Boksun efsaneleri #18 | Evander Holyfield: Düş kırıcı

Evander Holyfield dokuz çocuğun en küçüğü olarak Alabama’da dünyaya geldi. Geniş aile Atlanta’ya taşındığında suç oranı yüksek bir mahallede “Bowen Homes Housing Projects” evlerine yerleşti. Evander yedi yaşında boksa başladı ve “Boys Club” boks turnuvasını kazandı. Antrenörü Carter Morgan’dan çok şey öğrendi. On üç yaşında Yıldızlar Olimpiyatları’nda mücadele etti. On beş yaşında Güneydoğu Bölgesi şampiyonu oldu. Yirmi iki yaşına geldiğinde amatör kariyeri 160 galibiyet 14 mağlubiyetten oluşuyordu. 20 yaşındayken ülkesini 1983 Pan Amerikan Oyunları’nda temsil etti ve gümüş madalya kazandı. 1984 Los Angeles Olimpiyatları’nda tartışmalı bir şekilde Kevin Barry’ye diskalifiye ile mağlup olarak bronz madalya kazandı.

Varlığından haberdar olmadığı babasını ilk kez 21 yaşında gördü. Olimpiyatlardan bronz madalya ile dönmüştü.

“Neden onunla onca yıldan sonra şimdi görüşmeliyim?” diye annesine sordu. Annesi:

“Çünkü ben istiyorum.”

“O günden sonra babamla hayatını kaybedene dek çok güzel vakit geçirdik.”

Yirmi yedi yıl sürecek profesyonel kariyerine hafif ağır sıklette Madison Square Garden’da Lionel Byram maçıyla başladı. İki yıl içinde on ikinci maçında Dwight Muhammed Qawi ile büyüdüğü Atlanta’da WBA Yarı Ağır Sıklet unvanı için karşılaştı. Ayrı kararla kazanarak ilk kemerini kazandı. Ricky Parkey’i yenerek IBF kemerini kazandı. Qawi’yi Atlantic City’de nakavt ederek insanların kafalarındaki soru işaretleri yok ettikten sonra Las Vegas’ta Carlos De Leon’u nakavt ederek WBC kemerini de kazandı. Yarı ağır sıklette kazanmadığı bir şey kalmamıştı. Zaman ağır sıklete çıkma zamanıydı.

1990 yılında Tokyo’da Mike Tyson’ı nakavt ederek tarihin en büyük sürprizine imza atan Buster Douglas ile Las Vegas’ta karşılaştı. Douglas üç kemerin sahibiydi. Üç rauntta Holyfield Buster’ı kanvasa yolladı. Douglas bu maçtan sonra emekli oldu. Aşırı kilo aldı. Kan şekeri 800’e çıkmıştı ve şeker komasına girdi. Hastaneden çıktıktan sonra kilo vererek forma girdi ve altı maç üst üste kazandı. Lou Savare tarafından nakavt edildiğinde sonunun geldiğini anladı ve bokstan tamamen emekli oldu. Holyfield ise daha yeni başlıyordu.

1991 yılının Nisan ayında tarihin gelmiş geçmiş en büyük ağır sıkletlerinden George Foreman ile New Jersey Atlantic City’de karşılaştı. Ortada üç kemer vardı. Maç gerçekleştiğinde Evander 28, Foreman ise 42 yaşındaydı. Bu maçın yapılabilmesi için bugünün ABD Başkanı Donald Trump 11 milyon dolar ödedi. Maçın promotörü Trump Plaza Otelleriydi. Aynı dönemde Körfez Savaşı patlak verince Trump çoğu seyirci gelirine bağlı olacak gelirin yok olacağını söyleyerek vereceği parada indirime gideceğini söyledi. Dan Duva ve Bob Arum maçı Las Vegas’a götürerek sorunu çözmeye çalıştı ama Trump maçın New Jersey’de yapılmasını istiyordu. Söylenenlere göre Trump bir yıl önce iflastan zor kurtulmuştu ve bazen ödemelerde sorun yaşıyordu. Nihayetinde parada anlaşıldı.

Favori Holyfield’dı ama Foreman da iki, beş ve yedinci rauntlarda rakibinin canını acıtmayı başardı. Üçüncü raundun ortasında birisi salona sis bombası attı. Bin dolarlık sıralarda oturanlar bir süre maçı izleyemedi. Altıncı raunt dışında Foreman etkili olamadı ve Evander maçı ortak kararla kazanarak unvanlarını korudu. Bir maç sonra bir başka 42 yaşındaki eski şampiyon Larry Holmes’ü ortak kararla yenerek WBC, WBA ve IBF unvanlarının sahibi oldu. Yaşlı Jack iplerde örümcek taktiği ile genç rakibini zaman zaman ağına düşürdü hatta altıncı rauntta kaşını da açtı ama tüm bunlar Holyfield’ı yenmek için yeterli değildi.

1992’den 1995’e kadar Riddick Bowe ile üç maç yaptı. İlk maçı ortak kararla kaybederek üç unvanından da oldu. İkinci maçta çoğunluk kararıyla Riddick Bowe’u yenerek WBA ve IBF kemerlerini geri aldı. Bu maçta ringe giren paraşütlü adam geceye damga vurdu. İkinci maç “Fan Man Fight” olarak tarihe geçti. İki kemeri Michael Moorer’a kaybettikten sonra Riddick Bowe ile hesabı kapatmak için üçüncü maça çıktı. Bu maçta Bowe teknik nakavtla kazandı.

Yıl 1996’ydı. Evander Holyfield ve Mike Tyson unvan maçı için anlaştı. Aslında bu maç 1990 yılında Tyson tartışmasız şampiyonken yapılacaktı ama Tyson Tokyo’da Douglas’a nakavt olunca planlar suya düşmüştü. Maç ikinci kez ayarlandığında yıl 1991’di. Önce Tyson güzellik kraliçesine tecavüz davası nedeniyle sonra da Tyson’ın kaburgalarındaki sakatlık nedeniyle maç iptal oldu. 10 Şubat 1992’de Tyson suçlu bulunarak hapishaneye girdi. 25 Mart 1995’te özgürlüğüne kavuştuktan bir yıl sonra Frank Bruno’yu yenerek WBC şampiyonu oldu. Bruce Seldon’ı nakavt ederek WBA kemerini aldı. Lennox Lewis yerine Holyfield ile ringe çıkacağı için WBC kemeri elinden alındı. Holyfield ve Tyson arasındaki maçta ortada WBA kemeri olacaktı. Favori Tyson’dı. O gün Holyfield’a bahis yapanlar çok para kazandı. 11. rauntta Tyson salonun ışıklarına bakıyordu.

Holyfield ve Tyson rövanş maçında Las Vegas’ta karşılaştı. Maç öncesinde Tyson’ın eski antrenörü Teddy Atlas şöyle diyordu. “Mike doğal olarak nakavt arayacak. Eğer nakavt yapamazsa diskalifiye olacak. Dirsek mi atar, bel altı vuruş mu yapar, kafa mı atar yoksa ısırır mı bilemiyorum.” Atlas haricinde kimse böyle bir şey beklemiyordu. Ring Dergisi bu maçı tarihin en kirli ikinci maçı seçti. İlk maç Luis Resto ve Billy Collins Jr. arasındaydı. Luis Resto’nun eldivenlerinin içindeki sargılar alçıyla sertleştirilmişti. Resto iki buçuk yıl hapis cezası aldı. Billy Collins Jr. kalıcı görme bozukluğu sonrası depresyona girdi. Tarfik kazasında yirmi dördüncü yaş gününü görmeden hayatını kaybetti.

İlk iki raunt kıran kırana geçiyordu. Holyfield’ın kafasını önde tutması Tyson’ı çok rahatsız etmeye başlamıştı. Bir kafa darbesiyle Tyson’ın sağ gözünün üstü açıldı. Tyson o andan sonra kontrolü kaybetmeye başladı. Üçüncü raunda iyi giren taraf Tyson’dı Holyfield ise içeri giriyor ve kafasını yine önde tutuyordu. Üçüncü raunt sonunda kafaları yine yan yana geldiğinde. Holyfield geriye çıkıp zıplamaya başladı. Acı içindeydi. Tyson kulağını ısırmıştı. Ring hakemi bu olay sonrası ısırık izini görünce Tyson’ı diskalifiye etti. Kulağının bir kısmını kaybetse de Holyfield Collins’e göre daha şanslıydı ve bu elim olaydan sonra kariyerine devam etti.

Evander Holyfield iyi bir profesyonel olarak üst seviye boks yapamaya devam etti. Michael Moorer’ı yenerek WBA unvanına IBF kemerini de ekledi. Yeni bir kemer birleştirme için Lennox Lewis yeni rakibiydi. WBC kemeri Lewis’teydi. İlk maç tartışmalı bir şekilde ayrı kararla berabere bitti. İkinci maçta Lewis kazanırken Lewis de unvanlarını kaybediyordu. Kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin sözünü aklına kazımışçasına Lewis maçından sonra John Ruiz ile ringe çıktı. Las Vegas’ta boştaki WBA kemerini kazanırken yeni bir üçlemenin başlangıcını yapıyordu. İkinci maçta Ruiz’e yenilip son maçta berabere kaldıktan sonra Hashim Rahman’ı teknik kararla yendi. Rahman maç boyunca Holyfield’ın kafa darbesi vurduğundan şikayetçiydi.

Bu maçla beraber Holyfield’ın gerileme devri başladı. Hala üst düzey maçlara çıkıyordu ama artık daha çok yeni şampiyonların kurbanı rolüne büründü. Chris Byrd, James Toney mağlubiyetleriyle seri yenilgiler aldı. Sultan Ibrahimov ve Nikolai Valuev maçları artık kariyerinin sonuna geldiğinin habercisiydi. 2011 yılında Brian Nielsen’i Danimarka’da teknik nakavtla yenerek kariyerini 48 yaşında bitirdi. 26 Haziran 2014’te resmi olarak emekli olduğunu açıkladı.

Evander Holyfield muhteşem kariyerini sonlandırdıktan sonra arkasında yarı ağır sıklette tartışmasız şampiyonluk (tüm büyük kemerleri birleştirmek), ağır sıklette tartışmasız şampiyonluk, tarihte dört kez ağır sıklet şampiyonluğu yaşayan tek isim olma onuru ve kulağının bir parçasını bıraktı.