Yarışın içinden

Yerleşik görüntüler ilk olarak 1950’lerde karşımıza çıktı; fakat kameraların büyüklükleri ve ağırlıkları yarış sırasında canlı kayıt yapmaya imkan vermiyordu. Nitekim ilk deneme “1956 Le Mans 24” yarışının öncesinde gerçekleştirildi. Mike Hailwood’un Jaguar D-Type’ının kuyruğuna takılan birkaç büyük film kamerası ve göğsüne bağlanan mikrofon ile Circuit de la Sarthe turu -Mike Hailwood’un kendi anlatımıyla- kayıt altına alındı. Formula 1 tutkunlarını heyecanlandıran asıl gelişmeyse ertesi yıl yaşandı. Araç üstü kameralar, Juan Manuel Fangio’nun Maserati 250 F’ine yerleştirilerek “Autodromo di Modena”daki test sürüşü ile Formula 1 pistlerine resmen giriş yaptı. Ancak bunlar şimdilerde alışkın olduğumuz görüntülerinden çok farklı görünen, uzun tripodlarla araca monte edilmiş büyük kameralardı.

Yıllar içinde araç üstü kameraların gelişimine katkı sağlayan önemli adımlardan bir diğeri ise sinema dünyasından geldi. Akdeniz Tatili olarak da bilinen, gemideki bir yolculuğu takip ettiğimiz Flying Clipper filminde, 1962 Monaco GP’de hareket eden bir arabadan çekilmiş gerçek yarış görüntülerine denk geliyoruz.

1966’da -4 saatlik- çığır açan “Grand Prix” filminin yayına girmesiyle birlikte Phil Hill, Graham Hill, Juan Manuel Fangio, Jim Clark, Jochen Rindt ve Jack Brabham gibi F1 efsanelerinin yarış içindeki görüntülerine kapsamlı şekilde ilk kez tanık oluyoruz.

1970'lere geldiğimizde zaman zaman Formula 1 testlerinde yerleşik kameralar kullanılsa da, bugünkü halini almasına yardımcı olan teknolojik hamle, “Channel Seven” televizyon ağı tarafından “Bathurst 1000” yarışında kullanılmak üzere geliştirilen “Race Cam” sistemiyle başlıyor. Böylece arabaya monteli kameralar, radyo vericileri ve sürücüden takıma canlı ses akışı “Bathurst 1000” ile görücüye çıkıyor.

Uzun yıllardır beklenen gelişme, 1985 Almanya Grand Prix'sinde karşımıza çıkıyor. François Hesnault'un aracına takılan kamera sayesinde Formula 1 tarihinde ilk kez canlı olarak, araç üstünden yarışa eşlik ediyoruz; fakat heyecanımız sadece sekiz tur ile sınırlı kalıyor. Debriyaj sorunu nedeniyle yarış dışı kalan Hesnault’un tarihe geçen sekiz turunda, Jonathon Palmer'ın yarış performansından bazı anları görme şansı buluyoruz.

Şimdilerde pistin etrafına, araçlara yerleştirilmiş kameralar ile yarış sırasında araçların nerede olduğunu, kimin kovaladığını, neler yaptığını her açısıyla takip edebilsek de yaşanan gelişmelere baktığımızda, Formula 1’in ilk yıllarında bu heyecanı hissetmek hiç kolay değilmiş. Formula 1’in son 20 yılında şahit olduğumuz yarışları düşünürsek sizin en sevdiğiniz araç üstü kamera anı hangisi?