Süper Lig panorama

Hayatımıza play-off girdi gireli, normal sezonun son haftalarına yaklaşmak üst sıralar için kesinlik ifade etmese de, düşme hattı için su kaynamaya başladı. Hal böyle olunca gelecek hafta Kadıköy'de oynanacak dev derbi sadece ihtimaller denizine bir bardak daha su ekleyecek. Ama onun gölgesinde devam edecek heyecanla kimilerinin kaderi belli olacak.

Derbinin iki başrol oyuncusundan Fenerbahçe, haftayı Ankara'da açtı. Dört maçtır deplasmanda kazanamayan sarı-lacivertliler cezalı yıldızlarından yoksun çıktıkları maçta terlemeden üç puanı almayı başardı. Başkentin düşmüş takımı ise yine figüranlığın ötesine geçti ve elininden gelenin en iyisini yaparak formasını terletti. Hem konuk ekibin eksikleri hem de ev sahibinin durumu düşünülünce iki renktaşın mücadelesinden derbiye dair bir ipucu kalmadı bize. Ama öncesi ve sonrasında yaşananlar önemli. Hafta içinde Aykut Kocaman ile üç yıllık sözleşme uzatılacağı haberleri gündeme oturdu. Böyle kritik bir maç öncesinde Kocaman'ın zihnen rahatlaması ve onu sevdiklerini her fırsatta dile getiren oyuncularının motive olması için kritik bir hamle. Bir başka öne çıkan gelişme ise hem mili takımın hem de Fenerbahçe'nin kalesini koruyan Volkan Demirel'in pazar gecesi TV 8'de yaptığı açıklamalar. Başarılı file bekçisi, açık yüreklilikle kendilerinin lige aslında 6-1 kazandıkları Gençlerbirliği maçıyla ciddi manada konsantre olmaya başladıklarını söyledi. Son yıllarda hep Galatasaray, kazanma zorunluluğu cebinde gelirdi Kadıköy'e ama bu sefer ev sahibi neredeyse "Tamam mı devam mı" maçına çıkacak. Bakalım bu konsantrasyon nasıl etkileyecek onları?

Liderin keyfi yerinde
Kadıköy ziyareti öncesinde Galatasaray'ın konuğu ise geçen hafta Fenerbahçe'ye 6-1 yenilerek bir yerde şampiyonluk play-off'u hayallerine veda eden Gençlerbirliği'ydi. Ankara'nın kırmızı-siyahlı takımı bu hafta Arena'da daha derli bir toplu bir görüntü sergiledi. Ev sahibi ideal kadrosu (Fatih Terim'in tercihinden Riera, Emre Çolak'ın yerine ilk 11'deydi) ile mücadeleye başladı. Geçen haftalara göre daha sakin ve ayağa paslarda yüksek başarıyla hücum eden Aslan, aradığı golü ancak ikinci 45 dakikada buldu. O dakikaya kadar da konuk ekip rakip kalede fazla etkili olamasa da (Herve Tum'un tek pozisyonu hariç) özellikle savunmada direnç gösteriyordu. Melo'nun golüne bir de Selçuk'un harika serbest vuruşu eklenince üç puan daha liderin hanesine yazıldı.

Sarı-kırmızılı takımda ayrı paragraf açmaya değer oyuncuların fazlalığı bu sezon dikkat geçikiyor. Her maçın kendi içinde bir kahramanı olsa da her 90 dakikaya bir şekilde imzasını atmayı başaran isim ise Selçuk İnan. 10 sene sonra "En iyi Süper Lig transferleri" konulu bir liste yapılırsa, başarılı orta saha oyuncusu herhalde bonservissiz oluşu ve harika futboluyla zirveyi kimseye bırakmaz. Özellikle takım üçlü orta sahadan ikiliye döndü döneli, Selçuk oyun zekası ve becerisiyle her atağın mimarı oluyor. Attığı dokuz gol, yaptığı asistlerle Fatih Terim'in saha içindeki en güvendiği kozlarından birisi.

Maçın önüne geçmeseniz
Haftanın kapanış maçında Trabzonspor evinde Sivasspor’u konuk etti. Ev sahibi üçüncü sıradaki yerini sağlamlaştırmak, konuğu ise ilk dört hedefini son haftalara taşımak istiyordu. İlk 45 dakikada bordo-mavililer üstün olmasına karşın golü Sivasspor buldu. İkinci yarıda kırmızı-beyazlılar kendi hallerinde kontra ararken, Trabzonspor iyice vites arttırdı. Normal şartlar altında da belki kazanan ev sahibi olacaktı ama 57. dakikada rakibine çifte atan Volkan Şen’i oyundan atılmayışının mantıklı açıklaması nedir çok merak ediyorum. Bir de aynı isim 81’de Trabzonspor’a galibiyeti getiren golü atınca işler iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Keşke hakemler ülkemizde maçın önüne geçme alışkanlıklarını bıraksa.

Sivasspor’dan da bahsetmek gerek. Kendi seviyelerinden yukarıdaki takımlarla baş edemediler. Defalarca kırılma maçı oynayıp hiçbirinde istedikleri sonucu alamadılar. Hal böyle olunca artık olları Avrupa Ligi’ne bilet alma yolunca açık olsun.

Portekizlilerin savaşı
Pazartesi ajanslara düşen bir haberden başlamak lazım. DHA'nın haberine göre Carlos Carvalhal yakın çevresine "Yeni başkan belli olduktan sonra ya benimle ya da Quaresma ile yolları ayırır. Onu yollamak çok maliyetli olacağından büyük ihtimalle giden ben olurum" minvalinde açıklamalar yapmış. Haber ne kadar doğru ya da yanlış bilinmez ama iki Portekizli'nin arasının iyi olmadığı belli. Carlos Carvalhal bütün sempatikliğine rağmen, sezon başından beri disiplini de elden bırakmadı. Öyle ki Guti ile yollar ayrıldı, en çok ihtiyaç duyduğu dönemde Fernandes'i kadroya almadı. Şimdi sıra Quaresma'ya gelindiyse bence Portekizli teknik adamın haklılığına inanmak lazım. Çünkü sezon başında kendi kurmadığı bir takımın başına gelen Carvalhal, bütün eksiklerine rağmen iyi niyetiyle elinden geleni ardına koymuyor ve siyah-beyazlıların başarısı için kuşkusuz Q7'den daha fazla emek harcıyor.

Karabük'ten Çelakıl'a selam
Devre arasının küme düşme adaylarından Kardemir Karabükspor, son dört haftaya girilirken Space Jam'daki gibi bir uzaylı saldırısına uğramazsa seneye de Süper Lig'de yer alacak ekiplerden biri. Batı Karadeniz ekibinin ise iki şifresi var. Birincisi Bülent Korkmaz'ın montu ve pantolonu. Pantolondan tam emin değilim ama genç teknik adam her maça aynı montla çıkıyor. Allahtan lig bu sene güzel kış yaptı belki de bahar erken bastırsa ya Karabük bu kadar iyi olmayacaktı ya da Bülent Hoca kurdeşen dökecekti. Bir diğer nokta ise 2-1. Kardemir Karabükspor evinde son yedi maçın hepsini kazanırken altısında skor tabelasında "2-1" yazıyordu.