Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Beşiktaş Galatasaray İnönü

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 14/04/2012 - 01:04 GMT+3

Beşiktaş, Süper Final Şampiyonluk Grubu’ndaki açılış maçında Galatasaray’ı ağırlayacak. Gelin her iki takımın bu sezon birbirleriyle oynadığı maçlarda yaşananlara bir kez daha bakalım.

galatasaray, beşiktaş, felipe melo

Görsel kaynağı: AA

Bu sezon Beşiktaş, İnönü’de konuk ettiği Galatasaray’la golsüz berabere kalmıştı. Galatasaray ise Arena’da rakibini uzatma dakikalarında attığı golle 3-2 mağlup etmişti. Yer bir kez daha İnönü! Ama bu kez durumlar çok karmaşık!
Topun canı istemedi
Eurosport.com’un golsüz eşitlikle sona eren maçın ardından attığı başlığı hatırlatmakta fayda var: İnönü’de pozisyonlar gıcır gol sıfır!
Sezonun ilk yarısında oynanan karşılaşmanın en unutulmaz karelerinde, Beşiktaşlı taraftarların Van’daki depremzedeler için siyah-beyaz atkılarını sahaya fırlattığı anlar vardı. Sezonun ilk derbisinde karşılaştığı Fenerbahçe ile 2-2 berabere kalan Beşiktaş, ligde inişli çıkışlı bir grafik çizmekteydi. Galatasaray ise son üç maçından tek bir galibiyet çıkarabilmişti.
Cüneyt Çakır’ın ilk düdüğüyle başlayan heyecanda henüz dakikalar altıyı gösterirken Galatasaray’da sanki ikinci bir hayat yaşayan Engin Baytar sol açıktan ortalamıştı. Çizgi halindeki dört siyah-beyazlıyı aşan meşin yuvarlak kadife bir yumuşaklıkla Kazım’ın saç ayağına oturmuştu. Şimdilerde Olympiakos için ter döken ve röfleli saçlarıyla dikkat çeken Kazım’ın zımbaladığı top yakın direkten az farkla auta çıktı.
Engin Baytar ilk gol poziyondaki ortasıyla ince bir işçilik sergilemiş, ancak Kazım yeteri kadar mükemmel olamadığı için gönül mü koymuştu? Bilemeyiz. Ama öyle olduğunu kabul etsek bile, dakikalar sonra iki taraf meseleyi kendi arasında halletmişti. Bu defa sağ kanattan içeriye dolduran isim Kazım olmuştu. Beşiktaş defansının felce uğradığı o kritik anda topu kale önüne yollayıp kenara çekilmiş, işin geri kalanını Engin Baytar’a bırakmıştı. Ancak Engin bir bacak boyu mesafeyle topu ıskalamış, siyah-beyazlı defans derin bir oh çekmişti.
Peki hiç mi Beşiktaş’ın atakları olmamıştı? Kalesinde gördüğü iki büyük tehlikenin ardından toparlanan siyah-beyazlı takımı ateşleyen isim Quaresma olmuştu. Sağ ayağının içiyle ilkinde çaprazdan ikincisinde cepheden kaleyi estetik şutlarıyla yoklayan Portekizli sonuç alamamıştı. Belki yöntemi yanlıştı. Ama her yolu denemekten vazgeçmemişti. Simao’nun ceza sahasının tam içine yaptığı aşırtmaya bekletmeden bu defa sağ ayağıyla çok sert vuran Quaresma bir kez daha Muslera’ya takılmıştı. Dönen topu Almeida tamamlamak istemiş ancak defanstan seken topa yeniden Uruguaylı kaleci sahip olmuştu.
Üst üste geliştirdiği ataklarla bir özgüven patlaması yaşayan Beşiktaş, golle bir kez daha burun buruna gelmişti. Almeida, iki Galatasaraylı oyuncunun arasında adeta kule gibi yükselerek meşin yuvarlağı Simao’nun ayaklarına ermişti. Usta oyuncunun bekletmeden vuruşu az farkla auta çıkmıştı.
Ama bir kez ağları sarsmayı başarmıştı Beşiktaş. Almeida’nın kaleyi cepheden gören şutunda top doğrudan fileleri bulmuştu. Ancak Cüneyt Çakır, golden önce Mustafa Pektemek’in faul yaptığına karar vermiş, golü geçersiz saymıştı.
Maçın kalan dakikalarında karşılıklı ataklar yaşanmış ancak topun canı istememişti!
Aslan Arena’nın kralı
Sezonun ikinci yarısında bu kez ev sahibi Galatasaray’dı. Ve Arena’daki dev mücadele başlamadan önce sarı-kırmızılı taraftarların bir İskoç müziği eşliğinde Fatih Terimli koreografisi göz alıcıydı. Kolları dirseklerine kadar kıvrılmış beyaz gömleğiyle ve tek eli havada, işaret parmağıyla ‘hücum edin’ diyen bir Terim! Kimbilir o anları hayranlıkla izleyen Carvalhal’ın aklında “Bir gün ben de böyle olacak mıyım” gibi düşünceler vardı belki de!
picture

Beşiktaş Galatasaray

Görsel kaynağı: AA

Fırat Aydınus’un düdüğüyle başlayan ilk yarı, Beşiktaş defansının kakofonisinden faydalanan Eboue’nin pasından gelişine temiz bir şut çıkaran Elmander’in direğin alnından fileleri gönderdiği golle kapanmıştı. 24. dakikada kendini 1-0 geride bulan Beşiktaş, soyunma odasına moralsiz gitmişti.
İkinci yarı adeta bir gol sağanağıyla başlamıştı. Quaresma’nın yoktan var ettiği pozisyonda en iyi yardımcı erkek oyuncu rolünü kusursuz oynayan İbrahim Toraman kale önündeki kalabalıktaki son dokunuşla Beşiktaş’ı beraberliğe taşımıştı. 49. dakikada skora denge getiren Beşiktaş sadece üç dakika sonra kalesinde bir gol daha görmüştü. Selçuk İnan’ın futbol oyununa methiye niteliğindeki pasında, defansın arkasına akıllı bir koşu yapan Felipe Melo son derece düzgün ve sert bir vuruşla tabelayı Galatasaray lehine değiştirmişti.
Ve evet bazı topları kanatlarda öldürmüş olsa da, Quaresma gibi futbolcular her an oyunun kaderini değiştirebilir, cehennemin dibine gönderdiği meşin yuvarlağı geri çağırabilirdi. Portekizli’nin sağ kanattan içeriye ortaladığı ve ehlileştirilmesi neredeyse imkansız olan falsolu vuruşu karşılamak genç Semih’in kaderiydi. Ancak belli ki Semih henüz hazır değildi. Semih’in ayağına çarpan ve yön değiştiren topun son rotası, Galatasaray kalesiydi.
Beşiktaş 73. dakikada 2-2’lik beraberliği yakalamıştı. Ancak henüz maç daha bitmemişti. 90+2’de Elmander’in kale önünde bir kule gibi yükselerek filelere gönderdiği pozisyonun günlerce faul olup olmadığı tartışılsa da Fırat Aydınus orta noktayı göstermişti. Maç bitti derken Elmander’in kaydettiği gol, lider olan sarı-kırmızılıların puanını 63 yükseltmişti. Beşiktaş ise 29. haftayı 49 puanla üçüncü sırada kapatmıştı.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam