Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Thomas De Gendt

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 30/05/2012 - 15:17 GMT+3

2012 İtalya Turu'nda yaptıklarıyla dikkatleri üzerine çeken Thomas De Gendt'in hikayesini Ata Atay yazdı.

Thomas De Gendt Giro 2012 Stelvio

Görsel kaynağı: dpa

“Daha fazla kazanmak istiyorum.”
“Her sezon olduğu gibi, hedefim en yalın ama en zor olan; kazanmak.”
Thomas De Gendt ilk cümleyi kurduğunda üzerinde Circuit de Lorraine’in genel klasman liderliği mayosu vardı. Sezonun ilk bölümünde, Paris-Nice 2011’de etap kazanarak dikkatleri üzerine çekmişti bile. İkinci cümleyi ise Belçikalı, 2012 sezonu öncesinde verdiği röportajda kullandı. Bu arzusu şekillendirdi bisiklet üzerindeki karakterini. Bir tırmanışta, aynı kaçış grubunda yer alan Björn Leukemans, acı içinde yavaş gitmesi için ona bağırdıktan sonra, takımı Vacansoleil’e bu genç adamı önerdi.
Bu, sadece İtalya Bisiklet Turu 2012’nin kraliçe etabını kazanan adamın değil, her zaman ve daha fazla kazanmak isteyen bir adamın hikayesidir.
Thomas De Gendt, çocukluğunda en sevdiği günün “yarış günü” olduğunu söyler. Kendisinden on yaş büyük ağabeyi Jürgen’in yarışlarının olduğu günlerden. Jürgen De Gendt, cycle-cross yarışlarına katılır. Küçük kardeşi Thomas da annesi ve babasıyla birlikte ağabeyini izlemeye gider. “İlk kez dört yaşımda gitmiştim yarışa. Parkura gitmek benim için bir tatildi” diye açıklar Thomas De Gendt ağabeyinin yarışlarını. On yaşına geldiğinde babasına “Ben de deneyebilir miyim?” sorusu ile o da bisiklet virüsünü kapar.
Yol bisikleti ile cycle-cross arasında seçim yapmak zorunda kaldığında ise, gençler kategorisinde elde ettiği yol yarışı zaferleri ve cycle-cross disiplininde elde ettiği ilk 15 dereceleri tercih yapmasını kolaylaştırır. Thomas, yol bisikletinin selesinden inmemeye karar verir.
Mart 2011, Fransa'da güneşli ama serin bir hafta. Vacansoleil-DCM ile profesyonel sözleşme imzalamış genç bir Belçikalı. Thomas De Gendt, üç kişilik kaçan grubun içinde sprint finişinde zafere ulaşır ilk etapta. Üç gün sonra, Thomas Voeckler atak yaptığında onunla gitmeye karar verir. Gün sonunda bir kez daha sarı mayo genç Belçikalı’nın üzerindedir. Açıklamalarıyla da farklı karakterini ortaya koyar. İlk etabı peloton ile tamamlamak istemesine karşın, kaçan gruba dahil olma içgüdüsüne engel olamaz. Üç gün sonra Thomas Voeckler atak yaptığında kendisine “Neden olmasın?” diye sorması atağa cevap vermesi için yeterlidir.
“Tour de France’da ve Paris-Nice’de birkaç kez kaçtı Thomas. İnanılmaz derecede güçlü. Peloton kadar hızlı gidebiliyor. Atak yaptığında 10 isim onu takip edebilir, ama iyi bir günündeyse onu kimse takip edemez.” Vacansoleil’in sportif direktörlerinden Michel Cornelisse’nin De Gendt’i betimlemesi gerçekten uzak değil. Profesyonel olarak üçüncü sezonunda bunu yapmış bir isim Belçikalı. 2011 Tour de Suisse 7. etabında, Serfaus’daki finişe 25 kilometre atak yapar De Gendt. İlk oluşan takip grubu başarılı olamasa da, onu takip etmeye çalışan Andy Schleck bile onu yakalayamaz. Son sekiz kilometreye girilirken Andy Schleck ile arasındaki farkı bir dakika civarında tutmayı başarır.
Thomas De Gendt’e de selesindeyken taktiğinin ne olduğu sorulduğunda verdiği cevap farksızdır: “Atak yapmak en iyi defanstır. Beni yakalamak için benden daha hızlı olmalılar. Atak, yaptığım en zevkli iş. Arkamda beni geri getirmek için savaş olmalı.”
İlk büyük turunda da sözünde durur genç Belçikalı. Atak yapmadan hiç çekinmez. L’Alpe d’Huez’e tırmanılan etapta takım radyosunu almayı unutur. L’Alpe d’Huez’in efsanevi 21 dönüşü başladığında tırmanışta kaçıncı sırada olduğunun farkında değildir. Sportif direktörü Hilaire Van Der Schueren ile konuşamayan Thomas De Gendt, atak yaptığında kimse kendisini takip etmediğinde şaşırır. Yaklaşık 100 metre önünde Samuel Sanchez ve Pierre Roland’ı gördüğünde, Alberto Contador’un temposunu kaybettiğini ve yakalanacağını bilmiyordur. Kendisini de zorlamamak adına onların arka tekerine tutunmaya çalışmaz ve düşük temposunda tırmanmaya devam eder ve etabı beşinci sırada tamamlar. Bir gün sonra yapılan zamana karşı etabında da üçüncü olur.
Sonsuz İhtimalsizlik Motoru ise 2006 yılında, Thomas De Gendt’in en sevdiği yarış olan Liege-Bastogne-Liege’de çalışmıştır. Amatörler için düzenlenen L-B-L’de ana gruptan kopan De Gendt yarışı bırakmaya hazırdır. La Redoute tırmanılmaya başladığında, bulunduğu grupta yer alan başka bir takım adına yarışan arkadaşı, yol kenarında ailesinin karavanını fark eder. Genç Thomas’a yarışı bırakacağını ve ona katılmak isterse gelebileceğini söyler. Yorgunluk kadar soğuğun da etkisindeki Thomas De Gendt de arkadaşı Davy’nin teklifini kabul eder. Sıcak karavanda Davy’nin anne ve babasıyla birlikte kız kardeşi Evelyn vardır. 1 Mayıs’ta düzenlenen yarıştan iki ay sonra, 1 Temmuz’da Evelyn ve Thomas sevgilidirler.
6 Kasım’da doğan Thomas ile 30 Mart’ta doğan Evelyn evlenmek için doğum günlerini seçer. 30 Haziran’ın uygun olduğu Cumartesi ise 2012, 2016 ve 2018’dir. 2010 yılında, Thomas De Gendt Topsport-Vlaanderen takımındayken 2012 yılında karar verirler. Sonsuz İhtimalsizlik Motoru bir yerlerde bir kez daha çalışır. Christian Prudhomme, Thomas ve Evelyn’in aldığı kararın bir ay sonrasında Tour de France’ı 2012 yılında bir hafta geriye kaydırdıklarını açıklar.
Geleceğe döndüğümüzde Thomas de Gendt, o tarihte Tour de France kadrosunda yer alabileceğini düşünmediğini söyleyecektir. Vacansoleil yönetimi, Thomas De Gendt ile Tour de France 2011 sonrasında masaya oturur. 2012’de de Tour de France’a katılması talep edilir Belçikalı’dan. İki yıl önce verdiği karardan dönmeyeceğini söyleyen De Gendt, yönetimin canını sıksa da, sezon sonunda arttırılan ücreti ile sözleşmesi bir yıl daha uzatılır. Takım içinde ise daha serbest bir rolü olacaktır, istediği yarışa katılmasına izin verilmiştir.
“Her zaman bir planım vardır” diyen Thomas De Gendt, Giro ve Vuelta ikilisinin iyi bir kombinasyon olduğunu, gelecekteki büyük tur performansları için de etkili olacaklarını düşünerek takvimini bu yarışlara göre şekillendirir. Profesyonelliği için Topsport-Vlaanderen’den takım arkadaşına kulak vermek gerek Thomas De Gendt’in: “Olması gerekenden çok daha iyi hazırlanır yarışlara.” Et yemekten, özellikle sosis ve yağlı yemeklerden vazgeçemeyen Thomas De Gendt, adını duyurduğu 2011 sezonu öncesi yaptığı rejim ile birlikte üç kilo yağ fazlasından kurtulur. Vacansoleil'in ProTour lisansının ikinci sezonunda Paris-Nice’de yine kendisini gösterir. Yedinci etapta, Rein Taaramae ile kaçan De Gendt, son 60 kilometresinde kaçışını tek başına sürdürür ve zafere ulaşır.
picture

2012 Paris-Nice Thomas De Gendt

Görsel kaynağı: AFP

“Kazanmayı beklemiyordum. Mortirolo’da kaçtım, çünkü Stelvio öncesinde genel klasman iddilılarından biraz zaman çalmanın iyi olacağını düşündüm. Mortirolo’yu indikten sonra, aniden büyük bir zaman farkı oluştu ve parçalara bölündük. Son 10 kilometrede içten içe ölüyordum, ama antrenman dağımda kazanmak muhteşem.”
2012 İtalya Bisiklet Turu’nun kraliçe etabı sonrasında Thomas De Gendt’in dudaklarından dökülen kelimeler bunlar. Kendisini gösterdiği 2011 sezonu ve ardından yine çok iyi başladığı 2012 sezonunda ilk büyük tur etap zaferine ulaştı Stelvio’da.
26 Mayıs 2012, Mortirolo. Ana grubun ön tarafına Thomas De Gendt atak yapar. Olivier Zaugg’un atağına cevap veremeyen takım arkadaşı Matteo Carrara’yı yakalar. Ana grubun önünde Mortirolo’yu tırmanmaya devam eder Vacansoleil’in iki sporcusu. Mortirolo sonrasında temposunu hiç azaltmaz Thomas De Gendt. Passo dello Stelvio tırmanılmaya başlandığında üç kez atak yapmıştır bile. Sonuncu atağına cevap veremez kimse. Son 57 kilometrede yaptığı atak ile sürekli olarak önündeki isimleri geride bırakan Belçikalı, solo kaçış gerçekleştirmektedir adeta. Mortirolo’da Il Pirata gibi tempo yapmış, Passo dello Stelvio’da Fausto Coppi gibi finişe tek başına pedal çevirmiştir.
Yükseklik ve tırmanış antrenmanları için 30’a yakın kez tırmandığı Stelvio, ilk büyük tur etabını kazandığı yer olmuştur Thomas De Gendt. Bir yıl önce L’Alpe d’Huez’de yapamadığını İtalya’da başarır. Tıpkı bir sezon önce olduğu gibi bir gün sonra koşulan, profili ona çok uygun olmayan, bireysel zamana karşı etabında da iyi bir performans sergiler.
Milano’da sadece kraliçe etabı kazanan isim olmamıştır Thomas De Gendt. 1978’de Johan De Muynck’in pembe mayoyu giymesinden bu yana Giro’da ilk kez podyumda bir Belçikalı vardır. Bir büyük turda ise Vuelta’da 1995 yılında podyumun üçüncü basamağında yer alan Johan Bruyneel’den sonra ilk kez bir Belçikalı podyuma çıkmayı başarmıştır.
“On dört yaşında olduğum gibiyim. Kazanmak istiyorum. Daha büyük tutkuyla.”
Hâlâ daha fazla kazanmak isteyen, artık daha büyük hedefleri olan bir adamın hikâyesi bu. Dört yaşında ağabeyinin yarışını izlemeye giden Sint-Niklaas’lı Thomas’ın.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam