Alpay Özalan: Başbakan 2002'de olsaydı...

Alpay Özalan ile buluşma fikri şu son zamanlarda oldukça konuşulan resimleri ile başladı aslında. Fakat 2002’de Türk futbolunun en yüksek hediyesi Dünya üçüncülüğü kupasını kaldıran ekibin önemli parçasına sorulacak çok şey vardı elbette. Bunlardan benim için en önemlisi ise Milli Takım ile ilgili fikirleriydi. Türk futbolunun en sert savunmacısını bir sabah antrenmanı sonrası yakaladım. Formundan bir şey kaybetmeyen Benjamin Button kıvamındaki Alpay’la uzun sohbetimizden yazıya dökülenler burada;

Benim futbolda üst düzey hedeflerim vardı hep onlara ulaşmaya çalıştım. Sırayla hepsini gerçekleştirdim. Avrupa’da futbol oynamaktı en büyük hedefim. Tribünlerin etkisi var mıydı? Kesinlikle. Çabuk karar almamı sağladı. Bizim zamanımızda yaşadıklarımızı şuan kimse yaşamıyor. Evlendikten sonra deplasmanlarda çok sıkıntılar yaşadım. Bir insanın ailesine neden küfredilir, ben hala anlamıyorum. Aile işin içine girince psikolojik sıkıntılar yaşanıyor. Bende eşimde üzülüyordu. O dönem gitmek iyi oldu. Bana küfür edilince, ben daha iyi oynuyordum ama aile başka mesele. 99’da Ben fenerdeyken 95 dakika küfür ettiler ben hayatımın en iyi futbolunu oynadım mesela.

Tribünlerden çok tepki almış biri olarak? Şimdi o kadar küfür yok bence. Bize 35 bin kişi küfür ettiler. Bir duygusal patlama yaşamıştır, bana ilginç gelmedi. İlginç olan olayın ardından kulübün açıklamaları. Başkanın açıklaması Volkan’ın aleyhineydi. Bir gün bekleyip açıklama yapılabilirdi. Ben hala bu acemiliğin olduğuna inanamıyorum.

Ben antrenörlük için gerekli çalışmaları yaptım. Ama ben kursa gidiyorum diye gazetecileri çağırıp fotoğrafımı çektirmedim. Ben hep ön plandaydım, oynadığımda ailemle gezemiyordum rahatça. Bu dönemde biz bize kaldık, kendimle kaldım. Çünkü bıktık yıllardır göz önünde olmaktan.

Bir yabancı futbolcunun aldığı değeri Türk futbolcu bu ülkede almıyor. Onlardan daha çok fedakarlık yapan biziz ama nedense yabancılar daha çok prim yapıyor. Benim İngiltere’de yaşadığım olayda, İngiltere’den tek tepki yokken benim ülkem oradaki kariyerimi bitirdi! Buradan çıkan haberleri orda ki medya kullandı. 99 LEEDS olaylarında bir Türk olarak daha fazla tepki gördüm. Ama Beckham olayını bizim medya abarttı. Ben isterdim ki benim medyam bana sahip çıksın. Bizim yabancı hayranlığımız bitmez ama bir Türk her zaman daha fedakardır. Nedense bizim ülkede böyle.

Siz bir yabancı olarak değer buldunuz mu peki?

Hiçbir değer bulmadım! Ben Köln’de oynarken tecrübeli oyuncu konumundaydım. Herkes dediki Alpay’ı kaptan yapalım takıma. Alman basını ayağa kalktı hayır bir Alman kaptan olacak dediler. Podolski kaptan oldu. Doğrusu budur. 2002’de Dünya Kupası yaşadık FİFA’nın en iyi 11'ine girdim. Ben hala kendi ülkeme bir yabancı kadar yaranamadım! Şu anda izlediğim oyuncularda bu şekilde…

Kesinlikle yanlış! Türk olacak kaptan. Yabancı ile Türk’ün hissettiği duygu aynı mıdır? Arşivlere bakın, biz nasıl İstiklal Marşı okurduk. Biz duygusal insanlarız, bayrağı, milleti severiz. Bu yabancı hayranlığından çıkmalıyız. Bizim Türkler kadar yetenekli insan yok yeter ki üstüne düşelim değer verelim. Ben kendi evlatlarımıza sahip çıkma zamanıdır diyorum. Bize bizden başkasından fayda yok.

‘’Tayyip Erdoğan 2002’de Başbakan olsaydı, biz Dünya Kupası'nı getirirdik’’

Belki de istenmiyoruz? 2002’deki milli takım ruhunu bizim vermemiz lazım ama bize görev verilmezse biz nasıl katkı verelim televizyondan mı verelim? Milli Takıma bakıyorum kulüplere bakıyorum herkes ikili ilişkilerle göreve gelmiş. 2002’deki kadroyu gözden geçirin kim var görevde kimse şimdi bu bizim suçumuz mu? Bizim dönemin bir başka şansızlığı şu şuan ki Başbakan bizim zamanımızda olsaydı, futbol spor daha farklı yerde olurdu. Erdoğan, sporu ve sporcuyu çok seviyor. Bizim zamanımızda hükümetin bize katkısı olmadı. Biz kendi kendimiz kaldık. Erdoğan bizim zamanımızda başbakan olsaydı biz dünya kupasını getirirdik! Biz o zaman yalnızdık. Bizim başarının nedeni Haluk Ulusoy’dur. Ulusoy, Türk futbolunun en iyi başkanıdır. İnşallah tekrar göreve gelir.

Neden başarısız buluyorum. Bizden sonra yeni ekinler ekilmedi. Bizim başarımız 92'ye dayanıyor. O ekinleri de Fatih Terim ekmiştir! 92 Akdeniz oyunlarında şampiyon olduk. Aynı ekip Dünya üçüncüsü oldu. Milli Takım’ın iskeleti yok. Şuan Azerbaycan’ı yener miyiz diye düşünürken o zaman biz Hollanda’yı yeneriz diyordu herkes. Emindi bundan. Abdullah Avcı ne yapsın? Elinde adam yok ki. Yurt dışında oynayanları yadırgamıyorum ama aynı duyguda değiliz. Burada yetişen adamla başka ülkede büyüyen adam aynı duygu da değil. Yanlış anlaşılmasın ama İstiklal Marşı okunuyor üç kişi dışında okuyabilen yok.

Milliyetçiliği kalbinde yaşayamayan oyuncuyla başarı sağlanmaz. Onları yadırgamıyorum fakat birliği sağlamak için sistem kurmak lazım. Biz kamplarda sabahlara kadar gülerdik birlik vardı hep. Bize uyuyun derlerdi biz gülerek motive olurduk. Ben kendim için demiyorum ama federasyonun yerinde olsam o ekibi komple tüm tabanlara yayarım. Biz o başarıları aktarmaya mecburuz kendimiz için kazanmadık. iki kişi dışında görev alan yok. Biz bu işin en iyisini yaptık. Bizden daha iyisini yapana kadar bu işin kralı biziz! Biz en zor zamanda başardık.

Benim artılarım eksilerimden fazla ama gereksiz şeylerde yok değil. Biraz daha kontrollü olabilirdim. Kontrolsüz güç zarar verir. Bizim zamanla şimdiyi karıştırmayın. O zaman psikolog dediğinde deli doktoru derlerdi. Şimdi oynasam kendime özel psikolog, kondisyoner, diyetisyen tutardım. Yapar mıyım eski hataları hayatta yapmam. Hırsımın arkasındayım ama zarar gördüğüm anlar var. Beni etkileyen hatalarımdan biri Beckham olayı. Yapmasaydım olurdu. Gençlere örnek için iyi bir şey değil.

Bana hala Vlaovic’i neden düşürmedin diyorlar. Orda ki bana göre hata şimdi yapar mıyım mesela onu sahaya gömerdim!

Gökhan Zan’dan çok umutluydum. Semih Kaya çok iyi ama eksikleri var. İkili mücadelelerde hep yerde defans adamı yerde olmaz. Kendini güçlendirmeli. Bir oyuncu oldum dememeli. Ben Altay’dan geldiğimde iki metreye top atamazdım. Kendimi hep geliştirdim. 10 sene sonra Premier Lige gittim.

Benim için babadan farksız. Beni 3. Ligden A Milli takıma çıkartan adam hayatımın dönüm noktalarından birisidir. Fatih hocanın en büyük artısı bu oyuncuları ile çok iyi iletişim içinde. Otoritesinin yanında baba-oğul ilişkisini sağlayan biri. Geçen bir eleştiri okudum. 20 senedir teknik direktörsün bir adam yetiştirmez misin yanında Fatih hoca için. Ne yapacaktı kafasına silah mı dayasın yetişsin diye. Kimlere şans verdi adam olmayacaklara bile. Bir insan kendi isteyecek gelişmeyi.

Rüştü bana büyük bir ayıp etti. Onu hayatımın sonuna kadar affetmeyeceğim. O bizim aramızda. Maç içinde olan bir şey. Her şeyin affederim ama onu asla. O ve ben bilirim sadece kimse bilmez. Selamımız var o kadar.

Şuan hazır değilim. İki sene yorumculuğa devam edip oyuncuları iyice gözlemlemek istiyorum. Daha sonra tabi ki yapacağım.

Oyuncu yetiştirmemiz lazım bu böyle gitmez. Artık elimizdeki son kozları oynuyoruz. Alttan gelen kimse yok. Geçen gün milli takımlardan bir hocayla sohbetteyim adam diyor ki ‘’Defans oyuncusu top alırken açılmayı bilmiyor’’ Düşünebiliyor musun milli takım oyuncusu bu. İşte bir Semih bir Arda çıkar o kadar. Bu bizim ayıbımızdır.

Ben hep böyleydim zaten. Ben Muscle&Fitness Amerika versiyonuna ve Felix’e kapak çektim. Kasım ayında yayınlanacak. İlk kez bir Türk’ü kapak yapmışlar. Herkes futbolu bırakanın göbekli olmasını bekliyor galiba. Beni gören Alpay vücut yapmış diyor, ben hep böyleydim. Sporu seviyorum. Şenol Güneş kamp zamanı fitness salonuna oda numaramı verirdi. Bu adamı salona sokmayın diye yasak vardı. Hakan, Tayfur, Bülent ve bana fitness yasaktı. Günde 3.5 saat idman yapıyorum. Görünüş saygınlıktır.

RÖPORTAJ: DENİZ EKE

FOTOGRAF: TOLGA FERHATOĞLU