Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Bozkurt K. Yılmaz: Elimi bırakma

Eurosport
TarafındanEurosport

Yayınlandı 15/04/2014 - 10:40 GMT+3

Eurosport Türkiye yazarı Bozkurt K. Yılmaz, Fenerbahçe Antalyaspor karşılaşmasını kaleme aldı.

fenerbahçe antalyaspor galibiyetini kutluyor

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Maça girerken kalabalık içinde kulağınıza gelen, bir babanın oğluna söylediği o tanıdık söz “İçerisi çok kalabalıktır, sakın elimi bırakma”.
Çocuklar,
O eli bırakmayın. Babanız, amcanız, ağabeyiniz, anneniz, komşunuz sizi maça getiren her kimse o ele sıkı sıkı sarılın. Onların size anlatacak çok şeyi olacaktır.
Her şeyden önce futbolun içinde imkansız kavramının sadece Fenerbahçe için geçerli olmadığını anlatacaklardır. En akıl alamaz kaçan şampiyonluklarda Fenerbahçe vardır dediklerinde üzülmeyin çünkü en imkansız gibi gözüken geri dönüşlerde de Sarı Kanaryalar’ın imzası vardır. Dibe inişi, zirveye çıkışı Fenerbahçe kadar hızlı takım yoktur.
Size büyükleriniz 2013-14 sezonunu anlatırken 3 sezon önceki bir maçtan, yine bir Antalya maçından anlatmaya başlayacaklardır. Ne alakası var demeyin, dinleyin. O şampiyonluğun nasıl kazanıldığının ve nasıl korunduğunun daha önce hiç yaşanmamış ve yaşanmayacak bir öyküsü vardır.
Çocuklar,
İlk maçlar sizin için çok önemlidir ama şunu iyi bilin sizi ilk maçınıza götürenler için de o gün, o an asla unutulmaz. Omuzlara Tüneyenler (*) isminde bir yazı var, hatta bir kitapta da yer alıyor, ne yapıp edip o yazıyı bulup okuyun. Belki şimdi değil ama ileride çok iyi anlayacaksınız.
Bir ömür sürecek bir hikayeye adım attınız. Öğrenecek çok şeyiniz var. Moussa Sow ve Kuyt’un maçta başı yarıldığında yaraları sarıldı ve kafalarına birer file geçirdiler, siz de güldünüz. Sizi elinizden tutup maça götürenler de onların arkadaşları da “Mehmetçik Basri gibi oldular” dediler değil mi? Mehmetçik kimdir sorun onlara anlatacaklardır. Onlar anlatmaya başlayınca laf lafı açacak, araya bir çok isim girecek, belki biraz aklınız karışacak. Olsun, olduğu kadarıyla öğrenin, dinleyin. Ordinaryüs olan Lefter, evet stada arkanıza verince onunki soldaki heykel… Kanarya ismi Cihat Arman’ın sarı kazağından geliyor ve tezahürat da “Şampiyon Fener” değil, “Şampiyon Kanarya” olmalı…
Dinleyince ne ilginç şeyler ortaya çıkıyor değil mi? Sizin yan sınıftaki ikizler var ya, Can ve Bartu. Onların isimleri de işte o Can Bartu‘dan geliyor… Samanyolu aslında 60’lı yılların sonunda çıkmış romantik bir şarkının adıdır. Evet sözleri aynı tribünlerde söylendiği gibidir. O dönemde o şarkıyı söyleyen Berkant da Fenerbahçelidir… Ünlü Fenerbahçeliler kimler mi? Çok var ama bir tane söyleyelim. Fenerbahçe’ye ebedi başarılar dileyen birisi… Ama sizin arkadaşlarınızdan “Hayır, Mustafa Kemal Atatürk bizim takımımızı tutuyordu” diyenlere de asla karşı çıkmayın. Peki deyin, saygı gösterin. İşin gerçeğini bilmeniz yeterlidir. Stadyumun altında Fenerbahçe müzesi var, gezin ve sonra kendiniz karar verirsiniz.
Merak ettiğiniz ne varsa sorun. Akıllı insan merak eder.
Önemli maçlar öncesinde stadın çevresinde farklı şehirlerin plakalarıyla çok sayıda otobüs, minibüs, araba görüyorsunuz. Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, İzmir, Ankara, Balıkesir, Kütahya, Yalova, Uşak, Manisa, Eskişehir, Konya, Bursa, Sakarya, Antalya… Siz nasıl evden çıkıp maça geldiyseniz, o şehirlerde yaşayanlar da evlerinden kalkıp bu maça gelmişler. İşte o otobüsler de onları getirenler. Evet, bu gece dönecekler. Bazıları sabah gün doğarken şehirlerine varacaklar, hiç eve uğramadan işe, okula gidecekler. Şampiyonluk maçlarına ve derbilere yurtdışından gelenler de olur.
Derbi, aynı şehrin takımları arasında rekabet oluşturan maçlardır. Mesela İstanbul’da Fenerbahçe - Galatasaray - Beşiktaş arasındaki maçlar gibi. Hayır, Trabzon derbi değildir. “Hangi takım en büyük?” sorusu zor. Her takımın taraftarı için kendi takımı en büyüktür. Herkesin de haklı olduğu nadir konulardan biridir. Fenerbahçe sizin için ne kadar değerliyse Karşıyaka, Altay, Galatasaray, Beşiktaş, Eskişehirspor, Ankaragücü, Gençlerbirliği de onlar için o kadar değerlidir.
“Peki gerçek en büyük kim?” güzel bir soru. Şöyle yapalım “derbiler dahil tüm rakiplerine galibiyet sayısında üstünlük sağlayan ve en çok ulusal şampiyonluk kazanan hangisiyse odur” diyelim. Bilmem, o elinizden tutup maça götürenlere “var mı öyle bir takım ?” diye sorun. Yok yok merak etmeyin, aklınız karışmaz . Bazı soruların cevabı kime sorarsanız değişmez.
Fenerbahçe’nin her şampiyonluğu unutulmazdır ama en değerlisi en unutulmazı hep en son şampiyonluktur.
Çocuklar, hepsi bir günde anlatılmaz. Bugünlük şöyle bitirelim. Bu yolculuk epey uzun sürüyor. Bir gün siz de büyüdüğünüzde birilerinin elinden tutup onları maça getireceksiniz, yolculuk o zaman bile bitmeyecek, o gün de öğrenecek çok şeyiniz olacak.
Fenerbahçe peşinden koşulacak en büyük sevdalardan bir tanesidir, yeter ki yorulmamayı öğrenin. Tuttuğunuz eli hiç bırakmayın.
Haftaya burada maç yok, Beşiktaş ile onların sahasında oynayacağız. Sonra burada Rize maçı var, ardından caddeye gidilecek. Cadde’ye gitmek demek “maçtan sonra kutlamalar Bağdat Caddesi’nde olacak” anlamında söylenir. Babanıza söyleyin yanında size de bir mont getirsin. Biz Mayıs’ta geceleri cadde soğuk olacak derken hesap şaştı, Nisan’da gidilecek gibi duruyor…
(*) Ersin Akköse’nin 2006 yılında yazdığı,gidilen ilk maçları anlatan nefis yazısı.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam