Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Boksun efsaneleri #13 | Jack Dempsey

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 25/05/2020 - 18:18 GMT+3

Cihat Gemici, boks tarihinin efsanelerini yazıyor.

Jack Dempsey

Görsel kaynağı: Eurosport

Profesyonel boksun tarihi gong sesinden sonra kanvasın üzerinde, iplerin arasında birbirlerine meydan okuyan cesur eldivenlerle yazılmıştır. Yayımlayacağımız yazı dizisinde boksun ilk dönemlerinden günümüze dek uzanan unutulmaz efsanelerin hayat öyküleriyle dünyanın farklı yerlerinde tarihi bir yolculuğa çıkacağız.
New York’un sokaklarında akşam olmuş, hava kararmaya başlamışken iki serserinin gözüne oldukça iyi giyimli, karısıyla birlikte ağır adımlarla yürüyen 70 yaşlarında bir adam takılır. İki genç yaşlı adamın arkasından saldırarak kollarından tutarlar.
Batı New York’ta 1820’lerde Mormonluk adlı bir tarikat ortaya çıkmıştır. Mormon lideri Joseph Smith bir meleğin ona göründüğünü iddia eder. Mormonlara göre tek gerçek kilise İsa Mesih’in Son Zaman Azizler Kilisesi’dir. Bu düşünceye göre vahiy hala devam etmektedir. 1880’lerde Hyrum ve eşi Mormon Tarikatı’na katılırlar. Ardından çift Monassa’da küçük bir Mormon köyüne taşınır. Baba tarikattan ayrılırken, anne tarikata bağlılığını sürdürür. 1895 yılının 24 Haziran’ında doğan ikinci oğulları kilisede yetişir. Baba ve ağabey Colorado, Utah’ta madencilik yaparlar. Ağabey Bernie aynı zamanda boks yapmaktadır. Küçük kardeşinin yüzünü tuzlu suya sokarak derisinin sert olması için uğraşır. Yine kardeşine sakız çiğneterek çenesini kuvvetlendirmeye uğraşır. 12 yaşında okula başlayan ve sekizinci sınıfta okulu bırakan küçük kardeş çiftçilik, ayakkabı boyacılığı gibi işlerle uğraştıktan sonra 17 yaşına geldiğinde bokstan para kazanabileceğini fark etmiştir.
Tek başına bir gezici festival gibi ağabeyinin taşı toprağı delerek çalıştığı maden kasabalarında dövüşlere çıkar. Bugün NBA takımı Utah Jazz ile meşhur Salt Lake’te Hardy Downey adında bir adam maçlarını ayarlar. Yüzüklerin Efendisi’nin yönetmeni olmayan Peter Jackson’ın salonunda boks çalışır. O dönem Kid Blackie ismiyle maçlara çıkar. Bir seferinde One Punch lakaplı süper kahraman olmayan Hancock isimli biriyle dövüşür. Adamın lakabı olan tek yumruk biraz tersine işler. Bizim Blackie adamı tek yumrukta indirir. İş bu kadar kısa sürünce Downey bu maçın parasını ödemeyi reddeder ve ikinci bir maç daha yapmasını ister. Ağabey Bernie de boks yapmaya devam ediyordur. Ringde Jack Dempsey adını kullanan Bernie hastalanınca yerine küçük kardeş dövüşür. O maçı kazanır ve Jack Dempsey ismi bir daha hiç değişmez.
Jack Dempsey
Boksta isim yaptığı olay ünlü siyahi boksör Jack Johnson’ı nakavt eden Jess Willard ile yaptığı maç olmuştur. 198 cm boyunda, 115 kiloluk Willard o dönemler “Pottawatomie’nin Devi” lakabıyla anılmaktadır. Dempsey ise 185 cm boyu ve 84 kiloluk cüssesiyle şans tanınmayan bir adamdır. Dempsey ringde ufaklığını avantaja çevirerek hızını kullanır. Müthiş roll and drop taktiği ile 3. Raunta Willard denen devi mağlup etmeyi başarır. Roll and drop taktiği kısa boyu ile önce eskiv yaparak yana yatmasını bu kısım roll oluyor sonra da aparkat ya da kroşe ile yumruğu vurmasını ifade ediyordu. Dempsey yıllar sonra tıpkı kendisi gibi kısa boylu bir boksör olan Mike Tyson’ın mükemmele yakın uyguladığı bu taktiği ilk kullanan isimdi.
Dempsey, bu yönüyle Hollywood filmlerine ilham kaynağı olan Japon Yönetmen Akira Kurosawa’ya benziyordu. En mükemmeli olup olmadığı tartışılırdı ama bu işi ilk kez yapan oydu. Daha gösterişlisini tıpkı Hollywood filmleri gibi Tyson yapmıştı. 4 Temmuz 1919’da Amerika’nın Bağımsızlık Günü’nde gelen bu zafer aynı zamanda Dempsey’nin Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu olduğunun da habercisiydi.
Bu maçla ilgili olarak dedikodular yıllar boyu sürdü. 1964 yılında Dempsey’nin eski menajeri Jack Kearns, Dempsey’nin eldivenlerinin içinde alçı olduğunu iddia etti. Ona göre Dempsey eldivenlerinin içine alçı koyduğu için Willard’ın yüzü çok hasar almıştı. Ardından ortaya video görüntüler çıktı. Videoda Willard, Dempsey’nin ellerini sarılırken kontrol ediyordu. Bu durum şüpheleri azalttı. Dempsey, Willard maçından sonra altı yılda beş kez unvanını korudu. Bütün bu başarılarına rağmen Yine de halk arasında popüler birisi değildi.
Birinci Dünya Savaşı için orduya çağrıldığında bu daveti geri çevirdi. Muhammad Ali gibi aktivist ruhuyla büyük bir adım atmamıştı sadece katılmadı. Bir bakıma yan çizdi. O dönemler yoğun bir şekilde eleştirildi ve asker kaçağı olarak nitelendirildi.
Stili ve kemer sahibi oluşu onu izlenir kılıyordu. Capentier karşısında ilk milyon dolarlık gişe hasılatı elde edilen maça çıkarak tarihe geçti. Dempsey asıl ününü ise unvanını kaybettiğinde kazandı. Beş kez unvan koruma maçına çıkıp hepsini kazandıktan sonra 1926’nın 23 Eylül’ünde Gene Tunney’e kaybederek kemerini kaptırdı. Bu olay Philedelphia’da 120 bin kişinin önünde oldu. Tarihte kimse daha kalabalık bir seyirci topluluğu karşısında dövüşmemişti. Maçın nasıl geçtiği ile ilgili olarak Dempsey’nin otele döndüğünde korkunç halini gören karısının “sana ne oldu” sorusuna verdiği o efsane sözü her şeyi açıklıyordu “Aşkım kaçmayı unuttum” Bu sözle hem ring dışında seyircine hem de ringde rakibine olan saygısını ortaya koymuştu.
1927’de merakla beklenen rövanş maçında Dempsey’nin saldırgan boksu sonucunda Tunney yedinci. rauntta düştü ama Dempsey yeni kuralı unutarak tarafsız köşeye gitmedi. Bu rakibe toparlanma avantaj sağladı ve maçı Tunney kazandı. Birçok kesime göre rövanşı Dempsey kazanabilirdi. Maç sonunda yine tartışmalar devam ederken antrenörler üzerine üşüşmüş haldeyken Dempsey şu sözlerle ne kadar büyük bir sporcu olduğunu göstermişti. “Beni bu saçma kalabalığınızın içinden çıkarın adamın elini sıkmak ve tebrik etmek istiyorum.”
picture

Jack Dempsey

Görsel kaynağı: Eurosport

İkinci maçı da kaybedince Dempsey emekli oldu. New York’ta kendi adını verdiği restoranını açtı. Prizefighter ve The Lady (1933) ile Sweet Surrender (1935) filmlerinde oynadı. İkinci Dünya Savaşı’nda Coast Guard’da teğmen olarak görev yaparak askerlikle alakalı soru işaretlerine de cevabını kışlada verdi.
Gençlerin saldırdığı yaşlı adam arkasını döner, ortalık fena halde karışır. Bu karmaşanın sonunda yaşlı adam eşiyle birlikte yoluna devam ederken iki genç yerde kıvranmaktadır. Gasp çetesi yanlış adamı hedef almıştır. 1919-1926 yılları arasında Dünya Ağır Sıklet unvanını elinde tutan ve 1954 yılında Boksun Hall of Fame (Onur) Listesi’ne seçilen Jack Dempsey emeklilik günlerini New York’ta geçirir.
1983 yılında 87 yaşındayken vefat eder.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam