Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Boksun efsaneleri #14: George Foreman

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 29/05/2020 - 18:40 GMT+3

Cihat Gemici, boks tarihinin efsanelerini yazıyor.

George Foreman

Görsel kaynağı: Getty Images

Profesyonel boksun tarihi gong sesinden sonra kanvasın üzerinde, iplerin arasında birbirlerine meydan okuyan cesur eldivenlerle yazılmıştır. Yayımlayacağımız yazı dizisinde boksun ilk dönemlerinden günümüze dek uzanan unutulmaz efsanelerin hayat öyküleriyle dünyanın farklı yerlerinde tarihi bir yolculuğa çıkacağız.

Boyu tavana kadar uzanan, eni kapıya sığmayacak kadar geniş olan dev gibi adam sıcaktan bunalmış, yorgunluktan bitap düşmüş bir halde soyunma odasına girdi. Fiziksel olarak çöküşünün altında ruhsal olarak umutsuzluğa sürüklenmiş, oturduğu sığ sulardan kurtulması olanaksız koca bir geminin çaresizliği vardı. Koca dev, etrafında gözlerinin içine bakan insanlarla çevrili, ruhuna dokunan kimselerin olmadığı kalabalık bir yalnızlığın içindeydi. İşte bu zihinsel ve fiziksel çöküşün içinde bağırmaya başladı: Kafam… Ellerim… Ellerim kanıyor!
Çığlık atıyordu.
“Tanrı benim içimde hayat buluyor” diye bağırıyordu.
Dev adam, birden duşun içine girdi. Etrafındakiler onu durduramadı. Başından aşağıya su geldikçe “Şükürler olsun. Arındım. Tekrar doğdum” diye bağırıyordu. Antrenörü Gil Clancy’nin aktardığına göre ring bunaltıcı derecede sıcaktı. Koca adam, sıvı kaybından dolayı halüsinasyon görmüştü. George Foreman ise bu olayı ilahi bir uyarı olarak algıladı. Boksu bıraktı ve vaiz oldu.
Foreman, Game of Thrones’taki Beric Dondarrion karakteri gibiydi. Dondarrion şövalyelikten vazgeçip köylüler ve savaş kaçaklarıyla “Sancaksız Kardeşlik” adında bir grup kurmuştu. Dondarrion’un en önemli özelliği ise öldükten sonra dirilmesiydi. Tam altı kez öldü ve geri geldi. Geri gelirken tam olarak iyileşmiyordu önceki hayatında aldığı darbelerin izleri vücudunda ve zihninde yaşamaya devam ediyordu. En kötüsü de her geri dönüşünde anılarından bir kısmını kaybediyordu.
Foreman’ın yeniden dirilişi 1977 yılında Jimmy Young ile yaptığı ağır sıklet maçının ardından Porto Riko’da yaşandı. O gece Foreman’ın 47 maçlık kariyerindeki ikinci yenilgisini aldığı geceydi. Henüz 28 yaşındaydı. Her şeyi bırakmak için çok erkendi. Tarih boyunca ringlerin gördüğü en büyük ağır sıkletlerden birisi o gece spora veda etti. Artık Houston’da kilisenin bir neferiydi. 1980 yılında kilisenin tekrar açılmasını sağladı. Hayırsever birisi olan Foreman, vaizliğinden üç yıl sonra kilisesine çok yakın bir yerde kendi adını taşıyan gençlik ve toplum merkezini açtı. Rakiplerini çok ağır biçimde sarsarak yere yıkan sert adam şimdi yumuşak, naif ses tonuyla insanlara yardım etmek için çabalıyordu.
George Foreman
Toplum için gösterdiği çabalar on yıl boyunca devam etti. 1987 yılında artık kilise ve toplum için maddi desteğe ihtiyaç duyuyordu. Özellikle gençlik ve toplum merkezinin giderleri yeni bir gelir kapısına ihtiyaç duymaya başladı. Foreman ise artık 38 yaşına gelmişti. Saçları dökülmüş, bıyığı gitmişti. Hayli kilo almıştı. Bildiği en iyi iş için pek uygun bir profil çizmiyordu. 1968 yılında Meksika Olimpiyatları’nda altın madalya aldığı halinden eser yoktu.
Boksu takip edenler iyi bilir ki amatör maçlarda nakavt yapmak çok sık görülen bir şey değildir. George Foreman çeyrek finalden itibaren tüm maçlarını nakavtla kazanarak altın madalyayı ABD’ye getirmişti. 1964 yılında Joe Fraizer ve 1960 yılında Muhammed Ali’den sonra boksta altın madalya yine Birleşik Devlet’lere gelmişti. Bu üç isim gelecek yıllarda sadece olimpiyatların tarihine değil spor tarihine girecek rekabetin birer halkası olacaktı.
George Foreman fakirliğin kol gezdiği yedi çocuklu bir ailede büyüdü. Babası demiryolu işçisiydi. Gençlik yıllarında suça bulaştı. İyi bir hırsız ve dolandırıcı olabileceğini düşünüyordu. Buna rağmen her hırsızlık denemesinde ya yakalanıyor ya da çalması gereken şeyi yerinde bırakıyordu.
George serserilik peşinde koşarken annesinin birçok işte çalışıp bir yandan da evi çekip çevirmesi George’un hayattaki hedefini belirledi. Annesini rahat ettirmek için çalışacaktı. Jim Brown’u örnek alarak Amerikan futbolu oynadı ama onun hayatını kurtaran boks oldu. Dönemin ABD hükümetinin uyguladığı yeni fırsatlar ve yeni hayatlar konseptli okullarda tanıştığı bir adam hayatını değiştirdi. Marangozluk eğitimi için Oregon ve Kaliforniya’daki okullara gitti. Buradaki eğitimleri sırasında Charles “Doc” Broadus ile tanıştı.
(Foreman kendi Twitter adresine gelen “sana en çok ilham veren kişi kimdi?” sorusuna “İlk antrenörüm Doc Broadus; kendim bile bana inanmıyorken şampiyon olacağıma inanmıştı” cevabını vermişti.)
George’u boksa başlatan ona ilk eldivenlerini giydiren Broadus, Muhammed Ali ve Joe Fraizer’ın olimpiyatlarda kazandıkları altın madalya sayesinde hayatlarının nasıl değiştiğini örnek göstererek Foreman’ın da bu yolu izlemesi gerektiğini düşünüyordu. Düşüncesi 1968 yılında gerçeğe dönüştü.
George Foreman
Foreman, final maçının bitiminde elinde ABD bayrağı ile zafer pozları verdi. Siyahilerin özgürlük savaşı verdiği bu dönemde Foreman’ın bu pozu bazı kesimler tarafından pek hoş karşılanmadı. Sonraki yıllarda Muhammed Ali ile olan mücadelesinde bu poz Ali’ye klasik sataşmaları için koz verdi.
Büyük George, Olimpiyat madalyasından bir sene sonra profesyonel oldu. İfadesiz suratı, balyoz gibi yumruklarıyla boksun bir diğer sert çocuğu Sonny Liston’ın dikkatini çekmişti. Foreman mafya ilişkileri ile meşhur, kendi döneminin en ünlü boksörlerinden Sonny Liston’ın antrenman partneri oldu. Birlikte geçirdikleri onca zamandan sonra, tıpkı onun gibi acımasız ve korkulan birine dönüşüyordu. Bıyıkları bile aynıydı. Foreman profesyonel arenada basamakları çok hızlı tırmanmaya başladı. Rakiplerine o kadar sert vuruyordu ki onu izleyenler eldivenlerini kontrol etmek istiyordu. Sanki eldivenlerin içinde demir plaklar vardı. Ayak hareketleri yavaştı, eskivleri çok esnek değildi ama çoğu zaman bunlara gerek kalmıyordu. Karşısında durabilecek bir rakip yoktu. Sağ kroşesi o kadar ağırdı ki bir sığırı bile yere sererdi.
1973 yılında dönemin şampiyonu Joe Fraizer ile karşılaştı. İlk ve ikinci rauntta üçer kez olmak üzere Joe Fraizer’ı tam altı defa yere serdi. İkinci rauntta hakem maçı durdurdu. Foreman, 24 yaşında WBC ve WBA Dünya Ağır Sıklet Şampiyonu’ydu.
Puanlama ya da hakem faktörü onun için önemsizdi. Bir gün sağ yumruğunu gösterdi işte benim ring hakemim. Sonra sol yumruğunu gösterdi işte benim masa hakemlerim dedi. Onu bu kadar efsanevi bir nakavt canavarı yapan şey neydi?
Dediğine göre “korku” onu böylesine büyük bir şampiyon yapmıştı. Fraizer dönemin en büyük şampiyonuydu Ali’yi yere düşürmüştü ve yenmişti. Fraizer ile ringe çıkmaktan korktuğunu itiraf ediyordu. Ringde ise bu korku onun en büyük gücüydü. “IT” filmindeki palyaço insanların korkularından besleniyordu. Foreman ise kendi korkularından içinde bir nakavt canavarı yaratmıştı.
“Sadece bir maçta hiç korkmadım. Zaire’de Muhammed Ali ile karşılaşıyordum. Ne kelebekler, ne arılar içimde hiç korku yoktu. Hayatımda gerçekten kaybettiğim tek maçtı.”
Fraizer’ı nakavt ettikten sonra ona bakışlar eskisi gibi değildi. Dünya Şampiyonu’ydu. Dünya Şampiyonu olunca ne yapılır? Aslında bu konuyla ilgili Ali ile ilgili bir yaşanmışlıkları vardı. Foreman 1969 Aralık ayında ilk 10 rauntluk maçına çıkacaktı. Miami’de medya Foreman’ın antrenmanını ziyaret edecek ve çekim yapacaktı.
picture

George Foreman

Görsel kaynağı: Getty Images

Televizyoncuların geldiğini duyan Ali salona geldi. O gün medya Ali’yi çekmeyeceklerini sadece Foreman için orda olduklarını belirtmişti. Ali ise merdivenlerden bağırıyordu. -George Foreman!!! Foreman’ın ona hayran olduğunu biliyordu. İş bitince yanına geleceğim dedi. Foreman onu bekledi. Ali elinde bir dosya çantası ile geldi. Bu çantada dünya şampiyonu olunca sahip olacağın şey var diyordu. Foreman tomar tomar para hayal ederken. Çantanın içinden mobil telefon çıktı. O dönem cep telefonu yoktu. Çantada taşınan telefonlar vardı. Foreman pek etkilenmemiş gibiydi.
Peki, George Foreman dünya şampiyonu olduktan sonra ilk satın aldığı şey neydi dersiniz? Çantada taşınan bir telefon…
Ali böyle bir adamdı. Bir şekilde hayatınızı etkiliyordu. Foreman ile torunları olduktan sonra telefonda görüştüler. Ali oğlu ve torunu ile bir fotoğraf yolladı. Foreman da torunu ile fotoğrafını Ali’ye yolladı. İki eski dost arasında naif bir iletişim değil mi? Peki sonra ne oldu? Ali üç torunu ile üç fotoğraf daha yolladı. Ali’nin inanılmaz bir rekabet içgüdüsü vardı. Her şeyi kazanmak istiyordu.
1974 yılında eski şampiyon Muhammed Ali ve yeni şampiyon George Foreman o gün Zaire bugün Demokratik Kongo olan Kinşasa’da karşılaştı. Maçtan önce favori Foreman’dı. Tarihin gelmiş geçmiş en büyük boks maçı o gün gerçekleşti. Maç 24 Eylül’den 30 Ekim’e ertelendi. İki boksör bütün yazı tropikal iklime alışmak için Zaire’de geçirdi. Norman Mailer bu maç için bir kitap yazdı. Herkes izlesin diye maç gecenin bir yarısı, sabaha karşı dörtte yapıldı. 60,000 kişi stadyumda tek bir kişiyi destekliyordu.
Bu isim Foreman değildi.
Foreman ve çevresi maç öncesi soyunma odasında Ali’nin ölmemesi için dua ediyordu. İnsanlar Fraizer, Foreman’a yenildi ama Ali o ringde ölecek diyorlardı. Foreman, Ali’nin çenesini kıran Ken Norton’ın üzerinden buldozer gibi geçmişti. Norton yere serildiğinde daha ikinci raunttu. Foreman ve Ali aynı yerde antrenman yapıyordu. Ali’nin antrenörü Angelo Dundee Foreman çıktıktan sonra bir süre bekliyordu. Ali’nin kum torbalarını görmesini istemiyordu. Çünkü Foreman yumruklarıyla kum torbalarının üzerinde meteor çukuru gibi göçükler oluşturuyordu.
“Tüm bahaneleri sayabilirim. İpler gevşekti. Hakem hızlı saydı. Antrenmanda kaşımın açılması beni etkiledi. Tüm bunların yanında şunu söylemeliyim ki en iyi olan kazandı. Daha önce hiç kaybetmedim, nasıl kaybedilir bilmiyorum”
Johnny Walkin “Zaire” isimli bir şarkı yaptı. The Hours “Ali in the Jungle” isimli bir parça çıkardı. Tarihin en büyük spor olaylarından birisiydi. George Foreman bu tarihin bir parçasıydı. Hayatı boyunca her sohbette Zaire’yi tekrar yaşadı. Belki de ölüp tekrar dirilmesi gerekiyordu. Tıpkı Beric Dondarrion gibi dirildikten sonra bazı anıları geride bırakabilirdi.
Diriliş Foreman
Jimmy Young maçından sonra vaizliğin ardından tekrar boksa dönüşü onun yeniden doğuşuydu. Dwight Qawi, Gerry Cooney gibi isimleri mağlup etti. Ağırdı, göbekliydi ama hala sert vuruyordu. 42 yaşında WBA, WBC ve IBF ağır sıklet kemerleri için 28 yaşındaki Evander Holyfield karşısına çıktı. Donald Trump bu maç için tam 11 milyon dolar ödedi. Kazanan puanla Holyfield oldu. Foreman hala o kemeri kazanabileceğini düşünüyordu. 20 yıl önce Zaire’de kaybettiği unvanı geri istiyordu.
George Foreman
Michael Moorer ile Las Vegas’ta ringe çıktı. WBA ve IBF kemeri sahibi Moorer favoriydi. Maç boyunca Moorer 45 yaşındaki Foreman’ı domine etti. Onuncu rauntta yaşlı Foreman’ın yüzü değişmeye başladı. Sanki saçları yeniden çıkıyor, bıyıkları yeniden terliyordu. Jöle kıvamındaki vücudu gerginleşiyor kasları ortaya çıkıyor gibiydi. Bunların hiçbirisi olmadı. Foreman hala 45 yaşındaydı ama 20 yıl önceki kuvveti bir anda geri geldi. Balyoz gibi vuran sağı ile Moorer’ı yere yatırdı. George Foreman tarihin gördüğü en yaşlı ağır sıklet dünya şampiyonuydu. Foreman bir kez daha doğmuştu. Boks kariyerini 1997 yılında Shannon Briggs maçıyla 48 yaşında noktaladı. Bokstan kazandığından fazlasını kendi adı verilen ızgara ürünleri satışıyla elde etti. George Foreman ızgaraları dünya çapında 100 milyondan fazla sattı. Foreman 1999’da ızgaranın isim hakkını 138 milyon dolara satarak önemli bir gelir elde etti. Kelimenin tam manasıyla o bir dünya markasıydı.
81 maçlık kariyerinde beş kez mağlup oldu. Ali dışında kimseye nakavt olmadı. 76 galibiyetinin 68’ini nakavtla kazandı. Yeniden hayata başlaması evliliklerinde de geçerliydi beş defa evlendi. 12 çocuğu oldu. Beş erkek çocuğunun hepsine George Foreman ismini verdi. Bunu herkesin eşit olduğu ve birlikte yükselip düşeceklerini anlamaları için yaptığını söyledi.
Fakir bir çocuk olarak doğdu, serseri gibi büyüdü, efsane bir boksör oldu. Foreman birçok insanın tek vücutta buluşmuş haliydi; ızgara satışlarından milyonlar kazanan bir girişimci ya da kilisesinde nutuk atan bir vaiz… Aslında o sadece bir kişiydi; tüm anılarında, tüm acılarında ve tüm zaferlerinde rakiplerini yere seren durdurulamaz bir boksördü.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam