İngiltere 31. hafta

İngiltere’de 31. haftanın kapanış maçı belki de sezonun kapanış maçı da olacak mahiyetteydi. Manchester City’nin bir kez daha berabere kaldığı haftada Manchester United’ın rakibi ligin ilk yarısında kendi sahalarında City’den sonra sonra onları ilk kez yenen Blackburn Rovers’tı. Kırmızı Şeytanlar için bu maç aslında sezonun da bir özetiydi. Uzunca bir süre tempo yoktu. Hatta oyun ikinci yarıda Blackburn’ün kontrolü altına girmişti. Ancak ev sahibi takım küme düşme hattındaki yerini kanıtlamak istercesine yeri geldi topla kavga etti, yeri geldi birbirleriyle kavga etti.

Oynamadan kazanmanın üstadı Manchester United da bu sezon Rooney ile birlikte takımın en etkili futbolcusu olan Antonio Valencia ile işi bitirdi. City aradaki puan farkı da beşe çıktı. ManU’nun önümüzdeki maçlarda Manchester City haricinde bir takıma puan kaybetmesi büyük sürpriz olacaktır. Zira fikstürü Alex Ferguson çekmiş gibi.

Kuzey Londra karıştı
Ülkemizde beş yıl Avrupa kupalarına gidip gidememe durumu tartışıladursun İngiltere’de Şampiyonlar Ligi yarışı tam gaz devam ediyor. Hani Blackburn maçı Manchester United için sezonun özeti dedik ya, Arsenal de bu hafta geleneklerine bağlı geldi. Yedi maçlık bir galibiyet serisiyle üçüncü sıraya kada tırmanan Topçular, haftalar boyunca kazanamayan QPR deresinde boğuldu. Ligin ilk yarısında da böyle bir galibiyet serisi yakalayan Arsenal sonrasında üst üste mağlubiyetlerle kendini kaybetmişti. Yeniden böyle bir seri bekleyebiliriz.

Sezonun ortasında Harry Redknapp “Şampiyon belli birinci kim” dese muhtemelen Bülent Uygun kadar itici olamazdı ama ligin en kaliteli futbolunu oynayan onlardı. Sonra Redknapp’ın milli takımın başına geçme dedikodularıyla takım üst üste beş maç kazanamamıştı. Ama Tottenham geri döndü yeniden. Hafta arasında Bolton’u enfes bir futbolla boğan Kuzey Londra temsilcisi, bu hafta da son haftaların en etkili takımı Swansea’yi Bale-Adebayor-Van der Vaart kalitesiyle devirdi ve Arsenal’le puanlarını eşitledi.

Yerin dibi
Avrupa kupaları demişken sözü Liverpool’a getirirsek ufak tefek kıkırdamalar olacaktır tabii ki. Sezon başında harcanan çuvalla para Gerrard Houllier transferlerini bile unutturmuştu Kırmızılar’a. Son yedi haftada alınan altı mağlubiyet ise tüm başarısız teknik direktörlerini unutturdu. Newcastle United karşısında tamamen tükendi Liverpool. Carroll oyundan çıkarken nerendeyse ağlıyordu, Reina maç içinde şuurunu tamamen kaybetti, Dalglish ise hâlâ birlik olmaktan söz ediyordu. Papiss Cisse’nin iki golü Newcastle United’ı da Şampiyonlar Ligi yarışına soktu.

Bolton uçtu gidiyor
İki hafta önce Fabrice Muamba’nın Tottenham maçında yer yığılmasıyla sarılan Bolton Wanderers ise ligde genç futbolcunun yokluğunda iki maçına da kazanırken toplamda ise üç maçlık bir seri yakalayarak ligin dibinde bir nebze olsun kurtuldu.