Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Kort değil Acil Servis

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 27/12/2011 - 06:26 GMT+2

Geride bıraktığımız yılda kortlardaki başarı öykülerinin yanında hastalıklar ve sakatlıklar da dikkat çekti. Kortların karanlık yüzü bu yıl da lanetini sporcularına üzerinden eksik etmedi. Onur Akmeriç 2011'in talihsizlerini yazdı.

Venus Williams of the US (L) is assisted as she walks off court

Görsel kaynağı: AFP

Doktor House muayene odasına yaklaşıyor. Tahta bastonunun sesi kulaklarda yankılanıyor. Odayı yine bir kibir dalgası kaplayacak ve doktorumuzun ağzından hiç duymadığımız birkaç isim dökülecek... Acaba bu sefer hangi hastanın karışık vakasını çözecek? Hangi bilmediğimiz hastalığı saklandığı yerden bulup çıkaracak?
Sakatlıktan tamamen arınmış bir spor düşünmek imkansız. Ancak bu sezon tenis dünyasına baktığımızda antrenman ya da maç dolaylı sakatlıkların yanında “hastane dizileri”nde duymaya alıştığımız sendromlar da dikkat çekiyor.
Avustralya Açık’ta Andrea Petkovic karşısında oynadığı dördüncü tur maçında dizinden sakatlanarak turnuvayı yarıda bırakmak zorunda kalan Venus Williams için bu alışıldık bir durum değildi. ABD’li tenisçi her zaman güçlü fiziksel yapısıyla dikkat çekiyordu. Profesyonel olduğu 1994 yılından bu yana ilk defa bir Grand Slam mücadelesini yarıda bırakan Venus, en son bir müsabakadan sakatlık nedeniyle çekildiğinde ise takvimler 2004’ü gösteriyordu.
Dönüşü beş ayı buldu. Eastbourne ve Wimbledon’da yarı final göremeden elenişlerin ardından viral bir rahatsızlık nedeniyle bir süre daha tenisten uzak kalacağı açıklandı. Venus’ün bu “gizemli hastalığı” medyada geniş yankı buldu. Birkaç hafta sonra rahatsızlığın aslında viral olmadığı, bir bağışıklık sistemi bozukluğu olduğu belirtildi. Sjögren Sendromu olarak literatüre giren bu hastalık bir otoimmün rahatsızlığı. Vücudun bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine saldırmasına neden olan ve kişiyi güçsüz ve korunmasız bırakan bu sendromla savaşmak hiç de kolay olmamalı.
Venus sezon sonuna kadar mücadeleci maçlardan uzak kaldı. Son ayda birkaç gösteri maçıyla yeni sezon için ısınma hazırlıklarına girişti.
Küçük kardeşi Serena ise bir önceki sezondan gelen sakatlığı ile yeni yıla giriş yapmıştı. Geri dönüşü sürekli ertelenen ve bu süreçte sıralamada ilk 200’ün dahi dışına çıkan ABD’li tenisçi ayağından olduğu ameliyatlar nedeniyle iç kanama ve akciğer embolisi geçirirerek yürekleri ağızlara getirdi. Akciğere kan pıhtısı kaçmasıyla vuku bulan emboli birkaç yıl önce Fransız tenisçi Mathieu Montcourt’un ölümüne neden olmuştu.
picture

Serena Williams

Görsel kaynağı: Eurosport

Bütün bu kötü günleri atlatan Serena Williams, çim sezonunda kortlardaydı. Temmuzda ise ilk şampiyonluğunu elde etmişti bile.
Sadece ayağına yaptırdığı pedikürün bir zincir reaksiyonu tetikleyeceğinin farkında değildi Williams. Peki Clijsters? 2009’daki geri dönüşünün ardından formunun tekrar zirvesine çıkan Belçikalı sezon başında kaldırdığı Avustralya Açık kupasından sonra Fransa Açık’ın da en büyük favorisiydi. Ancak Mart ayında katıldığı kuzeninin düğününde “Yüksek yüksek tepelere” şeklinde dans ederken kontrolü kaybedip ayak bileğini sakatlaması belki de turun bu yılki kaderini değiştirdi.
Fransa Açık’ta beklenmedik şekilde Arantxa Rus’a mağlup olan eski dünya 1 numarası, ayak bileğindeki ve karnındaki sakatlıklar nedeniyle üst üste iki kez kazandığı Amerika Açık’tan bu yıl çekilmek zorunda kaldı.
Tenisçinin klasiği: Mono
Bütün hastalıklar kadınlarda değildi. Dünya dört numaralı koltuğa kadar çıkmış olan iki kez Roland Garros finalisti Robin Söderling de artık bütün tenisseverlerin dağarcığına girmiş olan mononükleoz nedeniyle zor bir süreçten geçiyor. Mononükleoz (öpücük hastalığı) viral bir rahatsızlık. Kişiyi takatsiz bırakıyor tıpkı otoimmun hastalıklar gibi. 2012 Avustralya Açık’tan da çekilen İsveçli şu an sıralamada 13. basamakta. Mono yüzünden Mario Ancic’in kariyeri bitmiş, Federer düşüş yaşamıştı. Umalım da Söderling atlatabilsin.
Kronik sırt rahatsızlığı olan Dinara Safina’nın durumu da ayrı bir vaka. Final oynadığı 2009 Roland Garros’tan bu yana düşüşte. Sezon başında Avustralya Açık ilk turunda Clijsters’tan oyun alamadan elenmesi psikolojik olarak da şalterleri kapatmasına neden oldu. Ondan sonra çıktığı maçlarda istediği performansı gösteremeyen Rus tenisçi, süresiz olarak ara verdi tenise. Karakter olarak tam zıttı abisi Safin’e göre tenisi bıraktı ama o kesin kararını vermediğini ısrarla söylüyor.
Ve son olarak Alisa Kleybanova. Bu sezon Fransa Açık'tan itibaren birçok turnuvadan çekilden Rus raketin sorunu yazın belli oldu: Hodgkin Lenfoması. Kleybanova'nın şansı akyuvarları etkileyen bu kanserin erken teşhis edilmiş olması. İtalya'da hemen tedavisine başlanan başarılı tenisçi, bütün WTA Tur oyuncularından gönderilen destek mesajları ile daha da moral buldu.
picture

alisa kleybanova

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Tenis bilgi dağarcığımıza yeni yeni hastalıklar eklemeye devam ediyor. Sakatlıktan arınmış bir sezon olmayacak 2012 ama umarım bu hastalıkların oranı en aza iner.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam