Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Petra Kvitova’nın kaleminden hatırlanmaya değer iyileşmesi

Eurosport Türkiye

Yayınlandı 16/07/2020 - 15:43 GMT+3

Kerim Kılıç, Petra Kvitova'nın kaleme aldığı yazıyı çevirdi.

Tennis Exhibition Champions Berlin : Highlight Kvitova - Bertens

Görsel kaynağı: Eurosport

*Bu yazı koronavirüs dönemi öncesinde ESPN'de yayımlanmıştır.
Bir buçuk yıl öncesinde, Petra Kvitova bir raketitekrardan düzgün bir şekilde kavrayabilecek durumda olup olamayacağını bilmiyordu. Çekya’da, Prostejov'daki evinde bıçaklı bir saldırgana karşı kendini savunan iki kez Wimbledon şampiyonu, Aralık 2016'da baskın bir şekilde kullandığı sol elinden ağır şekilde yaralanmıştı. Zarar görmüş tendonlar ve sinirleri onarmak için yapılan dört saatlik bir ameliyattan sonra, 28 yaşındaki Kvitova yoğun fizik tedavi rotasında uzun bir yolculuğa çıktı ve üç setlik maçlarda yenilmesini zorlaştıran, maçı asla bırakmayan zihniyetini tekrar kazanmak için çalıştı.
Bugünlerde, 2012 Fransa Açık yarı finalisti, 27 Mayıs’ta, sezonun ikinci Grand Slam’i başladığında tekrardan toprağın derinliklerine inecek gibi gözüküyor. Kvitova’nın kıpkırmızı oje sürdüğü parmaklarıyla açılış maçı için geldiği kort, onun geçtiğimiz bahar ani ve beklenmedik bir şekilde erkenden tenise döndüğü yerdi. O zamandan beri, beş turnuva şampiyonluğu elde etti ve tekrardan ilk 10’a girdi. Saldırganın kimliği belirsizliğini koruyor ve Kvitova hâlâ sol elinden tam anlamıyla güç ve his alamıyor. Ancak The Mag’le yakın zamanda yaptığı bir söyleşide, Kvitova iyimser bir şekilde, gelebildiği noktadan oldukça memnun olduğunu söylemişti. Bu, onun geri dönüş yolculuğunun hikayesi, Kvitova’nın kaleminden:
Başlangıçta oldukça zordu. Hâlâ saldırgan yüzünden etrafıma bakınıyordum -eğer oradaysa veyahut da başka bir yerde. Çok tuhaf bir duyguydu. Geriye dönüp baktığım ve düşüncelere kapıldığım zamanlar oluyor, ama bunun daha iyi olduğunu düşünüyorum. Yetkililer hâlâ onu yakalamak istiyor ve umarım bir gün yakalayacaklar.
Saldırı gerçekleştiğinde, açıkça görülüyor ki büyük bir şeydi. Televizyonda, gazetelerde, her yerdeydi ve Hollywood’dan bir film gibiydi, sanki ben değilmişim gibi. Hastanede yatakta yatmak ve haberlerde bunları görmek oldukça tuhaf hissettirmişti. Zaman geçtikçe, her şeyin nasıl gerçekleştiği hakkında birçok söylenti duydum. Hiçbir şey söyleyememiştim çünkü hiçbir şeyin nasıl sonuçlanacağını bilmiyordum – mesela tekrar oynayabileceğimi veya oynayamayacağımı. Hayranlarımın karşısına yanlış şeylerle çıkmak istemedim. Bu yüzden doktorum o zaman birçok kez söylemişti. Elimin önceki ve sonraki hâlinin fotoğraflarını yayınladım. Günün sonunda bu bana çok yardımcı oldu.
İyileşmenin fiziksel kısmı biraz daha kolaydı ve zihinsel tarafla karşılaştırıldığında daha iyi gitmişti. Rehabilitasyon için çok çalıştım. Bir sporcu olarak her zaman daha fazlasını yapmak istiyorsunuz. Dürüst olmak gerekirse, gerektiğinden biraz daha fazlasını yaptığımı düşünüyorum (Gülüyor). Bence doktorum da bunu biliyor.
Elim atelin içindeyken fazla bir şey yapamıyordum. İlk zamanlarda, sadece pasif hareketlerdi. Sağ elimle parmaklarımı çok dikkatli bir şekilde tek bir konuma getiriyordum. Parmaklarım kaskatı durumdaydı ve bu bana acı veriyordu. Sadece daha fazla hareket etmeye çalışıyordum. Elimde, elimdeki sinirlerde ve bağlarda elektrotlar vardı. Elektrotlar parmaklarımı hareket ettiriyordu çünkü bunu tek başıma yapamıyordum. Bu en zoruydu. Doğrusunu söylemek gerekirse acı verici ve sıkıcıydı.
Tekrar tenis oynamaya ve raketi tutmaya başladıktan sonra doktorum daha fazla egzersize ihtiyacım olmadığını söyledi. Bağlar için haddinden fazla olabilirmiş. Onun söylediğine göre, tenis oynamak en iyi rehabilitasyondu. Elim bir hayli şişmiş durumdaydı ve bu acı vericiydi çünkü yara izleri hâlâ duruyordu ve bu yüzden raketi tutmak ve toplara vurmak hakikaten kolay değildi. Doğrusu, o hissi hâlâ hatırlıyorum.
Turda değilken bile hayranlarımdan, oyunculardan ve WTA’den çok fazla şey hissetmiştim. Geçen yıl Paris’e döndüğümde oradaki tüm insanların bana nasıl gülen yüzlerle baktıklarını hâlâ hatırlıyorum. Oldukça içten bir şekilde bana iyi dileklerde bulunduklarını ve bana eşlik ettiklerini hissetmiştim. Bazılarının benimle konuşamadıklarını düşünüyordum, bana karşı nasıl davranacaklarını bilmiyorlardı. Ne söyleyebilirlerdi ki? Diğer insanların başına herhangi bir şey gelmiş olsa ben de aynı durumda olabilirdim. Sadece normal olmak istemiştim. İnsanların beni Petra olarak, bir tenis oyuncusu olarak görmelerinden oldukça mutluyum.
Petra Kvitova
Şubat ayında, Doha’da, eğer yarın kazanırsam tekrardan ilk 10’a gireceğimi söylediklerinde bu durumu ‘Oh, gerçekten mi?’ diyerek karşılamıştım. Bundan bir yıl önce neler yaptığıma dönüp baktığımda burada olmayı hayal edemezdim. Rehabilitasyondan öğrendiğim şey tenis hemen şimdi hayatımda olmalı düşüncesiydi. Gerçekten de ileriyi göremeyecek durumdaydım. Hakikaten ne olacağını ve nasıl uyanacağınızı bilmiyorsunuz. Oyunumun seviyesini yükseltebilirim ama yine de iyi ve kötü günlerim, iyi turnuvalarım ve ilk turda elendiğim turnuvalar olacak. Bu işler böyle yürüyor.
Toprakta oynamayı seven bir oyuncu asla olmayacağım. Kortta çok iyi topspinlerim yok ve rahat hareket edemiyorum. Ama öte yandan, toprak kortun benim için iyi olduğunu düşünüyorum çünkü diğer kortlara nazaran daha yavaş bir kortta vuruşlarım için yeterli zamanım olacak. Gerçekten rakibe doğru agresif bir şekilde hücum edebiliyorsam karşılamak için zamanları yok demektir. Bu bir avantaj. Aynı zamanda farklı bir taktik. Fiziksel olarak daha uzun rallilere ve slide’lara hazırlıklı olmak zorundayım.
Bir takma adım var: Petra’nın yerine E’nin 3’e dönüştüğü şekliyle P3tra. Üçüncü setlerde daima içimde bir şey buluyorum. Kendime olan güvenim ve zihinsel açıdan buna sahip olmak güzel. Kimi zaman bir seti kaybettiğimde maçı hâlâ kazanabilecek durumda olacağımı biliyorum.
Yara izleri hâlâ oldukça kötü durumda. Doktorum daha iyiye gideceğini düşünüyor. Bir daha asla eskisi gibi olmayacak ama yüzde kaçıma ulaşabileceğimi göreceğiz. O olaydan sonra manikür yaptırmaya ilk defa gidişim en mutlu ânımdı. Takı takmayı seviyorum. Elim çok şiştiğinde hiç takı takamıyordum. Bu yüzden yüzüğümü tekrar takmak için uzunca bir süredir bekliyordum. Alışık olduğumdan daha büyük bir ölçüye sahip ama bundan şikayetçi değilim.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam