gunes duru besiktas samet aybaba

Bir teknik adam için lige verilen aralar yeni baştan inşa edilen taktik anlayışlar, yeni oyunculara verilen şanslar, kadro dışı kalanların affedilmesi, sakat futbolcuların iyileşmesi, takım olma çabaları ve benzeri gelişmeler için bulunmaz fırsatlardır. Tabii eğer milli takımlarda her şey yolunda gitmiş, oyuncularınız moralli ve sakatlanmadan takımlarına dönmüşlerse.

Fakat geçtiğimiz hafta milli takımın Romanya ve Macaristan maçlarını kaybederek Dünya Kupası şansını tesadüflere bırakmayı başardı. Bu durum sadece milli formayı giyen oyuncuları değil Türkiye’de oynanan futbolun kalitesini de tartışmaya açtı. Yarın oynanacak bir maçla tamamlanacak 8. Hafta, oynanan sekiz maçın altısının beraberlikle bitmesiyle sezon başından bu yana açık ara en fazla beraberliğin yaşandığı hafta olmuş oldu. İzninizle ben bu beraberlik rüzgarını lige verilen ara ve futbol ortamındaki parçalı bulutlu havaya yoracağım.

Böylesi bir ortamda başlayan Beşiktaş-Trabzonspor maçının iki yüzü vardı. Maçın ilk yarısında iki takım adına bu yıla damgasını vuran vasat futbol anlayışı hakimdi. İkinci yarıya mağlup başlayan Beşiktaş daha istekli bir futbol ortaya koyarken Beşiktaş’ın bulduğu gol tarafları uyandırmayı başardı.

Şenol Güneş, Beşiktaş’ın sol kanat problemi üzerine gidebilirdi ancak ağırlık olarak Beşiktaş’ın daha iyi olan sağ kanadına bindirmeler yapmayı tercih etti. Beşiktaş bu kanattan yapılan cılız hücumları durdurmayı başaran Hilbert, ilk yarının en çalışkan isimlerinden biri oldu. Trabzonspor her ne kadar Fernandes’in büyük hatasıyla golü bulsa da maçı uzun süre kendi sahasında kabul ederek ilk yarıyı büyük ölçüde çöpe atmış oldu.

Aybaba ise lige verilen aradan fantastik bir oyun şemasıyla, solda Almeida sağda Holosko’yu ileride ise Batuhan Karadeniz’i sahaya sürerek Şenol Güneş’le birlikte maçın ilk yarısında oynanan kötü futbolun mimarı olmayı başardı. Maçın ikinci yarısında Beşiktaş’ın golü bulmasının ardından oynanan futbol ilk yarıdakinin aksine daha keyifliydi. Galibiyet golü arayan rakibine karşı direnen Trabzonspor, Volkan Şen’i oyuna alarak Beşiktaş’ın hastalıklı kanadından yaptığı ataklarla gol arayışlarını maç sonuna dek sürdürdü. Her iki takımın da beraberliğe tahammülü olmasa da takımlardan birinin sahadan yenik ayrılması başta Aybaba olmak üzere teknik direktörlerin geleceği açısından pek iyi olmayacaktı. Sonuç olarak maç bayramlaşma tadında sona erdi.

İki ekibin de ciddi bir sorunları var. Trabzonspor Burak Yılmaz’dan boşalan “doğru zamanda doğru yerde olma” kontenjanını dolduracak bir oyuncuya sahip değil. Beşiktaş ise Fernandes olmasa neredeyse gol atmayı beceremeyeceği dün gece farklı örneklerle bir kez daha görülmüş oldu. Sezon ortasında transfer yapmazlarsa süzülerek daha alt sıralara doğru inerler.

Mourinho’nun futbolcuların güneş sistemi içindeki yerlerini tartışmaya açtığı şu futbol ikliminde, bir Süpermen olmasa da Fernandes’in Krypton gezegeninden gelmiş olma ihtimali üzerinde durulmalı diyorum. Takımı sezon başından bu yana neredeyse tek başına sırtlayan, teknik ve taktik yanlışlara göğüs gererek maçı çevirmesini bilen Fernandes şimdiden Beşiktaş tarihinin en önemli futbolcularından birisidir. Sezon ortasında takıma “veda” diyen bir Fernandes’e kimse şaşırmasın, kızmasın. Futbol iklimi amacı sadece “iyi futbol” oynamak ve “kazanmak” olan Fernandes gibi bir yeteneği bu teknik adam ve oyuncularla uzun süre bir arada tutmaz. Tabii şu “feda” rüyasından uyanıp sezon ortasında bu oyuncunun yeteneklerine iyi gelecek transferler yapar, Beşiktaş’ı ilkel bir futbol anlayışıyla akıntıya bırakan Aybaba’dan kurtulursanız o başka.

Maça geri dönersek; ilk yarı ve ikinci yarıda oynanan iki farklı futbol, ilk yarıda Trabzonspor’un, ikinci yarıda ise Beşiktaş’ın golü, maçın 1-1 berabere bitmesi her ne kadar bu tür şeylere bel bağlayan biri olmasam da bana Ying-Yang’ı hatırlattı. Her açıdan içinde düalizm barındıran maçın iki golünün de arkasında Fernandes’in olması bu durumu ilginç kılarken, Portekizli oyuncu sadece Samet Aybaba’yı değil Şenol Güneş’i de şimdilik dengede ve güvende tutmayı başardı. Ancak haftaya Trabzonspor Bursa’yla Beşiktaş ise Kasımpaşa’yla oynuyor, bakalım takımları da ne gibi sürprizler bekliyor.