Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Süper Lig panorama

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 20/03/2012 - 14:47 GMT+2

Spor Toto Süper Lig'in 31. haftasında ezeli rakipler Fenerbahçe ile Galatasaray kozlarını Kadıköy'de paylaştı. Sarı-kırmızılıların 2-0 geriden gelip hanesine bir puanı yazdırdığı haftayı Eurosport.com Türkiye editörlerinden Efe Yılmaz yazdı.

fenerbahce, galatasaray, sow, semih

Görsel kaynağı: AA

Yıllardır kazanamadığı Kadıköy'e uzun süre sonra ilk kez bu kadar eli kuvvetli gitti Galatasaray. Sahada işleyen bir takım, dokuz puanlık fark, eksik ve cezalı oyuncu yok. Aslan'da asıl amaç puan farkını korumak gibi görünse de camiada herkes alınacak bir galibiyetle yılların özlemini dindirmeyi umuyordu. Ev sahibi ise kötü giden sezonun dönüm noktası bellemişti maçı. Puan farkını altıya indirip play-off sonuna kadar uzanacak bir galibiyet serisinin hesaplarını yapıyordu. Gençlerbirliği ve Ankaragücü galibiyetleriyle takım havaya yeniden girmiş, Volkan Demirel sakallarını kestirmiş, Stoch çok formda Alex ise derbi öncesi dinlemiş kendisini dev maça hazırlamştı. Bülent Yıldırım'ın düdüğü ile Türkiye'de bazıları için hayat durdu ve şölen başladı.
Derbi klasik bir Kadıköy maçı gibi başladı. Fenerbahçe'nin gol umudu forveti Sow kariyerinin ve sezonun en güzel gollerinden birisini attı sarı-kırmızılılara karşı. Ardından da yaşayan efsane Alex en güzel vuruşlarından birisini Muslera'nın kalesine yolladı. Her iki golden sonra ise dikkatimi çeken üç isim vardı. Uruguaylı file bekçisi, savunmanın bel kemiği Ujfalusi ve sahaların Vikingi Elmander. Üçü de gollerden sonra takım arkadaşlarına moral vererek oyuna döndürmeye çalışıyorlardı ve takriben 30. dakikadan sonra Galatasaray "Ben de bu maçta varım" dedi. Bunda hem kendi oyununu sahaya koymasının hem de Fenerbahçe'nin Aykut Kocaman ile artık kronik hastalık haline gelen "geriye yaslanma" sendromunun katkısı var. İlk devre Elmander'in golü ile 2-1 sona erdi. İkinci devrede ise galibiyeti hak eden futbolu oynayan taraf Galatasaray'dı. Muslera neredeyse yere yatmadan tamamladı ikinci 45 dakikayı ve sarı-kırmızılıların biraz direk şansı biraz da Engin Baytar'ın fazladan aklı olsa, Kadıköy'de hüsran serisine resmen son verebilirdi. Ama 2-0'dan geri gelmek bile kafada artık Saracoğlu fobisinin bittiğinin resmi. Klasik bir deplasman derbisi gibi başlayan karşılaşma Arena'da oynan bir maç çoşkusuyla sona erdi.
Kulübede umut yok
Fenerbahçe teknik direktörü Aykut Kocaman'a ise ayrı bir paragraf açmak lazım çünkü kendisi skor tabelasının kahramanlarından. Eğer sarı-lacivertlilerin teknik patronu Kocaman değil de adını Galatasaray tarihine yazdırmış isimlerden birisi olsaydı, utanıp daha fazlasını yapardı maçı kazanmak için. Durumun vahim başka bir boyutu ise Aykut Hoca'nın maç sonunda yaptığı açıklamalar. Kendisinin yorumuyla izlediğimiz maç birbirinden tamamıyla farklıydı. Fenerbahçe'nin 18 kişilik kadrosunun kağıt üzerinde hâlâ önündeki bütün maçları kazanma ihtimali var fakat, kulübede Kocaman olduğu sürece bu hoş bir hayal olmaktan öteye gidemez gibi duruyor.
Viking dediğin böyle olur
Galatasaray'da ise Elmandar'e ayrı bir paragraf, yazı, kitap hatta destan açmak lazım. Kendisi ülkemize daha ayak basmadan bazı futbol yorumcuları tarafından "Galatasaray'ın forveti değil" şeklinde yaftalanmıştı. İsveçli her oynadığı maçta bunun tersini ispatlamaya doyamadı. Kadıköy'de takımın 2-0'a isyan eden ruhunun mimarlarından olmakla kalmadı, terinin son damlasına, kafasından akan kana rağmen mücadeleye devam etti. Bakalım günün birinde ülkeye gelmeden kendisini linç edenler, Elmander'den özür dileyecek mi?
picture

johan elmander

Görsel kaynağı: AA

Mantar pano
- Avrupa Ligi'nden elenerek memlekete dönen Beşiktaş, haftayı evinde Manisaspor karşında aldığı harika bir galibiyetle kapattı. Yer yer öyle organize olup, öyle paslaşmalara imza attılar ki taraflı tarafsız herkesin keyif aldığı bir maç oldu. Sahanın benim gözümdeki yıldızı ise Fernandes'ti. Portekizli takımın organizasyonun üstlenme görevini 10 numara bir şekilde yerine getirmekle kalmadı oyununu bir de harika bir golle taçlandırdı. Hocası tarafından cezalandırılan Quaresma ise dönüş maçında iki gol ile kendisini hatırlattı. Gününde bir Q7 pek tabii play-off'ta Beşiktaş için büyük koz ama aşırı keyfi davranışları da fazlasıyla kabak tadı veriyor.
- Küme düşme potasındaki Samsunspor, Manisaspor, Antalyaspor, Karabükspor ve Gaziantepspor'dan sadece kırmızı-siyahlılar haftayı üç puanla kapadılar. Geride kalan üç hafta ve fikstürler düşünüldüğünde Samsunspor ve Manisaspor düştü gibi ama Tarzan'ın bütün maçlarını kazanırsa az da olsa bir umudu var. Samsunspor ise geldiği gibi gidenler kervanına katılacak gibi duruyor. Keşke Gekas'ın bir talibi çıksa da, bu harika futbolcuyu tam bir sezonda Süper Lig'de izleme şansını yakalasak.
picture

manuel fernandes, beşiktaş

Görsel kaynağı: AA

- Bundan haftalar önce Gençerbirliği ve Sivasspor'dan birisinin ilk dörde girme şansı ne kadar fazlaysa, şimdi ikisinden birisinin yerini İBB'ye kaptırıp sezonu erken bitirme ihtimali o kadar yüksek. İki takım da sezonun geneline bakıldığında Bursaspor ve Eskişehir'den daha iyi top oynadı ama kırılma maçlarının hiçbirinde beklenen karakteri sahaya koyamadılar. Bakalım gelecek üç hafta kendilerine ne getirecek.
- 31. haftada deplasmanda kazanmayı başaran bir takım olmadı. Aslında Trabzonspor buna çok yaklaşmıştı. Ama 90'da Tum'ın golüyle yıkıldılar. Bordo-mavililer play-off'a kalacak ama toparlamarlı gereken çok şey var. En azından bu kadar ucuz gol yememeyi öğrenmeleri lazım.
- Maçlar oynandı ligin boyu kısaldı. Galatasaray en yakın takipçisinin hala 9 puan önünde ama Fenerbahçe bütün maçlarında üç puanı hanesine yazdırırsa şampiyon olacak. İşte play-off bu.
- Maratonun sonuna gelindikçe futbolun sevinmiz yüzü daha çok ortaya çıkıyor. Bütün başkanların çenesi açıldı herkes daha fazla sesini duyuruk saha dışı şansını arttırtma peşinde.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam