Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

sharapova yeniden dogus

Eurosport
TarafındanEurosport

Yayınlandı 11/06/2012 - 13:56 GMT+3

Fransa Açık'ta zafere ulaşarak dört grand slam'i de kazanan tarihteki 10. kadın tenisçi olan Maria Sharapova bu başarıya nasıl ulaştı? İnan Güzelgün'ün kaleminden.

maria sharapova french open

Görsel kaynağı: Eurosport

Önceki gün Paris’te, görülmeye değer, yüzleri gülümseten bir şampiyonluk sevinci yaşadı Maria Sharapova. Maç sayısını alır almaz dizlerinin üstüne çöktü ve derin bir oh çekerek ellerini iki yana, kocaman açtı. Kortun dört bir yanından yükselen alkışlara ise defalarca havaya sıçrayarak karşılık verdi. Yaşadıklarının gerçek oluşuna inanamadığını, vücut dilinden anlamak gayet mümkündü...
Çok küçük yaşta tenis dünyasının gözbebeği olan Sharapova, 2008’de omzundan geçirdiği operasyon nedeniyle bir yıla yakın tenisten uzak kalmış ve dünya sıralamasında 126.lığa kadar gerilemişti. Hatta operasyondan sonra kortlara geri dönebilmesine şaşıranlar bile olmuştu. Tenisin efsane isimlerinden Martina Navratilova, onun yeniden zirveye çıkışını ve Roland Garros zaferini şöyle değerlendiriyor, “İki üç sene önce onun bu başarıya ulaşabileceğini düşünmüyordum. Fakat o bunu başardı. Bu, spor için harika bir şey ve tabii onun için de.” Kim bilir yeniden bu kadar başarılı olabileceğine Masha’nın kendisi bile ihtimal vermiyordu o günlerde... Ama oldu işte. Önceki gün kutladığı, toprak korttaki bu grand slam zaferi, tam dört yıl, 17 büyük turnuva ve kariyerini sonlandırabilecek bir sakatlığın ardından geldiği için bu kadar değerli oldu.
Tabii bir de bu şampiyonluk, kariyer grand slam’i için eksik kalan son parçayı tamamladı. Ancak bir başka anlamı daha var; bir zamanlar toprak korttaki hâline ‘cow on the ice’ (buzdaki inek) derken, Sharapova bugün her zeminde favori olan bir tenisçiye dönüşmeyi başardı.
Savaşçı bir karakteri olan Sharapova, 17 yaşında Wimbledon şampiyonluğunu kazanırken, bunu korkusuzluğuyla başardı. Zira en iyi dönemini yaşayan Serena Williams’ı başka türlü alt edemezdi. 2006 Amerika Açık’ı mücadeleci tavrıyla, 2008 Avustralya Açık’ı ise güçlü servisleriyle elde etti. Son olarak Fransa Açık’ı ona kazandıran ise, başından itibaren bir şampiyon edasıyla oynaması oldu.
“İlk karşıma çıktığında 17 yaşındaydı. O zamandan itibaren dünyanın en iyisi olmak istediği belliydi ve o yaşında bile şampiyon mentalitesine sahipti” diyen dünya eski bir numarası Lindsay Davenport, yeni dünya bir numarasından böyle bahsetti. Evet, Sharapova’nın kuvvetli ve rekabetçi bir oyuncu olduğu en başından beri bilinen bir gerçek. Mental olarak ne kadar güçlü olduğu da... Ancak bu sene Stuttgart’ta ve Paris’te onu izleyenler, çok daha üst bir seviyeye ulaştığını gördüler. Düşünün daha bir iki sene öncesine kadar, o sert görünümlü kızın zaman zaman nasıl da kırılgan bir hale gelebildiğini gözlemliyorduk. Geçen yılki Wimbledon finalini hatırlayın; rüzgâr tersine döndüğünde, sinirlerine hâkim olamamış, şampiyonluk avuçlarının arasından kayıp, Petra Kvitova’ya gitmişti. Geçen hafta yine Kvitova’yla, bu kez Roland Garros yarı finalinde karşılaştı. Ancak bu defa bambaşka bir görüntü vardı kortta. Sharapova bir ara servisini kırdırıp, üst üste oyunlar kaybederken bile kendinden emin tavrını ve konsantrasyonunu bir an olsun yitirmedi. Tüm maçlarını rahatlıkla geçip kupaya uzanırken, bir şampiyonda bulunması gereken özelliklerin artık hepsine, eksiksiz sahip olduğunu tüm dünyaya ilan etti.
picture

Maria Sharapova

Görsel kaynağı: From Official Website

Peki Maria Sharapova nasıl oldu da bir üst seviyeye çıkabildi? Omuz sakatlığından kurtulması onu çok rahatlattı. Bunu en başta söylemek gerek. Geçirdiği operasyon ve rehabilitasyon döneminin ardından, oyununda önemli rol oynayan servisleri rahat kullanmaya başladı ve 2009’un sonuna doğru sıralamada üst basamaklara tırmandı. Ancak Sharapova’nın son dönemdeki gelişimini esas olarak, 2010 yılının sonunda antrenörlüğünü yapmaya başlayan, İsveçli Thomas Hogstedt’e borçlu olduğunu söylemek gerekir. Eski bir tenis oyuncusu olan Hogstedt, geçen yıl Roland Garros’ta mutlu sona ulaşan, Li Na’yı da çalıştırmış bir isim. İsveçli antrenör, kadınlar tenisinin süper yıldızının toprak zeminde de başarılı olması için gereken tüm donanımı kısa sürede sağladı. Öncelikle, 1.88’lik oyuncunun korttaki hızını arttıracak çalışmalara ağırlık verdi ve oyunundaki yegâne zayıflık olan ayak çalışmasını hızlandırdı. Buna ilave olarak Sharapova’nın savunması da Hogstedt’in katkılarıyla oldukça güçlendi. Ve tüm bu kazanımlar, onun kortta kendisini daha güvenli hissetmesini sağladı.
“Kaç yaşında olursanız olun, bir oyuncu veya insan olarak her zaman kendinizi geliştirebilirsiniz. Maçlardan çok sayıda ders çıkarabilirsiniz. Ben oturup mazeret uydurmak yerine, daha çok antrenman yapmayı tercih ederim” diyerek çalışmanın önemine dikkat çeken tenisçinin son dönemdeki gelişiminde, Hogstedt ile yaptığı antrenmanların yanı sıra uzun yıllardır devam ettiği yoga seanslarının da payı var. Sharapova, yoganın kendisini rahatlattığını ve odaklanmasına yardımcı olduğunu söylüyor. Uzun rallilerde dahi dikkatini koruması ve stresli anlarda servisine artık daha iyi konsantre olması tesadüf olmasa gerek!
Zirve yolculuğunu Paris’te taçlandıran oyuncu, kariyeri boyunca sayısız darbe alsa da hep daha güçlü dönebilmeyi başardığını söylüyor. 25 yaşındaki tenisçi, toprak korttaki oyununun ciddiye alınmadığı günlerden, Fransa Açık boyunca yalnızca tek set vererek şampiyonluğa ulaşacak bir seviyeye geldi.
Final maçından sonra, soruları cevaplayan Sharapova, kariyer grand slam’ini tamamladığı için doyuma ulaşıp ulaşmadığını soran bir gazeteciye, daha başaracak çok şeyin olduğunu söyledi ve şöyle devam etti, “Evet param, şöhretim, zaferlerim ve grand slam’lerim var. Ancak bir şeye olan sevginiz bunların hepsinden büyükse; çok zor bir günün sizi beklediğini bile bile, hava buz gibi soğuk olduğunda dahi, sabah kalkıp yola devam edersiniz.”
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam