutinleşmesinin tehlikeli olduğunu gösteriyor. Tez karşısında antitezler yıllar süren çalışmalar boyunca değil de sezon hatta bir play-off serisi içerisinde üretilebiliyor.
İşte son iki günde NBA’de oynanan iki maçta bu konuya dair üç örnek gördük. Bir örnek ise bir hayli ilgi çekici.
Rutin örnek vs. Kreatiflik: Toronto Raptors 107-92 Los Angeles Lakers
Eğer elinizde LeBron James ve Anthony Davis gibi pick&roll sonrasında her oyunu üst seviyelerde oynayabilen iki oyuncunuz varsa, bu seti yarı saha hücumunda sabaha kadar oynayabilirsiniz. Ancak bu iki oyuncunuz toplamda 70 dakika sahada kalmış, 9/22’la saha içi isabeti bulmuş ve 34 sayı üretebilmişse yarı saha hücumunda yan bir silaha ihtiyaç duyarsınız.
Bu sezon, Koç Frank Vogel’ın ekibinde hem AD hem de Bron’un formsuz olduğu maçlara pek fazla rastlamadık. LeBron formsuz olduğunda iş Davis’in yüksek postta oynadığı oyunlara kalıyordu. Davis’in formsuz olduğu durumlarda ise her şey LeBron’un izolasyonları ve topsuz katları beslemesinden geliyordu.
Los Angeles Lakers, bu sezon şu ana dek oynadığı maçlarda yarı sahada 6054 kez hücum kurguladı. Bu hücumlardan 2210/4754 isabetle toplamda 5864 sayı çıkardılar. Bu alanda ligde 14. sıradalar. 1390 kez kullandıkları ve 1569 sayı çıkardıkları geçiş hücumları ise onların en önemli silahları. Fakat Toronto Raptors karşısında denedikleri 20 geçiş hücumundan sadece altı sayı çıkarmaları işlerin ne kadar ince bir kırmızı çizgide gittiğini gösterdi. Zira Raptors, Lakers’ın geçiş hücumlarının birçoğunda kendi sahasına hızla dönerken sete yerleşmeden topun olduğu oyuncuya baskı yapmayı seçti.
Lakers’ın yarı saha hücumunda da bir problem vardı. 1411 kez deneyip 1985 sayı ürettikleri PnR oyunlarını bu maçta 35 kez denediler fakat yalnızca 32 sayı çıkarabildiler. Davis’in yüksek post silahı Raptors tarafından iyi bir şekilde savunulunca iş ekstra oyunlara kaldı. Spot up diye tabir ettiğimiz şutlarda Lakers, 29 pozisyonda Kyle Kuzma, Dion Waiters ve Alex Caruso üçlüsünden gelen katkıyla iyi işler yaptı ve en azından son periyota kadar dengede girdi. Ancak bu üçlüyü sahada çok fazla tutmak savunmada birtakım defoları getirdiği için iş yine dengeden çıktı.
Yani Lakers cephesine dair genel olarak dikkat çekmek istediğim nokta şu. LeBron ile Davis’in rolleri paylaştığı yarı saha setlerine bir çözüm bulunduğunda Mor-Sarılı ekibin tüm hücum düzeni hata veriyor. Koç Vogel’ın ekibinin topsuz kat setlerinde, izolasyonlarda veya pick&pop tehdidinde bir rotasyon veya tempo ayarlaması yapması gerekiyor. Tabii bir play-off gecesinde hatta beş-altı play-off gecesinde, LeBron’un çıkıp 40-10-10 ile oynadığını da görebiliriz…
Şimdi Toronto Raptors cephesine geçelim. Bu arada, bu iki takımı ve sonradan değineceğim iki takımı sadece bir maçlık performansa göre değerlendirmediğimi söylemek istiyorum. Bu sezon adına çıkarılan sonuçlar bunlar.
Raptors, 15 sayı farkla galip ayrıldığı maçta sezon boyunca gösterdiği mükemmel savunma performansını sürdürmeyi başardı. Bu sezon saha hücumlarında 6266 pozisyondan yalnızca 5669 sayı gören Raptors, ligde geçiş hücumlarını en iyi savunan takım. 1137 geçiş hücumu karşısında 1182 sayıya izin verdiler. Ayrıca onlar pick&roll setlerinde, ligde rakiplerine %35 ile %45 arasında isabet ortalaması veren 10 takım arasında yer alıyorlar. Ligde yüksek post etrafını en iyi savunan takım onlar. Topsuz katları, spot up’ları ve hand off’ları ise ligde en iyi savunan ikinci takım konumundalar.
Rakamlara göz atacak olursak, topsuz katlarda 671 pozisyon karşısında potalarında 775 sayıya izin verdiler. Spot up’larda 2250 pozisyon karşısında rakiplerine %35,9 isabet yüzdesi verip 2106 sayı gördüler. Hand off’larda ise 245 pozisyonda pozisyon başına 0,8 sayıya izin verdiler potalarında. Yani gördüğünüz gibi, Raptors’ın savunmada yaptığı en iyi şeyler, Lakers’ın hücumda yaptığı en iyi şeylerle örtüşüyor. Burada dengeyi, son NBA şampiyonundaki oyuncuların savunma formu bozdu.
Savunmanın tek bir kilit adamı yoktu açıkçası. İlk beşi oluşturan ve 25 dakikanın üzerinde sahada kalan Kyle Lowry, Fred VanVleet, OG Anunoby, Pascal Siakam ve Marc Gasol grubu liderliği üstlendiler.
Lowry, LeBron James dâhil olmak üzere, oyun kurucu, şutör guard ve kısa forvet üzerindeki adam değişim savunmalarını mükemmel yaptı. Siakam ile Anunoby, perimetre ve baseline etrafındaki savunma kabuğunun korunması adına sürekli olarak rotasyon yaptılar ve hem Davis’in hem de Lakers’ın yan parçalarının topsuz kat alanlarını kısıtladılar. Gasol ile FVV, LeBron ile Davis’in post-PnR-izolasyon oynadıkları bölgelere tam bir yardım savunması götürmemekle birlikte daima o alanın içerisinde oldular ve rakiplerinin saha görüşünü kısıtladılar.
Kyle Lowry
Kawhi Leonard gittikten sonra süper yıldız takviyesi yapmadan sezona başlayan fakat şu ana dek oynadığı maçlarda 47-18 gibi bir derece elde edip genel NBA sıralamasında üçüncü basamakta yer alan Raptors, savunmada bu şeyleri yaparak durdurdu Lakers’ı.
Hücumda ise rutinin, sıradanlığın dışına çıktılar. Sezon genelinde en fazla kullandıkları şey olan spot up şutları (1506 pozisyonda 1524 sayı) bu maçta yalnızca 21 kez kullandılar. Pek tercih etmedikleri pick&roll, topsuz kat ve post oyunlarından verim aldılar. 28 kez geçiş hücumu kullandılar. Fakat onların hücumunu en değerli kılan şey top paylaşımıydı. İkinci çeyrek ile dördüncü çeyreğin son üç dakikasına kadar Raptors, sete set oynadığı tüm hücumlarda en az dört pas yaptı. Bu dört pasta top, en az üç farklı oyuncunun eline değdi. Lakers’ın “dengesiz” adam değişim savunmasının (kısa rotasyonu ve Dwight Howard ile Javale McGee; Kyle Kuzme ile AD dâhil değiller) yarattığı zaafları mükemmel kullandılar. Tüm bunların üzerine Kyle Lowry, kritik anlarda önemli şutları kullanmaktan çekinmeyince iş kolaylıkla Raptors’ın oldu.
Yani Toronto Raptors, sıradan, rutin bir düzen dışındaydı bu maçta da ama bu onların istikrarsız, disiplinsiz oldukları anlamına gelmemeli. Nick Nurse ve ekibi, her maçta olağan kalıpların dışında şeyler denemeyi (misal, 2019 Finalleri’nde box an done) çok seviyorlar. Ve bunda bir sakınca yok gibi görünüyor.
Çok daha büyük sorunlar: Milwaukee Bucks 116-120 Houston Rockets
Houston Rockets, bir bölümde kopardığı bir bölümde geri düştüğü maçı son tahlilde kazanan takım oldu. Maça dair çok detaylı bir inceleme yapmaya gerek yok, zira hem Bucks’ın hem de Rockets’ın çift yönde yaşadığı sorunlar, birbirlerine karşı oynadıkları mücadelede de devam etti ve bu sorunlara birazdan değineceğim.
Milwaukee Bucks, son iki sezondur işin hem hücum hem de savunma kısmında ligin en verimli takımlarından biri. Bu sezon hücum ve savunma reytingi bakımından ligde ilk beşte yer alan Bucks, işin sayı üretme kısmında üç ana plan üzerinden gidiyor.
Bir, topu Giannis Antetokounmpo’ya ver, alanı onun için boşalt ve geriye çekil. İki, Giannis’in yarattığı çekim etkisi sayesinde ekstra paslarla topu Khris Middleton, Brook Lopez, Wesley Matthews gibi şut tehdidi bulunan isimlerle buluştur. Üç, her perde oyununda tempoyu yüksek tut.
Bu üç planın odağında da Giannis Antetokounmpo var. Zira Bucks’ın hücumda girdiği 7755 pozisyonun 1646’sında direkt sayı üretme yoluyla imzası var Giannis’in. Bu 1646 sayı şansından %55 isabet ortalamasıyla 1762 sayı çıkarması onu ligin özel isimlerinden biri yapıyor.
Bucks’ın pota etrafında yakaladığı 1593 pozisyonda Giannis’in %67,5 gibi bir orana imza atması da odağın ona bağlı olduğunu gösteren rakamsal verilerden biri.
Los Angeles Lakers’ta belirtmeye çalıştığım şey Mike Budenholzer’ın ekibi için de geçerli. Eğer bir sisteminiz varsa ve bundan verim alıyorsanız bunu sabaha kadar kullanabilirsiniz. Fakat Giannis’in Rockets maçının ilk 18 dakikasındaki düşük perdeli performansı (Middleton orada takımı dengeledi) ve son toplarda yaptığı hatalar, onlara dair iki yıldır kafalarda olan ve 2019 NBA Doğu Konferansı Finali’nde olumsuz sonuca dönüşen soru işaretini yeniden tepelere taşıyor: Bu takımın ikinci karar vericisi kim olacak?
Kâğıt üstünde bu takımın ikinci karar vericisi Khris Middleton gibi görünüyor fakat Middleton, gerçekten de istikrarlı bir tamamlayıcı olma konusunda pek iyi değil. Brook Lopez, Wesley Matthews, Eric Bledsoe gibi parçalar da öyle. Burada belki takım rotasyonu ikincil bir plan olabilir. Demek istediğim, Bledsoe’nun perde yönetiminde Lopez’lerle oynayacağı ikili oyunlar gibi şeyler. Ancak Mike Budenholzer, bu hücumları çok fazla kullanmadı bu sezon.
Giannis Antetokounmpo’nun açık alanda yarattığı etkinin doğal bir sonucu olarak Bucks, iyi bir geçiş hücumuna sahip takım gibi görünebilir. İşin rakamsal kısmında 1612 geçiş hücumunda 1723 sayı üretip bu alanda yalnızca Charlotte Hornets ve New York Knicks’in önünde olduklarını unutmamak gerekiyor.
Günün sonunda Bucks, istikrarlı savunma yapısı ve Antetokounmpo’nun dominantlığıyla yine güçlü bir şampiyonluk adayı fakat bu takıma karşı bir antitez üretmek, roket bilimi titizliğini gerektirmiyor.
Roket demişken, Houston Rockets’ın sorunları sıradanlık, rutinlik başlıkları arasındaki en büyüğü. Zira Rockets’ın hücumda iyi yaptığı tek bir şey var, izolasyon oynamak. Öyle ki Rockets, 1512 kez izolasyon oynadı. En yakın takipçileri Oklahoma City Thunder, Utah Jazz ve Boston Celtics üçlüsü bir araya geldiğinde 1600 izolasyon pozisyonunu anca geçiyorlar. 1512 izolasyonun 1578’inde sayı ürettiler. Tabii bu oyunlarda başrol, takımın toplam ürettiği sayılara asist veya sayı yoluyla %55,1’lik katkı yapan James Harden’a ait.
James Harden
Harden topu alır, PJ Tucker veya Robert Covington’ın perdesini kullanır, türü fark etmeksizin şutu gönderir, alan fark etmeksizin dripling yapar kısacası o topu potaya sokmak için her şeyi yapar. Russell Westbrook ise tamamıyla fiziksel özellikleriyle rakibini yerle bir edip izolasyon aracılığıyla sayı üretmeye çalışıyor. Bu iki ismin bu oyunlarda başarılı olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Geri kalan planda takımın iyi yaptığı hiçbir şey yok. Mükemmel bir şut seti kullanıp sayı üretiyorlar mı? Bazen PJ Tucker bazen de Robert Covington. Topsuz katlarda iyiler mi? Bu alanda ligin en kötü ikinci takımı onlar. Post oynuyorlar mı? Bu alanda ligin en kötü üçüncü takımı onlar.
Keza geçiş hücumlarında da 1785 pozisyonda 1801 üreterek en verimli 10 takımın dışında kalmış durumdalar. Yani Bucks ve Lakers’taki tekdüzelik, Rockets’ta evrimleşip olabilecek en üst seviyeye çıkmış durumda. Bunda bir sorun var mı? Evet, var. Zira Rockets, bu sistemle oynadığı sezonların hepsinde sezonu Mayıs ortasını çok geçirmeden kapattı.
Pivot olmadan oynadıkları sistemde fena bir savunma yapmıyorlar, bu doğru. Tucker, Westbrook ve Covington fiziksel üstünlükleriyle iyi şeyler yapıyorlar, evet, ama atmanın önlemekten çok daha mühim olduğu dönemde bu, eğer bir Bad Boys değilseniz, onları tepeye taşımak için yetersiz kalan bir done.
LeBron, Antetokounmpo, Davis, Harden gibi isimlerin bulunduğu takımlara sıradan demek sözlük anlamı bakımından saçma görünebilir. Ancak oynadıkları oyun iyice sıradan bir hâl almaya başladı. Bunu çözmek için her bir takımın onlarca kalifiyeli kişiden oluşan teknik ekibi var ama işin pratik kısmı, teorik kısmından ne kadar yararlanabilecek, işte bu en kritik soru.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam