Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Süpre Lig-"Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa"

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 04/12/2012 - 16:35 GMT+2

Süper Lig'in boyunun iyice kısaldığı 14. haftayı rakamların ve menemenin arasında Efe Yılmaz yazdı.

galatasaray, fenerbahçe, jenerik, futbol

Görsel kaynağı: AA

Spor Toto Süper Lig'de bir hafta daha sona erdi, puan cetveli ise iyice ilginçleşti. Averajla lider Galatasaray'ın 26 dördüncü sıradaki Fenerbahçe'nin 24 yedinci sıradaki Trabzonspor'un 22 puanı var. Yani arada iki maç var. Tersten bakarsan, son sıradaki Akhisar Belediyespor 11, 15. Karabükspor'un 15, 12. Gaziantepspor'un ise puanı 16 arada yine iki maç var.

Dün Trabzonspor'un Gençlerbirliği'ni deplasmanda 4-0 ile geçtiği maçtan sonra konuşan Şenol Güneş, şampiyonluk için iki puan ortalamasının gerekliliğinden ve ligde henüz bunu başaran bir takım olmadığından bahsetti. Tecrübeli teknik adam hiç de haksız değil. Türkiye'de en son maç başına iki puan ortalamasını tutturamayan takım 1985-86 sezonunda ipi göğüsledi. O sezon Beşiktaş ile Galatasaray hanelerine 36 haftalık maratonun sonunda 56 puan yazdırmış zafere ise averaj ile siyah-beyazlılar ulaşmış. 20 seneyi aşan süredir şampiyonluk sınırı hiç bu kadar aşağıda değil. Hal böyle olunca insan soruyor kendine "Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa?".

Çok değil son üç sezonun rakamlarına bakalım. 14. hafta sonunda geçtiğimiz dört yılda en başarılı olan takım Trabzonspor 29 puan ortalaması yakalamış. Aynı süreçte Fenerbahçe 28, Beşiktaş 26.5 ve Galatasaray ise 25,25 paun ortalaması tutturmuş.

Son 12 sezona baktığımız zaman ise 2008-09 ve 2006-07 sezonları dışında ligde en az iki takım(bayı yıllar daha fazla) takımın maç başına 2 puan ortalamasını yakaladığını görüyoruz.

Hal böyle olunca tablonun ilginçliği daha da artıyor. Şimdi bunu neye yormak lazım. Aşırı iyimser olursak "Anadolu takımlarının şahlanışı" diyebiliriz. Ancak geçen 14 haftaya baktığımızda şampiyon olan Bursaspor'un istikrarında bir takım da yok. Örneğin yeşil-beyazlıların zafere ulaştığı yılda 14. hafta sonunda sahip oldukları paun 29. Bu yıl buna en yakın performansı sergileyen Mehmet Özdilek'in eseri Antalyaspor'un 26 puanı var. Ama şu bir gerçek son yıllara olanla sahada ne yaptığını bilen, iç saha maçlarını gerçekten "zorlu deplasman" seviyesine getiren Anadolu takımı fazlalığı gerçek.

Tabloya kötümser ve genelgeçer bir gözle bakarsak ise "Büyük takımların tadı yok, onlar normal performanslarını sergilese böyle olmazdı" noktasına geliriz, ama bu emeğe saygısızlık olur. Bütün bu rakamları bir kenara bırakırsak haftada en az Süper Lig'de 5-6 maçı canlı izleyen birisi olarak sanırım şunu söyleyebilirim. Bu sene izlerken uyutmayan maç sayısı uyutandan bir hayli fazla. Şimdlik bununla yetinmenin bir yolunu bulmak şart.
Aybaba'nın Beşiktaş'ı
Fernandes'in sakatlığı yüzünden Ordu deplasmanında takımdaki yerini alamayacağını duyduğum andan itibaren benim için haftanın maçı oldu Orduspor-Beşiktaş karşılaşması. Bir yere kadar başarı ile gelen takımın Portekizli lideri olmadan evinde sadece tek yenilgi almış Ordu'ya konuk oldu. Aybaba, Toroman ile desteklediği orta sahanın yaratıcılık yükünü Oğuzhan'a verirken genç futbolcu hem bu görevi yerine gitirdi hem de performansını bir golle taçlandırdı. Maç sonunda Aybaba'nın yaptığı "menemen" vurgusu ise haftanın olayı oldu.

Olan bitene dışardan bakan birisi olarak Beşiktaş taraftarının sahip olduğuna bir yerde imreniyorum. Yıllarca rahmetli Özhan Canaydın başkan, yıldız olmayan futbolcular ise kurtarıcı sıfatı ile gelirken hep benzer şeyin hayalini kurmuştum. O zamanlar o kadar çile çektik ki daha kötü zaten olamazdı. Beşiktaş'ın "feda" sürecinin de hataları, eksikleri; yönetimin yetersizlikleri var. Ancak saha içine döndüğümüz zaman, formayı giyen herkes elinden gelenin en iyisini yapıyor. Bir taraftar içinse aslında bunu görmek, bunu hissetmek yer yer müzedeki kupalardan kıymetli. Futbol bir yerde "duygu" işi.
picture

beşiktaş

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Son olarak bir de menemen parantezi açalım. Medya böyle şeyleri seviyor; sosyal medya daha çok seviyor. Ama sanırım olayı bir doktoru arayıp "Menemen yemek sağlıklı mıdır" noktasına getirmek sanırım saçmalık.
Göreve getiriliş tarzı ve geçmişi yüzünden ilk başlarda tepkileri üzerine çeken Samet Aybaba'ya da bir parantez açmak lazım sanırım. Sevin sevmeyin, saygı duyulası bir iş yapıyor. Eksikleri, hataları, yanlışları elbette var ancak pek alışık olmadığımız bir süreci hiç de fena idare etmiyor. Ama şimdi görevi daha da zor. Takımın devre arasında takviyeye ihtiyacı olduğu gözüküyor ancak yakalanan havaya zarar vermemek lazım.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam