En önemli maçlar!

Sahne Uche’nin (11 Aralık 1993, Beşiktaş – Fenerbahçe: 1-2)
Ezeli rakipler İnönü’de buluşmuşlardı. Büyüklerimizin “eskiden iki taraftar da beraber otururdu” dediği yıllar. Nihayetinde İnönü Kartal’ın yuvasıydı, desteğin çoğu onlardaydı. İlk yarı biterken inanması güç olsa da Osvaldo Nartallo sahneye çıkıp, Madida’nın indirdiği topu gole çevirmişti. İkinci yarı ise Fenerbahçe sahanın hâkimiydi. 47’de İlker Yağcıoğlu skoru eşitledi. Kısa süreye sığan iki golden sonra maçın sonlarına doğru karşılaşma 1-1 bitecek gibi duruyordu. Ama Nijeryalı Uche’nin söyleyecek sözü vardı. Penaltı noktasının oralardan vuran Uche, maçı kazandıran golü attı. Fenerbahçe karşı yakaya mutlu bir şekilde geçerken, Beşiktaş’ın efsane hocası Gordon Milne’nin kredi yavaş yavaş tükeniyordu.

Hükmen derbi! (16 Eylül 2000, Beşiktaş – Fenerbahçe: 3-0)
Fenerbahçe bölümünde Beşiktaş’ın kazandığı ne arıyor diyorsanız yazıyı okumaya devam edin. Üç büyüklerle şampiyonluk yaşayan efsane Mustafa Denizli’nin kariyerinin zaferlerden sonra hatırlanan ilk olayı şüphesiz budur. Maç 2-0 Beşiktaş’ın üstünlüğüyle sürerken, Mustafa Denizli, Revivo’yu oyuna, Elvir Baliç’i de kenara aldı. Baliç, Türk statüsünde oynadığı için kafası karışan Denizli’nin takımı, sahadan 3-0 mağlup ayrılmıştı. Tabii sonra masadan da aynı sonuç çıkmıştı! Fazla yabancının kurbanı olan Kanarya, hâlâ masalarda anılıyor bu maçla. Nasıl anılmasın!

Sabırsız Boliç (10 Mart 1996, Beşiktaş – Fenerbahçe: 1-2)
Sergen’in 90’da üç puanı getirdiği maçın rövanşı. İnönü’de soğuk bir hava. Fenerbahçe, sonunda ipi göğüsleyeceği maratonda emin adımlarla yürüyor. Hakemin başlama düdüğünü duyan Elvir Boliç, daha 15. saniyede topu ağlarla buluşturuyor. Maçı 2-1 kazanan Fenerbahçe, hem rövanşı alıyor, hem de Boliç bu rekabetin en hızlı golüne imza atarak tarihe adını yazdırıyor.

Tuncay’ın Tuncay olduğu yıllar (18 Eylül 2005, Beşiktaş – Fenerbahçe: 1-2)
Bu sefer yakın tarihten bir maç. Fenerbahçe’nin Alex, Anelka, Tuncay gibi yıldızlarıyla sağlam daha takım olduğu yıllar. Beşiktaş ise “toplama takım” hüviyetinde. Fenerbahçe’nin bel bağladığı ayaklarından Anelka, yakaladığı kontratakta “birçok” Beşiktaşlıyı geçip kaleci Cordoba’yı avlamıştı. Maçın sonlarına doğru baskı kuran Beşiktaş, Kleberson’un fizandan kullandığı frikikle eşitliği yakalamıştı. Ama o yıllar sahada basmadık yer bırakmayan bir futbolcu vardı: Tuncay Şanlı. Maçın bitimine çok az bir süre kala ceza sahası içinde topla buluşan Tuncay, savruk stiliyle ağları sarmış, İnönü’yü sessizliğe mahkum etmişti.

Efsane sezonun efsane maçı (18 Mart 1989, Fenerbahçe – Beşiktaş: 2-1)
O sezon lig iki kutupluydu. Sarı-lacivertliler, o sezon kendilerine tek yenilgi tattıran namağlup konumdaki Beşiktaş’ı ağırlıyordu. Fenerbahçe, yaklaşık altı yıldır rakibine dize getirememişti fakat o sene bu seneydi. Efsaneler resmi geçidi gibiydi adeta; Oğuz, Aykut, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz ve niceleri… 14’te Ali Gültiken perdeyi açtı. 23’te Aykut Kocaman takımını silkeledi. İkinci yarı ise Hakan Tecimer maçı bitirdi. Sarı-lacivertliler, bu maçtan sonra oynadığı bütün maçları kazanıp şampiyon olmuştu.