Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Bir yıldız doğuyor

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 25/12/2011 - 12:23 GMT+2

2011 yılında snookerseverler olarak yeni bir şampiyonun doğuşuna şahit olduk. Snookerın artık hiçbir şeyden korkmayan, heyecan dolu yeni bir yıldızı var: Judd Trump! Esra Altunkaya yeni yıldızı inceledi.

Judd Trump

Görsel kaynağı: Reuters

Geçen sene bu zamanlar çoğunluğun adını bile bilmediği bir sporcuyken bugün kitle kitle sporseverleri peşinden sürüklemek tabii ki herkesin yapabileceği bir iş değil. Ama o yaptı, tüm sene snookerda bir Judd Trump fırtınası estirdi. Yaşayan efsane Ronnie O’Sullivan’ın bile emeklilikten bahsettiği şu günlerde snookerseverler, aradıkları heyecanlı ve mücadeleci ruhu onda buldular. Onu kendi sözlerimden önce Twitter hesabında kendisi için yazdığı ifadelerle tanıtmak gerekirse; “Yarı zamanlı snooker oyuncusu, tam zamanlı uluslararası playboy”.
Her spor dalı kendi içinde zamanla kahramanlarını yarattığı gibi anti-kahramanlarını da yaratıyor. Bu durum tarihinden bu yana geleneklerine en çok bağlı sporlardan biri olan snooker için de geçerliydi. Snooker denilince akıllara genelde, snooker masasında olduğu gibi, sokakta da, evde de efendi olduğunu tahmin ettiğimiz ağabeylerin, üzerlerinde kumaş pantolon, saten yelek ve papyonları ile yeşil çuha üzerindeki renkli topları saatlerce ağır ağır kovalaması gelir. Ama tarih bize, snookera olan inanılmaz yeteneklerinin yanı sıra, özel hayatlarıyla ve oyuna getirmeye çalıştıkları farklı bakış açılarıyla merak uyandıran, icra ettikleri sporu başka bir seviyeye taşımaya çalışan isimlerin de var olduğunu gösteriyor. Peki kimdi bu unutulmaz isimler: Geçen sene kaybettiğimiz, snookerın asi genci “Kasırga” Alex Higgins, lakabıyla müsemma "Hortum" Jimmy White ve son yıllarda snookerın dünyada en çok tanınan yüzü "Roket" Ronnie O’Sullivan. Belki konuşmak için henüz çok erken ama işte şimdilerde bu ekibe yeni bir yıldız daha katılıyor gibi; Snookerın yaramaz çocuğu Judd Trump!
Snookerı yakından takip edenler onu aslında “’Roket’in rekorunu elinden alan çocuk” olarak çoktan tanıyordu. Ama Judd’un, kendisini tüm dünyaya tanıtan başarıları bu sene ile birlikte gelmeye başladı. Kazandığı 13 ve 15 yaş altı İngiltere şampiyonlukları, henüz 14 yaşında yarı finaline kadar çıktığı Dünya 21 Yaş Altı Şampiyonası ve yine aynı sene elde ettiği ilk 147’lik maksimum seri ile bir yıldızın doğuşu bizlere o günlerde müjdelenmişti. 14 yaşında elde ettiği bu başarı onu ayrıca, 'en genç 147'lik seriye ulaşan kişi' rekorunun da sahibi yapmıştı, üstelik bu rekor Ronnie O’Sullivan’ın uzun süredir elinde tuttuğu rekordu.
2011 yılı snooker için Judd Trump’ın senesi oldu desek abartmış olmayız. Daha önce birinci turda elendiği 2007 Dünya Şampiyonası'ndan sonra Cruicible'la ikinci randevusunda finale kadar çıkması bir anda tüm gözleri onun üzerine çevirdi. Finalde tecrübeli ıstaka John Higgins karşısında sergilediği korkusuz oyun, onu snookerseverlerin yeni gözdesi yapmaya yetti. Judd’un sadece bu yıl kazandığı kupalarla birlikte isminin yanına eklediği sıfatlar ise şöyle; Dünya Şampiyonası finalisti, Çin Açık Şampiyonu, iki Oyuncular Turu Şampiyonası etabı şampiyonu ve son olarak Britanya Şampiyonu.
picture

Judd Trump

Görsel kaynağı: Reuters

Genç oyuncu elde ettiği başarıların yanısıra, alışılmışın dışında giyim ve yaşam tarzı ile de şu sıralar basının gündeminde yer alıyor. Judd aslında tarzının yaşıtları arasında normal sayıldığını, durumun gazeteciler tarafından biraz abartıldığından biraz serzense de, bu genç yaşında gördüğü ilgiden oldukça memnun görünüyor. Uzun yol şöförü babasının işinden arda kalan tüm zamanları kendisini snooker çalışmalarına götürmek için harcadığını her röportajında anlatan Judd, kazandığı başarılarda ailesinin emeklerini göz ardı etmiyor.
İşin popularite ve pazarlama kısmına geldiğimizde ise (ki bir şekilde geliyoruz), göreve başladığından beri kendisini özellikle Avrupa ve Asya'daki genç seyircilerin dikkatini snookera yönetmeye adayan Barry Hearn faktörü devreye giriyor. Klasiklerin dışına taşan yaşam tarzı ve sahne aldığı turnuvalarda sergilemeye çaşıtlığı kendi üretimi (kendi tabiriyle) “naughty” tarz snookerı ile 22 yaşındaki bu genç Bristollü, tam da Barry Hearn’ın aradığı kişiydi. Judd için “Genç, yetenekli, çılgın bir saç stiline sahip, insanları eğlendiren ve onlara ilham veren..” sıfatlarını her fırsatta kullanan Hearn, 18-25 yaş arası izleyiciyi snookera yöneltmek konusunda ona çok güveniyor. Ve Judd’ın bir yıl içinde başardıklarını göz önünde bulundurursak Hearn'ün şimdiden amacına yavaş yavaş ulaşmakta olduğunu söyleyebiliriz.
Yer aldığı turnuvalarda bir şekilde kendinden bahsettirmeyi başaran Trump’ın masa üzerinde yapabildiklerini kelimelerle anlatmak biraz zor, çünkü ne yazsak eksik kalacağını biliyoruz. Onun snooker masasındaki hızıyla, kimsenin cesaret edemediği pot demeleriyle oyun içinde yarattığı farkı anlayabilmeniz için mutlaka birkaç kere izlemeniz gerekiyor. Ki sanırım bunun için fazla efor safretmeniz de gerekmeyecek, zira önümüzdeki yıllarda muhtemelen her turnuvada onu izliyor, sürekli başarılarından bahsediyor olacağız.
picture

Barry Hearn, Judd Trump

Görsel kaynağı: Reuters

Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam